– Birazdan tanışacaksınız…Kalbim çarpıyor. Kalbim kulaklarımdan dışarı çıkmaya çalışıyor. İçimden çıkıp her şeyi yukardan izliyorum. Bir başkası gibi. Evet en iyisi bu. Dışardan sakince izlemek. Tıpkı bir seyirci gibi.Aklımın dudakları öyle kurumuş ki düşünceler çatlaklara takılıp çıkmıyor. Uğultu.Avuçlarım terliyor. Uyuşuyor. Felç oluyorum galiba.Kapı açılıyor. Bakamıyorum. Yok bunu kaldıramayacak kalbim. Çarpıntı sarhoşluğu.- Anneye merhaba de!Anne mi? Bana mı diyorlar bunu?Saçları altından kum gibi. O kumların içine giriversem. Göz kapaklarımın üzerimden saçlarımın arasından aksa o kumlar. Bir tanesi bile yere düşmese. Hem ben kumların içine gömülsem hem kumlar benim içime.Gözlerinden ışık akıyor. Taşların arasından sessizce akan bir dere. O dere yüreğimin en derinine akıyor. Yüreğim susuzluktan ölüyor. Güneş derenin üzerinde oynuyor.Elleri, ayakları var. Burnu, kulakları. Kalp var içinde. Küçük damarları, safra kesesi var.Hareket bile ediyor.Aslında ben hep bu an için beklemişim. Farkında olmadığım, geçen her dakika bu ana beş kalaymış meğer.Duygusal yazıların insanı değilim ben pek. Beceremem. Ama bu yazıyı ağlayarak yazıyorum. Bir şeyin bu kadar anlamlı, bir kelimenin bu kadar cana işler olabileceğine yeni vakıf oldum.Yeni doğdum ben. Bugüncek.Allah, içinde azıcık sevgi ve merhamet olan herkese nasip etsin.coşkumu anlayın diye…bu gece hesaplar benden ulen!