bildirgec.org

komünizm

emsvizyon | 24 June 2006 07:42

eğer dünyada komünizm ağırlıklı bir yönetim şekli uygulansaydı ya da dünya toptan komünizmle yönetilseydi,internet diye bir şey var olurmuydu acaba?

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

Komünizm

ingilizanahtari | 23 April 2002 15:17

Belki 8 belki 10 yaşında farkettim bazı insanların fakir olduğunu, yaşlı teyzelerin ağlayan çocuklarına ya da torunlarına oyuncak alamadıklarını, bazıları arabayla gezerken bazılarının sardalya gibi otobüste sıkış tıkış gittiğini.

O zaman aklıma gelen bir fikirdi herkesin eşit şekilde paylaşması üretimi. Tabi Marx amca benden önce davranıp bunu dialektik kuram çerçevesine oturtmuş meğersem sonradan öğrendiğime göre. Bunu farkettiğimde daha çok üzüldüm. Fikrimin benden önce bulunmuş olması değildi beni üzen. Böyle bir fikrin var olup uygulanmamasıydı. Biraz evvel okuduğum bu blogun da gazıyla işte size gelecek planımı açıklıyorum ve sistemden şikayetçi olan herkesi de bekliyorum. İşte İsrail’de yıllardır var olan komünist yerleşim birimleri Kibutz’lardan tarihçe ve örnekler. Bun lar dan birine gidelim kapağı atalım, tarımla, çiftçilikle uğraşalım, hem de sübvansiyon, ekici tütün piyasası taban alım fiyatları gibi kelimeler duymadan.

yorumlar

asymptot | 23 April 2002 15:44

bu işler için çok uygun gelir bana, okyanus kıyısında bomboş yerler var, okyanus dışındaki heryere çok uzak. bütün arjantin gürültüsü buenos aires’te olur 30 milyon nüfusunun yarısı orda yaşar, dünyanın enbüyük sekizinci ülkesi yüzölçümü itibarıyla, bomboş araziler bizi bekliyor hem de okyanus kıyısında

futur | 23 April 2002 22:57

bu ve bunun gibi planları o kadar çok kurdum ki..

sonunda birlikte olma kısmını attım ve ben ve bir kişi daha olmak üzere gidiyorum ben…

kurtuluyorum zamandan, paradan,

kanımın dolaştığını unutturan bu kentten. bu bilgisayardan ve tüm uğraşlarımı tüm biriktirdiklerimi bırakmak istiyorum ama bunu yapamayacağım..

unutulmaması gereken birşey öğrendim,, yaptığın en küçük eserler dahi seni bulunduğun yere mıhlıyor.. ne mi bunlar biblolar. yaptığın site, evin, bisikletin….

her zihinsel çırpınışın sonucunda ürettiğin ürün, sistem karşıtı dahi olsa senin sisteme bir kazık daha çakmanı sağlıyor..

burası bir bataklık…

zihnin kolların ve bacakların.

çırpındıkça daha dipte olacaksın,

sistemi varedenlerin kendim gibi hayal kuranlar olduklarını

sisteme nefretleriyle onu kemikleştirdiklerini farketmem

korkunç bir çöküş olmuştu….

songoku-hafif | 24 April 2002 00:50

komünizm hayalden başka birşey değildir. komünizm insanlara yeryüzünde cenneti vaadeder, eşit yaşamayı, ama bu asla mümkün değildir. Bizler hayvan değiliz, hepimiz farklıyız.

Marx denen herif bu fikri ortaya attığında, şartlar oldukça kötüymüş. Bugün demokrasi var, fazlasıyla özgürlük var. O zaman için geçerli olabilecek komünizm, bugün geçerliğiğini yitirmiş ve saptırılmıştır fazlasıyla.

Chudo | 24 April 2002 02:42

Marx denen herif! bu fikri ortaya atmadı. Bu fikir prometheus’tan beri insanlık tarihin bütün dönemlerinde kötü olana karşı kurulan hayalin adıydı. Bunu kendisi de söyler. Marx sadece bunu blimsel temellere dayandırmıştır. Ayrıca Marx’ın öngördüğü eşitllik anlayışı senin düşündüğün gibi herkesin aynı renk elbise giymesi ya da aynı mimari sahip evlerde oturması hiç değildi. Hiçbir kitabında böyle şeylerden sözetmemiştir.

