Bedri Rahmi Eyüboğlu
ŞairimZifiri karanlıkta gelse şiirin hasıAyak seslerinden tanırımNe zaman bir köy türküsü duysamŞairliğimden utanırımŞairimŞiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşumTürkülerle yunmuş yıkanmış dilimOnlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm
Böyle başlıyordu Bedri Rahmi Eyüboğlu.Türküler,Türkülerimiz;halkımızın tarihi,destanları,sevinci,üzüntüsü Türküler…Türkülerimizin tarihi Türk tarihi kadar eskilere dayanır.Türkü kelimesi,Türkçe olan Türk kelimesine, Arapça son ek olan ”-i ” eki getirilerek türemiştir.Türkü;Türke özgü,Türke ait olan demektir.Erol Parlak’ın resmi internet sitesinde şöyle yazmaktadır;
”Önce toprak vardı,sonra sevgi.Sevgi tohumu toprağa düştü,kor oldu.Yürek kora sevdalandı,pervane oldu.Pervane kendini kora yaktı.Yandı,yandı…Türkü oldu.”
(kaynak)Kendine özgü şekli olan Türküler zamanla anonimleşen bir nazım biçimi olarak karşımıza çıkar.Ana dörtlükler ve onu izleyen nakaratlardan oluşur.Genellikle Türküler,nakarata ait ezginin çalınması ile başlar ve giriş kısmı ile devam eder ve ardından nakaratı söylenilerek bitirilir.Nakarat,halk dilinde bağlama ya da kavuştak olarak bilinir.Türküler,usüllü ve usulsüz olmak üzere ikiye ayrılır.Usulsüzler;divan,koşma,uzun hava gibi türkülerdir.Usullü söylenenler;genellikle oyun havaları ve deyişlerdir.Genel itibari ile Türküler,hece ölçüsü ile söylenir ve hece ölçüsünün bütün kalıplarına rastlanır.
Karacaoğlan
Türk Halk Müziğinin esas sazı bağlamadır.Bağlama; Tekne, Göğüs ve Sap olmak üzere üç kısımdan meydana gelmektedir. Bağlama halk dilinde saz olarak bilinir ancak saz kelimesinin gerçek anlamı enstrüman denilen kelimedir ve genel bütün müzik aletlerini kapsar.Bağlamanın atasına ”Kopuz” denir. Kopuz olarak bilinen çalgı;su kabağının üst kısmına ince deri gerdirilmiş,sap ilave edilerek saptan tekneye tel gerdirmek suretiyle yapılmıştır.Bunlardan yayla çalınana ”ıklığ” denir ve kopuz; el ya da mızrap yani tezene ile çalınır.Bağlamanın çeşitlerini ve kullanım yerlerinden uzun uzun bahsetmek istemiyorum ancak kopuzdan bu yana geliştirilmiş en güçlü Türk sazı,bağlamadır.Arif Sağ’ın resmi internet sitesinden aldığım habere göre;
”Bağlama Metodu” ile bağlamamız resmen ”Türk Enstrumanı” olarak tescillenmiştir. (kaynak)
Son dönem Türk Ozanlarının günümüze taşıdığı Türkülerimizin içinde Aşık Veysel ayrı bir tat olarak karşımıza çıkmaktadır.Aşık Veysel,Ahmet Kutsi Tecer’in yardımı ile bütün Türkiye’de tanınmıştır ama burada önemli olan esas nokta,bu dönemden itibaren kendi deyişlerini söylemeye başlamış olmasıdır.
Aşık Veysel
Daha önceleri eski aşıkların deyişlerini söyleyen Aşık Veysel,kendi şiirlerini söylemekten her nedense çekinmiştir.Yapılan araştırmalara göre,ilk bağlama düzeni olan aşıklama (la-re-mi) düzeni,aslında ”Aşık Süleyman” tarafından kullanılan bir düzen olmasına karşın Aşık Veysel tarafından yayıldığı için ‘Veysel Düzeni’ olarak bilinir.Aşık Veysel,sanıldığı gibi köyünde oturup,sadece Türküler söyleyerek hayatını geçirmiş biri değildir.1941 ve 1946 yılları arasında Aşık Ali İzzet’le beraber Köy Enstitülerinde halk müziği ve bağlama dersleri vermiştir.1965 yılında meclis kararı ile kendisine maaş bağlanmıştır.Aşık Veysel’in bir diğer yönü de köyünde ilk meyve bahçesi kuran ve yetiştiren kişi olmasıdır.Aşık Veysel adına dünyanın en büyük gitar virtüözlerinden Joe Satriani tarafından bir şarkı bestelenmiştir.(dinlemek için tıklayınız)Bu bilgiyi aldığım haber kaynağından haberin tamamını okumanız için link ekliyorum,inanın okunmaya değer.(kaynak)Dünyayı gönül gözüyle gören,yürüyen Türküydü Aşık Veysel ve bugün hala onu tanımayan ve türkülerini onun sesinden hiç dinlemeyenlere şaşmayalım da ne yapalım?
