merhaba!

Bu konu bir çok kişiyi baymış olsa bile aklıma takılan bir noktayı sizinle paylaşmak isterim. Aslen başlangıç noktası ben olmasam bile konuyu niye bu kadar sahiplendim hatırlamıyorum.

Konunun ABD olması kurbanın IRAK olması ihtimalini doğuruyor.

Afganistan hakkında bile Amerika anlık düşünüp harekete geçmişti yani en azından tereddüt ortalarda yoktu o sıralar. Şimdi ise Kurban Bayramı beklenmekte ,hatta belki de aptal bir “tereddüt” vardır ABD yönetiminde.

Çocukluğumun en önemli hadiselerinden biri, her gün babamla birlikte izlemek zorunda kaldığım haberlerden dolayı , İRAN & IRAK savaşı. (yalnız hiçbir zaman IRAK VS İRAN olmadı . He he acaba deplasmanda olan Irak mıydı? O yüzden mi böyle olmuş .?) Tabi benim için bir şey ifade etmeyen bir durumdu yani en azından voltran , he-man, robotek benim için o sıralar muhtemelen daha manidar.

Gerçi konudan konuya atlamak gibi olmasın ama (ki atlıyorum hooop..) verdiğim üç çizgi-dizi örneği de her erkek çocuğunda örnek verebileceği gibi savaş, şiddet temalarını genç dimağlara yerleştiren (muhteşem) çizgi filmlerdi.Ne rastlantı be..

Konumuza dönmek gerekirse Amerikanın 8-10 sene süren bu savaşta her iki taraftan hangisini daha çok desteklediği malum ancak (malum dedim ancak benim için kulaktan dolma bir bilgi) savaşın, en başından beri USA ve CCCP’ nin neredeyse gövde gösterisi olduğu. Irak Amerikanın silahlarını kullanırken, İran’ın ise bu konuda boş durmayıp Sovyetler tarafından silah desteği gördüğü (belki destek denemez yani destek dediğin bu kadar büyük paralar karşılığında verilmemeli destek daha ucuz bir şey olsa gerek) ve aslında her iki tarafında keskin limitler içerisinde silah kullanmadığı yani Irak, Sovyet silahlarına da sahip olabiliyordu.

Irak o dönem İran’ın canını fazlasıyla yakıyordu.Bilmem hatırlar mısınız ? I. Körfez harbinden önce Irak’ın 4. Büyük orduya sahip olduğu söyleniyordu. Yani epey bir güç vardı Irak’ta. Irak’ın o dönemlerde kimyasal silahları kullanmaktan pek kaçınmadığı biliniyordu yani İran ve kendi topraklarında bulunan Kürtlere karşı. Ehehe Buraya kadar olan kısımdan Amerikanın iyi bir şeyler yaptığını savunduğumu düşünebilirsiniz, ama düşünmeyin.

Diyeceğim odur ki Amerika niye, Irak’ın kimyasal nükleer silahlara sahip olduğuna, bu kadar emin.Geçenlerde hafif’te, mimlerin arasındaydı galiba, bir linkte rastladım. Yanlış hatırlamıyorsam bir silah denetçisi isyan ediyordu.”Amerika silah olduğunu biliyorsa yerini de söylesin bizde bulalım”.Zaten yazımın kaynak noktası bu haber olmuştu.

Amerika biliyor silah olduğunu , hani nasıl denir “hem de çatır çatır “ biliyor. Nereden biliyor ,kendi verdi çünkü. Fütursuzca verdi silahları, bombaları zart’ı zurt’u. Bir gün oturdular bilanço çıkardılar.”IRAK SİLAH BİLANÇOSU”.Bir hesap edildi ki, Irak verilen silahların hepsini kullanmamış.

”-EEE sıçtık.naapcaz ?

-Merak etmeyin ben uydudan bakarım yerini bulurum sızarız gizli gizli ne gerekiyorsa yapılır.

-Olm laaan Uydu görüntüsünde bir zkim yok.

-Nerde olm bunlar? Lan olm bi dolu silah verdik bu adamlara.Nükleeri kimyasalı.?

-Geri istesek ?

-Tasssak mı geciyon olm vemezler .

-Verirler. istemesini bilirsek verirler. “

Adamların isteme tarzı böyledir herkesten bööle ister amerikanlar.

Amerika sıçtı, Bez olarak ta petrol yan ürünü kullanacak.Yada ne bileyim petrolde olur bez olarak. Bitaşlaikikuş vadisinin Karanlık ormanlarında yol alan Amerika , Bitaşlaüçkuş vadisine de nasıl ulaşabileceğinin hesaplarını zaten tamamladı.Ama o başka maceraya.İki kısım tekmili birden. Bayinizden ısrarla isteyiniz. Israrcı olunuz ama bayiyi zorlamayınız.

Yakında pek yakında