Yaşadığımız kayıplara acılara hep dayanamayız sanıyoruz ta ki daha büyüğünü yaşayana kadar. Çoğu zaman isyan ediyoruz: “neden? ben neden bunu yaşadım?” diye. Aslında her zaman biryerlerde daha büyük acılar, daha dayanılmaz hayatlar var bunu unutuyoruz.Hayatım boyunca yaşadığım üzüntüleri, sıkıntıları büyük zanneder, “nelere katlanıyorum” diye düşünürdüm. Aşkını kaybetmek, ailenden ayrılmak yalnız kalmak… Tüm bunlar zormuş gibi gelirdi. Ta ki canım dediğim benim için önemli olan biriciğimi, meleğimi kaybedene kadar.Hiç umulmadık bir anda, “daha çok yaşayacağı göreceği şey var.” diye düşünürken, o hastane odasına gittiği gibi kendi ayaklarıyla evine bize dönecek derken haberini almak içimi yakan en büyük acı oldu. Anladınm ki o zamana kadar yaşadıklarım, ağladıklarım gerçekten boş ve saçmaymış.Onu son defa görememek ellerinden öpememek içimde hep birşeylerin yarım kalmasına sebep olacak.Yanımdayken, yaşarken nefesini hisseder, gülüp eğlenir, şakalaşırken bir gün kaybedeceğimi aklıma getiremezdim. Seneler sonrasını konuştuğum o biricik meleğimi kaybettim. Sevdiklerinin yanına yolladık…Biliyorum yerinde huzurlu. Allah meleğime istediğini verdi; onu bu yaşadığı sıkıntılardan kurtardı,özlediği sevdiği kayıplarını kavuşturdu.Ama böyle düşünmek özlemimi engellemiyor. Bana kalan resimleri ve anıları… En azından iyi ki bunlar var diyorum her hatırladığımda gülümseten o melek yüzü….