Yazının neredeyse her kelimesi yanlış ya da okumadan ve malesef ki düşünmeden yazılmış şeyler ve bizler hayvan değil insanız diyen birisinin klavyesinden böyle şeylerin çıkması cidden üzücü. Demokrasi ya da özgürlük dediğin şey nedir ve yurdun ya da gezegenin hangi bölgelerinde görülür. Eğer özgürlükten birinin kıçını açıp ortalıkta dolaşmasını anlıyorsan bizim buralarda ona başka şeyler söylüyorlar haberin olsun. Komünizmin bugün geçerliliğini yitirdiğinden sözetmişsin. Sanırım sokakta aç insanlar yaşamıyor, her biray insan olmasından dolayı eşit, parasız, bilimsel eğitim alıyor, en temel insanlık hakkı olan sağlık, barınma, çalışma giderlerini kolayca karşılayabiliyor, savaşlar olmuyor, yine dili, dini, cildinin rengi ya da cinsiyetinin farklı olması onun için bir sorun olmuyor. Sen yaşıyor musun? Bu mesajı bizim yaşadığımız gezegenden mi gönderdin merak ediyorum. daha akıllı laflar edip komünizim kitapta durduğu gibi durmuyor, uygulanamıyor deseydin ki bu da sermayenin ideolojik saldırılarından biridir. Komünizim denen şeyi insanlık en son ilkel komünal toplum döneminde yaşadı ve o zamandan günümüze bu dereden çok sular geldi geçti. SSCB konusunu ya da Küba’yı örneklemek gibi birşey de seçebilirdin. Bunlar da yaşanan ilk deneyimlerdir. Eksikleri, yalnışları mutlaka vardır ve orada yaşanan zate komünizm değil sosyalizmdir. Bu ayrı bir yazı konusu şimdi girmeyeceğim ama bu kadarından bile anlamak isteyen birşeyler çıkarabilir.

Komünizim yani bir dönem Avrupa burjuvazisini korkutan hayalet halen var ve eşitsizliğin olduğu yerde her daim olacaktır. Mahallendeki çocukları her gördüğünde parasını alıp dövebilirsin. Ama şunu unutma ki onlar ilk fırsatta seni altetmek için ellerinden ne geliyorsa yapacaktır. Bence sahibinin sesleri tarafından yıllardır beyinleri iğdiş etmek için kullanılan bu kalıplaşmış sözleri bir kenara bırak ve yukarıda hayal edilen güzelliği anlamaya çalış. Korkma ısırmaz.

Senin gibilerini gördükçe hep Dario Fo’nun şu sözü aklıma gelir. “Başımız dimdik yürüyoruz, çünkü boğazımıza kadar bok içindeyiz.”

Yarma | 24 April 2002 08:12

Bugün demokrasi var, fazlasıyla özgürlük var

nerde bunlar yahu, goremiyorum ben bunlari, size zahmet olacak bi gosterir misiniz?

pinkfloyd | 24 April 2002 08:23

…komünizm, sosyalizm, faşizm, demokrasi, özgürlük.. bu ve bunun gibi konular olmadan yaşamak istiyorum… yakın bi zamanda konuşmuştuk bunu futurla. tüm bunların arasında yer almaktansa hepsinin bir arada olduğu bir dünyaya niçin tepeden bakmayalım? veya bunlar olmak zorunda değil! bu kavramlar benim hayatımda olmak zorunda değiller.. ve ben şimdiki ben olduğum sürece de olmayacaklar!

yeryuzu | 24 April 2002 10:40

Bütün teknolojiden ve modern hayatın bizi bağladığı bin çeşit bağdan kurtulmak ve sade bir hayat sürmek kulağa hoş geliyor… Hele okyanus gibi şiirsel temalar da eklenince… Ama ben bu tip yerlerde en fazla 1 ay mutlu yaşarız diye düşünüyorum, ondan sonra sıkılırız. Ot gibi bir hayat yaşarız gibime geliyor.

Kaldı ki kapitalizmin komünizme getirdiği bir eleştiri de haksız sayılmaz: “Hepimiz eşit pay alcaksak ben niye daha çok çalışayım ki?”

İslam’ın yaşandığı pratize edildiği bir dönem vardır; Asr-ı Saadet denen peygamberin yaşadığı dönem. Ama komünizmin bir asr-ı saadeti yoktur.

Chudo | 24 April 2002 11:17

nasıl olsun ki? Henüz insanoğlu komünizm denen sistemi yaşamadı ki asr-ı saadetini yaşasın. Sözünü ettiğin Rusya’daki sosyalizm ise, doğru. İslamiyet’in emperyal bir dönemi olmuştur. Savaşlardan elde edilen ganimetler ve o dönemin ticaretinin merkezini ele geçirmeleri sonucunda oluşmuştur bu. Rusya’da kurulan sosyalizmin ise nasıl bir ekonomi üzerine kurulduğunu hatırlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Yani elmayla armutu aynı teraziye koymayınız efendim. Kaldı ki o asr-ı saadetten günümüze kalana bakınca, 1300 yıl boyunca bir arpa boyu yol katedememek daha vahim olsa gerek.

