Olayın aslı şudurki Turkcell ve sayısız şirketin bağlı olduğu Çukurova Grup tepetaklak gidiyor ! Nasıl mı ? Buyrun inceleyelim …
Aslında bu yazıyı evvelki blog’a ahkam olarak yollayacaktım ama sanırım biraz boyunu aşacak, en iyisi “paylaşımlı blog!” olarak yollamak daha mantıklısı.
Turkcell abonelerinin Maxi mesaj konusundaki haklı tepkilerini okuduğum sırada çalışma arkadaşımdan gelen mesaj beni hayrete düşürdü ..
“Son ödeme tarihini geçirmiş olan bütün abonelerimiz için, fatura ödemesi beklenmeksizin her fatura düzenleme tarihi öncesinde aylık %8 oranynda günlük gecikme faizi hesaplanıp faturalandırılmaktadır.”
Bu Turkcell boyutu, oysa grubun sayısız şirketleride acil taze, sıcak para akışını sağlamak için kilitlenmişler adeta, bir kaç örnekmi ? Derhal !
Digitürk apar topar düzenlendiği her halinden belli tuhaf kısa süreli kampanyalara girişmiş durumda. Paket sayıları ise değişik kombinasyonlarla artıyor.. Spor, Sinema, Super paket, Mega ultra maxi paket, Ero-spor vs.
Amaç anında sıcak paraya ulaşım.
Yine Digital platformdaki mesajlaşma servisi Digiposta da ciddi anlamda ücretli, ve bize muhteşem yenilikler tepsisinde sunulan birer para tuzağı olan interaktif kanallardaki oyunlarda yaptığınız skoru merkeze gönderip yarışmaya katılmakta paralı .. Acilen açılan birde E-shop mevcut Digiturkte.
Tabii Gurubun saıcak para akışını Lig maçlarını bile bankadaki teminat mektubunu çözdürerek, ancak yayınlayabilen Digitürk ve ZamMatik Turkcell tek başına çözemezdi ? Peki bu durumda yardıma kim koşmalıydı ? Elbette Superonline..Bakalım onlar neler yapıyor ?
Superonline kendi adıma uzunca bir süredir test edildiğini bildiğim ama bir türlü tüketiciye ulaşmayan Internet projesi SkyRunner’ı acilen devreye soktu. Digiturk’üm vardı ve deli gibi uydudan Download yapabilecektim. Ama oda
ne ? Mb limitli uçuk fiyatları ile eve çift kablo bağlatabilirdim.. Sayısız ikinci sınıf bağlantı paketi kampanyalarından hiç söz etmiyorum, sadece yine ite kaka servise sokulan bir SMS Merkezi projesi varki zaten sayfadan girer girmez karşınıza dev puntolarla çıkan ilk şey ödemeniz gereken ücret.. Pes yani ! Üstelik bazı başka ISpler bundan kat kat üstün servisleri bedavaya verirken ??
Akşam gazete ve Show TV grubu ise gereksiz para yiyici ufak tefek yarışma, kampanya ve diğer hizmetlerin beynimize pompalanması ile meşgul oluyorlar.
Grubun diğer şirketlerinden bazıları ise yine çeşitli proje ve kampanyalarla piayasadan nakit toplamaya çalışıyor, Auer, BMC, Genel Sigorta, KVK, Pegasus AIR bazıları.
Şimdi sonuç ilişkisini inceleyelim,
Pamukbank’ın fona devri Çukurova Grubunda dışarıya yansımasada şok etkisi yaptı. Alınan küçülme önlemleri ve politikaları ise hiç bir işe yaramıyor. Grubta nedenini anlamadığım şekilde acil bir taze para ihtiyacı var.. Neredeyse yoldan geçerken bile abi 3-5 bişi at diyecekler..
Tüm bunları baz alarak yeni maxi rezaletlere hazır olsanız iyi olur çünkü korkarım bunlar batarken biz masum tüketicileride dibe çekecekler.
