Doktorlar çağırdı,gittim odalarına-Buyrun Oturun Lütfen-Peki (Dağıtacaklar şimdi beni belli işte otur ayakta kalma söyleyeceklerimizden sonra sarsılacaksın sonra bayılırsın kafanı bir yere çarpar başımıza iş açarsın otur işte sağlam olsun)-Sanırım hastanızın durumundan haberdar değilsiniz? Sizi çok umutlu görüyoruz o nedenle gerçeği bilmeniz gerektiğini düşündük.-(İşte şimdi bittim ben “O”nun gidişine hazır ol diyecekler.Nasıl sustursam şunları?) “O”nun bu hastalığı ancak moralle yeneceğini biliyorum o nedenle elimden geleni yapıyorum.-“O”nun tüm ciğerlerini sarmış ve dağınık durumda ancak bir kütle var ki hızla büyüyor (söyleme işte biliyorum ben ne olduğunu ama kabullenmek ağrıma gidiyor sus söyleme ağlamamak için dudaklarımı parçalıyorum boğazımda yumru nefes alamıyorum sus dedim sus) damara gelerek parçalamasını bekliyoruz.O nedenle hastanızı bir an bile yalnız bırakmamalısınız-geldiğimden beri hiç ayrılmadım yanından…(Konuşamıyorum artık sadece gözlerimi silerken kafa sallıyorum biliyorum der gibi bir sessizlik şaşırıyorlar bana günlerdir dimdik ayakta duran hiç ağlamayan kadın şimdi ağlamasını kesemiyor diye.Çok uğraşıyorum ağlamayı kesip konuşmak için ama kendime geçmiyor hükmüm o da doktorların sözüne inanıyor mu ne? Yok inanamaz.Doktorlar beni teselli etmeye çalışıyor ama buna bile izin vermiyorum konuşamıyorum ama işaret parmağımla hemşirelerin resimlerindeki gibi susun işareti yapıyorum ve susuyorlar.Derin bir nefes alıyorum.)Dünyada örnekleri var bu konu ile ilgili çok araştırma yaptım milyonda da bir olsa mucize şansı var ve ben o mucize hakkımı kullanmak istiyorum.Ben “O”nunla bu hastaneden yürüyerek çıkacağım.Şimdi müsaadenizle “O”nun yanına gitmeliyim.( bir şey söylemelerine fırsat vermeden atıyorum kendimi odadan dışarı hastanede tek başıma kalacağım yer wc önce kendimi toparlamalıyım yoksa bu halde “O”nun odasına nasıl gider ve gözlerine bakabilirim ki?)Wc boş hıçkırıklarımı salıyorum rahatça ahhh bu nasıl bir acı yüreğim sökülür gibi fayanslara tırnaklarımı geçiriyorum manikürüm bozuluyor “O” bunu fark eder ve üzülür kendine gel aynada gözüm gördüğüm yüz korkutuyor beni rimellerim akmış “O” ağladığımı anlarsa kahrolur hemen düzelt saçını başını makyajını tazele,tırnakları saklarım bir süre ve ona çaktırmadan törpülerim hemen.Ahhh aklıma neler geliyor senin yerine orada yatan ben olsaydım şimdi burayı ayağa kaldırırdın ben yapmaz mıyım senin için aynı şeyi yaparım tabii ki ama ayağa kalkması gereken burası değil…SENSİN SENNNN!!!
yorumlar
Volkan Konakah gurbet zalim gurbetağlatırsın adamıgözümde yaş kalmadıbıraksana yakamıvay seni cerrahpaşaiçmem suyundan içmembir dahaki seneyeyolcuda gelup geçmemyaş akar gözüm sızlarne kalur gerisineherkesun bir dersi vardurur içerisindeinanduk doktorlaraöyle böyle dedilerayrılık defterinielimize verdilerdoktorlarda ne bilirciğerun acisinicerrahpaşa’ya koydumcanumun yarisini
🙁
hastanede belki tek güzel olay vardır o da hasta yakınlarının dayanışmasıdır.güzel dostluklar kurulur çünkü hepsinin ciğeri yanıktır,bilirler,anlarlar sen ne haldesinçünkü seni kendi gibi bilirler.
