Stanishlaw Lem’i okuyanınız varmı? Çok güzel bilim kurgu yazar.. Aden, Gelecek Bilim Kongresi, Solaris, Soruşturma yazarın en ünlü kitaplarından birkaçı.
Geçen sinemaya Solaris gelmiş, birer Stan. Lem hayranı olarak arkadaşımla o filme gidelim dedik. Ben Solarisi 1 kere okudum arkadaşım 5 kere. Her neyse film başladı… Biz önyargılıyız tabi birer George Clooney düşmanı olarak!! Film ilerliyo ama oda ne.. Gezegende araştırma yapmaya giden psikolog kitaptaki gibi gezegenin yüzeyinde bulunan bir istasyon yerine, gezegenden kilometrelerce yüksekte, gezegenin yörüngesinde bulunan bir istasyona varıyor. İçeri giriyor ve kitapta erkek ve rus olan bilim adamı Gordon adına bir zenci olmuş!! Arkadaşım Erinçe döndüm abi ben kitabımı yanlış hatırlıyorum yoksa bunlarmı altına ediyo dedim ve de aldığım cevap hafızamı yanıltmadı. Film devam ediyo dakkalar geçiyo geçiyo geçiyo.. Bu adamların solariste (Solaris tamamiyle okyanustan oluşan bir gezegen.. üzerinde ufak adacıklar var.. ve kitapta ki araştırma lab ı bu adacıkların üzerinde kurulu) kitapta olduğundan çok farklı davrandığını ve olayın sağtığını görüyorsunuz.. Film tam bir aşk filmi oluyor.. Solaris le ilgili tek bir lafım var. Eğer o film ünlü kitabın filmiyse ben yanlış kitabı okumuşum.
Geliyoruz Lord Of the Rings’e ilk filmi izledim bir gaz bir heyecan kitabı okumalıyız -malum frp oynayan ve elf lere tapan bir genç olarak okumazsam olmaz – dedim. Kitabı okudumda ne gördüm Tom Bombadil yok!!! tom bombadil kimdir? Tom Bombadil o filmin sembolü olan yüzüğü parmağına taktığında görünmez olmayan bilge bir kişidir! ve o bilge kişi marry yada pippin karıştırıyorum sürekli, bu adını yazığım hobbitlerden birine bir kılıç veriyo ve o kılıç ilerde “Kitabı okuyanlar dediklerimi hatırlar umarım” çok önemli bi olayın gerçkeleşmesine sebep oluyo.. ama 1. filmde böyle bir olay olmadı merakediyorum hobbitcikler o çoook önemli olayı gerçkeleştirirken aptal yönetmen Peter Yazış!! ne uyuracak.. Sonra bakıyorum Arwen ne kadar abartı ya!! 1. Kitap bir paragraf 3. kitapta bir kaç kelime ve kitap sonunda Ranger Aragorn la evlilik.. ne kadar abartmışınız. Sihiri Gandalf ve Elrond yapıyo Arwen yapmış gibi gözüküyo.
2. Filme geçiyoruz. Two Towers. Bir heyecan başladık izlemeye, noldu hobbitler entlerle buluştu falan filan.. ama ondan evvel Gandalf Balrogla aşşa düşüyo düşüyo düşüyo ama yavaş hatta tüy gibi süzülerek düşmesini sağlicak büyüyü “frp de feather fall du galiba” yapmıyo.. neyse işallah yanlış hatırlıyorum bu bölümü. Hadi onu yanlış hatırlıyorum!! entlerle buluşan marry pippin ikilisinin entlerin özel sihirli suyundan içip boylarının biraz uzaması ve ilerde paladin olması felan.. aklıma geliyo ama filmde entlerin omzundaki 2 kuştan öteye gitmiyo. Sonra aragornla arwenin güzel güzel öpüşmesi ayrı uydurma sallamalar bizi güldürüyo (kadıköy rex sinemasındaki gerizekalıların arwen çıkınca alkışlaması ayrı konu) hadi hepsini geçiyoruz!!! filmin sonları!! ya bu entler Sarumanı saf dışı bırakıyolar, gayet güzel, oda nesi! frodo faramirle beraber şavaşa gidiyo şehir de kuşatma varmış.
Karakter 1 – Abi baksana faramir frodoyu salmıyomuydu
Karakter 2 – olm galiba benim beynim sulandı(!)
ama en sonunda faramire posta koyan frodo yoluna devam ediyo. aa THE END film bitti..
Karakter 1 – Ya Mustafa.. baksana ben kitabı 5 ay evvel okudum hherhalde yanlış kitabı okudum.
Karakter 2 – Niye nolduki?