Birde not bugüne kadar GSM işine kapak atamadağı için hayıflanan 80 şirketli dev holdingin sahibi olan şahsiyet her an Turkcell’i kendi grubuna katabilir..Sonra demedi demeyin.
yorumlar
imkb nin bugünkü düşüş nedeninin bir bankanın fona devredileceği olasılığı olduğu konuşuluyormuş, ykb olmasın
IMF’e gönderilen en son niyet mektubunda yapısal kriter niteliğinde olan Yapı Kredi Bankası’na ilişkin madde aşağıdaki şekildedir.
Mali Sektör Reformu Madde 16;
Pamukbank’ın devralınmasının, sermaye yeterlilik oranı %8’in üzerinde olan ve sağlıklı durumda bulunan Yapı Kredi Bankası’nın faaliyetlerini engellememesini teminen çeşitli adımlar atılmaktadır. Pamukbank’ın eski sahipleri aynı zamanda Yapı ve Kredi Bankası’nın hisselerinin %45’ini ellerinde bulundurmakta ve Pamukbank’ın ayrıca Yapı ve Kredi Bankası’nda doğrudan %10’luk bir payı bulunmaktaydı. Pamukbank’ın devralınması ile çoğunluk hissesine sahip eski banka sahiplerinin Yapı ve Kredi Bankası’ndaki oy haklarını kullanmalarına bundan böyle izin verilmemiş olup, sözkonusu haklar, sonuç olarak TMSF’ye devredilmiştir. Ancak, temettü hakkı halen eski sahiplerde kalmaktadır. BDDK ve TMSF, atanmış bağımsız denetçilerle de istişare ederek, Pamukbank’ı ve Yapı ve Kredi Bankası’nın mülkiyetini çözüme kavuşturmak amacıyla 16 Eylül 2002 tarihine kadar bir strateji oluşturacaktır.
(YAPISAL KRİTER)
“dev holding sahibi şerefsiz kalitesiz ucube alacağına Karamehmet gibi bi cimride kalsın daha iyi.” derim.
şahsiyet için ben öyle düşünmüyorum…en azından üretiyor motive ediyor..
olsa da okunması zor bir yazı. Mail ile geldi ([email protected] diye bi mail adresi [adamlar haklı olarak sindirememiş olayı]) aşağıda aktardığım yazı. Bir de olaya, onların gözünden bakın ve şu soruları iyice okuyun derim.
Konuyla ilgili son haber ise şu
PAMUKBANK operasyonunda kamuoyunun merak ettiği ve bu nedenle milletvekillerince soru önergesine konu edilen sorular
Mali sektöre olan borçların yeniden yapılandırılması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 4773 Sayılı Kanun 31 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Kanun ile, son dönemlerde yaşanan krizlerden olumsuz yönde etkilenen işletmelerin, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve katma değer yaratmaya devam etmelerine imkan verilmesi amacıyla, borçlarının yeniden yapılandırılması ve paralel şekilde, bankacılık sisteminde güven ve istikrarı korumak üzere bankaların da yeniden sermayelendirilmesi amaçlanmıştır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun, Pamukbank ile Yapı ve Kredi Bankası’nın birleşmelerinin reddi ve Pamukbank’ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devri karar ve uygulamaları ile ilgili olarak, 4743 Sayılı Kanun ile özel olarak düzenlenen yapılandırma programından Pamukbank’ın ve sahibi olan Çukurova Grubu şirketlerinin yararlanmasına izin verilmediği, bu nedenle yasaya uygun davranılmadığı ve bizatihi fona devir kararı ile krizin etkilerinin daha da ağırlaştırıldığı iddia edilmektedir. Bu çerçevede, aşağıdaki hususların açıklığa kavuşturulmasını teminen gerekli açıklamalarını yapılmasını beklemekteyiz.
SORULAR
1. Çukurova Grubu firmalarının borçları yeniden yapılandırıldığında ilgili bankalarca peşin tahsilat yapma olanağı var mıydı? Bu tahsilat ve oluşturulacak yeni ödeme planı sonrasında, Çukurova Grubu firmalarının borçlarına ilgili bankalarca karşılık tesis edilerek zarar yazılması gereği hala olacak mıydı?
