Dilimde güzel bir şarkı
Doyamam söylemeye..Bir adım, geri mi gitsemAniden durup,yönümü değiştirip,Rüzgara karşı daha hızlı mı koşsamKadın, şirket kartını genel müdürün masasına bıraktı..Bu anlayışın kendisine uymadığını, Bettina ile bir saniye bile birlikte çalışamayacağını söyledi..Yeni bir iş planı hazırlanmasını istedi. ”Yoksa” dedi..Bu yoksada, ne çağlayanlar ne nehirler, okyanuslara dönüşüyor, tatlı meltemler kasırga olmuş herşeyi önüne kata kata büyüyüyerek geliyordu..Hırs böyle birşeydi..Hırs bir hamurdu, istediğinde onu bir çiçek yapar, istediğinde böcek yapar karşındakine sunardın..Bulunduğu dünyadan göçeli çok olmuştu, masumiyetin..Genel müdür, Bettina’nın modern bir şehir kadını oluşunu, bu sayede bir çok müşteriyi elinde tuttuğunu söyledi..Bir şehir kadını, bu neydi şimdi..Peki O kimdi..Bambaşka bir ülkede, yapayalnız, şimdi de, vazgeçmeye hazırlanan bir hayat oyuncusu..Yoksa şöyle mi demeliydi, tipik bir İstanbul kadını, vazgeçen, geri çekilen, işini elinde tutamayan..Düşündü, elinde bir hayat direksiyonu, bir dümen vardı, geri de giderdi..Hatta ileri ve geri gidişi farketmezdi onun için..İleri gittiği hızla, bir milimetre kaymadan geri de gidebilirdi..Ya bu hamleyle kenara sıkışırsa, diğer bir hamlesi var mıydı, gitmekten başka.. O zaman yenilgiyi kabullenmeye hazırlıklı olmalıydı..Açık bir restti bu..İlişkiler de böyle değil miydi, ilk resti çeken genelde kazanırdı..O niye buradaydı, kaybetmek için mi gelmişti..
Ya savaşı ne olacaktı, Bettina kazanacak, meydanda istediği gibi atını oynatacaktı..Kafa kafaya geldikleri son model BMW sinden daha geçen sabah pis pis sırıtırken, kadın hiç gülümsememişti..Birlikte dans ediyorlar, müzik bittiğinde birinin pistten itilmiş olması gerekiyordu..O kadınlarla dans etmeye alışık değildi, seçenek yoksa kendi kendine etmeyi tercih ederdi..Nasıl bir dans figüru bulmalıydı ki, O tam sırtını yasladığında çekilse yuvarlanır mıydı..Ama o bir yabancıydı, sırtını güvenelek asla yaslamazdı kimseye..Gerçek çarpışma henüz başlamamıştı..Yanyana geliyor, karşılıklı itişiliyor, bakışıyor, adımlar geri çekiliyordu..Genel müdür attığı zarfı açtı, içinden ne çıktı, Mudjekeewissss..Şirket kartını tekrar kendisine uzattı..-Kal burada, onunla çalışmak zorunda değilsin, bana bağlısın artık, dedi..(Eksileri, sıkıntılarınızı söylerken, artıları katarak söyleyin yeni bir şirkete başladığınızda, ama vakit kaybetmeden söyleyin..Genel müdürünüz erkek ise, O’nun ne kadar mükemmel şirket yönettiğini en az ve en fazla bir kez söyleyin..)Kadın, odadan çıkarken, akşamdan kalma savaş boyalarını tazelemek için aynaya koştu, gülümsediği kendisiydi..
yorumlar
süper
Çok mersi, peki bu yazı dizisinden roman olur mu..
olur olur devam…
bmw farı ne alaka ?
ipucu: yazıyı oku.
BMW farı, Hella’mı Bosch’mu merak ettim pbk?
yazıyı okudum vitamin, sonra ?
sonra :
Hella, gece uçuşlu..Hallam yaw, yazıdan roman olur mu diyoruz, far markası soruluyor..
Maxfactor bence…
Bir yazım da reklam dan uzak olsun yaw, zorla kaşınıyorsunuz..
