Ernest Shackleton 15 Şubat 1874’deİrlanda’da Dublin’in işçi mahallelerinden birinde dünyaya gelen Ernest Shackleton 16 yaşında okulu terkedip dünyayı keşfetmek üzere ticari gemilerde çalışmaya başladı. Gemicilikte uzmanlaşan ve daha sonra evlendiği zengin bir ailenin kızıyla ortak şirket kuran Shackleton kazandığı parayla Güney Kutbu’na keşif seyahatleri gerçekleştirdi. Bunlardan en ünlüsü ve Shackleton’ı dünyaya tanıtan 1914’de başlamış olduğu seyahattir.

Haritalarda Falkland takım adalarının doğusunda göreceğiniz Güney Georgia adası bu seyahatin ilk durağıydı. Arjantinli ve diğer Güney Amerikalı balina avcılarının dinlenme istasyonu olarak kullandıkları bu adadan “Endurance” isimli gemiyle 5 Aralık 1914’de ayrılan Shackleton bir buçuk ay sonra Antarktika sahilerine ulaştı.

İlk etapta kutbun merkezine doğru yürüyüşe başlayan gemideki keşif ekibi soğuktan ötürü ağır hastalıkların ortaya çıkması nedeniyle merkeze 97 mil kala geri dönmek zorunda kaldı. Bu konudaki karar Shackleton’a aitti. O, kimsenin ölmesini ve keşif seyahatinin böylesine ağır bir faturaya değmeyeceğini düşünüyordu.Öyle zordu ki verdiği karar, yaşamının tutkusu haline gelen bir hedefi başkasının yaşamı için o anda feda etmek durumunda kalıyordu.

Endurance'in sonu

Ardından daha kötü bir sürprizle karşılaşıldı. Endurance, 27 Ekim 1915’de Weddell Denizi’nde buzlar arasında sıkıştı ve buzların arasında parçalanıp battı. Shackleton ve beraberindeki 27 kişiden oluşan mürettebat 5 buçuk ay süreyle tek bir bitkinin olmadığı buzla kaplı bir alanda branda çadırlarda yaşamak zorunda kaldılar. Sonunda gemiden kurtarabildikleri filikalarla Güney Kutbu’nun kuzeybatı ucundaki Fil Adası’na ulaşmayı başardılar. Oradan Shackleton 5 adamıyla beraber 800 millik mesafeyi tek filikayla aşıp yeniden Güney Georgia adasına ulaştı. 17 günde okyanusu aşıp Georgia’ya çıkan ekip daha sonra yardım alarak Fil Adası’na geri döndü.

tek filika Yaklaşık 1 buçuk yıl süren bu inanılmaz keşifte her türlü olumsuzluğa,hatta aşılması imkansız denebilecek engellere karşın Shackleton ve ekibi tek bir kayıp vermeden İngiltere’ye geri dönmeyi başardılar. Uygarlıktan bin 200 mil uzakta, yaşam umudunun her gün giderek yok olduğu 18 ay.

Bunu basarmalarinin sebebi Shackleton’in inanılmaz stratejisi ve insanlara aşıladığı, “Hiçbir zaman pes etme” fikridir. Günümüzün yönetim uzmanları, Shackleton’ın bu stratejisini detaylı olarak incelemeye başlamıştır. Onun tayfaları böyle zor bir yolculuğa nasıl ikna ettiğini, bu insanları nasıl birbirine kenetlediğini, onlardan nasıl insanüstü bir performans aldığını, ölümle burun buruna kaldıkları durumlarla nasıl baş edebildiklerini ortaya çıkarabilmek için tarih kayıtları didik didik taranıyor.

Shackleton’ın elindeki kozlar; mükemmel iletişim, dikkatli planlama, cesaret, disiplin ve esneklikti. Arkadaşlarının “Patron” dediği bu büyük kaşif, herşeyden önce iyimser bir kişiliğe sahipti. Şartlar ne kadar kötüye giderse gitsin, tehlikeyi atlatacaklarına olan inancı tamdı. “İyimserlik, gerçek bir moral cesaretten başka birşey değildir” diyordu.

1998 yılında Wall Street Journal’de Shackleton’ın liderlik sırlarına ilişkin bir makale yayımlandı. Shackleton, sabah akşam para hesabı yapan, kazanç hummasıyla yaşayan Wall Street brokerlarına unuttukları bir şeyleri hatırlattı. Lider olmanın farklı bir yüzüydü karşılaşılan…. Uzun yıllar Türkiye’de yaşamış, Nazım Hikmet’le ilgili bir belgesel hazırlığı içinde olan Stephanie Capparell’di bu yazıyı kaleme alan.Shackleton's Way by Margot Morrell, Stephanie Capparell Cumhuriyet gazetesinde, 90’lı yılların başında çalışan bir yazarla kısa bir beraberliği olmuş, Türkiye’yi biraz küskün biraz acıyla terketmişti. 1998’de bu makalesiyle Wall Street’te bir yıldız gibi parladı Stephanie.

Nihayetinde geçtiğimiz yıldan bu yana New York Times’ın “en çok satanlar” listesinde yeralan “Shackleton’s Way”i yayimladi

Shackleton’ın felsefesi, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’da zaman zaman yapılan seminerlerde de askerlere aşılanır. Bir felsefe bu kadar yaygın olunca yönetim gurulanna da bu ilkeleri maddeler haline getirmek düşmüştür. İşte Shackleton felsefesinin belli başlı ilkeleri:

1) Sizinle çalışan personelle iletişimi her zaman canlı tutun. Onlara planlarınızı anlatın. Çalışanların desteğini alın. Yapılan plandan çok iyi sonuçlar çıkacağına dair güven verin. Fakat konuşmanızı basit tutun. Herhangi bir şüpheye yol açacak ifadelerden kaçının.

2) Personelin gerçekleri görmesini sağlayın. Bir kriz ya da kötüye giden bir durum varsa, personelin bir süre sonra dikkati dağılır ve ekonomik bir krizi sıradan bir iş durumu gibi algılar. Elephant Adası’nda mahsur kalanlar, birer İngiliz olarak çay içme alışkanlıklarını sürdürmek istemişler ancak Shackleton, çayı idareli kullanmak zorunda olduklarını hatırlatmıştır.

3) Asileri size yakın tutun ve onların desteğim almaya çalışın. Shackleton, grupta isyan etmeye eğilimli kişileri kendi çadırında tutmuştur.

4) Gergin bir durum varsa, havayı espri yaparak yumuşatın. Shackleton, buzlar arasında parçalanan gemisinden çok az eşya kurtarabilmiştir. Bunlardan biri de bir tayfaya ait gitardır. Bu durum uzun süre espri konusu olmuş, zor durumlarda bile yüzlerde tebessüm oluşturmuştur.

5) Bir krizde, krizle ilgili herkesi çözüm bulmaya zorlayın. Personel çözümü liderlerden beklememeli. Shackleton, herkese tek tek görev vermiş, herkesin kendisini önemli ve işe yarar bir eleman hissetmesini sağlamıştır.

Gezinin rotasi

1914 teki kesif

Bu makale cogunlugu Ntvmsnbc New York muhabiri Ahmet Yesiltepe’nin Herkesin bir Antartikasi var adli kose yazisindan olmak uzere kismen haberbilgi.comdan 14 ocak 2001 tarihli ekonomist dergisinin kefisler adli makalesinden altinti yapilarak meydana getirilmistir.

Shackleton online gunlugune ulasabilirsiniz diyorlar..