yön gösteren tabelalarimin voltaji düsmüs, 3-5 ampulle otoban aydinlatmaya calisiyorum son zamanlarda. “kaybolmak güzel sey, simdi farkinda degilsin sonra anlayacaksin” dedi, masadaydik, 10 yil gecmis gibiydi, suits&ties [gibi] + shirts&skirts [gibi]. önünde son projem, önümde enki bilal özel baski vardi. ketcap ile mayonez, camel ile marlboro, zippo ile crack light kadar alakaliydik ayni masa üstünde. biri cizer-biri tasarlar, biri susamaz-biri konusmaz, biri bir berber iken gel beraber-biri birdirbir. bu da böyle bir animdir.
sonra, “para anne, para” derken yüksek sese mi kurban gitti sesim, yoksa ben mi biraz daha ezildim.. bilemedim. lakin söyle bir teorim var, bu gece ilgili mecralara itinayla iletilecek: “if my straight-edge can survive in brown for so many days, so can i“. hani kozadan cikmak icin yirtiniyoruz da disarida poyraz esiyor, iste onun hic farkinda degiliz. velhasil kara göründü ummadik yerden, belli olmaz yine de hayatin sagi solu. bir bakmisim ki ispanya’da sabaha karsi dehidrasyondan gidiyorum ya da kilitli kapimla istanbul krizi geciriyorum ya da etek-gömlek & 9-5 yapiyorum bilmedigim bi mecrada. ya da herbiri. ya da hicbiri. zira bugün bana sorsalar ki “sen nesin, kimsin, ne yer, ne icersin?” derim ki “bir alpha graphics transparency basiyor, baska da bir yer buna yanasmiyor“.
evet.____
bir errör verecek takatim bile yok cevat abi.
follow the white rabbit benjamin, koş.
peki abi.