beş parasız ve nikotinsiz evde oturuorum…odamdaki çöpleri atayım dedim..bi sigara paketi vardı boş die atıyordum kiii..içinden bi tane sigara çıktı..”bu bir mucize die bağardım..kendimi kaybetmişim”..saçmalığa bak..ahah..çok güldüm ya
mucize
mucize…
hopeless | 09 October 2003 05:12
Ben seni düşünüorum hala… Nası bu hale geldiimizi?? Yanıtını bulamıorum we caresizim elim kolum bağlı hiçbişi yapamıorum. Seni özlüorum arada sana mesaj atmak seninle konusmak gelior içimden ama bunların hiçbirini yapamıorum. Sebebi gurur mu dicem ama o bile diil. Sen beni anlamıosun, takmıosun ve sanırım takmicaksında… Bi mucize olması lazım galiba… Üstelik ben bu haldeyken ( sen halimi bile bilmiosun) sana o kadar çok ihtiyacım warken , beni bir tek sen anlayabilecekken. Nolur bi geri dönsen…Nolur sana bi sarılsam…Bi mucize istiorum…
Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.
yorumlar
üfffff muceziyimi bekliyorsun daha çoooook beklersin ya neden kendi mucizeni kendin yaratmıyorsun yani seviyormusun seviyorsun anladığım kadarıyla yapman gereken neyse içinden ne geliyorsa git onu yap ne gururu ya yani bunu yapmasan ilerde bu hep senin bi şekilde aklında olacak kafanı kurcalayacak bunun için yapman gerekeni yap bunun karşılığı olumlu yada olmusuz olsun en azından ben yapmam gerekeni yaptım dersin üfff sen daha çok ağlarsın sevmeye yeteneksizsin sen
“mucizeler için beklemeyin; onları siz yaratmalısınız”
bazen gerçekten mucizeye ihtiyaç oluyor. mucizeyi yaratmak kolay olsa zaten yapardım.zaman geçtikçe mucizelere olan inançta azalır.
İnanç çoğaldıkça mucize denilen şeyin aslında olacak olan olduğu görülür.
zaman inancı da öldürür.
hayır
yarısı dolu bardak
Bir yarısı dolu diğer yarısı boş olmasın? 🙂
boyuna mı?
Hopeless diyosun kendine ama hala birşeyler umuyorsun.Mucize diye bi şey yok bekleme boş yere. Kaç kişinin başına gelmiş söyleyebilir misin? Hem senin başına niye gelsin. Sır kapısı felan izleyip gaza gelme derim. Ufak şeylerle umutlanma daha büyükleri geldi başıma çok umutlandğım oldu ama mucize yok. Zaman kaybı
enine ise sag yari mi yoksa sol yari mi dolu? boyuna ise alttaki yari mi yoksa ustteki yari mi dolu? her iki yari da bos/dolu ise yarinin onemi var mi? her iki yari da bos/dolu ise hangi yariya bakmayi tercih etmeliyiz? bakarken bardagi da gormeli miyiz? bardak -eger doldurulucak ise- illa ki su ile mi doldurulmali? ceyreklere ne demeli? damlalara ne olucak?
Eger ki elimizde enine doldurulmus veyahut safi ust tarafi dolu olan bir bardak var ise, konunun bardak boyutunu asip, mekan mertebesine ulasacagini dusunuyorum. Bu durumda bardagi ivediyetlen elimizden birakip kendi kaba etimizi kurtarma cabalarina girismek, sahsi kanaatimce o ironik anda yapilabilecekler listesinin ilk sirasinda bulunmalidir. Boyle pozisyonlar bardak mardak dinlemez; seher vakti derde belaya sokarsiniz basinizi, benden soylemesi.
bilmiyorum. Düşünüyorum enine-boyuna