Normal insanın uyku süresinin 6 – 8 saat olduğu kabul görülmüştür. Ancak bazen normal uyku ile stresten (şoktan, acıdan) kaynaklanan uyku arasındaki çizgi çok ince olabilmekte. Bu durumda letarjik uykudan (Yun. “lethe” – bilinçsizlik, unutkanlık, “argia” – hareketsizlik, durağanlık) söz edilebilmektedir.

Letarji, hareketsizlik, dış uyarıcılara tepkisizlik, yaşama dair dış belirtilerin bulunmaması gibi özellikleri bulunduran uykuya benzer derin uyuşukluk hali şeklinde tanımlanabilmekte.Letarjinin tedavisi belli değildir. Aynı zamanda uyanma zamanını da tahmin etmek imkansızdır. Letarji durumu birkaç saatten onlarca seneye kadar sürebilmektedir. Tıp tarihinde büyük miktarda kan kaybı, doğalgaz sızıntısı zehirlenmesi, sinir krizi, bayılma sonucunda letarjik uykuya dalanlar bilinmektedir. Letarjik uykuda olanlar, görünürde hayata dair belirtilerinin olmamasına rağmen, etraflarında olup bitenleri duymakta ve hatırlamaktalarmış.Bu şekilde uykuya dalanların yaşlanma mekanizmaları çok yavaşlamış durumda olup, 20 sene boyunca hiç yaşlanmayan insanlar normal hayata döndüklerinde 2 – 3 sene içerisinde kendi biyolojik yaşlarına gelmekte, yaşlanmaktadırlar.Letarjik uykunun en büyük sakıncalarından biri, canlı olarak gömülme tehlikesidir.

XIV. yüzyılda yaşayan ünlü İtalyan şairi Francesco Petrarca 40 yaşında çok kötü hastalanmıştır. Birgün hastalığından ötürü bayılmış, herkes onun öldüğünü düşünmüş, toprağa vermeye hazırlanmışlar. O zamanın kanunlarına göre, ölünün ölümünden bir gün geçmeden gömülmesi yasakmış. Mezarının yanında kendine gelen şair kendisini çok iyi hissettiğini belirtmiş ve olaydan sonra 30 sene daha yaşamıştır.

Kesin bulgular olmamakla birlikte, letarji olayı ünlü Rus yazarı Nikolay Vasilyeviç Gogol‘un ölümüyle ilgili de sık dile getirilmektedir. Gogol manik depresif psikoz hastalığına yakalanmıştır. Çok sık apati nöbetleri geçirmiştir. Bir seferinde yazar gerçekten letarjik uykuya dalmış, yalnız doktor doğru teşhis koymuş ve durumu kurtarmıştır. Bu olaydan sonra Gogol’da tafefobi (diri diri gömülmekten korkma) oluşmuştur. Çok sevdiği kadının, Yekaterina Homyakova‘nın ölümünden sonra cinnet geçiren Gogol “Ölü Canlar“‘ın 2. bölümünün el yazmasını yakmış, üzüntüsünden yatağa düşmüştür. 10 gün sonra da hayata veda etmiştir.Mayıs, 1931’de bolşevikler Moskova’nın yeniden yapılanması planını uygulamaya koymuş, Gogol’un mezarının da bulunduğu Danilov Manastırı‘nın mezarlığını da yok etmeyi kararlaştırmışlardır. Mezarı açtıklarında yazarın kafatasının yana çevrilmiş bir konumda olduğunu farketmişlerdir. Dolayısıyla, bu durumdan sonra Gogol’un canlı canlı gömülmüş olabileceğine dair haberler dağılmıştır. Bu olay hala netliğe kavuşmamıştır.

Guinness Rekorlar Kitabı‘na kayıtlı en uzun süren letarjik uyku vakası, 1954 senesinde gerçekleşen Nadejda Artemovna Lebedina olayı olmuştur. Eşiyle yaptığı kavgadan sonra uykuya dalan Nadejda 20 sene sonra (1974’te) uyandığında dul olduğunu öğrenerek çok üzülmüştür. Sağlık açısından hiçbir sorunu bulunmayan bu bayan Ukrayna‘nın Dnepropetrovsk şehrinde yaşamına devam etmektedir.Letarji ile alakalı olarak 60’lı yılların sonunda İngiltere‘de çok ufak bir kalp aktivitesini bile algılayabilecek bir cihaz icat edilmiş olup, ilk denemelerde bile ölülerin arasında canlı bir bayan bulunmuştur. Aynı ülkede bugüne dek morglarda özel ipli çanların bulunması zorunludur, öyle ki, ölü canlandığında yardım isteyebilsin. Slovakya‘da ise mezarlara cep telefonu bile konmaktadır.Bazı hayvanlar (ayılar, kirpiler, yılanlar) letarjik uyku dönemlerini sürekli olarak yaşamakta, soğuk kışı uyuyarak geçirdikten sonra capcanlı bir şekilde yaşamlarına devam etmekteler.Konuyla ilgili kaynaklar aşağıdadır:12345