ingilizanahtari | 24 April 2002 11:18

Bir gün hükümetler olmadan yaşayamayı hak edeceğimizi düşünüyorum. Pinkin dediği tepeden bakabilme bu olsa gerek.

inter1-hafif | 24 April 2002 11:49

darkcrow komunizm ilgi ve bilgi alanina girdigi gibi islam tarihi uzmani da olman cok sasirtici(!). asr-i saadetin sadece ekonomik temelleri oldugunu savunuyorsun sanirim oysaki islamiyetten onceki sosyal yasam ile asr-i saadet diye adlandirilan zaman arasindaki sosyal yasam arasinda gozle gorulecek seviyede gelisme olmustur ayni sekilde yerinde sayan birsey varsa bu da sosyalizm olsa gerek zira asr-i saadet temellerine dayali bir sosyal olusumu meydana getiren osmanli hicbir sosyalist ulkenin yasayamayacagi kadar uzun sure varligini surdurmustur..

songoku-hafif | 24 April 2002 12:10

Öncelikle, fazlasıyla özgürlük var. Bunu görmemek mümkün değil. Eskiden bir avucu geçmeyen eşcinsel sayısı, şimdilerde aldı başını gidiyor.

Adı: CİNSEL ÖZGÜRLÜK

sen hala özgürlük yok diyosun ya…

Rusya, pek çok devleti sosyalizm altında işgal etmişdir. Türk devletleride bunların arasında oluyor. Sosyalizm ve emperyalizm, ne kadar ters dimi? Rusya sence nasıl o kadar toprak sahibi oldu? Savaşarak mı?

Sosyalizm yada komünizm her ne b.ksa artık. İnsanoğlu için mümkün değildir. Ancak karıncalar için uygulanabilir. Karıncalar işbölüğü yapar, hepsi eşit çalışır, eşit yer.

Bu yüzden bizler hayvan değil insanız dedim.

Bilgisayar başında 16 saat çalışan ben, elbetteki işyerinde 10 saat irc-chat yapan kişiden daha fazla para kazanmayı hakediyorum. Hemde çok daha fazlasını. Şayet hepimiz aynı parayı kazanıcaksak (3 aşşa 5 yukarı) neden ben daha fazla çalışayım ki?. Kimse daha fazla çalışmazsa, insanlık nasıl gelişir?

Japonları örnek al. Adamlar 3-4 saat uyuyup geri kalan vakitlerinde çalışıyor.

yeryuzu | 24 April 2002 12:24

Asr-ı saadet dönemi sadece Hz.Muhammedin yaşadığı dönemi kapsar. Ve saadet asrının inter1’in de dediği gibi sadece ekonomik temelleri yoktur. Hatta sosyal ve hukuksal yönü daha da öne çıkarır diyebiliriz.

Konu hangi ideolojiye yakın devletler ne kadar yaşıyorlar da değil tabi ki. İslam ve komünizm genelde reele aykırı bulunurlar. Ama asr-ı saadet bir kere pratize edilebilmiş komünizm pratize edilememiş. Ben bu ayrımı ifade etmek istedim sadece.

İslamın ekonomiye bakışı diğer ideolojilerle temelde farklılıklar gösterir. İktisad’ın tanımında bile bu böyledir. Diğer ideolojiler, kıt kaynaklarla sonsuz isteklerin ikamesi derken, İslam kaynakların sonsuz olduğunu (Allahın nimetlerinin ve lütfunun sonu olmadığını), insanların isteklerinin ise sınırlı olduğunu söylemektedir. Aslında bu yönü itibariyle diğer ideolojileri biraz pessimist, İslamı ise optimist bulmak mümkün. Tabii bu tanımlamaları ideolojilerin diğer sosyal-hukusal-ekonomik kavramlarının beraberinde anlamlı olduğunu da belirtmek gerek.

Chudo | 24 April 2002 12:25

Verdiğin örneğe bakılırsa özgürlük anlayışımız farklı.

Rusya’nın sahip olduğu topraklardan bahsetmişsin. Yukarıda yazmıştım anlamamışsın, senin için bold yazayım bir defa da belki işe yarar. Rusya’da yaşanan komünizm değildi

Ve mürekkep yalamış biriysen biliyor olmalısın, marksistler zaten sosyalizmi mükemmel bir sistem olarak görmezler.