Karakter 1 – Abi 2. kitap normalde Gandalf ve saz ekibinin Orthand a (sarumanın kulesi) gitmesiyle orda entlerle konuşup Gandalfın Sarumanın saf dışı bırakılmasıyla bitmiyomuydu.. Ha bide gollumun Frodo ve SAmi kandırıp onları Shelob adlı örümcein yanına götürüp.. örümcein frodoyu ısırmasıyla, orcların frodoyu yakalamasıyla, ha bide sami,n frodo dan yüzükle Sting i alması
Karakter 2 lafı keser
Karakter 2 – Abi ben hiç bir yorum yapmıyorum sen de saçmalayama başladın ne diyosun altına etmiş yönetmen işte.. bu film 3 saatse 3. kitabın filmi 5 saat olmalı hadi bakalım peter ne mıçıcan..
3. filmimiz The Ring aslında bir 3 leme kitabın filmi imiş The ring öğrendim. İzledim bana biraz basit bir film gibi geldi beğenmedim. Arkadaşlarımdan duyduklarım ve araştırdıım kadarıyla bu Ring ilk olarak japonların olayı imiş ABD li mükemmel amcalar bu film almış şunu bi düzenleyin biz yaptık hesabı daıtın oraya buraya demiş. ve biraz yazış olmuş. The Ring adı filmin Japanese versiyonun bulun ve izleyin çünkü şu an in Theaters now! versiyonundan kat kat iyi bir filmmiş bunu 15 e yakın arkadaşım söyledi ama ben izlemediğim için yorum yapmıyorum.
Son olarak son zamanlarda izlediğim yazış filmler 8 Mile (beklediğim kadar iyi değildi), Rus Gelin (ustalardan bunu beklemezdim), Baskı (hadi ben beğenmedim beğenen olur aranızda o beğenen bana açıklarmı filmin ortasındaki, Robin Williamsın gözünden kan gelme olayı nedir), Tehlikeli bilmenne adını unuttum george clooney, julia roberts ve drew barrymore oynuyo (REZALET VE BOM BOŞ BİR FİLM!!)… Kalın sağlıcakla..
NOT: Arkadaşım, “Olm George Clooney Son filmim solaris olucak!! Artık oynamicam filmlerde, yeteri kadar filmde oynadım zaten dedi” diye bi laf etti.. Acaba doğrumu bu konu hakkındaki engin bilgileriniz lütfen paylaşın, Saygılar!!!
yorumlar
bi kitaptan “uyarlanan” bir filmi izlemeye giderken o filmin, kitabın “birebir” aynısı olduğunu mu sanıyorsun gerçekten?
bir de beğendiğin bi kaç filmi söylesene. gerçekten merak ettim.
bi kitabı sinemaya uyarlicaksanız. Senaryoyu yazarken, kitaptaki ayrıntıları çıkarırsınız. Mesela, Lord of the rings. O filmde gereksiz yere (2. filmden bahsediyorum) arwen ile aragorn arasındaki aşk meşk olaylarına 20 dakika ayırmak yerine, 2. kitabın sonuna kadar olan gandalf ve ekibinin sarumanın kullesine gidişi ve gollumun un frodo ve sami shelob adlı örümcein inine götürmesi çok rahat işlenebilirdi. Özetle kitapta yazanların yanında extra uydurmalar yerine, kitapta yazanların özetiyle filmler yapılır. Mesela kitapta Aragorn’un kılıcı, 1. filmin başında sauronun kırdığı kılıç, yeniden dövülüyo eskisinden daha kudretli oluyo. Ama filmee böyle bişi yok. Ne gerek var olmayı versin sadece bir ayrıntı. Beğendiğim Filmler. L.A Confidental, Matrix, Shindler’s List, Blade Runner sadece adı aklıma gelenler. şu ana kadar en az 1500 film izledim!! zaten DivX film arşivim sırf 500, az çok hangi filmin kaliteli hangisiin kalitesiz olduğunu ayırt edebiliyorum. Ama niyeyse bu sitedeki çoğu “ben yüceyim” triplerine takılan insanlar gibi, sırf beni aşşağılamak için “Beğendiğin bir Film varmı” izlenimi bıraktın anlamadım. Arnold Schwarzenneger’ın Total Recal filmini gördünmü? izledin mi? sonunda ne anladın bana söylermisin.. Umarım bir ikilem olduğunu anlamışındır. Yoksa Road Trip, American Pie gibi filmlerden mi hoşlanırsın. Öyleysen fikirlerini kendine sakla.
“Only God can Judge Me!!”
…Kendini yüce sanan insanların olduğunu düşünüyorsun sanırım.. Ama ahkâmının tarzı, başkalarının senin hakkında böyle düşünmesine sebep olabilir… Neyse..
Sadece Tanrı seni yargılayabilir mi? Bir daha düşünelim.
@blog: Stephen King hayranıyım. Tüm kitaplarını okumadım ama filme çevrilen kitaplarından bazılarını okudum.. En büyük hayal kırıklığını Hearts In Atlantis (Maça Kızı) kitabının filme aktarılmasında (Gizemli Yabancı) yaşadım.. Pek çok ayrıntı, bence önemli ayrıntı gözden kaçmıştı..