2. Çukurova Grubu firmalarının Pamukbank’a olan borçlarının tamamının zarar yazdırıldığı; buna karşın, verilen teminatların (yeterli kalite ve tutarda olduğu halde) dikkate alınmadığı doğru mudur? Bu konuda farklı bankalarda aynı türden alacaklar için farklı oranların ve değerleme uygulamalarının söz konusu olduğu iddiası doğru mudur?
3. Aslında önce borçlu firmaların yeniden yapılandırma programına tabi tutulması ve daha sonra bu yapılandırma ile birlikte bankaların sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve bu amaçla gerekirse BDDK tarafından sermaye ve sermaye benzeri kredi şeklinde destek verilmesi gerektiği iddiası doğru mudur?
4. Buna karşın, BDDK tarafından tam aksi uygulama yapılarak önce bankaların yeniden sermayelendirilmesi programına başlandığı; firma yapılanmalarının beklenmediği, bu nedenle yapılanma sonrasında düzenle kredi konumuna gelecek borçlar için haksız ve gereksiz yere zarar yazılarak karşılık tesis ettirildiği; bu uygulama yapılırken Yapı Kredi Bankası ve Turkcell hisseleri gibi dünya şirketi olan gözbebeği kuruluşların hisselerinden ve kaliteli diğer güvencelerden oluşan teminatların ve varlıkların bir değer olarak dikkate alınmadığı; özel kanun ile amaçlananın tersine çok katı bir tutumla haksız yere Pamukbank’ta sermaye açığı varmış gibi gösterildiği ve bu sanal açığa dayanarak da bankanın Fon’a alındığı doğru mudur?
5. Firma borçlarının yeniden yapılandırılması, tahsilat, teminatlandırma ve birleşme önerilerinin uygulanması halinde Pamukbank ve Yapı Kredi Bankası’nın hem ayrı ayrı ve hem de birlikte sermaye rasyolarını tutturabilecekleri iddiası doğru mudur?
6. Böyle yapmak yerine fona alma uygulamasının hem yeniden yapılandırma ile ilgili özel kanun hükümlerine ve dolayısıyla kanun koyucunun iradesine, hem de Bankalar Kanunu’ndaki genel ekonomik denge ve çıkarların gözetilmesi, kredi sisteminin sağlıklı işletilmesi ve tasarrufların korunması amacından uzaklaşıldığı ve tam tersi uygulama yapıldığı iddiası doğru mudur?
7. Fona devir kararlarının aslında devir anında görülen zararın çok üzerinde bir boyutta zarar ürettiği, bu anlamda fona devir dışında çözüm üretilmesi durumunda daha düşük toplumsal ve ekonomik maliyetlerle sonuç alınabileceği değerlendirmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
8. Pamukbank özelinde, fona devir yerine birleşme ve yapılandırma uygulamasının hem daha sağlıklı sonuçlar üreteceği, hem de daha düşük maliyet yaratacağı iddiası doğru mudur? Fona devrin başta Pamukbank ve Yapı Kredi Bankası olmak üzere, bankalarda kaynak çekilişine yol açtığı, piyasalarda tedirginlik ve dengesizlik doğurduğu; bu gelişmelerin sonuçta ülke kredi notunun düşmesine, hazine’nin borçlanma maliyetlerinin artmasına, Türkiye hakkında güvensizlik yaratılmasına neden olduğu; ekonomik programın tehdit altına girdiği iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
9. Pamukbank’ın fona devri ile aslında Yapı ve Kredi Bankası’na da bir bakıma el konulduğu; bu bankaların değerlerinin çok düşük seviyelere çekildiği, böylece, bu bankaların çok ucuz fiyatlarla belli grupların ve yabancıların avı haline getirildiği; bu sürecin devamında, aslında Turkcell başta olmak üzere, belli iç ve dış kesimlerin ağzını sulandıran teknoloji ve iletişim şirketlerinin ucuza kapatılacağı ve ülkemizin önde gelen bir sermaye grubunun çökertilmesinin amaçlandığı iddiaları doğru mudur? Karar ve uygulama ile doğrudan bu sonuçlar önceden hedeflenmemiş olsa dahi, kararların genel ekonomik dengelere olumsuz etkisinin göz ardı edildiği doğru mudur?
