1821 – 1880 yılları arasında hayatınısürdüren Fransız romancı Gustave Flaubert, ‘realizm’ akımını başlatan edebiyatçı olarak tanınır. Hakkında yüzlerce inceleme, araştırma yazısı yazılan ve psikoloji bilimine de etki etmiş olan roman “Madame Bovary“, 1991 senesinde Claude Chabrol tarafından beyazperdeye aktarıldı. ‘En İyi Kostüm Tasarımı’ dalında oscar adayı olan filmde Fransız aktris Isabelle Huppert, Jean-François Balmer, Christophe Malavoy, Jean Yanne gibi isimler rol alıyor.Doktorluk mesleğine adım atan Charles Bovary, ilk eşinin ölümü üzerine kasabadan Emma adında bir kadınla evlenir. Mütevazı, kendi halinde, her durumda mutlu olabilme yeteneğine sahip sakin bir adam olan Charles’e karşı Emma, romantik bir aşk ilişkisi yaşamanın peşinde, her zaman daha fazlasını isteyen bir kadındır.

Tüm bu özelliklerine karşın, kurnazlıktan uzak bir yapıya sahip genç kadın, kocasının ünvanıyla övünmekte, arada sırada gerçekleşen balolarda boy göstermek için can atmaktadır.Ancak, oldukça sıradan ilerleyen evlilikleri ve artık renksiz görünen kasaba,Emma’yı hayal kırıklığına uğratmıştır. Karısının bu durumuna dayanamayan iyi niyetli Doktor Bovary, Emma’nın daha fazla sosyalleşebileceği bir kasabaya taşınmalarını sağlar.Burada kendini daha fazla gösterebileceğini düşünen Emma,kendisiyle bir çok ortak noktaya sahip olan genç Leon ile tanışır. Leon’un kendisinden hoşlandığı anlayan Emma, günün her saati genç çocuğu düşünmektedir. Kişisel olmayan bu fanteziler, Madam Bovary’nin tatmin olmayan kadınlığını anlık mutluluklarla donatacak, uzun vadede tamir edilemez hatalar yapmasına sebep olacaktır.