Biletleri esim almisti, ben cok fazla istekli degildim ama onu kiramayip 3 gunluk geziye razi olmustum. Sabah 3 gune yetecek kadar esyalarimizi toplayip ise gittik, her ne kadar onceleri pek sicak bakmadiysam da aksami iple cektim, cunku otobusun kalkis saati bizim isten cikis saatimize yakindi. Otobusle gidiyorduk evet tur firmasindan aldigimiz 3 gunluk geziye her sey dahildi, kalacagimiz otel ve yemek yiyecegimiz restoranlar onceden belirlenmisti. Bulusma noktasinda arabayi birakamayacagimiz icin metroyla gitmeye karar verdik, zaten bulusma noktasi da metronun ayreport denilen istasyonunun cikisindaydi. Biraz erken varmistik, henuz kimsecikler yoktu etrafta, uzerinde San Peterburg yazan kagidi tutacak olan rehberimiz bile.Markette, yolda atistirmak uzere alisveris yaptik, disari ciktigimiz zaman beyaz bir otobusun etrafinda kucuk bir toplulugun olusmus oldugunu gorduk, otobus soylendigi gibi mersedes degildi, eskiydi, markasina bi goz atmak istedim bulamadim sanirim sadece modeli yaziyordu, pek onemsemedim, ben ki otobus yolculuklarina aliskinim benim icin farketmezdi, en kotu sartlarda bile yolculuk etmistim. Hatta hic unutmam bir keresinde Irandan Ankaraya tam 48 satte gitmistim. Otobuste yerimizi almadan once esyalarimizi bas ustunde duran yere yerlestirdik, bende de esimde de kucuk bir spor cantasi vardi sadece. Henuz butun yolcular gelmemisti ve otobusun icinde bekliyorduk, birazdan insanlarin hepsi gelecek, binecek ve hemen yola koyulacagiz dusuncesiyle oturdugumuz yerde bekledik, ama dusundugumuz gibi olmayinca terlemeye basladik, tam cikmaya karar verince herkes binmeye basladi, zaten her zaman boyle olmaz mi?Otobus acikcasi biraz farkliydi daha once binmedigim bir otobus cesidiydi, sofor digger otobuslerde oldugu gibi yolculardan daha asagi bir seviyede oturuyordu ama farkli olan ise soforun oturduge yerin ustunun kapali olmasi ve orada da yolcularin oturmasiydi, icerden bakildigi zaman iki katli otobus gibi dusunelebilinirdi ama camdan disari baktiginiz zaman aslinda oyle olmadiginin farkina varirdiniz. Rehberimizin kendisini tanitmasindan sonra yola koyulduk ilk mola 100 km sonra verilecek denilmisti bize, zamani konusunda ise kesin bir bilgi verilmemisti ozellikle, cunku herkes cok iyi biliyordu moskovada trafigin ne kadar yogun oldugunu. Otobus hareket etmeye basladigi zaman Evinin elini tutup yuzundeki gulumsemeyi gorunce cok rahatladim artik yola cikmistik, arkama yaslandigimda sirtimdaki hafif islakligi hissetmem cok uzun surmedi, otobusteki herkes dahil bu yolculugun cok iyi gecmesini diliyorduk icimizden.Sank Peterburg diye yaziliyor rusca, oyle cok eski bir sehir degil. Ismi Ruscada Potir, Turkcede ise Petro olan Car tarafindan insaa ettirilen, 300 yillik bir gecmise sahip Neva nehri etrafinda ve uzerinde 40a yakin ada uzerine kurulmus, bir cok tarihi yapiyi barindiran 5 milyona yakin nufusuyla Rusyanin, Moskovadan sonra ikinci buyuk sehri. Sehir cok planli bir sekilde kurulmus ve sanat kokuyor.Iste bu kokulari takip ederek yollara koyulmustuk, otobus yolculuklari her ne kadar cok rahat olmasa da benim icin alisilmis bir durumdur, bunun sebebinin Turkiyedeki otobus yolculugu sektorunun gelismis oldugunu, gezimizin ilk duraginda ogrenmis oldum. Turkiyede demir yollarinin azligi nedeniyle insan tasimaciligin