Masal
Masal

Her masal, ‘’Bir varmış, bir yokmuş,’’ la başlar.Bu masalın, adı da yokmuş..Kral ve kraliçenin yaşadığı bir ülkede ,bir prenses dünyaya gelmiş..Bu prenses, diğer kardeşlerinden biraz farklıymış.. O, sahip olduğu hiçbir şeyi önemsemez, şanından, şöhretinden, gereğinden fazla ilgi gösterilmesinden hiç hoşlanmaz, çoğunlukla günlerini, sarayın çamaşırcısı ya da bulaşıkçısıyla geçirirmiş..Hatta sarayı ziyarete gelen soylular, onu, hizmetkar zannedip, çay kahve isterlermiş..O da hemen getirirmiş..Anne , baba ve kardeşleri, prensesin aşırı mütevazi oluşundan rahatsız oldukları için, bir gün oturup, onunla konuşmaya karar vermişler.Kral;- Canım kızım, sen, birçok kızın isteyip de sahip olamayacağı, büyük bir ülkenin prensesisin, Lütfen gerektiği gibi davran, bu davranışlarınla bizi küçük düşürüyorsun.Prenses;-Ama baba, çok teşekkür ederim de, bu aileyi ben seçmedim ki..O zaman izin ver, sarayınızdan gideyim. Halkımla yaşayayım..İnek sağayım, odun toplayayım, Kendi çamaşırlarımı kendim yıkayayım. Ben seramikten yapılmış, kabarık elbiseleri olan, süslü bir bebek olmak, istemiyorum..Mutsuzum.Kral;-Peki kızım , madem böyle bir hayat istiyorsun, sana vereceğim..Yarın, küçük bir köy evin olacak, oraya gideceksin ama kendini koruyacağına söz ver bana..Çünkü gördüğün güzelliklerin dışında, kötülükler de var bu dünyada, onları yok sayarsan bir gün sen de yok olursun..Ve iyiliklerin biter.Prenses büyük bir mutlulukla saraydan ayrılır, mütevazi evinde yaşamaya başlar..Tam istediği gibi gösterişten uzak, sade bir evi, yürürken zorlanmayacağı sıradan giyisileri vardır artık..Derken kapısı çalınır..-Kim ooooooo- Ben, yan komşun, karınca, eve yemek taşımaktan yoruldum artık, biraz ekmek verir misin?- Tabii ki, düşündüğün şeye bak, al şu ekmekleri, götür hemen yavrularına..Karınca gitmiştir, tekrar kapısı çalınır.- Kim oooooooooo-Ben , şu yan ağaçtaki sincap, demin gördüm karıncaya yiyecek verdin, bana da verir misin?-Tabii ki, al şu fındıkları, hemen karnını doyur.Küçük prensesin evinin kapısında sıra olmuştur, en son çocukları hasta bir aile gelir,- Bir eve ihtiyacımız var, bize verir.misin,Artık prensesin sığınacağı ne bir evi ne de uyuyacağı bir yatağı vardır..Soğuk kış gecesinde yürümeye devam eder, ayakları üşümüş, çok yorulmuştur..Bir ağaç kovuğu bulur kendine..Tam uyuyacakken bir yılan ‘’Merhaba’’ der..Prenses, ‘’Selam’’ der..Yılan;-Hava çok soğuk , dışarıda yiyecek birşey bulamadım, sizi yiyebilir miyim, der.Küçük prenses içinden,-Kaderde bir yılan tarafından yenilmek de varmış, keşke yerlerde sürünmeseydim, bir ayı falanyeseydi beni, der..Peki, ne yapalım madem açsın, ye, beni der.Yılan; bir çırpıda indirir midesine küçük prensesi..Ve,-Yıllardır sürün sürün, sonra önüne bir prenses düşsün, sen de ye, şansa bak der, geğirir..Kral, kızının peşine düşmüş, çılgına dönmüştür. Bulana, kızına karşılık,çuvallarla altın bağışlayacağını duyurur.Yılan kasım kasım kasılarak saraya gelir, masal bu ya..- Eyyy yüce kral, kızım benim içimde, al kızını, ver tacını, der.Zavallı kral, kızına karşılık, tacını verir ve ülke, bir yılan tarafından yönetilmeye başlar..