Melodramın temel dramatik yapısı kalın çizgilerle birbirinden ayrılan karşıtların çatışması üzerine kurulmuştur. Konular evrensel sayılabilecek çatışmalar üzerine temellendirilmiştir. Örneğin; “Dünya iyiler ve kötüler olarak kesinlikle ikiye ayrılmıştır.” Melodramın dramatik yapısındaki olaylar ve karakterler ilk örneklerinden sonra, tekrarlarla kalıplaşmıştır. Bu olaylar ve karakterler dramatik yapının çatışmasını sağlayan özelliklere sahiptir. “Çatışma durumu dramatik bir hareket yaratır, çünkü karşıt iki ilkenin uzun bir süre bir arada varlıklarını koruması olanaksızdır ve ikisinden biri öbürüne üstün gelecektir.”Melodramlarda çatışma en kalın çizgisiyle, iyilik ve kötülük arasında kurulmuştur. Aslında “iyiler ve kötülerin arasındaki savaşımın sonu daha başlangıcından bilinmektedir.” “Seyirci kahramanın oyunun sonunda mutlaka başaracağını bilir. Seyircinin tek merakı, kahramanın nasıl başaracağıdır. Bütün olay örgüsü iyilerin ödüllendirilmesi, kötülerin ise cezalandırılması üzerine kurulmuştur. İdealize edilen tipler olay örgüsünün başından sonuna kadar değişmezler. İyiler oyunun sonuna kadar iyidirler ve hatasızdırlar; kötüler ise yine kötü. Melodramlardaki ahlak anlayışı doğrudan anlatıya yansır, “melodram kahramanı, o günün kabul edilmiş, standart ahlak ölçüleri dışına çıkamaz.”Melodramlar karakter özellikleri bakımından incelendiğinde, karton karakterler olduğu ve birbirlerinden kalın çizgilerle kolayca ayrıldıkları gözlenmektedir. Karakterlerin “psikolojik açıdan kendine özgü nitelikleri, kendi başlarına özel davranışları” yoktur. Daha çok kalıplaşmışlardır. Melodramdaki karakterler bu durumlarıyla daha çok kalıp-tip olarak tanımlanabilirler. Melodram karakterleri gerçeklikten uzak oldukları için inandırıcılıkları da zayıftır. Lagos Egri, melodramdaki karakterlerin bu özelliğinden şöyle bahsetmektedir:“Bir melodramda geçiş kusurludur ya da hiç yoktur. Çatışma abartılmıştır. Karakterler, tek boyutlu olmaları nedeniyle, bir coşku doruğundan başka bir coşku doruğuna bir anda geçiverirler. Polis tarafından izlenen acımasız katil, caddenin karşı yanına geçmek isteyen kör bir adama yardım etmek üzere birden durur. Bu yapmacıklığın dikalasıdır. Canını kurtarmak için doludizgin kaçmakta olan bir adamın, değil bir köre yardım etmesi, onu görmesi bile olanaksızdır. Hatta acımasız katile yakışan, köre yardım için nazikçe yaklaşmak yerine, yolu üstüne çıktı diye onu çekip vurmaktır.”
Melodramların kurduğu dünyada iyilerin sürekli başına türlü felaketler ve kötü olaylar gelmektedir. İyiler, sürekli kötü durumların içine düşerler. Ama tüm bunlara rağmen son anda bahtları döner ve yazgıları değişir. Olayların düşünülenin tam tersine dönmesi, yazgının bir anda değişmesi (peripetie) eski ve evrensel bir dram öğesidir. Melodramı besleyen anlatı formlarından biri olan masallarda baht dönüşüne rastlanır. “Yazgı değişikliği genellikle beklenmedik bir nedenle koşulların değişmesi-alçak, hatta düşük bir düzeyden mükemmele doğru ya da tam tersi yönde bir değişiklik-olarak tanımlanabilir.” Melodramlarda yazgı değişikliği iyilerin lehine tek yönlü bir biçimde kullanılmıştır.Melodramlar sahnelendikleri, yazıldıkları ya da çekildikleri dönemlerde toplumsal ve siyasal değişimlerden etkilenmişlerdir. Bu değişimler dolaylı yoldan melodramın dramatik yapısına yansımıştır. Karakterler iyi ve kötü temelinden ayrılmadan değişimlere uğramışlardır. Karakterlerin evrensel temalı merkezinin hiç değişmemesi, özelliklerini anlatının sonuna kadar hiç değişmeden korumaları, olay örgüsünün iyi kurulması melodramların temel yapısını oluşturmaktadır.Melodramlarda duygular önemli bir yer almaktadırlar. Duygusal olaylara abartılı bir biçimde yer verilir. Asıl amaç insanları duygulandırarak onları etkilemektir. Korku, acıma, sevinç, nefret gibi duygular kalın çizgilerle güçlü duygular olarak verilir. Melodramlardaki romantik olaylar dizisinin heyecan veren ve merak uyandıran bir gelişimi vardır. Burada karakterlerin davranışlarındaki güdü olaylar dizisine bağlı olarak gelişme gösterir.Melodramlarda karakterler arası çatışmaların ana çıkış noktası nefret, aşk ya da kin duygusudur. Bu duyguların hepsi bir karakterde de toplanabilir. Melodramlardaki karakterler aşkın verdiği karmaşık duygularla sevdiklerini elde etme ve onlara sahip olma duygusuna odaklanırlar. Örneğin engellenen aşk, melodramlarda sıkça işlenen bir temadır. Sevenlerin arasına giren kötüler amaçlarına asla ulaşamazlar ve iyiler kötülerin hak ettiği cezayı bir şekilde onlara verirler. Melodramlarda birbirine benzeyen karakterler kalıp tipler, birbirine benzeyen klişeleşmiş olayları yaşarlar.Melodramın özelliklerini incelediğimizde “melodramın heyecan veren yanı, adalet ve özgürlük düşüncesini vurgulamasıdır.” Haksızlığa uğrayan kahraman, oyunun sonunda her şeye rağmen, haklı konuma gelir ve ona haksızlık edilmişse öcünü de alır. Alexandre Dumas’nın karakteri Monte Kristo Kontu Edmund Dantes bu yapıda bir melodram kahramanıdır.