“O” kitabının filme uyarlanmış versiyonu da beni tatmin etmemişti.. Kitabın büyüsü mü desem ne desem bilmiyorum ama daha önce kitabını okuyup sonra filmine giden birinden filmin daha iyi olduğunu söyleyen birine rastlamadım sanırım..
ya bak ne güzel yorum yapmışsın burda güzel güzel bir tatışma içindeyiz… ben kendimi yüksek görmüyorum. Sana derdem bu mesajımda pinkfloyd söyle bana, hangi filmi beğenirsin felan.. Sende haklısın.. Ben yorum yaptıım filmler hakkında her zaman fikirlerimin arkasındayım, niye yorum yaptım, belki biri çıkarda der ben şunu filmi beğendim ama bak sen beğenmemişin ,ben beğedim. Hay hay gayet tabi beğeniceksin sonuna kadar fikirlerine sagı duyarım. Ben niye beğendiğimi veya niye beğenmediğimi yazarım, sen niye beğenip, niye beğenmediğini yazarsın, böylece güzel bi tartışma ortamı doğar. Ama sen çıkıpta, ahahah işte yok sen sanki eleştrimensin bi poktan çakmıyosun, çaktını sanıyosun felan dersen bende senin üstüne çıkmaya çalışırım.
Bu arada çok doğru söylemişsin abi, kitap okuduktan sonra filme gidersen tabi beğenmezsin. Ama benim eleştirim farklı yönde. Dedimki; Solaris’te kitapta araştırma labının yeri gezegenin yüzeyindeki bir adada bulunuyor. Ama filmde sanki yörüngede gezen bir uzay üsüymüş gibi bir izlenim var. Mesela o filmin sonu eğer kitaba göre yapılsaydı george clooney’nin solarise dokunması lazımdı. Çünkü görünüşte okyanus olan solaris, aslında organik olan, düşünebilen ve çok akıllı bir canlı.
Benim Kızdığım olay ne? Kitabı Bilim Kurgu kitabı, ama filmi aşk filmi olmuş. Eğer sen bi filmi böyle yaparsan – kitabıyla alakasız – o zaman o yazara sygısızlık etmiş olursun. Bari deseler Stan lew in kitabı felan diye reklam yapmasalar, hiç konuşmicam çünkü senaryo kafadan atma sadece solaris ismi kitaptan alınmış olabilir. Benim sinirlendiğim olay sadece bu.
Eleştridiğim fikirler, benim fikirlerim… Güzel güzel konuşalım herkez fikirlerini söylesin.. Bak ne güzel yazmışsın, kitaptan sonra film beğenilmez çünkü kitap senin beyninin uçsuz bucaksız evreninde canlanır ama film seni parmaklıklar ardına tıkar.. gayette haklısın…
umarım varmak istediğim noktayı düzgünce anlatabilmişimdir..
kitabı pek bi etkilemişti beni, gel görki filmi kitabın yanında inanılmaz sığ kalmış bence…
…asphodel… kolay kolay tartışılmıyor… anlayışın için sağol..
Eskiden çok kitap okuyan biri değildim, son bir senedir çok kitap okuyorum.. Önemini daha yeni yeni kavramaya başladım sanırım. Bir arkadaşım Hannibal’ın kitabını okumuştu, ama filminden nefret ettiğini söylemişti.. Ben bu tip onlarca yorum aldım, kitaptan sonra film olmuyor dediler hep.. Yüzüklerin Efendisi’nin ikinci filmi vizyona girmeden önce dediler bana, bu sefer kitabını okuyup gidecem diye.. Ben hepsine öyle yapmayın dedim, önce gidin sonra okuyun, daha çok zevk alırsınız diye..
Gizemli Yabancı’yı okuduktan sonra filmini seyrettiğimde çok heyecanlanmıştım.. Kitaptaki karakterler birbir gözümün önüne geliyordu.. Hayal ettiğim karakterler değildi belki, ama isimleri vardı.. Carol, Bobby, Ted… Film çok hızlı geçti gitti gözümün önünde.. Belki de kitabını okuduktan sonra seyrettiğim ilk film olsa gerek, çok heyecanlanmıştım…
ben o filmi tam 5 kere izlemeye çalıştım ilk girşimim annemlerin beni sinemaya onu izlemye götürmesiyle oldu. Ama gerek küçük olmam gerek filmden bişi anlamamam uyuya kalmamam neden oldu.. geçen sene izledim o filmi.. kitabını da okumadım.. ama eğer filmin şu ana kadar izlediğim ve çok beğendiğim nadir filmlerdense kitabını çok çok beğeneceğim iyi ki hatırlattın onkasım saol…
hikaye yanlış hatırlamıyorsam filmdeki gibi gezegen üzerinde değil, etrafında geçiyordu. diğer ayrıntıları tam olarak hatırlamıyorum ama kitaptaki tekrar eden boğuk hava filmde de iyi verilmişti.