buyuk bir cogunlugunun karayoluyla yapilmasi sebebiyle bu sektoru besleyen sektorlerde cok gelismis durumda ve bu insanlara bazi kolayliklar ve rahati beraberinde getirmis durumda, tabi icinde oldugumuz icin farkina varmamiz bazen mumkun olmuyor. Rusyada ise boyle bir durum sozkonusu degil, tam tersine, sovyetler doneminde kurulan demir aglarin birakin Rusyayi butun dunyayi sariyor, kara siniri olan heryere gidiliyor ve herkes bunu sonuna kadar kullaniyor ayrica hem ucuz hem rahat.Moskovadan ayrilirken agir agir akan trafikte yoldaki guzelliklere bakarken buluverdik kendimizi, once mimari yapilarin seyri, sonrasinda ise agaclarin olusturdugu yesillikte gozumuzu de gonlumuzu de ferahlattik. Her yer orman gibi geliyor insana ve sanirim gercekten de oyle cunku ince govdeli, uzun boylu ve az yapraklari olan cam agaclari her yerde karsiniza cikiyor ve gercekten cok ferahlatici bir manzara. Sonradan bizi ayrica ferahlatacagini bilmedigimiz ilk duragimiza dogru devam ediyoruz.Otobus yavaslamaya basladigi anda uyuyor olsaniz bile hissediyorsunuz, kafami kaldirip ne olduguna baktigimda mola yerine girdigimizi gordum. Otobus durdu, iki – uc saat arasi surmustu ve herkesin ilk isi tuvaletlere kosmak oldu haliyle, biz de otobusteki hafif uykunun ardindan uzerimize coken hafif sersemligimizi uzerimizden atmaya calisirken gozlerimiz ayni yeri ariyordu, sonrasinda karnimizi doyurmaya gidecektik tabi ki. Ama ilk once durdugumuz yerde on metrekareden daha buyuk olmayan bir binanin bulundugunun farkina vardim sonrasinda ise insanlarin ormana dogru gitmesine ve ormandan gelen insanlara gozum takildi. Evet tuvalet yoktu, yemek yiyecek bir restoran ve sicak yemekler ise hic yoktu, butun herkes once icinden kufurler yagdirip sonra ormana yoneliyordu ama cogunun gitti yer ayniydi, yani ayni bolgede yanyana diziliyordu insanlar beser metre aralarla belki onar.Yapacak bir sey yoktu, ormanin derinliklerine dogru yola koyulduk, kaybolmayacak derecede uzaklastiktan ve kimsenin gormeyecegine emin olduktan sonra defi hacet ve otobuse dogru geri donduk. Kucuk bufeden bir kac sey aldiktan sonra sove sove otobusteki yerimizi aldik. Otobus yoluna, insanlar da hic bir sey olmamiscasina yolculuguna devam etti.Yolun gidis ve gelis toplam dort serit olmasi cok fazla sayida araci kaldiramiyor ve trafik cok yogun ve cok fazla polis kontrol noktasi var 650 kmlik yolu onbir saatte aldik, dort mola vermemize ragmen hic bir mola yerinde ne yemek yiyecek bir yer ne de dogru duzgun bir tuvalet.Saat yedi sularinda sehire giris yaptik once bize san petersburgu anlatacak olan rehberimizi almaya, sehrin girisinde (hatta havaalaninin yolunu ozellikle ordan gecirmisler) sehre gelen herkesi ilk karsilayan 2. dunya savasi anisina yapilmis cok buyuk bir anitin bulundugu bir meydana gittik, orda bu islemi gerceklestiren tek otobus bizimki degildi tabi, butun tur otobuslerinin rehberleriyle ilk bulusma noktasi buydu, rehberi beklerken karsilastigimiz anitin gorkemi bize bu sehirde bizi daha nelerin beklediginin bir isareti gibiydi.Rehberimizle birlikte kavhaltimizi bir restoranda yaptiktan sonra otobusteki yerlerimize geri donduk, otobus yol alirken 3 gun icinde yapacagimiz aktiviteleri ve turlari dinledik, ilk duragimiz hemen hemen butun turlarin baslangic noktasi olan Petergof idi.