Altındaki yumurtayı görüyor musunuz? Şirketin bahçesinde kahve içerek baharın gelmesinin tadını çıkarırken farkettim kumruyu.
Saçağın altına çivilenmiş bir eski hamster kafesinin üzerine yuvasını yapmıştı, sanırım bir günde hem de. Bütün çalışanları çağırdım sessizce; “Aman” dedim, “Dikkat edin rahatsız olmasın!” …
Evladımız olacak kolay mı? İstifini bozmadı, kalkmadı zaten bütün gün yumurtasının üzerinden. Ben de flaşa da aldırmaz dedim, bastım tetiğe. Aldırmadı, burada o yumurtalardan bebekler çıkarsa ne güzel bir yazı dizisi olur bu diye başladım yazmaya; Hayırlısı….
yorumlar
iyi keyifler…
balkonda yuva yaptılardı güvercinler,.. yavruları da pek tipsizdi,.. zaten annem de elime aldırtmadıydı, benim kokum bulaşırsa belki reddederler diye,..
ah bir de, ne kadar pamukla, yumuşak materyalle yuvasını yaptıysak hepsini attı, çivi ile, tel ile yaptı yuvasını 🙂
çilekeş güvercinmiş 🙂
pamuk mamuk bozar diyip redetti ha..
hint fakiri kişilkli şey 😛
ben de vaktiyle bi minik serçe avlamıştım sapanımla.. niyet öldürüp arazide yakacağımız ateş üzerinde kendisini mangal yapmak.. velhasıl ölmedi mendebur.. aldım elime.. mahalle kanunlarına göre kafasını koparmam gerekiyordu.. bütün çocuklar o bitiriş hareketini yapmam için bana bakıyordu.. tıpkı gladyatör filminde kurbana son darbeyi indirmesi beklenen savaşçı gibiydim.. eve koştum.. ablamlan iyileştirdik serçeyi.. adını pırpır koyduk.. 1 hafta ekmek su verdik.. bir gün hava almaya çıkmıştık ve pırpır edip uçtu ellerimden..
keşke adını pırpır koymasaydım dedim..
iyiki öldürmemişim..
10 kattaki evimizin balkonuna yuva yapan, yumurtladıktan sonra gelir ilk önce yuvasına bakar sonrada mutfak kapısından yürüyerek salona girip bize bakar, oradan tekrar badi badi yürüyerek holde gezer oradan da uçar yumurtasını bırakıp giderdi. Komikti.
(daha sonra gece gelip yumurtasını kaçırmıştı bi’daha da gelmedi nankör)
annemin tuttuğu yeni evi temizlemeye gittik. Kardeşim mutfak dolaplarını silerken üzerinde kuş yuvası buldu. Öyle özenli yapılmışki. Heralde havalansın die camlar açık bırakılmış kuş yuva yapmış. Şaşırıp kaldım yuvanın güzelliğine. Anneme saklayalım bunu dedim. 🙂
Dün 1 tane görmüştüm bugün 2 tane oldu yumurtalar. Duvara yaslanmış duruyor ikincisi de. Yuva da gelişmeye başladı. Yarım saat yatıyor yumurtaların üzerinde sonra biraz dolaşıyor, birşeyler yiyor, 1-2 çalı çırpıyla dönüyor yuvaya. 5 dakikayı asla geçirmiyor, sanırım soğumasın yumurtalar diye.
Erkek var bir de arada uğruyor, bir iki çalı da o getiriyor, çok durmuyor. İkisini beraber yakalayamadım, erkek hala ürkek davranıyor.
pencere pervazımıza bir kumru yuva yapmıştı, her gün onu uzaktan seyreder, beni fark ederse kaçar diye korkardım. Babam ve ben onun olmadığı zamanlarda yem koyardık, artık evi olmuştu, yemeği de vardı, fazla bağlanmıştım hayvana. Uzun süre onu hiç rahatsız etmedik, bir gün babam “artık bizi tanıyordur, elimden yemek yedireceğim” dedi; yalvardım babama yapmaması için, kaçmasını istemiyordum, kuşa aşık olmuştum. Babam inatçıdır, bir de hayvanlarla iletişim kurabildiğine inanır -komik, hem deniz hem de kara avı bol bol yapmış bir adam olmasına rağmen- Açtık pencereyi yavaşça, babam uzandı, dokundu dokunacak; kumru bize baktı, bir iki saniye her şey dondu kaldı, kısa bir tereddüt anı, silahını ilk çeken sanki kazanacak, aniden pırrrrr… Bir daha hiç uğramadı. 🙁
Siz, siz olun, kumrulara aşık olmayın, çok kolay terk ediyorlar.
kasabada yaşamanın avantajı. her yer dolu bu kumrulardan. sabahları kumru sesiyle uyanmak gibisi yoktur. harika mistik bir sesleri var. bir de ağaçkakan sesi… tabii onu duymak daha zor. NuMB bence bir sabah erken gel. şöyle şehir daha yeni uyanırken.. aman derim, aşık olma 😉
İşte Baba!
