Bazen görünmez oluyorum sanki. En çok da mutfakta öyle hissediyorum.Salondan çocukların sesleri geliyor. Eşimin onların bağırışlarından bile daha gürültülü sessizliği…Ben tabakları raflara dizerken, çıkan her tıngırtıda birbirimizden bir parça daha uzağa savruluyoruz sanki.Yakın olduğumuz o zamanlarda sesler bu kadar büyümezdi. Bitmeyen bir müzik çalar dururdu içimizde. Tabakları dizmek ya da televizyonun başında uyuklamak aşktan bu kadar uzak düşürmezdi bizi. Cılız bir alevi sürekli körükler gibi durmadan bir hayali canlı tutmaya çalışmazdık.Şİmdiyse adımlarımı bile hesaplayarak atıyorum. Bir büyüyü bozmaktan korkarcasına olabildiğince az ses çıkarmaya çalışarak, bir gölge gibi süzülüp duruyorum sevdiğim adamın etrafında.Ama aslında biliyorum, boş bir çaba bu! Onun bana bir hayalmişim gibi baktığı o günlerde, ben her zamankinden çok gerçektim. Tüm benliğimi sereserpe seriyordum gözlerinin önüne. Sihiri yaratan benim gerçeğimdi.Ama artık yetmiyor kendim olmak, bana öyle bakmasına. O müzik sustu artık… Sesler belirginleşti. Gürültü yapmamaya çalışıyorum ben de. Bir hayalmişim gibi davranıyorum.