Hepimizin zaman zaman çok beğendiği karşı cinsler (ya da hemcinsler) olur di mi? Bir de fiziksel olarak olsun, beyinsel ya da sosyo-kültürel açıdan olsun, onların kendimizden çok düşük seviyede olduğunu düşündüğümüz sevgilileri, flörtleri, eşleri, konuştukları çocuklar olur bazen. İşte bu durum üzerine gerçek bir öykü:
C bir gün arkadaş toplantısında tanışmış olduğu A’dan çok hoşlanmıştır. A da A dır hani. Masmavi gözler, lepiska saçlar, bebek gibi bir yüz, şeker gibi birşey, bir sevimlilik ve sıcakkanlılık abidesidir adeta. Tanışmalarına vesile olan D’ye sorar kimdir, neyin nesidir diye. Beklendiği üzre “Bana ayarlasana” şeklinde sözlerine devam eder. D de kısaca A’dan bahseder. Sevgilisinden henüz ayrılmış olduğunu, dolayısıyla onun da bu işe muhtemelen sıcak bakacağını anlatınca gözleri parlar C’nin. Hemen daha derinleştir muhabbeti. Sohbet A’nın eski sevgilisine kadar gelir. B inanılmaz itici, antipatik, çirkin hatta angut bir adamdır. A’nın B’yle olan ilişkisine, etrafındaki ahali yıllar yılı anlam verememiştir. Pek de sık rastlanmayan bir isme sahip olan B hakkında birkaç soru sorduktan sonra bir zamanlar aynı üniversitenin aynı yurdunda kalmış olduklarını farkeder C. Yalnız B sıradan bir yurt arkadaşı ya da tanıdığı olmaktan öte efsanevi bir karakterdir. Kendisinin okula ilk geldiği zamanlarda duşta hemen dikkati çekmiş olan bir özelliği vardır: cinsel organı o kadar büyük, o kadar büyüktür ki, rivayete göre duşa girdiğinde kilometrelerce ötedeki diğer üniversitenin yurtlarından gözükebilmektedir. B’nin o B olduğunu anladığı anda C, A’nın kendisine ayarlanması konusundaki isteğinden vazgeçer, A ile B arasındaki ilişkiye sebep bulamamış olan arkadaşları (D,E,F,G,H,….) konuya daha bir anlayışla yaklaşmaya başlarlar.
Kıssadan hisse: Bir şu tavuğa bir de yanındaki lavuğa bak demeden önce 2 kere düşünmeliyiz. Zira lavuk dediğimiz kimsenin bizim bilmediğimiz özellikleri, becerileri olabilir.
Not: Karakterlerden kafası karışanlar için kılavuz:
A. Güzel kız
B. Güzel kızın eski sevgilisi
C. Güzel kızdan hoşlanan şahıs
D. Güzel kızın, eski sevgilisinin, güzel kızdan hoşlanan şahsın ve de benim ortak arkadaşı, narratörün narratörü.
yorumlar
hep böle bak bi arkadaşın başına geldi die anlatılan şeyler aslında o kişinin başına gelmiştir de başka türlü anlatıyordur. hatta paranoyakça devam etmek gerekirse .. d olsan saklamazdın . a diilsin belli. b olsan da bunu daha önce yazardın ..
anafikrine de katılmadım. genelde insancıklar sevildiklerini sandıkları için çıkıyorlar , karşıdakinin özellikleri becerileri sebebiyle diil. zira "birisi ile herhangi bir uzvu için çıkıyor olsan yıllarca çıkmazsın ama bu dişi çıkmış" gerçeği de beni desteklemekte, sırtımı sıvazlamakta.
I-ıh. Ben burda E oluyorum. C olsaydım bunu kendi ağzımdan anlatmak daha kolay olur, bu sayede harflere başvurmak zorunda kalıp okunabilirlikten fedakarlık etmezdim.
Aslında sahiden de birinci şahıs ağzından daha hoş anlatılabilirmiş, keşke öyle yapsaymışım.
Anafikir de kişilerin sevgili edinme sebepleri değil zaten, kıssadan hissede belirtildiği üzre hor gördüğümüz insanların da bir takım gizli meziyetlerinin olabileceği.
sizce a b’den neden ayrılmış.Düşündünüzmü?
b’nin uzvu üzerine düşen vazifeleri yerine getirseydi
bu ayrılık olurmuydu?
Bence olmazdı ne demişler deveyi diken insani ..ken.Benim şahsi görüşüm b’nin dünyasında yolunda gitmeyen bişeyler var sanki. Sanki doğru yoldan sapıp başka yerlere doğ… neyse ya bize ne "adamdan"???
Bence de darp arkadaşım tam kavrayamamış olayı. Güzel bir anafikir bence çıkarılan. Kullanılması gerekli yani. "ingilizanahtarı" nı kutlarim.
Ayrılık sebepleri B’nin güzeller güzeli A’yı bir başka kadınla aldatması. Özel hayata girer diye söylememiştim :))
Tam televole tadı yakaladık, çabuk kaçalım hepimizi gözüm görmesin yapıcaklar…
B’nin A’yı utanmadan aldattıgını ögrenmek erkeklerin güzel kadınlar karsısında hala bi sansı varmıs hissi yarattı bende. Bide son iki postun da "mini" die baslıyo yoksa bu bi simgemi