Bir karşılaştırma bir yorum… 3 1 6Sokrates-Platon/Eflatun…1……
Metropolis
Biri hoca/öğretmen/antigon/yaratıcı/derviş/eylem ve durma üstadı/çözümsel analiz erbabı/ belki en önemlisi ölümü yaşamın boktanlıkları ve etrafın çaresizliği karşısında başka bir arayış olarak görüp merak eden olması/ Öğrencilerine ben var ölmek siz var yaşamak, bakalım hangisi eğri/doğru göreceğiz! diyebilen bir adam/insan!Bir diğerinin hocası muhteşem bir insan! Gelmiş geçmiş en sağlam adamdır/lardan biridir/ Bu nedenle varolan dinleri,toplumu düşünceleri ile etkilemiştir/ neredeyse tümünü/ Alimler buradan feyz alır çünkü/ mağara deneyi vardır severim ben ve Plato’nun inisiyasyonuna dair epey bilgi bulurum içinde.Kallavi zihin erbabı olan bir paragraf yukarıda anlatılan zatı muhteremi biz nekadar anladı isek o kişi bir başka Platon’dan bambaşka biri olmasını ve bize Sokratı anlatmasını bekleyemeyiz! (Cümle garip oldu idare ediverin)Infinite-Mağara deneyi, karanlık ve aydınlık, göz görmez alır, ne istediğini anlatamazsın başka diyarlarda başka kültür ve zihin yapılarında isen dir. Bunu hayali ilen aktarmış lakin her iki duruma vakıf olunabileceğinin ve bu duruma sebep verecek bilgiyi göremeyiz/öğrenci. Tüm dünya bu kadarından çok etkilenmiştir zaten.Ahanda/splash/şakkadanak yaratım ve ayrımının farkını görebileceğimiz “Sokrates” işbu noktada ortaya tüm gücüyle çıkıyor! Sokrat hiç yazmadı! Onu Plato’dan tanıdık (biz). Hiç inisiye olmadı mısırda, bilgiyi bir şekil aştığını ve ökült bilgilere belki ailevi çokça zihni ulaştığını düşündüğüm ve dünyanın asla tanıyamadığı adam bu… Düşünün bir bu denli bir adam olup antik mısır bilgilerine ilgi duymayacaksınız, hemde bizzat Osiris Rahipleri’nin elinden?! Pöh! Vede yuh!Bu yazıda geçen “insan” bir tanım olarak yer almış, sadece Descarts gibi adamların değil onların “A” babalarının aslen ne müthiş bir felsefi ressamlığa “Matematik/Geometri” nail ve hakim olduklarını anlatma çabasıdır! Görmediğimiz bilmediğimiz olmasın, temennilerimle…Bu bittabi benim düşüncem. Sizinkileri de merak ediyorum. Ne dersiniz kelamıma?Burası alakasız, burada vücut bulan afiş ile alakalı. Küçük bir çocuk olduğumdan beri robot kadınlara bir ilgi duyuyorum, çok saf ve masum geliyorlar bana çok sonra bunun insan olduğunu anladığımda sorumluluk ve düşünce bağlantıları keza adalet kavramı olabilir mi? Sorusuna verdiğim yanıt işte bu demek dedim. Ta en başından beri insan bir kendine yabancı anasını satayım, derya hafif kalır! Video zamanları ilkokul 2’deyim Harrison Ford başrollerde videocu abi İndiana Jones’un filmi “Bıçak Sırtı” diye kiralamıştı “Blade Runner”ı bana. İzlediğimde (ana okulundaki konuşkan sıra arkadaşım sarışının dışında/ki o sayılmaz çünkü sadece sıkıştırmak istiyor/yapıyordum) ilk kez aşık oldum ve film boyunca esmer güzellik rahat ve huzurlu/onurlu bilmiyorum bu ifadeye vurulmuştum işte robot olmayacağı veya en azından belki duygularının olabileceğini ki film bunu savunuyordu, istedim. Film benim için mutlu sonla bitti ve ben bunu yaşatma kararı aldım işbu avatarım da budur bundandır demek istedim. Okudu isen bravo ne gerek vardı! bknz.alakasız…
yorumlar
eflatunun çok yönlülüğü ve muhteşem dehası sadece düşünce tarihinde değil edebi ve siyasi tarihte ayrıca dini sahada;tasavvufta da temel taş niteliğinde bir yer edinebilecek kadar sağlamdır diye düşünmekteyim.
