Stephen King‘in “2008’in en iyi filmlerinden biri” olarak tanımladığı “Lakeview Terrace“, Samuel L. Jackson‘ın ‘obsesif’ performansı ve ‘zenci kadın – beyaz erkek evliliği’nin tüm duygusallığı ve getirdiği ağır sorumluluğu başarıyla yansıtan Patrick Wilson ve Kerry Washington ile 2008’in en iyi psikolojik gerilim filmlerinden biri.

Amerikalı yönetmen Neil Labute‘nin David Loughery‘nin hikayesinden uyarladığı “Lakeview Terrace“, Samuel L. Jackson, Patrick Wilson ve Kerry Washington gibi üç önemli isimden oluşmasına karşın, Türkiye’de gösterime girmedi.Zenci – beyaz kavgasından fazlası olan “Lakeview Terrace“, üzerinde durmuş olsa bile ‘ırkçılık‘ kavramını akıllara pek getirmiyor.Kişisel sorunlarıyla koyu ten rengi arasında bir orta nokta yakalayamayan Abel‘in, karşı villaya yeni taşınan çift arasındaki ‘renk farkı’na olan takıntısı, aslında geçmişine dayanıyor.

Los Angeles Polis Departmanı‘nda (LAPD) görevli olan Abel Turner, yıllar önce eşi ölen, ergen bir kız ve küçük bir oğlan çocuğuna sahip, kuralcı bir babadır.

Karşı villaya taşınan yeni evli çift Chris ve Lisa, çok geçmeden Abel‘in dikkatini çeker.
Siyah ten rengi olan Lisa, Chris‘in açık ten renginin, kendisi ve Chris‘e getireceği tüm sorunlara katlanmayı göze almış, Abel‘in ‘iyi niyet’ olarak görünen garip tavırlarını pek umursamamaktadır.

Chris ise, zenci olan Abel‘e karşı saf komşuluk hisleri beslemekte, fakat O’nun ukala ve müdahaleci tavırlarından içten içe rahatsız olmaktadır.
Çok geçmeden Abel, kendini iyice açığa vurur ve çifti mahallede istemediğini açıkça belli eder. Duruma kayıtsız kalan Lisa ve Chris, sadece yeni evlerinde bir ‘aile’ olarak, mutluluklarını sürdürmeyi amaçlıyorlardır.

Karşı tepki göremeyen Abel, kavga çıkarmaya niyetlidir ve ‘polis kimliği’ni kullanarak, çifte elinden geldiğince rahatsızlık vermeye başlar.
Chris ve Lisa tarafından ‘düzeltilebilir‘ bir durum olarak görülebilen bu düşmanlık, daha da kötüye giderek bir felaket zincirini beraberinde getirecektir.