10. Bankalarda kamu adına denetimle özel olarak görevli bankalar yeminli murakıplarının Pamukbank ve Yapı Kredi Bankası için düzenledikleri raporlarda birleşme ile ilgili bir değerlendirme ve öneri var mıdır? Var ise ne önerilmiştir? Uygulama öneriden farklı ise, dayanakları var mıdır?
11. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun yaptığı toplantılarda, devir öncesinde, iki bankanın birleşmesi ile ilgili prensip kararı alınmış mıdır?
12. BDDK’nın toplantılarında Bankalar Kurulu’nun 3. maddesinin (I) ve (II) numaralı fıkraları kapsamında değerlendirme ve uygulama yapılmış mıdır?
13. Sermaye yeterliliklerinin tespitinde tüm bankalara aynı kurallar uygulanmış mıdır? Karşılık tesisi ve değer tespitinde aynı türden alacak ve varlıklar için farklı bankalarda farklı esaslar ve kurallar uygulanmış mıdır?
14. Bu çerçevede, örneğin, henüz yatırım safhasında olan, piyasadaki mevcudiyeti çok sınırlı ve daha başlangıçta yatırım bedeli çok pahalı olduğu için ciddi zarar içindeki bir iştirakin değeri, sektör lideri, dünya devi ve yüksek kar marjı ile çalışan aynı faaliyet kolundaki bir kuruluşa göre iki katı düzeyinde belirlenmiş midir?
15. Ücra kasaba veya kentlerdeki şube binalarının değerleri birkaç milyon dolarlar mertebesinde belirlenerek bazı bankalara avantaj sağlanmış mıdır?
16. Bazı bankalarda bazı iştiraklerin bindelerle ifade edilen hisseleri için kabul edilen değerleri üzerinden yapılan hesaplamalara göre 50-100 milyar dolarlara yaklaşan toplam değerler söz konusu mudur? Türkiye’de bu ederde şirket var mıdır? Yoksa, bu değerler üzerinden sermaye yeterlilik hesaplamalarına hangi mantıkla dahil edilmektedir?
17. Tüm bu sorular çerçevesinde, bankalar için yapılan sermaye hesaplarının detayları, şeffaflık ilkesi de gözetilerek kamuya açıklanacak mıdır?
18. Bankalarla ilgili bu operasyonların, aslında, daha üst irade konumundaki ve yetkisindeki kanun koyucunun yeniden yapılandırma kanunları ve öngördüğü amaç ve uygulamaların aksi yönde sonuç verdiği iddiası doğru mudur? Bu çerçevede, BDDK’nın karar, işlem ve düzenlemeleri ile yetki sınırlarını aştığı, makro dengeleri bozduğu ve açık kanun hükümlerine rağmen bu konuda duyarlı davranmadığı doğru mudur?
19. Bu operasyonların, istikrar programı süresi altında yürütülen diğer bazı operasyonlarla birlikte, aslında, ülkemiz değerlerinin çok düşük bedeller üzerinden yabancılara sunulmasına hizmet ettiği; yabancı sermayenin akılcı karar ve uygulamalarla fiziki yatırımlar ve makul fiyatlamalar içerecek şekilde ülkemize kazandırılmasının daha doğru olduğu iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
20. Pamukbank ve Yapı Kredi operasyonunun aslında bir yandan da iletişim ve medya gibi sektörlerdeki rekabete ve belli grupların hedeflerine hizmet ettiği, karar ve işlemlerle, doğrudan olmasa dahi dolaylı ve üstü kapalı şekilde bu yönde hizmet verildiği iddiaları doğru mudur?
