günlerden perşembe ile cuma arası 12 -13 ağustos 2010 civarları… gece yarısından sonra sahile konuçlanmış durumdayız ailecek… meteor yağmurunu en ön koltuklardan izleyebilmek için erkenden dökülmüşüz sahile …

gece yarısına az kalmış… söylenen o ki asıl gece yarısından sonra meteorlar yağmur gibi yağacakmış… neme lazım , biz bir sürü şemsiye getirdik… önlem önlemdir diyoruz… mazallah , kafa göz yarmak var…şu insan kalabalıklarını görünce aah ah diyorum , bir dürbün olsa ne para kırardık şimdi… serbest girişimin gözüne gözüne vurmak vardı… neyse , bir dahaki sefere diyor başlıyoruz seyre…

Allah Allah… yahu biz mi yanlış yere oturduk… yoksa öndekiler yüzünden mi hiçbirşey görmüyoruz… lütfen arkadaşlar , oturunda biz de nasiplenelim şu meteorcuklardan… bu güne kadar öldürmeden yaşatmayı başarabildiğimiz içimizdeki çocuğu sevindirelim biraz…yok , vallahi de billahi de birşeycik yok… öylece uslu uslu mağrada sallanan yarasalar misali efendice duruyorlar tepemizde… hollywooddan yada yeşilçamdan çıkıp gelmemişler… bildiğin sadece vatandaş yıldız , hani naz filan yapıyorlar diyecem , ağızları var dilleri yok gariplerin… afrasız tafrasız , kendi hallerinde parlak noktacıklardır onlar… kalplerini kırmayayım diyorum gece gece…

acaba biz mi katakulleye geldik… kandırdılar , postaya koydular , gidiyoruz aleme maskara olmaya da bizim mi haberimiz yok… şööööyle bir bakıyorum millete… vallahi biz bindiysek makaraya , herkesle birlikte toplu taşıma misali metroyla götürmeleri gerekirdi hepimizi… yok , herkes dikmiş kafayı bakıyor tren misali gökyüzüne…e o zaman kaydı kayacak herhalde , eli kulağında ,beklemek lazım biraz daha… bozuntuya vermemeli… vevese yapmamalı , şu 3 günlük dünyada… ne de olsa stres atmaya gelmişiz… çayımız çekirdeğimiz de var… tadını çıkaralım çaktırmadan , öyle değilmi…

bekle Allah bekle Allah… işler bayağı kesat… bizimkilere soruyorum… var mı sefte diye… cık , herkes tıka nefes… tövbe tövbe… ya şu bilim insanlarına da hiç güvenmeye gelmiyor… mal gibi ortada bırakıyorlar insanı , çok affedersiniz…iki termos çayımızla , miktarını pek de hesaplayamayacağımız çekirdek erbabını hüpletmemize rağmen , yani ebatı gayet büyük bir sabır sınavı sürecinden geçmiş olmamıza rağmen , ailecek bir tek meteor avlayamadan , tıpış tıpış dönüyoruz boyunlarımız bükük bir halde evlerimize…

gazamız mübarek olsun… bir tek meteor yıldız yada benzeri haşarat yakalayamadık , amma uzaylıların ufolarının gizli kameralarına yakalanmış kelaynaklar sürüsü misali avlandık , ortada kalakaldık…

sanki birazdan bizimle iletişim kuracaklar ve gönderdikleri mesajda mal mal gökyüzünü seyreden insan manzaraları bulunacak da kendimizi seyredip seyredip gülecekmişiz gibi hissediyorum…birdaha size inanırsam iki olsun , o çok değerli meteorlarınızı da başınıza çalın , turşusunu kurun hayrını görün , emi… gökyüzünüz açık , ruhunuz her daim dingin olsun efendim… sevgi ve saygılarımla… Fırat Öçal