“george clooney varsa film aşk filmi olur” ön yargısıyla izlenirse kafa darma duman olabiliyor; zira hayatında hiç Lem okumamış, tarzını hiç bilmeyen kız arkadaşım bile komunist Lem’in cennet-cehenneme bakışını filmden rahatlıkla çukarabildi.
“kitabta şu vardı, filmde böyle” gibisinden bik biklemeler ilk uyarlamadan beri var herhalde..
geçiniz lütfen…
bende aslında nefret ederdim kitaplardan. Lise ve orta 3 de çok şahane ve bizim gibi burnu havada geçlere zorla her ay bi kitap okutan (kitaplar yer demi gök bakır 3 lemesi , kuyucaklı yusuf, yaprak dökümü, kılıç yarası gibi, adı:aylin gibi edebi eserler) bir edebiyat hocamız vardı o oku derdi bizde köle gibi okurduk.
Üniversitede yurtta FPR geyikleri dönmeye başladı.(fısıltıylada olsa frp yi duymuşunuzdur kesin) Ben tabi yabancıyım. Zonguldak gib bir yerde frp ne kim ne bilecek var yok 3-4 kişi, 120 bin kişiden. Arkadaşlarım Baldur’s Gate adlı bi oyun oynuyodu kaptırdım kendimi bu frp ye oynayalım ‘ben hayal kurmalı şeyleri çok severim’ takılalım. Tamam dediler, gelişi güzel oynadık, anormal derecede de hoşuma gitti. SOnra Bende Frp gazına geldim, Baldurs gate 2, Neverwinter Nights adlı oyunları oynadım Neverwinterı hiç sıkılmadan oynadım bileklerimi morarttım ama bitirdim. Çünkü oyunun geçtiği dünya hayal dünyasıydı, ruhun mutlu olduğu gerçek dünya gibiydi. SOnra paralar bayıldık kitaplar aldık, bi arkadaşı kandırdık DM (frp oyununu yöneten kişi) yaptık. Başladık oynamaya. FRP adını ve ırklarını ilk duyduğum andan itibaren Elf lere bir sempati duydum. Elf’lerin kuralları bellidir.
Sadece gerektirdiği kadar üre,
Dünyayı kendine değil, kendini dünyaya uydur, gereksiz yere zaman öldürme, sık sorular sorup kısa kısa cevaplar almak yerine karşındakini dinle en merak ettiğin soruyu sor ve beynini, kafanı çalıştır mantıklı sonuç ara. Elfler favorim oldu. Doğayı ve hayvanları ölecek kadar sevmem (ilerde param olursa bir jaguar yada leopar beselemek istiyorum)
doğa dostu Ranger tipinde bir karakterle oyuna başlamama ve bu karakterle bütünleşmeme sebep oldu. FRP ile TAnıştım noldu. Kitap okumaya başladım zorla kitap okuyan ben, 1 Haftada Lord of The Rings serisinin 3 kitabını bitirdi, Kara elf 3 lemesini bitiridi gaza geldi bi 3 leme daha bitrdi, sonra dayanamadı aldı eline Ferunun eskiden en güçlü büyücüsü olan elminister’ın hayatını okumaya başladı. Kitabı okudum noldu? Oyunu öğrendim, oyunda ırkların hayata bakış açısını öğrendim ve her ne kadar vücudum ve arkadaşlarımla birlikteyken tipik insan özellikleri gösteren kendimin yanlızken ve bir şeyler düşünüp irdelerken, tam bi elf e dönüştüğümü gördüm. Devam ediyorum; akıllandım, çocuktum olgunlaştım ama bana göre en önemlisi, RP (frp de role play denilen olay vardır, o anı yaşar gibi rol yapmaya çalışırsınız) yaparken bi baktım, DM arkadaş bi Kral le konuştururken bizi efendim felan demeye dilim alışmış. İlk meyve oluştu, okula gittim. Dekan beni çağırmıştı, eskiden efendim demekten çekinirdim, ama bende nasıl oldu anlayamadım gayet rahat bir şekilde girdim, kapıyı tıkladım ve “efendim ben şu şu örenciyim siz çağırmışınız” dedim. galiba bizim üniversitedekilerin çoğunun özel örenci ve şımarık olduundan dolayı adam şaşırdı, bende kendime şaşırdım.
Eğer bazılarına kitap, beni bu kadar değiştirdiyse ‘az buz deil uçurum var’ eğer kitap beni böyle olgunlaştırdıysa, ben şu anda düşünüyorum ve kafamı taşa vuruyorum, niye acaba eskiden kitap okumamışım diye. Artık yazarların hepsi benim için bir öğretmen gibi.. Hepinden öğrenecek yeni şeyler, yeni kültürler, yeni tarzlar var. İşte bu insanların meyveleri çarpıtılıyor film yaparken benim üzüldüğüm ve burada anlatmak istediğim tek şey bundan ibarettir.
Konu çok saptı, biraz uykum var zaten derse gitmeden evvel bi iki daldım yazdım kusura bakmayın.
