Bu konuda çok yazı yazılmıştır eminim.Ama krizi herkes kendine göre farklılıkla yaşadı. Yani tabiri caizse her koyun kendi bacağından asıldı.Bursa ‘da yaşıyorum ve hatta doğma büyüme Bursalıyım.Ama teğet diye adlandırılan bu krizi hiç bu kadar hissetmemiştim.Bu nasıl bir teğet ki işssizlik son yılların en yüksek seviyesine geldi.Hayatımın hiç bir döneminde işsiz kalmamıştım.Çünkü tam üç mesleğe sahibim.Biri olmazsa biri mutlaka olurdu. Ama bu krizde ben iş bulamadım.Eşimde işssizdi, aynı şekilde oda iş bulamıyordu.Tabi kaldık mı ikimizde ortada.Hemde tamda kışın ortasında.Bir çok yere başvurduk.Hatta üniversite mezunu olarak bulaşıkçılığa kadar her yere.İnanmazsınız bu iş için bile 30 yaşın altında arıyorlardı.Bir kaç pazarlama firmasına girdik , fakat malesef onlarda dolandırıcı çıktı ve paramızı alamadık.Aylar geçiyor ve faturalar durmadan gelmeye devam ediyordu.Aynı zamanda kredi kartı ekstreleride çığ gibi büyümeye devam ediyordu.Delirme noktasına gelmeye başlamıştım artık.İnanılmaz çabalamamıza rağmen hiç bir şey olmuyordu.Bir şeyler alıp satmaya kalksak ,alacak paramız da yoktu.Her şeyi denedik nerdeyse zaten.İyice umutsuzluğa düşmüştüm,kendime güvenimi kaybettim ve ölüm bana yaşamaktan daha güzel gelmeye başladı.Acaba kendimi nerden atayım diye düşünmeye başlamıştım.Çaresizlik insanı neler düşünmeye zorluyor.Televizyonlarda kriz teğet geçti diyorlar inadına inadına..İntihar haberleri zirvelere tırmanmışken..O kötü günleri anımsamak bile içimi dağlıyor.Sonra nihayet eşim iş buldu ,arkasından ben.Biraz düzelmeye başladık gibi ama borçlar dağ gibi birikti tabi ki.Şimdi aldığımız ne varsa ,hiç bir şey alamadan ,yaşamadan bu borçları ödüyoruz.Yine de hamdolsun diyoruz ,sonunda iş bulduk.Kriz bizi sadece teğet geçti canım.Ama bu teğet ,tam isabet üzerimize geldi ve bizi yarıp ,atomlarımıza kadar parçaladı.Şimdi kalan parçalarımızla hayatta kalmaya çalışıyoruz.Orta direk öldü,yerine dibin en dibi direk geldi.Birde tabiki en üst direk var,burda seyredenler lüks villalarda oturur,her gün başka lüks arabalarla gezerler,yurt dışına tatile giderler ve marka giyinirler.Teğet denilen olay yalnız o tabaka için geçerli olup,bizim gibi normal halk için kesinlikle bir dibe gömülüştür.Bir kaç gün önce gazetede okudum işssizlik verileri azalmışmış. Dedim heralde bu ülkede yaşamıyor bunlar,etrafımda daha onlarca üniversiteli arkadaşım işssiz. Bu yüzdeleri kim nasıl hazırlıyor buda bir muamma.Sadece gülüyorum bu asılsız haberlere ,çünkü biz gerçeğin içinde yaşıyoruz , onlarsa çok uzağında. Bizim aldığımız paralarla 1 ay yaşayabilirler mi acaba? O zaman biz halkı anlayabilirler mi? Yalnızca çeken bilir,yalnızca halk olarak biz anlayabiliriz.İşte Avrupa birliğine girebilmek için halkın standartlarını yükseltmeniz lazım çünkü Avrupa da kimse bu kadar mağdur olmuyor.Kimse işsizsen hasta olamazsın demiyor,imkan sağlıyor halkına kol kanat geriyor,paran yoksa git bir yerlerde öl demiyor.Şimdi bu şartlarda bizi nasıl kabul etsinler ki? Söz nerden nereye geldi ,ama yara çok derin halkımız konuşabilse çok şey anlatacak ,ama susmayı tercih ediyoruz ve kaderimize razı oluyoruz.Sonuç ne? sonuç yok.Çözüm ne ? Yıllardır çözülemeyen bir muamma. Böyle gelmiş,böyle gider diyerek susuyoruz,yalnızca izliyoruz…