Yakışıklıymış. Her erkek gibi, arada sırada evle de ilgileniyor. Bu pozu yakalamak çok zor oldu, kaçıyordu erkek hep. Şu halime bak; işim var benim, kumrularla bozdum kafayı…
çok şekerler:)))süpersin
balkonuma guwercınler zırt pırt gelıp yuva yapıo yawru bırakıo iyi hos kısın gelın kullanın balkonumu oetl gıbı ama yazın olmaz… alerjım var guwercın tuyune falan e bız burda kapı pencere acmaya basladık kuslar yuzunden nefes alamıom bende bozdum yuvayı:(( cok gunah bısey ama baska yerde yuva yaptım yumurtayı attı offf yaa ben ne yaptım gunahhh
Solda beyaz olan yumurta duvara yaslanmış ve yuvanın dışında. Orada soğukta durduğu için altına almaya çalışıyor ama beceremiyor, elimi atamıyorum, birkaç kişi elinin kokusunu alırsa kırar yumurtayı dedi… Sağda kahverengi olan yumurtada da yer yer çatlaklar var sanırım çürümüş. Of bu durumda tek sağlam yumurta beyaz olan ve o da orada bozulacak… Ne yapmalıyım? Bir fikri olan var mı?
iyice steril edilmiş bir maşa kullan uzunca ince bir maşa…
yumurtaya zarar vermeyecek bişii.. sterilize edersen kokuda bulaşmaz sanırım kaymış su kullan mesela yıkamak için… detarjan kullanırsan koku bıakır olmaz heralde….
üzüldüm şimdi…
Ben kanarya besledim. Elin kokusu yumurtaya geçer olayını ilk kez duyuyorum,kumrulara has bir şey mi?
En azından kazağınla düzelt, Kumru yavrularını iyi besler, yumurtadan çıksın yavru işte o zaman görürsünüz güzelliği, ağızlarını açarlar yemek için ama kumrular ne bulsalar yiyorlar. Bu yüzden bakması kolaydır.
asp(i)ritörün(nası yazılır bu ya?!) içinde de kertenkele yuvası var.. hani şu büyümeyen, acaip donuk ve gri renkli olup, çıkı fıkı ses çıkaranlarından..
*bi de kafes ne şekermiş..
biz o kertenkelelere mustafacık dıoruz pembe renklı saydamsı tavanda gezınıolar hep
…yıllar önce evin balkonunda, panjurların üzerindeki boşlukta, kumrular, cezaevinden getirdiği çalı çırpıyla ufak bir ev yaptıydılar kendilerine.. sonra bizim eve boyacılar geldi, daha doğrusu apartman boyanacaktı.. adam, kumrunun yuvasına hiç aldırış etmemiş, yuvayı olduğu gibi almış eliyle, orayı boyamış, sonra yuvayı yerine koymuş.. annem anlatmıştı.. ertesi gün balkonumuzda iki kırık yumurta gördük..
Maşa fikrini ben de çok benimsemiştim. Kalkmasını beklerken yumurtayı yuvanın içine kendi alma çabasında, kırıverdi yumurtayı anne kumru… Garip sesler çıkardı, şaşkın şakın bakındı ortalığa ve uçuverdi…
THE END
Rahmetli babamın gözügibi baktığı kanaryası vardı adı Aliş. Geçen ay babaannem termal kaplıcalara giderken halama bırakmış, yiğenlerim herhalde uçurmaya calışmışlar aldığımızda kanadında kan vardı, bir hafta kafesin zemininde yattı ne su, ne yem yedi, dört günde götürmediğim veteriner kalmadı,işten her saat başı durumunu öğrenmek için arıyordum,öldüğünde günlerce babaannemle ağlamıştım.
Alişi folyoya sardım buzdolabında saklamak istedim ne kadar dayanabilirse ,izin vermediler.
Babamın ayakucuna gömdüm …
Halamı ve yiğenlerimi babaannem halen eve sokmuyor ve konuşmuyor da…
NuMB’ın yerinde olmadığıma sevindim; kanaryamız da, yoldan bulduğum kanadı kırık kuş da, babamın kınalı kekliği de ölmüştü; şimdi yumurtaya ve anne babanın üzüntüsüne bulandım, bu kaçıncı hüsran…