İşte o…
Bence sokrates’i sokrates yapan düşüncesini tüm benliği ile savunmasıdır.Kabul etmediği bir şeyi savunmaya zorlayan “muhteremlerin” yanında kalmaktansa, öyle bir dünyada hiç var olmamayı tercih etmiş ve hatta hapishanede bile, beni hapsedemezsiniz, özgürlüğüm içimde diyerek ölüme gitmiştir. Sorarım şimdi kaç zati muhterem, ölümü mü, yoksa kaypaklığı mı tercih edecektir??Sokrates’in yazmasına gerek yoktu, bir kağıt parçası değil onu anlatan. Nasıl, niçin yaşadığıdır…
Sokrates’ten ne anlaşılmaz… bkz.bir yukarısı veya boş olan bu mekan!? Hangisi daha kolay bunu kabullenmek mi? dese idin bir şansın var idi…Kabul etmemek veya buna zorlanmak, başka bir şeydirDünyanın aklını almak başka birşeydir.Bunlardan biri 1 biri 316 essaida… ne renk? gördüğün büründüğün tonlama/tonaj mı essaida?
Zaten Sokrates hem kabul etmeyerek hem de düşüncelerinin gücüyle etkilemiştir dünyayı. Bunlar ayrı şeyler değil bence. Zira Sokrates’i Sokrates yapan hayata karşı duruşu ve düşünceleri. Ben mi yanlış düşünüyorum?
Eklemek isterim ki,Düşünmek zaten ölmek demektir…Yeni doğan bir bebeğin başladığı ölümcül oyun, biz değil bizi anlayan ve iletişim kuran bir canlı türünün geldiği son nokta bundan bir haber, halimiz ortada!Ölemedik belki bundan canlılığımız, koyamadık üstünede bir de kaçtık hercai…Gelmedik hiç zaten ordayız, ben heeyytt, yada biraz gelişmiş hali ile “evet, hayır”… olabilir/mi?Yarınları düşünürüm bende, sorarım birden neler var koltuğumun altında… Alamayınca salla yahut yetin ta ki tak edene, etine dişine takılana dek…Bir yalnız nedir? Daha mikrosu ve mikrosu var bunun ne kadar gerçekçi bu denli “1” varlığı? Yanılmıyor isem zati ölçülebilen minumum fantastik değer bu değil mi?Yanılmıyor isem 500 küsür milyar basamak hesaplandı daireye yaklaşmak için:) Yaklaştık diyemiyoruz derine inerken neden? Modern hatırlanmayan olabilir mi? Modacıların değimi ile (jean paul gaultier) “Anneanne’nizin giydiği Moda’dır”.Bilen adamın kabaklığı diğerininkinin yanında eş değer hatta bazı anlarda daha alçakça ise bu nasıl bir tutulmamaktır? Değiştiren oturtan bilgiler var ise neden serbest paylaşımda? Yahut değil mi?Tiyatro sanatçıları yukarıdan bakıyor sanırsam, gözlemim bir de edebiyat dünyası ile haşır neşir olanlar, sırf bu fazladan içerisinde tuttuklarından haberdar olabilmiş ve yüzleşmek mi bunun nedeni? Nedir karekter tanımanın artısı? yuh!?Maskeleri tanımak insanı çirkinleştirip komik noktalara sürükler evet taşıyabilmek oynanan oyuna hakimiyeti tutabilmek mahir olan, lakin gel gör…Bunun tek bir adı var üzgünüm ama “Serbest gelişim”.En azından ben buşekil adlandırıyorum biz eğittiğini sanan bir topluluğun üyesiyiz ve insan ile iletişime geçebilsek bu bebekler ile başlardı/ Başa dönelim…1……
serbest gelişim…dış etkenlerin önyargısızlığı egale ettiği şu zamanlarda çağdaşlarımızın ne de ben burda mıyım ya da durrr hooop şurdayım;aslında bilmiyorum ya da boşver…eda ve nidaları arasında düşünmekteyim serbest gelişim…nasıl bir tamlamadır?gelişimin sıfatı serbestliğinden ki ama serbestlik modern zamanın esaretinden mi?başımı kaldırdım tavana baktım.ayağa kalktığımda tavana çarpmicak başım belki ama tavandan önce daha sert zeminler bulunmakta…
Self improvement must be the self destruction and also masturbation
Sayın kendim öyle değil o “Self-improvement is masturbation, Now self-destruction might be the answer” böyle olacak.