Anti-komünist histeriye kapılmış arkadaşlar kına yakabilirler. Sosyalizm’den sonra bakınız efendim işgal! ettiği topraklara. Bosna’ya, bakın Afganistan’a bakın. Artık onlar da sizin gibi özgürlüğün tadını çıkarabiliyor. Bana komünizmde 10 saat irc’de chat yapan ile 16 saat çalışanın aynı parayı alacağını hangi kitaptan okuduğunu, ya da bu kanıya nerden vardığını açıklarsan sevineceğim. Japonlar makineleşmişler. Sana da hayırlı tik-taklar kardeşim.

mushroom-hafif | 24 April 2002 12:32

“Sosyalizm yada komünizm her ne b.ksa artık. İnsanoğlu için mümkün değildir.”

mümkün olmasaydı, bugün türkiye’de ne sendika olurdu ne de sen ssk’lı olabilirdin.. (ya da ssk’lı olma imkanın olurdu)

Chudo | 24 April 2002 12:43

Köleliğin yaşandığı devirlerde kölelerin ruhlarının olmadığı, onların tanrı tarafından insanlara hizmet etmesi için yaratıldığı görüşü hakimdi. Ne kaddar garip değil mi? Şimdi biri bunu dese salak bu der kaale almazlar sanırım. Songoku sen kaale alabilirsin sorun değil. O dönemde yine kölelere size sendika, ssk v.s. den bahsetselerdi sanırım onlar da dalga geçtiğini felan düşünürlerdi. İnsanlık tarihi öyle üçyüz beşyüz yıllık birşey değil. Dur bakalım daha neyi yaşadın da mümkün değildir diyorsun :))

NuMB | 24 April 2002 14:19

Yine din tartışmasına dönüyor bu iş… Ben şunu anlayamadım; neden herhangi bir kul doktrini sistemden bahsedildiği anda karşısına anında Tanrı kelamı olan islamı koyarsınız ki? Bunu yaşam biçimi olarak görmeniz neden başkalarının görüşlerine saygı duyma kapasitenizi sıfırlar? Biri kominizm dedi diye, hayır ben Leyla’ya aşığım bu daha güzel bir inanış, daha doğru bir hayat görüşü dememden ne farkı vardır? Müslümanlıklarından hiç taviz vermeden kominizmi savunan bir sürü adam tanıdım, onlar yanılıyor mu? Her türlü durum karşısında islamı getirip önümüze koymanız, sizin dininizi bilmediğiniz paranoyası oluşturuyor bende! Yukarıda ki yazıda adam bir hayalinden bahsediyor, sen kalkıyorsun asr-ı saadet diyorsun, islam diyorsun. Arabalarla, weble, yazılımla ilgili blogların altına ne zaman islami ahkamlar yazacaksınız merak ediyorum artık:

Blog:

anayasal haklarının tam olarak uygulamada olamadığını söyleyen kadınlar yürüyüş yaptı…

Ahkam:



Nisa Suresi /34

34 – Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

indianropetrick | 24 April 2002 14:30

herkesin bir ütopyası vardır. benim ki de sınırları olmayan bir dünya idi.İstediğim her yere gidebilmeliyim. pasaport vize fasa fiso. ne gereği var ya. kimin toprağını kime satıyorsunuz. (bir gün mutlaka olacak böyle bir durum)

Komünizm e gelince: bir ütopya… Herkesin emeğinin karşılığını aldığı bir sistem…mantıklı düşünüldüğünde , insanca bakıldığında dünyada insanların mutlu olabilecekleri tek sistem.

son olarak. 5-6 sene önce türkiye gazetesinin bastırdığı saatli maarif takviminin bir yaprağında kimlerin cehenneme gideceği konusunda bir köşe yazısı okumuştum. listenin sonunda “komünistler” yazıyordu.

eğer tüm komünistleri cehenneme alacaklarsa ben de orada olmalıyım. cehennem de gayet şirin gayet güzel bir mekan olur. Hayat bayram olur..

yeryuzu | 24 April 2002 14:39

Çünkü bu sistemler birbirleriyle çakışıyor. Çünkü her biri insanlar için bir yaşam standartları dizini oluşturuyor. Herhangi bir dizin içerisindeki bir konuyu tartışırken çapraz noktalara giderek konunun hem yatayda (sosyolojik olarak) hem dikeyde (kavramsal bazda -ideolojik ya da dinî) bağlantılı bulduğun şeyleri aktarmaktan daha doğal ne var?

