öz
isim1 . Bir kimsenin benliği, kendi manevî varlığı, nefis, derun.2 . (mecaz) Bir şeyin temel öğesi, künh, zübde.3 . (zamir) Kendi, zat.4 . Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hulâsa.
özlemek
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek.
O; benim benliğim, hatta kendi manevi varlığım, nefsim, derunum. Karakterimi kimsenin anlayamadığı şekilde anladığından beri, O benim, ben de O. Tek isteğim, ve isteğimin karşılığı. Belki de benim temel öğem, künhüm, zübdem. Dışarıdan görünmeyen kısmım, özelliğim. Tamamen kendim O, zattım. Aynaya baktığımda yüzü, baktığında yüzüm. “Sen, nasıl birisin?” sorusuna cevabım. Zaman zaman en kuvvetli ve en kıvamlı bölümüm, hulâsam. Azmim, hırsım, bazen hırçınlığım. Başarım. Kimi zaman herhangi bir şeye sebebim. Odak noktam, kaynağım.
O’nu görmeyi, O’na kavuşmayı istiyorum şimdi, tüm benliğimle, özümle. Karşısına oturup bana bakışını izlemek istiyorum. Beni resmederken hissettiklerini yine anlamaya çalışmak istiyorum. Balkonda, sigaradan bir nefes sonrası kahvemi yudumlarken, O’nun da karşımda sigaradan bir nefes sonrası kahvesini yudumladığını görmek istiyorum. Sıram geldiğinde düşünmemi seyretmesini istiyorum, ve sırası geldiğinde düşünmesini seyretmek. Görüntüler gözlerime, sesler kulaklarıma akınlar düzenlerken, ben sadece O’nun saçları arasında, O’na dokunurken hissettiğim duyu akınları arasında dalıp gitmek istiyorum. Aynı havayı solumak ne kelime; verdiği nefesi aldığım nefes yapmak istiyorum.Artık yine O’na sarılıp uyumak, uyandığımda da “Evet, O!” demek, yine daha çok sarılmak istiyorum.O’nu seviyorum.