Afedersiniz ama bu sitede mutlaka herkez bi diğerini “göt etmek” çabasında!! bikbikleme ne demek. Kitaptaki boğuk havadan bahseden değerli şahısa kitaptan ne anladığını sormak istiyorum. Ayrıca kız arkadaşım komunist lemin cennet cehennem anlayışını anladı demişsin, eğer anladı bravo o zaman. Fikirlerini buraya yazarmısın kız arkadaşının, çok iyi olur. Çünkü!! o filmden eğer stanishlaw Lem’in fikirlerini çıkarabiliyosa ya da en azından senin düşüncene göre çıkarabiliyosa, sen Stan. Lem’i tanımıyosun ve kız arkadaşında yanlış izlenimde… ciddiyeti aşmadan bu konuda sonuna kadar tartışırım seninle. Adeni okudun mu?, gelecek bilim kongresini? peki soruşturmayı okuyup ta kitap boyunca şu katil bu katil şüpheleri eşliğinde kitabı bitirdin mi, sonunda nası ya oldun mu? olmadıysan sen lemi tanımıyosun.
Ayrıca George Clooney olur ise Aşk filmi olur? bu nedemek anlamadım. Siz galiba beni sinamaya kız arkadaşıyla öpüşmek için gidenlerden zannettiniz. Ben Clooney i hiç sevmem ama ilk defa sevdim bu filmde, güzel rol yapmış!! From Dusk Till Dawn (burdada clooney var aşk filmi değil) daki gibi ben kralım çizerim izlenimi vermeden adam gibi rol yapmış!!
Lem ile ilgili seni eleştirdim, çünkü benim söylediklerim sırf benim fikirlerim değil, lemi okumuş birçok insanın yorumunu içeriyor. Saygılarımla;
güzelliklerinden ve onlardan ne kadar etkilendiğini bahsederken “.. karşındakini dinle en merak ettiğin soruyu sor ve beynini, kafanı çalıştır mantıklı sonuç ara.” demişsin. sanırım bunu özüne indirememişsin.
gereksiz yere asabileşmişsin.
yazdığın yazıyı sabırla okudum ve ilk aklıma benimde o soru yani beğendiği film ne acaba sorusu geldi. (bak şimdi! galiba bende o yice insanlardanım) Ayrıca bir kitabı okuduğunda tüm karakterleri, mekanları ve olayları sen kafanda canlandırırsın. Herkes her okuduğunu aynı şekilde yorumlayamaz. Kültür farkı, algılama farkı vs. Senin önemsediğin bir yer başka biri için elbette önemli olamaz. Senin örneklerinden birini aktarayım örnek olsun, Balrog ile Gandalf’ın düşüşü bence o kadar da önemli deildi. (olay önemli deildi sonucunu kastetmiyorum!) Bir de yeri gelmişken Diablo oynamış birkaç arkadaşım Balrog için Aha diabloya benzetmişler şeklinde bir yaklaşımda bulunmuştu, bana göreyse Diablo yu Balroga benzetmişler. 🙂 bilmem anlatabildim mi?
Sonra tut ki bir arkadaşın sana Yüzüklerin efendisini anlat dedi ne anlatırsın nasıl anlatırsın.. Hele belli bir zaman zarfında anlatman gerekiyorsa. Kırpacaksın birçok yeri. Hatta kimini istemeden, unuttuğun için kırpmış olacaksın. Sonra ilgisi artsın diye belki arada abartıp: -abi öyle böyle diil bu aragorn bi günde yürüyerek türkiyeyi bir baştan bir başa giderdi. diye abartıda bulunacaksın. Belki de kitabı okuyan birkaç arkadaş ile hangi prenses daha güzeldi diye tartışacaksınız ve her biriniz (kendisine göre) daha güzel olanını aktaracak.
Birçok Film izledim kitaptan uyarlama.
Kimisinin önce filmi denk geldi sonra kitabı kimisinin de tam tersine önce kitabı sonra da filmi.
Ölü ozanlar derneği demiş onkasim. ben önce filmini izlemiştim. Sonra da kitabını okudum. Muhteşem bir bir film derim, kitaba göre…
Sonra Yeşil Yol, filmini önce izlediklerimden. Muhteşem bir film, kitaba göre…
Sonra Kelebek. Bir klasik. Hem filmi hem de kitabı… Filmi izlediğimde mest olmuştum. Oysa yanılmışım. kitap olayı çok daha iyi anlatıyormuş.
Stephen King hayranıyım ben de Pingfloyd gibi. Birçok eserini okudum ve sinemaya uyarlanmış birçok filmi izledim ve hepsinden ayrı keyif aldım.
….