Hayal, ideal yaşam, Asr-ı saadet, hakedilen malların paylaşımı bunların hepsi ya en baba felsefe tartışmalaraına sebep olmuştur ya da dinlerin üzerine kurulduğu kavramlar olmuşlardır.

stalker | 24 April 2002 15:13

songoku kardeşim: bilmeden atmayalım, güldürüyorsun beni.

kim söyledi sana herkesle aynı parayı alacaksın diye. Yanlış öğrenmişsin sen, adam “herkese emeği kadar” demiş birkere tam senin istediğin gibi. Eşcinselliği kanun dışı sayma gibi bir önerin var galiba birde, onun üzerinde durmuyorum, zıplayarak geçiyorum.

gözünüsevim | 24 April 2002 15:33

songoku, 16 saat çalışıp 8 saat uyurken (gözün açık ya da kapalı) sanırım arada bazı şeyleri kaçırmışsın. İstersen her gün bir kaç saat eksik çalış ve etrafına bak. Kimler ne kadar özgür, kimler ne kadar iyi durumda bir gör. Belki de kafanı ekrandan kaldırıp sokağa bakman bile yetecek sokaktaki çöpleri karıştıran insanları görmek için. Bu arada songoku, sence onlar günde kaç saat çalışıyorlardır?

olhor | 24 April 2002 15:33

yapsaydın da aynısı olurdu. “İllede ahkam kesicem” mantığı onu da şova dönüştürürdü. Blog’daki linklere bile bakmadan “ama komünizm ama islamiyet” diye kafa göz girmiş insanlar. Bunun yersizliğini anlatmaya çalışmaya gerek yok, boşuna olur zaten. Neyse en azından bir dahaki sefere belki blogu da okur insanlar ahkam yarışı yapmadan önce.

Yarma | 24 April 2002 17:40

merak etme, okuduk… (en azından ben okudum)

fakat nicin yalnızca verilen link hakkında tartışmamızı beklediğini ve bunun dışındakileri niçin gereksiz bulduğunu anlayamadım…(demek ki gerek varmış)

yani laf lafı açamaz mı? hararetli tartışmak suç mudur? ya sokakta ‘felsefe yapma’ derler, burda ‘konuyla alakasız konuşmayın’ diyosunuz… bırakınız yapalım, ‘orda konuşma burda konuşma’ ondan sonra bu millet niye böyle, niye susuyor, başımızda niye bunlar var… (bunlar tabii sizin laflarınız değil ama aklıma bunlar geliyor…)

nikita | 24 April 2002 18:04

komunizm bir anda nasıl islam olayına kaydı,onu tam anlayamadım…

komunizm eşit paylaşım ister,sömürü istemez vs…güzeldir,mantıklıdır elbette.ama uygulanabilir mi? işte burası biraz muğlak…insanın doğası buna engel teşkil edebilir bazı durumlarda.belki de sadece ütopya olarak kalır.

futur | 24 April 2002 18:05

yaw blog çok iyi bir fikirle başlamıştı ama

komünizm-islam tartışması bile oldu

bunun için bir blog açalım

isterseniz..

Anglachel | 24 April 2002 18:52

aman allahım gözlerim yaşardı

meğer ne kadar özgürmüşüm de haberim yokmuş. bu dünyada ne çok salak varmış meğer: özgürlük için meydanları doldurup polisle çatışanlar, işkence görenler, hayatlarını devrime adayanlar, ben bile 6 aydır boşuna uğraşıyomuşum fanzin çıkarıp yakalanmadan dağıtmak için. Mr. Songoku’ya buradan bizi uyandırdığı için sonsuz teşekkürler, ne de olsa bütün bu özgürlük arayışı saçmalığını bir kalemde silip dünyayı güzelleştiren o değil mi? neyse ki dünyada böyle aydın kişiler var yoksa halimiz beter olurdu. düşünsenize, insanlar birbirini daha fazla servet sahibi olup daha fazla gereksiz tüketmek için öldürmezlerdi, sokaklarda evsiz kalmazdı, düşünsenize ne kadar korkunç! yada insanların çıkar ilişkilerini bıraktığını düşünün, hatta iyice abartıp insanların kendi insiyatifleriyle özgürce dayanışma içinde yaşadığını düşünün… TANRIM!!! neyse bu ahkamı korkudan akıl sağlığımı yitirmeden önce bitiriyorum. bize felaketleri gösterip doğru yola girmemizi sağladığı için Mr. Songoku’ya tekrar teşekkürler. şimdi özgürlüğümü kullanmak için gidip bir eşcinsel buliyim!

wolf | 24 April 2002 19:20

bende her zaman böyle bir şey hayal ederim.

yani herkesin sevdiği şeyi yapması ve başkasının aldığı zevkten gocunmaması ama insan tabiatına göz attığımız zaman bu biraz imkansız gibi geliyor.

bu uyguluma bu şeyi isteyen küçük topluluklar için uygun fakat devlet için…

bir film de şöyle bir son söz vardı

komşumuzdan kıskanacak bir şeyimiz kalmamıştı. bizi bu bitirdi.

jscripttimeout | 24 April 2002 23:57

Konu küçüklük düşüncelerinden açılmış.İnsanların eşit olması eşit kazanması eşit yaşaması eşit paylaşması…Bende düşünürdüm orta okul lise yıllarında çevremde bir çok arkadaşım vardı aylaklık yapar gezer tozar keyiflerine bakar vs…O zaman demiştim kendi kendime ilerde ben bu heriflerden daha rahat bi hayat yaşıyacam.Eşşek gibi hala ömür çürütüyorum tahta sıra üzerinde.Herkes eşit yaşıyacaksa kabulümdür direk bırakıyorum okulu ense yapmaya başlıyorum…

songoku-hafif | 25 April 2002 00:01

iyiki bir eşcinsellik örneği verdik, merak ediyorsanız söyliyim: eşcinselliğe karşıyım. Bu benim kişisel görüşüm.

