Bu ilk Parise gelisim. Nedense gittigim, gezdigim heryere bir gazeteci edasiyla yaklastim oldum olasi. Artik bir cogumuzun her sabah mutlaka okudugu bir gazete durumunu alan hafife izlenimlerimi yazayim dedim…

* Burda bu aralar halkin tek muhabbeti Le Pen ( Su asiri milliyetci ve cumhurbaskanligi secimlerinin ilk turunu gecen adam ). Sosyal demokrasiyi fazlasiyla icsellestirmis olan Fansizlarin cogu sokta, bu gayet net goruluyor. Sonuc olarak demokratik bir secimle oylarini alan Le Pen in bu oylari almas olmasini heryerde oldukca kalabalik gosterilerle protesto ediyorlar. Ozellikle yabancilar cok rahatsiz Le Pen in irkci soyleminden. Bir de adam kesinlikle Avrupa birligine karsi oldugundan, Avrupa birligi ugruna Franklarindan vazgecip Euroyu bile zorla sineye cekmis olan kulturune duskun Fransizlar. Polisler arasinda yapilan bir anketten cikan sonuc da burada ki yabacilarin durumunu ortaya koyuyor aslinda: Yuzde 61 Le Pen…

* Yillardir icimde ukteydi, dun Jim Morrison i ziyaret ettim. Tabii ki Jim e yanimda Jim Beam goturdum, topragini suladim ama ben mezarin uzerinde sigaralar, otlar siringalar vardir diye dusunurken yapay kirmizi guller gorunce sasirdim. Karizmasi gitmis babanin bu gullerle… Bir de dunya sanat tarihinin devlerinin yattigi bir mezarlik olan Pere Lachaise in etrafinda ki tum cfelerde Jim resimleri posterleri var sadece. 500 yillik bir tarihin yattigi, bu dunyanin en meshur mezarliginin simgesi; ziyaretcilerinin taskinligi yuzunden ordan cikarilmasi dusunulen 28 yil yasayabilmis bir rock stari…

* Paris pis. Yerlerin Istanbuldan hic farki yok, izmaritler, jelatinler, posetler…

* Kaldigim yerde kullandigim bu bilgisyarda internet acaip hizli. Cable 256, daha ne olsun. Ama hayatim da ilk defa A klavye goruyorum… Bir cok isaretin nerede oldugunu 3 gundur cozemedim. Artik duzeltirsin sevgili vic!

* Salvador Dali nin evine gittim kapaliydi cok bozuldum. Dolanirken dakka basi bir cafe ye girip biseyler icmekten yoruldum. Bu adamlar boyle yasiyor. Pigale de Kirmizi degirmenin onunde hep kuyruk var, filmden oncede boylemiydi acaba. Fransiz komunistlerin son direnis noktasi Monmarte da onlari oldurdukten sonra zafer unutulmasin diye dehset bir kilise yapmislar; Sacre Coeur. Filmi seyredenler bilirler Amelie de oklar cizerek cocugu oynattigi sahnedeki yer orasiymis, gorunce anladim, cok hosuma gitti. Filmde Amelie nin calistigi cafe de tam karsisinda duruyor. Elbette oturup parmagimla masaya dokulen seker tanelerini toplayarak kahvemi ictim.

* Ve sarap, sarap, sarap… her ne kadar yediklerimin bazisina rakiyi burda da cok yakistirsam da sarap olayi tabii ki muthis. Devamli iciyorum…

Neyse simdilik bu acaip klavyeyle bu kadar. Bir kac gun daha buradayim, zamanim olursa biraz daha yazarim…

Not: Sevgili Hafif tur olarak Gezi yokmus simdi farkettim… bence cok lazim…