The Mirrors posteri
The Mirrors posteri

Günler haftalar geçmiyor ki, bir Uzakdoğu korku filminin daha Hollywood versiyonunun çekileceğini duymayalım.The Ring ve The Grudge yeniden çevrimlerinin açtığı bu yolda, karşılaştıkları her fırsatı değerlendiren Hollywood yapımcıları en son The Shutter ve The Eye’a göz koymuşlardı.Yeniden çevrimlerde, ana hedef tabii ki her şeyin kolayını seven Amerikalı seyircisi olmakla beraber Uzakdoğu sinemasından bihaber yaşayan alternatif kitle göz ardı edilmiyor değil. Zira ülkemizde gösterime giren bu tür filmlerin gerek afişlerinde gerek konu özetlerinde gerek de fragmanlarında benzer bir filmin zaten var olduğuna dair en ufak bilginin esamesi bile okunmuyor.Son olarak vizyona giren The Mirrors da (aka.Geoul sokeuro) bu tür pazarlama tekniğinin bir örneği… (hoş reklamcılara da fazla yüklenmemek lazım.)****

Gelelim başlığa konu olan Aynalar’ın değerlendirilmesine…Yönetmen olarak The Hills Have Eyes ve Haute Tension dan tanıdığımız Alexandre Aja‘ı görüyoruz ki bu bir çok gerilim-korku sever açısından sevindirici olmuştur. Başrolde ise 24 dizisi takip etmeyenlerin bile en azından bir kere duymuş olduğu Jack Bauer’i canlandıran Kiefer Sutherland var. Zaten film başlarken de bir gerilim filminden çok, ABD ulusal kahramanı Jack Bauer’in yeni bir macerasına tanık olacakmış gibi hissediyorsunuz. Zira başkahramanın eski bir FBI görevlisi olması, bir Jack Daniels şisesine kameranın odaklanması gibi 24’e ufak göndermeler ya da masumane! tesadüfler mevcut… Ancak konu ilerledikçe yönetmenin müthiş bir ustalıkla aktardığı şiddet-dehşet örgüsü kendini gösteriyor ve gerildikçe geriliyorsunuz. Kişisel kanaatimce The Mirrors’ı sadece diğer yeniden çevrimlerden değil orjinalinden de farklı kılan biricik özelliğinin bizzat Alexandre Aja tarafından yazılmış ve yönetilmiş oluşu…Ancak ölüm sahnelerinin o kusursuz etkileyiciliğine karşın, orjinal filmle aynı olan son sahnenin anlamsız bir şekilde hızlı ve üstünkörü işlenmesi filmin en önemli kusuru.. Kuşkusuz hedef finali en etkileyici bir şekilde izleyiciye aktarmaktı ama maalesef bir çok dikkatsiz kişi kafasında sinema binasının aynalarında dahi görülen soru işaretleriyle kalakaldılar…***Not: Orjinal filmle ilgili kendi blog’umda yazdığım kısa bir değerlendirme yazısı için buraya