Canınız armut isterken, biri çıkıp ” nar yemelisin nar” deyince vardır bir hikmeti deyip, ikindi üstü uğradığım pazardan, iri kadınların iri memelerine benzeyen narlardan bi torba kapıp eve geldim.” hırsızdan korunacak, yangından ilk kurtarılacak mal gözüyle bakıyorum narlara” söylentilere göre bu nimet, her derde deva imiş; basurdan romatizmaya, vereme, fıtığa, hatta ötmeyen kuşa bile şifa imiş.. ayrıca hz.lokman hekim efendimiz de bu “nar” meyvesini hararetle tavsiye etmiş vakti zamanında..Bir simyacı titizliğiyle mutfağa yöneldim..ilk kez deneyeceğim robotu çıkarttım, ikişerli parçalara böldüğüm narları sıkacağın içine yerleştirip, düğmeye bastım..Makina görülmedik bir öfkeyle çalışmaya başladı..çatırtı çuturtu ile birlikte , ilkin makinalı tüfek ateşine uğradığımı sandım; nar taneleri mutfağı kılıç gibi kesiyor, kor bir ateşin patlayışı gibi her tarafa saçılıyordu..sağa sola her yana..donup kalmışım! bu hengamenin ortasında.. büyülenmiştim adeta..ulan bu ne kinmiş ne hışımmış be, ayıp deyil mi?dikilme lan orda bişeyler yap dingil!bubi tuzağı mıdır nedir lan bu?müdahale edecem etmesine de, makine yaklaştırmıyor ki kendine; nar puştları her yönden saldırıyor..ey yusufu kuyudan çıkartan mevlam yardım et! nafile.. sonunda can havliyle robot götünün fişini çekiverdim..manzarayı umumiye; makineyle nar taneleri işbirliği edip, mutfağı kana bulamışlar..yerler, duvarlar, ellerim üstüm başım kızıl kana bulanmış..Cinnettin hududundayım, bu katliamı hiçbirşey unutturamaz bana..müstehak lan sana, şu nimetten de mahrum olaydın ya lale!batmışım harbiden zayiat çok büyük..