Turritopsis Nutricula
Turritopsis Nutricula

Çok nadir de olsa zaman zaman ölümsüzlük üzerine buluş haberlerini okumakta ve her defasında kendi kendime mümkün mü diye sormaktayım. Bazı bilimkurgu filmlerinde ölümsüz insanları veya birkaç saniyede geçen büyük yaralar ve hastalıkları görüyoruz. Şu bir gerçek ki insanoğlu varolduğu andan bu yana yaşamıda ölümüde anlamlandırmaya çalışmıştır. Aslında bir çok inanışın içinde de ölümü ve yok olmayı kabullenmemeden doğan açıklamalar veya adına her ne denirse mevcut bulunmakta.Dolayısıyla yaşamı anlamlandırmayı öncelikle inançlarıyla başarmaya çalışmış, kimi zamanda düşünmekten vazgeçerek hayatına devam etmeyi tercih etmiştir. Fakat öyle bir kesim var ki ilgilendiği ve açıklamaya çalıştığı bir olgunun peşini bırakmaz, er ya da geç bunu açıklamaya çalışır ve yaptığı deney ve gözlemlerle de ulaştığı sonuçları destekler ve doğruluğunu sağlamlaştıran yeni bulgulara ulaşmaya çalışır.Evet Bilim dünyasından ve bu Dünyayı oluşturan bilim adamlarından bahsediyorum. Geçen günlerde yine okuduğum bir haber beni heyecanlandırdı. Habere göre Ukraynalı Tıp profesörü Konstantin Rasin, “atom çekirdeği yapımı teorisi” ile insanın ölümsüzlüğünün önünün açıldığını açıkladı. Bu teoriyle beynin fonksiyonlarını yitiren parçaların yerine protez yerleştirilebilecek. Rasin, ayrıca farklı sensörlerle insanların kişiliğinin kopyalanabileceğini söyledi.
Diğer yandan başka bir bilim adamı bir patolog olan Michael Zimmerman, buzullar içerisinde bulunan cesetlerin çoğunda vücut bütünlüğünün bozulmadığını gözlemlemiş ve yaptığı araştırmalar sonucunda bulunan cesetlern bazılarında aradan yüzyıllar geçmesine rağmen sağlam hemoglobin hücreleri bulunduğunu gördü. Bu konuda çok daha eskilere dayanırsak 1918 de İngiltere’deki Tıp Araştırmaları Millî Enstitüsü’nden Audrey Smith ve beraberindekiler deri, gözün kornea tabakası ve bazı salgı bezlerini haftalar boyunca dondurarak tekrar eski durumlarına getirdiler ve bu organ parçalarının işlevlerinin devam ettiğini gördüler.
Başka bir araştırma sonuçları ise daha sevindirici çünkü sonucu başarılı ve ileriye yönelik umut veriyor. Minnesota Üniversitesinde yapılan deney sonucunda bilim adamları ölü bir kalbi yeniden canlandırmayı başardılar. Bu aşamada ölü bir farenin kalbine yeni doğan bir farenin kök hücreleri enjekte edildi ve 8 gün içinde ölü kalp atmaya başladı. Bilim adamları, kök Hücre tedavisi olarak daha önce duyduğumuz bu işlemle insan vücudunun tamamen kendi kendini yenilemesinin mümkün olabilecek.
Karayip kıyılarında görülen ve ölüme yaklaştığında eski evresi “polip“e dönen Deniz Analarını araştıran Bilim adamları ise “Turritopsis nutricula’ adlı Deniz Analarının böyle bir durumdaki hücre değişimlerini açıklayabilirsek bu tür bir özelliği insan hücrelerine de adapte edilebileceğini açıkladı.
Yine konuya ilişkin araştırmalarını ve tespitlerini paylaşan Ray Kurzweil ise Nanoteknolojinin sonsuza dek yaşamanın anahtarı olduğunu belirterek zaman içerisinde bütün organların yapay olarak üretilebileceğini ve insanların yapay organ ve uzuvlarla sonsuza dek yaşamasının yanı sıra bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz gibi yarı insan yarı robot canlılara dönüşeceğimizi söyledi.
Harward Üniversitesi gen araştırmacıları da ölümsüzlüğün temel anahtarının hücrenin yaşatılması olduğunu, bunun için de germ (yeni hücre üreten) hücrelerinin ölen somatik (ana hücre) hücrelerin yerini alacak yeni hücreleri üretebileceğini belirtmişler. Son olarak Ünlü İngiliz Bilim Adamı Desmond Morris ise 2008 Yılında yayınladığı bir makalesinde Bağışıklık sistemini mükemmelleştirilmesine paralel olarak normalden çok daha fazla bir yaşam süresine erişilebileceğini belirtmiştir. Tabi burda dikkat edilmesi gereken bir husus var ki o da ölümün sadece hastalıklarla gerçekleşmediği.
Açıkçası konuyla ilgili olarak daha önce de dediğim gibi değişik zamanlarda farklı açıklamalar ve araştırmalar yapılmıştır. Ölümü ve yok olmayı kabullenmeyen insanoğlu bu arayışlarını şimdiye kadar yaptıkları gibi yapmaya devam edeceklerdir. Başarılı olurlar mı, bu hayal gerçeğe dönüşür mü bilinmez ama Bilimde sınır yoktur sonuçta.Umarım hayatımıza katkı sağlayacak her alanda başarılı olurlar..