Mutluluğa da aynen böyle yapacağım. Güvercinlere ekmek verirken yaptığım gibi…Ürkütmemek için hiç igilenmiyormuş görüneceğim. Yoksa o da uçup gider onlar gibi.Bugün bu kararıma uyarak hemen harekete geçtim ve dışarıya çıkmadan önce, ilk kez kendime sormadım nasıl bir gün olacağını. Şu köşeyi dönünce her şeyle karşılaşmaya hazırdım.Beklenti olmayınca, inanılmaz bir uyum baş gösteriyor içinle çevren arasında. Zihnindeki resimle kıyaslayıp durmuyorsun gördüklerini. Bu yüzden de hayal kırıklığı denen şey bir anda çıkıp gidiyor yaşamından.İşte bu düşüncelerle köşeyi dönmüştüm ki bir adam çıktı karşıma. O’nu görür görmez “Mutluluk yakınlarımda dolaşıyor yine.” dedim. “Ürkütmemeliyim onu. Kabul ediyorum, bu kez gafil avladı beni mutluluk. Çok hoş bir görünümle çıktı karşıma. Ama sabahki kararımdan asla vazgeçmeyeceğim. Ürkütmeyeceğim O’nu ısrarlı bakışlarımla.”Ama saniyler geçtikçe fark ediyordum ki bakışlarını ısrarla ayırmayan ben değil O’ydu. Gitmeye de hiç niyetli görünmüyordu. Ekmek verdiğim kuşlar geldi aklıma… Gülümsedim. Anlamıştım çünkü, mutluluk onlara hiç benzemiyordu. Eğer gerçekten geldiyse hemen kaçmıyordu onlar gibi. Birinin bedeninde çıktıysa karşına, üzerine üzerine geliyordu hatta. Çünkü O da sende buluyordu mutluluğu.