Bir şiir(cik) var şimdiBelki de az(cık)Yazdığım, bir kısmını paylaştığımGeceydi vakit, edepsizdiNubuk düşlerim vardıParlatmaya sünger bulamadığımMoralim, salaş bir can sıkkınlığına esir olmuşKelebekler bile özgür kılmış kendiniKozaların gözyaşlarındaBurukluk hep varKalbimin en derin köşelerindeDerman; onda, bunda, şundaBende yok!Ya, yarın onu görürsem tedirginliklerim var;Ya, onu gördüğümde dilim tutulur bir şey diyemem acabalarım varVar oğlu var.Hal bu ki hiçbir şey yokO yoksa!Tamamen içten bunlarGüdülerin kendini bulduğu anlara hediye olsunAtabilmek için sürekli direnen kalplere; armağan olsun…Sana, bana, ona, buna, şuna olsunYeter ki olmasın aşksız bir hayatDirenç olsun düşlerimeBir film olsun sonra“Mutluluk valsi” filmin adıBir dam, bir gam, birde kavalyeAğlayan bir senarist;Yüreksiz bir yönetmen.Bir film olsun kimsesiz.Geriye kalan bir klavye vardı birde kavalye‘Dam’ hala aynı,‘Dam’lar hala aynıGözyaşı aynıHem dam, hem damlar;Kavalyesiz…Ve film bitti!Sabah oldu yine, şakayla sevişircesineKocaman bir Cumartesi günüydü göz kırptığımızMesaimiz vardı geceden kalanVe mesaisi sabaha çarpan insan/lar.Hayırlı işler bu vaktin emekçilerineTatile hemen girin ümidiyle”Hisseli (aşk) çalışanları”…*Fakirdim, elektrikler kesikti…Şarabı, pencerenin önünde soğuttum yine…Kalbim sıcak hala…Seninle olduğum anlardaki gibi…