“Her kim ki olursa bu sırra mazharDünyaya bırakır ölmez bir eserGün gelir Veysel`i bağrına basarBenim sadık yarim kara topraktır.”
(Aşık Veysel’den dinlemek için tıklayınız)Bu sırra mazhar olmuş ve ölmez eserler bırakmış halk aşığına Allah’tan rahmet diliyorum.Son dönemde bir kaç değerli isim,bağlamayı ve Türk Halk Müziğini dünya çapında tanıtmışlardır.
Erdal Erzincan
Bunlardan biri Erdal Erzincan ve diğeri Erol Parlak‘tır.Erdal Erzincan; 1989 yılında İ.T.Ü. Türk Müziği Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü’ne girdi.“Tezenesiz Bağlama Çalma Tekniği”(Şelpe) ile ilgili araştırmalar yaptı ve unutulmuş çalış tekniğini yeniden canlandıran isimlerden biri oldu.(Şelpe dinlemek için tıklayınız)Üniversitedeki bitirme tezini ise;“Parmak Vurma Tekniğinin Bağlamadaki Uygulanışı ve Notasyonu”konu başlığıyla sundu ve günümüze kadar da kendi adıyla kurduğu müzik evinde bağlama dersleri vererek yeni öğrenciler yetiştirmeye devam etti.Şu anda da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak ders vermektedir.Dünyada bağlama ve Türküleri temsili ile ilgili olarak kendi resmi internet sitesinde belirtildiğine göre;
2004 yılında Viyana’da; Cumhurbaşkanı Heinz Fischer’in desteğiyle, Wiener Konzerthaus’ta, Russell McGregor yönetimindeki Ambassade Senfoni Orkestrasıyla birlikte bir konser verdi.”Classic Cem” adıyla gerçekleştirilen bu konser ayrıca Hollanda’da iki farklı orkestrayla sahnelendi.(kaynak)
Erol Parlak
Erdal Erzincan’la hemen hemen aynı kariyerde ilerleyen bir diğer isim de Erol Parlak’tır. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservetuarından mezun oldu.TRT İstanbul Radyosu’na giriş sınavını kazanarak girdi ve bir süre burada görev yaptı.Daha sonra, İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “sanatta yeterlik (sanat doktorası)” eğitimini 1998 de “Türkiye’de El İle (Tezenesiz) Bağlama Çalma Geleneği ve Çalış Teknikleri” adlı tez çalışması ile tamamladı.Yaklaşık on yıllık bir çalışma ile Anadolu’nun çeşitli yörelerini gezdi ve özellikle “bağlama çalış teknikleri, saz ve ses tavırları” konusunda araştırma ve incelemeler yaptı. 1000’e yakın halk ezgisi derledi. 1995 yılında Arif Sağ ve Erdal Erzincan ile birlikte bağlama üçlüsü oluşturarak dünyanın çeşitli yerlerinde konserler verdi.Erol Parlak’ın yazdığı “Şelpe Tekniği Metodu” isimli iki cilt olarak basılmış kitabı da mevcuttur.Arif Sağ,Erdal Erzinca ve Erol Parlak’ın İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile yapmış oldukları ”Bağlama Konçertosu” isimli çalışmada bağlamanın ne kadar güçlü bir saz olduğu gerçeğini bir kez daha göstermişlerdir.Bağlama Konçertosunu üç bölüm olarak ekliyorum isteyen buradan dinleyebilir:* BÖLÜM I* BÖLÜM II* BÖLÜM III
Mozart’ın ”Türk Marşı” isimli eserini Erol Parlak ve Bağlama Beşlisi grubu şelpe tekniği ile çalmışlardır.Bu eseri de dinlemeniz için beğeninize sunuyorum.(dinlemek için tıklayınız)Ve böyle bitiriyordu Bedri Rahmi Eyüboğlu;
Ah bu türküler, köy türküleriNe düzeni belli, ne yazanıAltlarında imza yok amaiçlerinde yürek varCennet misali sevişenCehennemler gibi dövüşenBir çocuk gibi gülüpMağaralar gibi inleyenNasıl unutur nasılÖmrunde bir kez olsunHalk türküsü dinleyen…
Türkülerden ve ozanlardan bahsedince,isimlerini zikretmeden geçemeyeceğimiz çok kişi var.Onlardan bazıları;
Muharrem ErtaşNeşet Ertaş (Bozkırın Tezenesi)Muhlis AkarsuYavuz TopOrhan Hakalmaz
KAYNAKLAR:
* http://www.turkuler.com/* http://www.ozanlar.biz/veysel/biyografi.html* http://www.erdalerzincan.com.tr/ana.asp* http://www.erolparlak.com.tr/anasayfa.php* http://www.turkulerimiz.8m.net/* http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=2972*http://www.orhanhakalmaz.com.tr/ana.html
yorumlar
bağlamaya ve türkülere aşık bir yürekten kucak dolusu teşekkürler….ellerine, emeklerine ve türküye sevdalı yüreğine selam olsun sinjob!