Uzun yazı yazmayı sevmiyorum. Konu bir yerlerde sapıyor mutlaka.
tüm bunlara yazmama sebep olan soru:
Tek bir cümleyle aşağılandığın hissine nasıl kapıldın? Herhangi bir vurgu olmayan -italik, koyu yada renkli yazılarak- bir cümleden…
* imla ve yazım hatalarım vardır muhakkak. fakat uzun bir yazı benim için, öngörünüşte bile es geçmiş olabilirim. Affola…
** Şimdi belirtmem gerek yoksa “aha bak biri daha yükleniyor bana” diyeceksin. Yazarken son derece rahat bir moddaydım. hatta şansıma yazı sadece bir kez kesildi iş için. Sadece konu hakkında fikirlerimi sundum tabii senin aktardığın hipotezlere antihipotezler ve destekler şeklinde.
*** ben bu ahkamı yazana kadar bir ahkam daha girmişsin. Helal olsun sana diyorum ve ekliyorum: nuMB dan okuduklarını anlama dersleri al!
kardeşim o adamın adı stanishlaw değil, stanislaw..
bir de engin sinema bilginizle son çıkan tüm filmlere ucundan bucağından giydirerek “olmamış abicim hiçbiri” deme cüretiniz takdire şayane..
bi kitabı okuyup, üstüne de yapılmış olan filmini izlersen genellikle tepkin olumsuz yönde olur, çünkü senin hayal gücün, senin yarattığın karakterler, ortam, kurgu, vs..vs.. karşına çıkmıcaktır büyük ihtimalle. ama bi de kitabı hiç okumamış insanlar için filmin kitapta anlatılan hikayeyi ne derece aktarmaya çalıştığı ve bu işin hiç de kolay olmadığı açısından da düşünüp yorum yapabilirsin, ölmezsin, garanti veriyorum..
Necrodome’a sözde “göt etme” çabası içinde olduğu yönünde giydirerek, kendiniz de insanlara izledikleri filmleri baz alarak fena halde döşenmişsiniz. üstüne bi de “yüce insan” triplerine giren kişilerden bahsedip bloğunuzun sonuna “Only God can judge me!” özdeyişinizle bizleri dumurdan dumura zıplatmaktan da geri kalmamışsınız..
ki şu paragraf; “Ben Clooney’i hiç sevmem ama ilk defa sevdim bu filmde, güzel rol yapmış!! From Dusk Till Dawn (burdada clooney var aşk filmi değil) daki gibi ben kralım çizerim izlenimi vermeden adam gibi rol yapmış!!”
blade runner’dan ve sonra da matrix’ten ne gibi felsefi çıkarımla yaptığınızı sorma gafletinde bulunsam çok mu abartmış olurum acaba diye düşünmeden de edemiyorum şahsen, sonrasında da schindler’s list üzerinde engin bilginizi paylaşmaktan da büyük bir onur duyucam..
“what if god was one of us?..” 🙂
ya ben yazında sadece beğenmediğin filmlerden bahsettiğin için neleri beğeniyorsun diye sordum ve beğendiğin filmlerin arasında başka uyarlamar da olması beni tatmin etti. seni aşağışlamak gibi bi niyetim yoktu, merak ettim sadece. ama bi filmi izledikten sonra kitabı daha güzeldi diyenler çıkınca şaşırıyorum, bu çok normal bi durum. filmler maddi kaygı güdülerek yapılıyor ve izleyici kitlesi sadece o romanı okuyanlar ya da o yazarın hayranları değil her türlü sinema izleyicisi oluyor. bu yüzden yüzüklerin efendisinde aşk meşk ön planda. ben de kitaba oranla filmi çok sığ buldum ama bu normal, çünkü tolkien romanı yazarken maddi kaygılardan çok idealist kaygılar içindeydi. oysa film çekilirken maddi kaygı gütmeyenler olsa da en azından yapımcı firma ne kadar kazancağının peşindeydi. sonuçta yzüklerin efendisi gibi bi klasiğin filme uyarlanması hoş oldu, evet kitabı yansıtmadı pek ama hiç uyarlanmamasından iidir.
