1991 yapımı, River Phoenix, Keanu Reeves gibi isimlerin yer aldığı aynı zamanda bir William Shakespeare oyunundan esinlenilmiş sahneler bulunan My Own Private Idaho yönetmen Gus Van Sant ‘ın sinemaya aktarmasıyla ayrı bir tat bulmuş bir dram. Film adını 1976 da kurulan Cindy Wilson ve Kate Pierson’in vokallik yaptıkları ve şarkı söylemekten çok ‘sprechgesang’ denilen enterasan bulduğum tarzda konuştukları B-52adlı grubun bir şarkısından gemektedir. Yönetmen Gus Van Sant’ın otel kapıcılığı yaptığı bu filmde çoğu sahne yine Portland Oregon’da kendisine ait eski bir evde çekilmiştir. Aynı zamanda senaryosunda Gus Van Sant filmin baş karakterlerini vermiş olduğu Mike ve Scott isimlerini gerçek hayatta tanıştığı iki sokak fahişesine ithaf ederek öyküleştirmiştir.Filmde ‘Too Many Colors‘ gibi River Phoenix’in Aleka’s Attic adlı grubundan bir parçasıda yer alır. Filmin New York taki galasına gitmeyen Phoenix neden olarak uçakla seyahat etmeyi sevmediğini söyler ve yolculuklar için araba veya treni tercih ettiğinden kendisine çok zaman ayıramadığını yakınır, bu filmden üç yıl sonrada yaşama veda eder.

Mike ve Scott para için kendilerini sokaklarda satan biseksüel iki fahişeyi canlandırır. Scott’ın Mike’a beslediği derin aşkla hayatlarını bu yolda bu şekilde yaşayarak geçirmeleri aslında sorumsuz ebeveyinlerini sorgulatır. Mike’ın narkolepsi denilen olur olmadık yerlerde aniden uyku gelme nörolojik durumu ise kahramanın yol hikayesinin uçsuz bucaksız, belirsiz, yer mekan tanımadan dolaşmasını, nasıl ve ne şekilde nerelere geldiğini, bu yolculukta sırasında şuursuz olmasını, davranışlarını buna bağlı olarak fevri ve anlamsız olamasını açıklar. Scott’ın aksine Mike tamemen bir eşcinseldir dolayısıyla ‘bir erkek bir ereği sevemez’ tabusunu yıkamayacağının farkındalığıyla her ne kadar aşkını ilan ederse etsin sonucunu gördüğü bir oyunun içinde yaşamına devam eder. Hep hayatlarımızda bir yol vardır. Bu Mike’ın sindirdiği ve aslında vazgeçemediği, elinin suratına koyarak sadece yüzüne görmek istediği parçalanmış bir surata benzettiği yoldan çok daha farklıdır. Bu yol hayatı boyunca aradığı annesini ya da babasını hatırlatır, hayal ettirir, dibi tutmuş arzularının dehşetinin karantinasında dansettirir.