levent kırca, türk halk müziği bizim cazımızdır demişti, şimdi aklıma o geldi.
yanık ya ondan..
türkülü yüreklere bizden de selam olsun.
Türk halk müziği bana göre başlı başına bir yetenek ürünü. Demek ki iyi müzik içten gelen müzik. Bu yüzden unutulmaz ve her defasında dinlenebiliyor.90’lardan bu yana tüketilen popüler kültür saçmalıkları nerede şimdi?
dün gece verdiğin linkleri inceledim ve türküleri dinledim.bilgiler paylaşımlar ve türküler harika. bu yazıyı gerçekten kıskandım. hani bazen olur ya:))ama itiraf ediyorum bak:Dşaka bir yana bu yazı okunacakbir yıl sonraon yıl sonra bir daha okunacak bir yazı olmuş sinjob
lavinya76,çok teşekkür ederim,beğendiğine sevindim gerçekten.Ben 99 yılından beri bağlama çalıyorum.Türküleri farklı bir kulakla dinliyorum ben,notalar aklımdan geçer dinlerken.ezginin altındaki küçük tınıları duymaya çalışırım.halk müziği ve sanat müziği benim bütün zevkim diyebilirim.
Joe Satriani ile ilgili haberin linkini düzelttim,galiba görünmüyordu sonradan farkettim… buraya da ekliyorum…Aşık Veysel, gitar üstadı Satriani’nin ilhamı oldu!
hafifin içine mıçan onca kötü yazıdan sonra…aşık veysel diyen, bedri rahmi söyleyen bir yazarla müşereff olduk.eyvallah sinjob!!
kralchiplak teşekkür ederim güzel yorumun için…
pdf dosyası halk müziği kitabı var burada,inceledim gayet güzel bir çalışma olmuş…TÜRK HALK MÜZİĞİ TÜRKÜ SÖZLERİ KİTABI (PDF)
ya sınjob yüce ruh adına yemin içerim ki iyiki geldin hafife:))bir gün sen çalarsın biz dinleriz belki hane güzel olur
çok teşekkür ederim,bu güzel bir hoş geldin oldu. Ben çalarım her havadan,her yöreden. siz isteyin yeter:)
SeVdalımHayat mısın sen?
ahh keşke sevdalımhayat olsaydı…
kendime ait bir kayıt ekliyorum.
İsa, Muhammed aşkına sen yazar mısın?bu ne güzel bir link:))
beğendin mi,iyi çalmış mıyım:))))
çok güzel sinjob!hakikaten iyiki burdasınteşekkürler hem yazı hem bu güzel dinleti için…
çok teşekkür ederim…
kendi çaldığım bir kayıt daha ekliyorum:sinjob – İnsan Olmaya Geldik (enstrümantal)
pir aşkına!!!sözde ben bir insan olmaya geldimmmhuuuu!!!!
akord bozuk, bastığın kalıplar hatalı.Grup yorum. Lakin temiz değil. ha gayret olacak
akorlar gayet temiz canım ama bağlamadan böyle ses çıkar akor basınca,grup yorum’un cemo’sunu sadece geçiş için kullandım,öyle güzel akort yaparım ki, istersen bir ara senin de akordunu yapabilirim.söyle bakalım hangi akorlar hatalıymış biz de bilelim…
hankısını doğru basıyon kine, alayı hatalı
* Cihat Aşkın & Erkan Oğur – Selanik Türküsü bam teli ve gönül teli aynı tınıyı yakalarsa ne olur?
eklediğin link ne güzelmiş sinjob be:) iyi gitti bu saatte
her türküsü ayrı bir güzel ustanın:)
erkan oğur muhteşemdir zatende cihat kardeşi duymadıydım hiç.sen bize biraz türkü içerikli yazı yazsan nası olur sinjob. bak okudukça öğreniyor insan
bence de:)
yazınız güzel, bilgilendirici, çok beğendim
walla ben de çok çok beğendim
teşekkürler,beğenmenize sevindim…