Her gün yeni bir orman yangını- bugün yine 50 hektarlık bir orman yangını haberi var,sularımız tükeniyor,evimizdeki musluklardan sadece tısssssss sesi geliyor ,topraklarımız kurudu,sondaj yapılarak 100-150 metreden çıkarılan sular bile azaldı,ondan derinde su mu var,kaya mı bilemiyoruz.Bu da susuzluktan çatlayan verimli topraklarda yetişmesi beklenen sebzelerin veriminin düşmesini veya daha olgunlaşamadan kurumasını sağlıyor. Sular tükendikçe,suyla hayat bulan yaşam ortaklarımız da yavaş yavaş yok oluyor,onlar yok oldukça da bizler yavaş yavaş ölüyoruz işte,kaçınılmaz olan bu.Çiftçilik yaparak geçinen aileler,ekonomik sıkıntılardan dolayı yeni arayışlar içinde fidancılık yapıyor,çiçek üretiyor,hayvancılık yapıyor büyük sıkıntılarla.Kuruyan toprak,nasırlı ellerinde darmadağın olurken,güneşten daha çok yakıyor içini çiftçinin.Çocuklarına kalıp toprağını işlemesini öneremiyor dertli anne,gelecek göremediği için.Küçük Menderes havzası,ülkemizin en verimli ovalarından bir tanesi ama, yavaş yavaş kuruyor,yavaş yavaş ölüyor,kimse önlem almıyor.Bağrına bıçak gibi saplanan su tesisleri ovanın suyunu çekiyor,ağaçlar kuruyor,kimse buna çözüm üretmiyor.Sağlıkta da vardır bu,önemli olan hasta olmadan önce önlem almaktır,son aşamaya gelmeden çözüm bulmaktır.Yavaş yavaş ölüyoruz.Farkında mısınız?