Tövbe tövbe, sanki ne dediğimizi bilmiyoruz da bize öğretiyorsun akşam akşam hayırlara gitsin.
bu bir şizofreni(!)
Answer like question…Bebek wassago2000
işte burda
bu bir burda!bu iki şurda!bu üç …
Sokrates ile ilgili önemli olduğunu düşündüğüm bir ayrıntı daha ekleyeyim;Marcus Aurelius Roma İmparatoru ve stoacı felsefeye hayatını bağlamış bir insan. İş bu imparator Plato’nun söylediği “Filozof bir imparator var olursa kentler ışıldamaya başlar” sözüne oturan ve Roma’nın altın dönemini işgal etmiş bir şahıs. Sokrata bağlanan kısmı ise Stoa felsefesine dayanıyor.Zenon (Xenon) Kıbrıs’lı bir düşünür ve Sokrat hayranı, etkisinde kalan düşünceleri ve kendi uyarlamaları ile Stoa felsefesinin kurucusu, babası. Nihayeti evrensel doğa kurallarını ve erdemleri yaşatmayı az ile yetinir olayı ilke edinmiş, doğaya uygun yaşamı özümsemek üzerine kurulu güçlü bir felsefe.Lakin Aurelius’un Düşünceler isimli 12 kitabını okursanız muhakkak çelişkiler dikkatinizi çekecektir. Buradan anlaşılacağı üzere çelişkiyi kaldıran tartışma ve açık olma üstünlüğünü (zihinsel bapta) gösteren Sokrates’in bir adım önüne geçebilme veya onu tanıma edimine girilmediğini görürsünüz. Demek istediğim ne yazık felsefe ve hatta bazı kurucu felsefecileri dahi bir kulaktan kulağa mantığı ilke bilgi alımı ve keşiflerin yöneltimi üzerine oturduğunu görebilirsiniz.Örnek olarak hegel’in estetik kavramına bakışını ele alalım. Açıkça söyleyebilirim ki insanlar ile plato arasında bir bağ kuruyor, hemde yarı gizli bir dil ile. Düşünenin kafasına vurulduğu dünyamızda buna da şükür mü demek lazım, yoksa? Böcek mi dediniz?Evet ne yazık! İnsanlar işe giden, okuyan, yeri geldiğinde savaş yahut ilaç teknolojileri geliştiren bireysellikten ve bunun getirdiği gelişmeden uzak modern çağda vakit problemi ve gelecek korkuları ile sindirilmiş durumdalar. Yakılan kütüphane imiş yok delirtilen fazla bilenler imiş yok dezinformasyon imiş bu iş gelip nihayetinde erk psikolojisine dayanıyor, böceklerin çok pardon kölelerin dünyasında!
İş bu psikolojinin üstüne çıkan birini istiyorsanız keşfetmek durumundasınız bu konu da tabi ki hiçbir eser bırakmadan giden, öğrencisi platonun metinlerinde adını duyduğumuz yahut “Savunmam” adlı kitabına Sokrates’in ağzından yazması dışında…Yazmamak da ne oluyor? Nasıl bir popüler kültür etkisi bu? Okuduğumuz Plato’dan başka olamaz iken atfedenden ötürü mü acaba?E adam ancak anladığını gördüğünü yazabilir, insan başka nasıl var edebilir, olabilir?
Sanal dünya…
Dünya…
çok güzel ….
Manifesto for futurizm mi?Dünya mı?Sokrat mı?Peki bu ne!Tiyatro sanatçıları yukarıdan bakıyor sanırsam, gözlemim bir de edebiyat dünyası ile haşır neşir olanlar, sırf bu fazladan içerisinde tuttuklarından haberdar olabilmiş ve yüzleşmek mi bunun nedeni? Nedir karekter tanımanın artısı? yuh!?Maskeleri tanımak insanı çirkinleştirip komik noktalara sürükler evet taşıyabilmek oynanan oyuna hakimiyeti tutabilmek mahir olan, lakin gel gör…Bunun tek bir adı var üzgünüm ama “Serbest gelişim”.En azından ben buşekil adlandırıyorum biz eğittiğini sanan bir topluluğun üyesiyiz ve insan ile iletişime geçebilsek bu bebekler ile başlardı/ Başa dönelim…1……Bu ne nasıl?Bunu nerede ise tüm ahaliye sordum şu günlerde;elinde pankart taşıyan evrimci mağara adamları ile:)Dediler ve görüldü ki, olur!O zaman İşte Chronos, işte şehrime hoş geldiniz:)
güzel filmdi