insanın sevdigini kaybetmesi zordur,SESSİZ GEMİArtık demir alma günü gelmişse zamandan,Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan.Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli,Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu!Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler;Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler.Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.yahya kemal siirinde giden memnun ki der,sanırım annesine atfen bu cumleyi yazmıs,yahya kemalin annesi komsuları tarafından cok sevilirmis,olumunden sonra komsular cok uzulmusler,komsulardan biri ruyasında onu gormus,ona geri gelsene demis,yahya kemalin annesi “ben burada cok mutluyum,neden doneyim ki “diyerek cevap vermis,iste bu yuzden yahya kemal siirinde su mısraları kullanmıs:”Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden”
onlar memnun belki yerinden ama geride kalanlar için durum farklı oluyor sanırım.
orası oyle,ama onların mutlu oldugunu dusunmek acıyı hafifletir
yildirimyild doğru söylüyorsunuz da ondan bir emin olabilsek zaten.herkes Yahya Kemal’in Annesi annesi gibi rüyada görüp haber alamıyor ki 🙁
evet dogru,ama cocugunu kaybedenler bundan emin olabilir,en buyuk acı evlat acısıdır,eger cocugunu kucuk yasta kaybetmisse zaten cocugun mutlu olacagı kesin,neyse huzunlu havayı bozmayalım,
yildirimyild hüzünlü havayı bozmuyorsunuz zaten ama sürekli irdelenmekten bu konuda da irdeleneceğinizi düşünmenize şaşırmadım doğrusu insan buna bile alışıyor sanırım.en büyük acı evlat acısı tabii ki Rabbim kimseye yaşatmasın inşallah.kimseyi sevdiklerinden ayırmasın.yıllar önce iki muhabbet kuşu hediye gelmişti bir süre sonra bende başkasına hediye ettim ve bir olaydan dolayı ikisi birlikte ölmüş hiç üzülmedin oysa karınca bile ezilse üzer beni ya da bir ağacın dalı kopsa yine üzülürüm.muhabbet kuşlarına üzülmedim çünkü onlar birbirlerini öyle çok seviyorlardı ki vakitlerinin çoğunu birbirleri ile ilgilenerek geçiriyorlardı eğer biri ölüp diğeri geride kalsaydı işte o zaman çok üzülürdüm.
cok guzel,
teşekkür ederim.
bu fotoğrafı buraya koyduğum için pişmanım her gördüğümde o anı tekrar yaşamama neden oluyor.
bu yorumu okuduktan sonra bende kendimi kotu hissetmeye basladım
yildirimyild böyle hissetmene sebep olduğum için üzgünüm.
insanın arasıra huzunlenmesi iyidir
haklısın hüzünlenmekte yaşamın bir parçasıacılar insana değer katar.
yildirimyild görmeye dayanamadığım için resim artık yok.
haklısın dayanmak zor,insanın sevdigi birini kaybetmesi cok zor olmalı,ama iste hayat boyle,resim acıklıydı,insallah obur hayatta kavusursunuz,belki de o seni goruyor,sen uzulunce o da uzuluyor,kim bilebilir
yildirimyild haklısın,hayat böyle işte bu gerçeklerle yaşamak zorundayız.
geçmiş olsun yorumları okuduğumda etkilendim son durumu nedir hastanızın merak ettim,ayağa kalktı mı?
sanırım hasta vefat etti
pot kırmış oldum daha çok üzüldüm şimdi başınız sağolsun.
ebrunun bası sagolsun
evet amin.
pot kıracak bir durum yok ortada KRISTALLERsağolun.yildirimyild umarım sende iyisinidir:)
SEVDALIMHAYAT senin iyi olmana da nasıl sevindim bilemezsin hep iyi ol inşallah.
