Anlamıyorsunuz hiç değil mi? Değerlerin nasıl yok olduğunu görmüyor bakan kör gözleriniz? … Sevmeyi, sevilmeyi unutmuşsunuz, yetmemiş gibi bir de unutturmuşsunuz… Tamamen kısa, ucuz aralıklarda kalmış akıllar, gramajı kendinden düşük tek şeye çalışır olmuş… Fikriniz firarda, bihaber dolaşıp durursunuz bedensel, dürtüsel çırpınışlarla. Hiç akıl eder mi bilinciniz ya da hiç düşünebilir mi, yüreğiniz neden vardır? Neden savaşır, neden yaşamaya çalışır insan? Yürekli değilse, paylaşmayı bilmezse sevinci ve kederi, düşünmezse sendeki seni, neden yaşar paylaşımsızsa, kıt kanaatse derdine dermansız sadece yanında putsal duruşlarla varsa. Ne ye yarar ki? Neden seninle yaşar-mış- gibi yapar insan…Kelimeleri dizemezse, gecenin kollarına seni de oturtup, sarılmazsa beraber düşlerine, gülüşler bütünsüzse yüzlerde, bir derdin derinindeki hikayeni deşmezse seninle, yeter mi ki laf olsun torbasına konmuşsa sadece iki beşeri? …Çaresiz yaşıyor insan yarı boş yarı dolu, bazen bir eksik bazen bir fazla kalıyor kendinde uzak ve habersiz; yaşıyorum diyor sonra da utanmadan aslının kopyası bile olamadan…Of derim derinden, duyan yok. Özlemlerimi koydum pamuksu rafıma, ne çare çıkarıp sunacağım kimse yok. Bir adım derdimde kaldı, bir adım umudumda. Sözlerim boğazımda katar katar düğümlü kaldı. Kulaklarım sadece nöbette duyulası ömre bedel sözlere… “Of” derim derinden kuyuya düşer sesim, çıkarıp da hal hatır soran yok gönülden. Bir sen demek geçer içimden tam dile gelişimin namelerini savuracakken, zamansızlıkta kayboluverir ruhun halleri gözle görülmeden. Her girişimim kamçılasa da beni, ürkek kalışlara yenik düşmeden çabalar. Ama boşuna, kalmamış artık kimsenin değerleri. Lafolsun sevdaları acıtıyor benliğimi. Doyurmaz, doyuramaz ki yüreğimi yarı sıcak sarılışlar. Eksik bakışların arasında tek olmak eksik gerçeklerde…Sahte gülücüklerin arkasına saklanmış romantizm, tutsak olmuş, farkındasızlığı da giyinmiş üstüne utanmadan üstelik…Meltemce