Bu gösteri yapıpta polisten dayak yiyen sosyalist beyinlilere gülüyorum doğrusu. Hadi beklenmedik birşey olsa polisten cop yemek, tamam diycem. Ama polisle çatışma çıkacağını bile bile gösteri yapıyorsunuz. Sonrada özgür değiliz biz diyorsunuz!

İnsanlar yaşadığı ortama ayak uydururlar. Yaşadığı ortama uyum göstermeyip, ortamı ele geçirmeye çalışan tek bir canlı türü vardır, VİRÜS!

Yaşadığınız ülke Türkiye, beğensenizde beğenmesenizde anayasa belli, yasaklar belli. Gidip eylem yaparsanız yersiniz polis dayağı. Bu kadar basit.

Sosyalizm ile Komünizmin ne olduğunu bilmediğimi sananlara: İkisininde ne olduğunu biliyorum.

Rusyanın sosyalizm, Çininde komünizm ile yönetildiğinide (bir zamanlar tabi hehehe)

iki sosyalist arkadaşım vardı, bunlar her fırsatta sosyalizmi övmek için saçma saçma örnekler veriyordu. O kadar mantıksız şeylerki. Kendilerini o kadar kaptırınca, saçmaladıklarını bile göremiyorlar.

Gelelim sosyalizmin neden asla olamayacağına.

Dini olarak (Ateistler bu paragrafı atlasın):

Biz bu dünyaya cenneti yaşamaya gelmedik. Tanrı inancı olan herkes bunu bilir. Burda herkes hayat mücadelesi vermek için var. İnsanları tanımak, iyi bir birey olmak bizim görevimiz. Yeryüzünde komünizm cenneti yaratmak değil.

Bilimsel olarak:

İnsanların içindeki Ego, Hırs yokedilmediği sürece komünizm yada sosyalizm imkansızdır.

İşçiler şimdikinden daha çok maaş alırsa, üretim maaliyetleri artar. Şimdiki kadar kolay eşya sahibi olamaz kimse.

Siz hala eşit gelir dağılımı diye yırtının. Dünyada o kadar çok para yok, herkesi ADAM gibi yaşatmaya yetecek!

Yarma | 25 April 2002 00:19

eşcinselliğe karşıyım

İnsanlar yaşadığı ortama ayak uydururlar

eylem yaparsanız yersiniz polis dayağı. Bu kadar basit.

boyle cumleler kurabilme kapasitesine sahip biriyle muhattap olunmaz bence… Atlayalim bu elemani… Bu kafaya daha ne denebilir ki…

futur | 25 April 2002 00:21

evet söylediklerini düşünüyor olabilirsin ama söylediklerin baştan sona yanlış… bunlara verilebilecek o kadar yanıt var ki ama bu yanıtları vermek senin fikirlerini değiştirmeyecek…

senin saygına ve yorumlarına ihtiyaç duymayan fikirlere ahkam kesiyorsun ve üslubun çok kötü

biyoloji bilgin yanlış (daha doğrusu yanlış örnek yanlış bilgiyle tüy dikilmiş bir halde)

eğer osmanlı yasa ve yasaklarını kabul edenler olsaydı türkiye olmazdı di mi?

yani kurallara göre oynamak bir erdem olsaydı pek iyi şeyler olmazdı bu dünyada (bu kadar basit diil yani)

bilimsel yorumların geçersiz (ben endüstri psikolojisi okuyorum kazın ayağı ööle değil)

seni günlüğümdeki son yazıya davet ediyorum…

Anglachel | 25 April 2002 00:36

kusura bakma ama bu devleti kuranlar, beni yasalarla hapsedenler, beni polis gibi şiddet öğeleriyle sınırlayanlar, düşüncemi belirttiğimde beni susturanlar, burjuvazinin her geçen gün daha fazla şeyde hak sahibi olduğunu söyleyenler bu sistemi bana sorarak kurmadılar. benden hiçbir farkları olmayan bu insanlar doğumumdan itibaren bana çeşitli şeyler dayattılar ve beni kendi köleler kervanına soktular. tabii ki bu kervanda sen de varsın kendine yediremesende. ve böyle bir sistemde insanların isyan edip haklarını aramasına virüs tanımı yapmışsınya daha ne diyim sana. sence bana bu köleliği dayatan, benim üzerimde hak iddia eden sistem esas virüs değil mi?