seni gorunce daha iyi oldum,hadi artık yazılarına tekrar don,insanllah uzun surmez,yazılar oksuz kaldı
SIDIKA’NIN AĞIDISıdıka Emirdağ’ın soylu ailelerinden birinin kızıdır. Öğretmen olan Şahin Bey’le evlendirilir. Ancak, Sıdıka evliliklerininilk yıllarında hastalanarak ölür. Kızının ölümüne çok üzülen annesi tarafından şu ağıt yakılmıştır.Altından al giyer üstünden yeşilTopla siğilerin camur bulaşırKoltuğu kitaplı şu öksüz eşinHindi gelin yarın varır ulaşırGurbanlar olurum kibar kızımaBen neyleyim alnımdaki yazıyaDöşeği bindallı yorganı gutnuVallahi Sıddığım Emin’den datlıİki kızdan bir oğlandan gıymatlıGurbanlar olurum kibar kızımaBen neyleyim alnımdaki yazıyaSeleğ’in evide mezara yakınGızım kibarıdı evine yatırKendinden böyüğe verirdi akılGurbanlar olurum kibar kızımaBen neyleyim alnımdaki yazıyaGızım senin ne talihsiz başın varKipriğin ucunda ganlı gaşın varKoltuğu kitaplı kibar eşin varEvine gel kibar kızım evineBen ne deyim senin kibar eşineGarı depe depe geldin mi eveGöse’nin gızıda çok etti seneAlgutnu guşanmış ipek siğineEvine de gel kibar gızım evineBen ne deyim senin kibar eşine
Emirdağ’ın ağıtları çoktur.
emirdaglılar baba adamlar
Ben Hayatta En Çok Babamı SevdimHayatta ben en çok babamı sevdimKaraçalılar gibi yardan bitme bir çocukÇarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-Nasıl koşarsa ardından bir devinO çapkın babamı ben öyle sevdimBilmezdi ki oturduğumuz semti………………..Can Yücel
🙂
Farzet Hiç AyrılmadıkFarzet hiç ayrılmadıkGözümde tütüyorGözümü tütsülüyorsun halaHep birlikteyiz sanki………………..Can Yücel
bu da yakışırdı aslındaÇileGâiblerden bir ses geldi: Bu adam,Gezdirsin boşluğu ense kökünde!Ve uçtu tepemden birdenbire dam;Gök devrildi, künde üstüne künde…Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,Ok çekti yukardan, üstüme avcı.Ateşten zehrini tattım bu okun.Bir anda kül etti can elmasımı.Sanki burnum, değdi burnuna (yok) un,Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.Bir bardak su gibi çalkandı dünya;Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.Al sana hakikat, al sana rüya!İşte akıllılık, işte sarhoşluk!Ensemin örsünde bir demir balyoz,Kapandım yatağa son çare diye.Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,Yepyeni bir dünya etti hediye.Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;Mekânı bir satıh, zamanı vehim.Bütün bir kâinat muşamba dekor,Bütün bir insanlık yalana teslim.Nesin sen, hakikat olsan da çekil!Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!Otursun yerine bende her şekil;Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!…………………………………..…………………………………..…………………………………..…………………………………..Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.Deliler köyünden bir menzil aşkın,Her fikir içimde bir çift kelepçe.Niçin küçülüyor eşya uzakta?Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta?Sonum varmış, onu öğrensem asıl?Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,Bir fikir ki, beyin zarında sülük.Selâm, selâm sana haşmetli azap;Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!Ey yedinci kat gök, esrarını aç!Annemin duası, düş de perde ol!Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.Teselli pınarı, sabır memesi;Size şerbet, bana kum dolu çanak.Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,Sırrını ararken patlayan gülle?Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;Karınca sarayı, kupkuru kelle…Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,Mevsimden mevsime girdim böylece.Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,Fikir çilesinden büyük işkence.…………………………………..…………………………………..…………………………………..…………………………………..Evet, her şey bende bir gizli düğüm;Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,Yetişir çektiğim mesafelerden!Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.Her gece rüyamı yazan sihirbaz,Tutuyor önümde bir mavi ışık.Büyücü, büyücü ne bana hıncın?Bu kükürtlü duman, nedir inimde?Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.Lûgat, bir isim ver bana halimden;Herkesin bildiği dilden bir isim!Eski esvaplarım, tutun elimden;Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,Arzı boynuzunda taşıyan öküz?Belâ mimarının seçtiği arsa;Hayattan muhacir, eşyadan öksüz?Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,Bir zerreciğim ki, Arş’a gebeyim,Dev sancılarımın budur kaynağı!Ne yalanlarda var, ne hakikatta,Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.Boşuna gezmişim, yok tabiatta,İçimdeki kadar iniş ve çıkış.…………………………………..…………………………………..…………………………………..…………………………………..Gece bir hendeğe düşercesine,Birden kucağına düştüm gerçeğin.Sanki erdim çetin bilmecesine,Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.Açıl susam açıl! Açıldı kapı;Atlas sedirinde mâverâ dede.Yandı sırça saray, ilâhî yapı,Binbir âvizeyle uçsuz maddede.Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.İçiçe mimarî, içiçe benlik;Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!Nizam köpürüyor, med vakti deniz;Nizam köpürüyor, ta çenemde su.Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;Suda ezel fikri, ebed duygusu.Kaçır beni âhenk, al beni birlik;Artık barınamam gölge varlıkta.Ver cüceye, onun olsun şairlik,Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.Öteler öteler, gayemin malı;Mesafe ekinim, zaman madenim.Gökte saman yolu benim olmalı;Dipsizlik gölünde, inciler benim.Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!Heybem hayat dolu, deste ve yumak.Sen, bütün dalların birleştiği kök;Biricik meselem, Sonsuza varmak…(1939)Necip Fazıl Kısakürek
yakışmış.
teşekkürler.
Şimdi az sakalı olanCemaate pişdar olurA’rabi ye mana verenHemen ehl i inzar olur..Yezid in de dili ArapBunlardaki sade serapRuhu olsa bile harapSuret ehl i efkar olur..“Adam” bulmak sehl değilEmin değil, ehil değil !Kazib yalnız cahil değil;Alim dahi mekkar olur…Mutebersin paran varsaUnutulur kim fakirseBöyle meclis mescid kursaOndan ancak dırar olur..Kah şehvet kah şöhret içinOyuncak olmuş ite din !Hakiki kemal çok çetinLafta herkes ebrar olur..Yüklesen altun semeriNeyler kırk yıllık hımarı ?Puşta versen Zülfikar’ı;Sanma Ali Haydar olur…Akıncı’m talib i irfanAhmaklarla sohbet ziyanDer ki; zamaneye uyanAmelleri murdar olur…
CESMISIYAH çile şiiri hem çok güzel hem de tam konuya oturmuş.
PrtScnSysRq bağlantısı olduğu noktada haklısın.
sözler tükeniyor ya bazen, tükendiği yerdeyim:(
hastanın yakınları için de acılı bir durum.hem bu acıyı yaşayacaksın hem de hastana moral vermek zorunda kalacaksın ifa edilmesi gereken zor bir rol.
hastanın başında kalan kişiyi değiştirme şansı yoksa yani uzun süre hastaya aynı kişi bakıyorsa bir süre sonra hastaya bakan kişinin de sinirleri iflas ediyor.
hastanın en yakını zaten onu kimselere bırakmıyor genelde…bu durumlarda çok fedakar oluyorlar…Allah hepsine kolaylık versin
amin gerçekten hasta bakanların durumları hastalar kadar perişan oluyor, hastanelerde sandalye üzerinde uyumak günlerce hep o ortamda kalmak bitiriyor insanı.
hem de nasıl:(
bitmez bu acı, dinmez bu gözyaşı…
kimseyi hastaneye düşürmesin inşallah hem hasta olarak hem hastaya bakan kişi olarak.hastaya bakan kişiler ziyaretçi saatini hastadan daha çok bekliyorlar.ateş düştüğü yeri yakıyor. hem kendi hastana üzülüyorsun buna ilave olarak etrafındaki hastaların durumunu izliyorsun.moral falan kalmıyor.tek avuntun ziyaretçi saatinde gelenler oluyor.
her acıyı taşır bu bedenyıkık dökuk viran olsa dataşımasada taşıtmalıvar olmamız bu demek..
güçlü olmak zorundayız.olsak olmasak bile yaşanacaksa yaşanacak.ne kaçarı var ne kurtuluşu.sabırlı olmak lazım.Rahmet içinde yatsın tüm ölenlerimiz.