Hiç dayanamam. En sevdiğim markadır kennsii.. Tavsiye derim.İmza: Holivuut yıldızlarının kuaförü dasti…
pbk,” bu yazıdan ne köy olur ne kasaba diyeceğim”sandın di mi? Ama öle değil, gerçekten olabilir, örgüsünü iyi kurarsan elbette olur..
soruma cevap alamadım
aslında ben cevap verdim ya neyse.yazıda bmw geçiyor ya hani,vurgu yapılmak istenmiş kanımca.
yazıda bmw’mi geçmiş ? yazı otoban mı ?
evet.
çok komiksin Pbk da ! Hallam yaa…
bu yazı bana şeyi anımsattı; yüksek topuklar- murathan mungan
okumadugum icin MM nu bir yorum yapamuyorum mansonum .tuvaletteki kütüphanede duruyo dekor kitap.okunacagunuda sanmuyorum.
Sorunu görmemişim Onnupro kusura bakma..Sen yazımı okursan bu soruya gerek kalmayacak dolayısıyla benim de cevap vermeme..Teşekkürler Vitamin..Neresi komik geliyor, Harlemcim..
Çok güzel olmuş. Ama keşke biraz daha uzun olsaydı.
yazını okudum pbk.
Kuduzcum, kendi yazım da dahil uzun yazılara tahammülüm yok..Ama Duygu Asena, ya da Ahmet Altan ın kitapları gibi ilgi çekici olabilir diye düşündüm eğer kitap yazarsam..Onnupro, kadınlar birbirleriyle karşılaşıyorlar ve arabadalar, birbirlerine gıcıklar, biri arabasının içinde pis pis sırıtırken diğeri gülmüyor, o sırada otopark karanlık ve farlar açık ve keskin, göz gibi, ilgi çekici değil mi..
değil
Bu karanlıkta far açma zevki..Sen anlamazsın..
neden ?
niye?
Pbk, seyrek yazıyorsun artık…
Çok yoğunum, ama yazmaktan asla vazgeçmem..
-o varsa ben yokumpeki muhassebeyi arıyorum hesabını kessinler.ben olsam bunu söylerdim.
Ve muhasebeden e-mail gelir..-Şu dakika itibarıyle işinize son verilmiştir..Gereken işlemin yapılması için muhasebeye uğramanız rica olunur..Başka da hiçbir açıklama yapılmaz..Dolayısıyla patronlar ya da genel müdürler, işe son verme muhabbetine girmek durumunda kalmaz..Gayet temiz bir iş..
iç hattan arasalar daha pratik olmazmı ) ne mailinasıl bi şirket burası be.Madem patronsun yada patronla kankasın sen niye kovmuyosun annem demezlermi adama
Sen hiç birini kovdun mu hayatında, bunu hakedene bile yapamıyorsun bazen..
ben ezik bir adamım,pazarda limon satarken kimi kovabilirimki pbk )
O zaman limonun faydalarını anlat..:)
c vitamini boldur,sonra limonatası olur birde zurna çalan birinin karşısında yersen küfrederler gibi gibi
Bu yazını her nasılsa gormemişim.Yalnız, bu kadar güçlü ve verimli yaştaki bir karakteri her ne kadar yabancı da olsa, bir çalışan olarak değil, idareci olarak görmek istiyor insan.
Suiza, Avrupa ülkesine ait bir holdingte çalışmak, iyi bir mevkii sahibi olmak, inan kendi işini yapmaktan çok daha zor..Kendi vatandaşlarından çok daha fazla donanıma sahip olman gerekiyor..Zaten ülkede yerleşik yaşayan yabancıların çok küçük yaşlarda yüksek eğitim için attırılan imzalarla yolları, mesleki eğitime yönlendirilerek kesiliyor, bunun da savaşını ayrıca veriyorum..Ve gurbetçilerin bu kadar çok döner dükkanı açıp, temizlik şirketi kurmalarını şimdi daha iyi anlıyorum..Başka şansları yok çünkü..
Doğru söylüyorsun, söylemesine de, Bettina’dan daha baskın bir karaktere sahip olduğunu düşündüğüm için o yorumu yazdım.
Haklısın, ne sevgim biter ne nefretim benim..
pillibebek daha sık yaz
Çalışırım, Pilli..
evet daha sık yaz kelimeler arasında boşluk olmasın..
Niye ya, bir parmak boşluk iyidir..