ekimk | 25 April 2002 01:31

Buraya 1 kez gelmiş

1 kişiyi gözü görmüyor (Yarma, bence seni görmüyor bunun gözü:)

bugüne kadar 1 blog, 21 ahkâm girmiş

Bir gelişte ortalığı dağıtıp gitmiş adam.

vic vega | 25 April 2002 01:46

konuya biraz geç girdim ama,.. songuku, aslında kötü bir üslupla, bazı yanlış düşüncelerle iştirak etse de tartışmaya,.. özünde katılıyorum,.. komunizm uygulamada başarılı olamadıgı gibi teoride de sakat bir düşünceydi bence,.. komunist manifesto, bir sayfasına bile katılmadıgım bir eserdir,.. arkadaşlar, bunun özgürlükle alakası yok,.. bunun açıkça sermaye düşmanlığı ile alakası var,.. “gerekirse üretim araçlarını ve üretilen eşyaları yoketme”nin vandalizmle alakası var,..
işçi sınıfının bilek gücü yüceltilirken, bütün o organizasyonu yapan, beyin gücünü üreten, ortaya hem emegini, hem parasını, aslında ortaya bütün hayatını koyan “patron”un emekleri neden görmezden gelinsin? neden sadece bir sömürü yapısı olarak aşşağılansın,.. haydi, faraza bütün işçiler birleşip de üretim güçlerini ele aldıkları zaman, yine bir güçlü, egemen sınıf oluşmayacak mı? bu manifestoda bile yazıyor! bütün düşüncenin dayanagının sonuçta elde patlayacagını kendi bile belirtmiş marx,.. bu sistemin bir kez bile layıkıyla, sorunsuz uygulanamamış olması, size de yanlış birşeyler oldugunu düşündürmüyor mu? bu düşüncenin uygulanmasında her yolun, gerekirse şiddetin ve yoketmenin bile mübah sayılması size de ters gelmiyor mu?
herkese daha insanca yaşayacak, hayat kalitesini artıracak imkanlar verilmesini ben de isterim, kapitalist düzende düzeltilecek şey bu olmalıdır,.. ancak serbest teşebbüs, kendi gelecegini belirleyebilme hakkı olmadan, başarabiliyorsam kendi yaşam kalitemi kendim artırma iznim olmadan, nasıl daha insanca yaşayabilecegimi düşünebilirim ki?
keşke manifestoyu bulabilseydim, katılmadıgım bütün yerlerin altını kırmızı kalemle çizmiştim,.. sonuçta kitabın altı çizili olmayan paragrafı kalmamıştı,..

teneke | 25 April 2002 07:54

Bence olgunlaşmakla alkası var bu sosyalizm geyiklerinin. Bütün meşgalesi okula gidip gelmek olan ve başka işi olmayan çoluk çocuk kesimi bu düşüncelerle kafayı yoruyorlar. Daha sonra olgunlaştıkça uğraşmayı bırakıyorlar..

Nesi varmış bu sistemin. Çalışan kazanıyor, akıllı olan üst seviyelere çıkıyor. fırsatlar dünyası işte! hayatını kendin belirleyecek kadar özgürsün daha ne istiyorsun ki. Mücadele edersen kazanırsın. Yok eşitlikmiş paylaşmaymış. Ben songuku’ya sonuna kadar katılıyorum.

Öteki taraftan eylem yapıp, polisle çatışıp, fanzin zımbırtılarıyla uğraşanlarada çok gülüyorum. Kendilerini kahraman görüyorlar ya, eylemlerde halaylar filan çekiyorlar, 24 saat boş işlerle uğraşıp dünyaya topluma faydalı hiç bir şey yapmadan, hiç bir şey üretmeden eşitliği savunuyorlar. Eh kendine bak önce 24 saat saçma salak işlerle uğraş sonra eşitlik de. Ben senin gibi bir salakla eşit olmak istemiyorum ki. Sen ne katıyorsun şu topluma, ne üretiyorsun. Hiç bi şey yapmıyorsun, bırak yahu kim veriyor benim hakkımı savunma hakkını sana. Ben eşit olmak istemiyorum bu kadar basit. Zorlamı beni bu sistemin içine sokacaksınız, mücadele edip kazandığım haklarımı elimden alacaksınız.

Vic vega kardeşte ne güzel ifade etmiş. Bu kadar gözünüzü açmaya çalışıyoruz genede göremiyorsunuz.

Yok çöpçü çok çalışıyormuş buda ayrı bir komedi, hırsızda çok çalışıyor, kaçakçıda çok çalışıyor. neticede benzeri şeyleri yapıyorlar beleşe alıp sadece taşıyorlar sonra satıyorlar.