bir bağrıntı ortamı var burada. ama geç kalmışım biraz daha önce gelseydim ortasına girip olayın daha bir gürültü yapabilirdim sanırım. ahh kader.. öyle hızlı hızlı geçtim son bir iki ahkamı ve bir şeyler gördüm; “sen …’yı okudun mu?”, “kız arkadaşın anlamamış sende anlamamışsın, bir ben anladım”, “ulan süperim yahu, varya benden iyi anlayan yok”, “1500 film izledim” ben sana bin beşyüz daha izleyemezsin demiyorum, adam olamazsın diyorum, başka ne diyorum; “sen şunu okudun mu, haa okumadan konuşma bak ben okudum” halleri mide ağrısı yapıyor bende. bir ara birisi güzel bir laf etmişti, biraz havalı, “bir kitabı bir gecede okuyunca hayatım değişmez, ama bir gecede bir kaç kitap okuyup gözlük numaramı değiştirdiğim olmadı değil”
neyse ben sizin aranıza sokmasam da olur kendimi ama blogda lord of the ring’in filme uyarlanması ile ilgili söylenenlere katılmıyorum. bence film çok başarılı, örümcek, kılıç’ın tamiri, tom bombadil gibi ögeler filme eklenseydi, zaten kitabı okumadan yada en azından orta dünyayı az çok tanımayanların filmi izlerken; “bu ne yahu”, “hani elfler ölümsüz demiştin, ölüyor bunlar”, “bu cüceler insan değil mi?”, gandalf öldü film bitmicek mi” gibi gibi tepkileri iyice bir saçmalık halini alacaktı. kurgu anında çıkartılan bazı ögeler olduğu gibi eklenenler de var ve bunlar film’in akışını zedelemiyor. ek olarak, film’in nasıl çekildiği ile ilgili bir belgesel var national geographics’in hazırladığı, karakter oyuncuları ile yapılan röportajlar, setlerin hazırlanışı, tolkien’in hayatı gibi konuları işliyor, bu belgeseli izlediğin vakit, film için nasıl bir özveri harcandığını görerek daha ılımlı olabilirisin sanırım. elbette özveri hata kabulunu gerektirmez ama şu da varki, kitap okumak, binbeşyüz film izlemek, ahkam kesmek ve film çekmek farklı şeylerdir. bir ara oturup, bir iki haftayı kapsayan, içinde beş – altı karakter bulunan, konusu porno film havası yaratmayan yada en azından emmanuelle serisinden daha yaratıcı olan bir senaryo yada öykü yazmayı denerseniz, işin nasıl olduğunu anlamanız daha bir kolaylaşır. tom bombadil’in filmde yer almayışı beni üzdü ancak kitap okumanın ve film izlemenin, eleştirmen olmak için yeter şart olduğunu sanan beyinleri varlığı beni tom amcadan daha çok üzüyor.
eğer tanrılarını seçme şansı verildiydi kullarına. bir isim mutlaka olurdu aralarında. yalnız ne tanrısı yapacağımı bilemiyorum.
ne tanrısı olmak isterdin ameximes?
Karsilastirmayin yahu. Birinde goruntulerin efendisi sizsiniz, digerinde baskasinin hayal gucunu ve anlayisini takip ediyorsunuz. arada kocamaaaan bir fark var.
oh be, benim anlatamadığımı cekirge ve aneximes gayet açık seçik anlatmış. umarım daha söze gerek yoktur. uf ya ben niye böyle sakin sakin derdimi anlatamıyorum? 🙂
öncelikle artık süslü püslü yazılar yazmicam, direk diğer forumlara yazdığım üslüpla yazıcam size ayak uyduramam kusura bakmayın. Şimdi cevaplara gelelim…
Öncelikle cekirge’ye
demişsin ki benim için elf lerden bahsetmişsin ama asabileşmişsin.. Direk cevabım: ” Haklısın hiç bir konuda karşı çıkamicam.”
Beğendiğim film konusuna geliyorum. Ben rap müzikten nefret ederim. 8 mile ı sırf Eminem’in hayatı işleniyo diye gittim. İzledim, ama öyle olmadığını görünce doğal olarak beğenmedim. Üstüne basa basa söylüyorum!! Bunlar benim fikirlerim. O yazdıklarımı filmi beğenenleri ezkmek yerine, biz beğendik çünkü şunlar şunlar var müzikleri güzel, senin fikirlerine katılmıyoruz ama tabii sen beğenmemişsen senin zevkin o gibi laflar duymak içindi ne bileyim ben başıma bunların geleceğini. Herkezin üstüme çullanacağını.
Levitas’a
Yazarın adını doğru biliyorum merak etme 3 gündür bu siteye bakıyorum, ilgileniyorum ve mesajları attığım bütün saatler sabaha karşı 4 ile sabah 11 arası!! bu yüzden klavyede yazım hataları yapabilir. 7,56 yerine 7,65 yazabilirim. Dün kaç kere George Cloney’i Ghorge colony gibi deişik şekillerde yazdım. Kusura bakma hiç kasmicam, savunma yapmicam, yanlış yazmışımdır suçluyum.
Olmamış abicim lafı değil o laflar. Bence olmamış olucak yazdıklarımı okuyanları bana karşı yönlendirmeye çalışma..
Kitaptaki yorumu aktarmayı becerebilecek biriyim, aptal değilim. Söylediklerimi tekrarlıyorum. Kitapta olupta eksik olan şeyler kızdırmıyo beni. Kitaptan farklı olan şeyler sinirlendiriyo.
Necdrome’a (yanlışsa kusura bakmasınj nickini yazmaya çalıştım) öyle bir yüklenme yapmadım bu sitedeki o olaylara girişenlere yaptım. Genel bir iki yazıyı okudum ve gördüm ki herkez tepelere çıkmaya en bilgili benimi olayına girmeye çalışıyo.
Clooney paragrafı yine kasmadığımdan dolayı anlamadığın bir paragraf. Fdtd da kasıntı rölü yapmış. Ama solaris te gayet normal usülüne uygun bir rol yapmış. Fdtd daki gibi abartılara kaçmaya çalışmamış. Analadın umarım.