Basın Toplantısında BBDK’ya yöneltilen kritik sorular
1. Activeline adlı aylık gazetenin Temmuz 2002’de yayınlanan 28. sayısında, “Sanal Sermaye Çözümleri” başlıklı yorum haberde, bankaların sermayelerinin güçlendirilmesi programının uygulaması ve bu kapsamda BDDK tarafından yayınlanan “Banka Sermayelerinin Güçlendirilmesi Raporu”, ilgili olarak şu eleştirilere yer veriliyor:
“ …Türk Bankacılık Sektöründe yaşanan sorunların, 1980’li yıllardan bu yana biriken sorunlar olduğu biliniyor. Dolayısıyla Kasım 2000 ve Şubat 2001’de yaşanan krizler, Türk Bankacılık Sektöründe yıllardır birikmekte olan ve bu sorunların ciddi boyutta ağırlaşması sonucunu doğurdu ve bir anlamda da ortaya çıkmasına ortam hazırladı. Bu nedenle, bankacılık sektöründeki sorunları sadece son iki krizle bağlantılı kılmak, sorunların tam olarak rapora yansıtılamadığının bir göstergesi.”
“ …Son yirmi yıla yakın bir zamandan beri kademe kademe ilerleyen sorunlar için, kısa süreli bir rehabilitasyon sürecinin, çözüm getiremeyeceği açık bir şekilde görülüyor. Özellikle TMSF’ye devredilen bankalarla ilgili problemler, Türkiye’de Holding Bankacılığının Türk Bankacılık Sektörü’ndeki yarayı tüm vücudu kapsayacak şekilde ağırlaştırdığını ortaya koyuyor. Bu soruna yönelik uzun dönemli bir projeksiyonunu olmaması ise bankacılık sektöründeki yeniden yapılandırmayı palyatif tedbirlerin ötesine geçirmeyeceği anlaşılıyor. BDDK yeniden sermayelendirme sürece ile bankacılık sektörünün tam bir sorun envanterini ortaya koyarak, asgari on yıllık bir süreyi kapsayacak şekilde kademeli ile rehabilitasyon programı uygulamaya başlayarak, bankacılık sektörünün kendi doğal görünümüne ve aracılık fonksiyonuna kavuşturulmasını sağlayabilirdi.”
Bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
2. BDDK’nın son üç yılda sorunlu bankalarla ilgili temel yaklaşımın, onları Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devretmek olduğu görülüyor. Bu uygulamanın;
Bir yandan, fona devredilen bankaların sadece sigortaya tabi mevduatlarının değil tüm borçlarının fon tarafından,
Diğer yandan da, bu bankaların ve sermayedar gruplarının bir tür tasfiye sürecine girmesine yol açtığı, bunun da, yayılma etkisiyle tüm ekonomide ilave sorunlara ve maliyetlere neden olduğu,
Buna karşın, fona devredilen bankaların alacaklarının tahsili, varlıklarının satışı gibi konularda kayda değer bir ilerlemenin sağlanamadığı ileri sürülüyor.
Paralel şekilde, fona devir gibi yöntemlerin, kısa vadede kolay, ancak sorunlara kalıcı çözüm getirmek bakımından yanlış, toplumsal maliyeti yüksek uygulamalar olduğu, sorunlara doğrudan yönelen, tasfiye yerine uygun tedbirlerle yaşatmayı deneyen, ama doğal olarak daha çok uğraş ve zaman getiren tedbirlerin tercih edilmesi gerektiği söyleniyor.
Bu değerlendirmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
3. Bankalarla ilgili son müdahale ve tedbirlerde, benimsenen yaklaşımın, daha çok, sorunlardan hemen tamamıyla bankaları ve sahiplerini sorumlu tutan bir anlayışı yansıttığı; halbuki, bankaların sorunlarının çok önemli bir kısmının makro dengesizliklerden, bankalar üzerindeki ağır kamu yüklerinden ve sıklaşan ciddi ekonomik krizlerden kaynaklandığı ifade ediliyor. Bu noktada, ulusal servetin ayrılmaz bir parçası olan bankaların ve bağlı kuruluşlarının uygun bir rehabilitasyona tabi tutulması yerine, tasfiye sürecine sokularak bir nevi cezalandırılması, ulusal çıkarlarımıza uygun mudur? BDDK, kararlarının genel ekonomiye ve diğer sektörlere etkisini yeterince dikkate alıyor mu?