“Güzel vücutlar boş suratlarBenimse onikotillomanim var.”% 45’imizde olduğu gibi…

İlkokula başladığım zamandı, en yakın arkadaşımdan görmüştüm usül ve adabını. Sonraları ise onun benden öğrendiği aileler arasında yayılacak ve kötü örnek yaftası bir ömür üzerimde kalacaktı. Yıllaar yıllaar sonra “Ya hu nedir bu böyle bırakamadığım, bedenimin farkında olmadığım zamanlar da bile vazifesini bir memur gibi eda ettiği şey?” diye bir araştırayım dedim ve başlıktaki ada ulaştım.Onikotillomani, tırnakların koparılması veya tırnak yeme alışkanlığı olarak literatüre geçmiş, hatta buna muzdarip olanların tırnaklarından küçük parçalar koparıp parazit içerdiklerini iddia ettikleri bile öne sürülmüş çoktan. Biraz daha okuyuncatahmin edileceği gibi işin içinde olmazsa olmaz psişik- obsesyonel sorunlar yattığını, genellikle 3-4 yaşlarında başladığını, ergenlikte nerdeyse iki kişiden birinin tırnaklarını kendine meze yaptığını, bunu yetişkinliğinde de sürdürenlerin sayısının hiç de az olmadığını, bunun aynı zamanda bir çeşit stresten kaçma yolu olduğunu öğrendim.Bunun başlı başına bir sorun haline gelebileceğini, parazit, hepatit gibi enfeksiyonlara sebep olabileceğini okuyunca biraz tırstım da. İşin bu kadar çetrefilli olduğunu düşünmüyordum açıkcası; başlarda arkadaşımla ortak bir yanımızdı, sonrasında ise elleri oyalamanın bir yolu. Ve en önemlisi, bundan keyif almamdı. Ama biraz düşününce tırnaklarımı kemirdiğim zamanların psikolojik olarak pek rahat olmadığım zamanlar olduğunu farkettim ve keyfim kaçtı tabii. Bendekinin de çocukluğuma inilerek çözülebilecek türlerden olduğunu kabul etmek istemiyorum galiba. Tabir-i caizse çekirdek çitlemek neyse tırnak kemirmek de o benim için, altında ne yatarsa yatsın. Hem istediğim zaman bırakabilirim.Bırakmak için de çeşitli çözümler üretilmiş. Bıraktırmaya yönelik ilaç türü birşeyler satanlar da var. Çoğunluk bir uzman desteğini öneriyor tabii.Bana da en çok tırnaklarıma acı oje sürmem önerilir. Ama o zaman tırnaklarımı kemiremem ki…