Blade Runne’dan ve Matrix’ten felsefeyle ilgili bir oyrum yapmicam çünkü eğer öyle bir yorum yaparsam burda felsefe bilgisi iyi olan insanlar karşısında komik duruma düşerim. Schindler olayıda öyle filmi izleyici olarak beğenmiştim. Yoksa 2. dünya savaşı konusunda fazla bilgim yok. Matrix le ilgili tek bir örnek ” insaları virüse benzetmişler orası çok hoşuma gitti mesela”
Bu arada yorumlarına değinicem engin bilgileriniz felan demişsin. Benim bu konuda hiç bir türde engin bilgim olmaz çünkü ben sinema eleştirmeni felan değilim, ben sadece fikirlerimi belirttim bunu niye anlamak istemiyorsunuz bilmiyorum.
Charon_Tr
Madem öyle demek istemiştin. Cevabım şu: ” ben sabahladığımdan dolayı yanlış anlamışım biraz da o an asabi olduğumdan dolayı. Kusura bakma.”
Ameximes’e
işte şekil 1A. oo alıntı yaptığın cümleler varya genel oalra k niye alıntı yapmadın anlamadım, oo 1500 film izledim olayı “beynim var o kadarda film izlemişim kendi fikirlerim var neyin kötü neyin iyi olduğunu anlayabilirim” anlamında yazılmış kelimeler. yoksa ben bu kadar izledim eleştrimenler halt etmiş falan filan değil. Öyle kabul ettirmeye çalışmışın ama neyse..
Emanuella felan demişsin. porno filmlerden nefret ederim ve tiksinirim. Hikaye yaz felan demişsin. Zaman öldürme manasındada olsa FRP oynattım arkadaşlarıma (her ne kadar dm olmasamda). oynattığım 2 senaryo 25’er sayfalık senaryolardı.
AYRICA!!! aksedirde demiş, bende dedim. Kitapta hayal gücünüz kısıtlanmıyor, filmde kısıtlanıyor diye galiba yazdıklarımı sadece beni ezici bölümler çıkarmak amacıyla okudunuz…
başka anlaşamadığım kim varsa buraya mesaj atsın, cevabı sabaha karşı gelicek.
tarzın biraz sert olduğu için yanlış anlaşıldın demek ki. öyle bi yazmışın ki mübarek herşeyi ben bilirim ben çok bi b.o.kum havası vardı, doğal olarak biçok kişi sana istediğin cevap yerine bu duruma cevap verdi. neyse bi uzlaşmaya varıldığına göre konuya dönebiliriz sanırım 🙂
kitap uyarlaması bi film izlediğinde 2 şey olabilir (ki bu sana bağlı) ya hayalgücün kısıtlanır ve kitaptan alabilcein maksimumdan azını alırsın ya da tersi olur bakış açın genişler kitaptan normalde alcağından fazlasını alırsın. senin durumun biraz 1. gibi, bence filmlerdeki yorumu kitabı algılayışını zenginleştirmek için kullanabilirsin. ve bence uyarlama bi filmde amac kitabı birebir uyarlamak değil, kitaba yönetmenin yorumuyla bakmaktır. Bir nevi “cover” yani. Şahsi görüşüm çoğunlukla “cover”ların orjinallerden daha kötü olmalarına rağmen çok eğlenceli olduklarıdır. filmler için de aynı durum geçerli bence.
ya abi ama işte solarisi izldeim ve kitaptakileri zenginleştiremezsinki o filmden sonra.. ya mesela bak başka bi olaya giricem ne alaka deme.. ben eleştiri yapsam lotr in afedersiniz pokunu bile çıkarırdım derdim, işte one lan BAKSANA elflerin kulakları çok küçük, yok bune be galadriel de arwen de elfe benzemiyo felan.. ama bunlar minik ayrıntılar.. frp den az biraz anlamasaydım, kitabı okumasaydım filmi izlerken vay be ne hayal gücü adamlar güzel film yapmışlar her karesini heyecanla izlerim derdim.
Demişsin ki filmi izle kitaptan aldığını zenginleştir. Ya allah aşkına yalvarıyorum söyle bana, 2. kitabın uyarlaması filmde Arwenin aragornu öpmesi gibi bi olayı kitabın neresiyle bütünleştirecem ve genişletecem benim tek kızdığım olay buu. yoksa entlerin suyunu içmiyo pippin, tom bomb. yok, shelob bu filmde çıkmadı demiyorum.. Solaris’te mesela, yaw kitabın uyarlaması demeyin bari ya.. nesini uyarladınız.. ben filmi izledim ya dediğin gibi kitaptan anladığım şeyleri genişletmek amacıyla filmi bir kez daha aklıma getirdim, ama yok işte olmuyo canlanmıyo. Eğer ben o filmi kitapla bir tutarsam ya saçmalrım yani anlatamıyorum bile.
cümleler altına ediyo olabilir biraz dekoder görevi üstleneceksiniz ama kusura bakmayın…