Lisede az dövmedik bu kominist angutlarını ama dövmekle akılları başlarına gelmiyorki kafaları kalın çünkü hahaha.

ingilizanahtari | 25 April 2002 10:22

adın kadar boşmuşsun. Yarma, tabi ki isteyen istediğini tartışabilir ama görüyorum ki bissürü denyo sadece başlığa bakıp tahrik olmuş. Bi sonraki blogumu da Italo Calvino’nun eseleri üzerine hazırlayıp Allah yoktur başlığıyla atabilirim bunu ispat etmek için.

Garbo | 25 April 2002 13:14

Bu teneke nickli şahsı (ki eğer bu bir şaka değilse, çünkü gerçek olamayacak kadar salakça görünüyor)hakikaten gözü dönmüş bir tıntınlıkla daldığı ve olabilecek en sığ argümanlarla yorum yapmaya çalıştığı konunun altında bırakmak son derece kolay olacakken, bunu yapmayışımızın tek nedeni anti-komünist boyalı faşizan ve insanlık düşmanı boktan zihniyeti gereğinden fazla kaale almak istemememizdir.

Bu nedenle vic vega’nın marxın bütün cümleleri yanlıştır şeklindeki kerameti kendinden menkul ve yukardaki teneke beyinlinin söylediğinden üslup olarak çok yukarda ama içerik olarak sadece bir gömlek daha fazla kaale alınabilirliği olan satırlarını da maalesef aynı muameleye tabi tutmak durumundayız.

Elbette ki bu mevzuları istenildiği kadar derinlemesine ve istenilen seviyede deşeleyecek birikimimiz, naçizane mevcuttur. Terbiyesizliğin ve samankafalığın dip tavan yaptığı bir tartışmadan hazzetmiyoruz sadece.

beatnick-hafif | 25 April 2002 15:24

ingiliz anahtarı’nın önerdiği yaşam modeli (kibbutz değil de Komün diyelim) kesinlikle bana da çok çekici geliyor, yukarıda kesilen bazı ahkamların sahiplerine küfretmemeyi başarabilirsem düşüncelerimi aktarmaya çalışayım.

Öncelikle şu komünizm meselesini geçelim…

Komünizme bu günkü eğitim, bilinve kültürel altyapısıyla bakan sıradan bir birey, mutlak bir eşitliğin hakim olduğu bir yapıda barınamayacağını düşünür. Bunun

nedeni ise doğumdan itibaren algılama biçiminin, düşümüş ve yaşayış biçimlerinin şekillenmesinde rol alan faktörlerdir, bunun adı da kapitalist kültürdür, sömürüye dayalı, tüketime ve rekabete özendiren hatta bunu dayatan bir sistemin yıllar boyunca beyin hücrelerine aşıladığı ve ideologları tarafından da insanın doğası budur aldatmacasıyla propagandasının yapıldığı kültür… Böyle bir donanımla bezenmiş bir insan elbette ki komşusuyla yemeğini paylaşması veya bir doktorla bir çöpçünün eşit şekilde yaşaması -nedense çöpçü hep başkası olarak düşünülür- fikrinden uzak durur, yabancıdır çünkü. Bu nedenle Marx bir geçiş aşaması olarak sosyalizmi koyar, kısaca herkesten yeteneğine göre, herkese emeği kadar yaşatmayı vaadeder. (Burada Reel Sosyalizm’den, yani şu ana kadar uygulanmılmış şekillerinden söz etmeyeceğim, keza benim görüşüm yeryüzünde şu ana dek bırakın komünizmi sosyalizm bile doğru dürüst yalanmamıştır, ancak SSCB ile ilgili bir çok negatif uygulananın karşısına on katı kadar da ileri uygulama ile çıkabilirim, bu polemiğe girmeyelim hiç, uğraştırmayın beni.) Marx’a göre sosyalizmden komünizme geçiş de zaten tam da bu anlayışı, yani komünal anlayışı sindirebilen ve nasıl kapitalizmin bilinciyle yetişiyorsak, komünizmin bilinciyle yetişen Yeni İnsan ile birlikte gerçekleşir. Bu bilinç de, herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar özeti ile açıklanabilir. Bu bilince erişmiş bir insan beyni için çöpçü-doktor argümanı ortadan kalkacaktır.Komünizm insan doğasına aykırıdır kasıtlı bir propaganda cümlesinden başka bir şey değildir, çünkü tarih ilkel-komünal yaşam örnekleri ile doludur ve ayrıca insan doğası denilen şey insanın tercih ettiği veya ihtiyaç duyduğu yaşam biçimiyle birlikte şekillenir. Mülkiyet kavramı yokken, sömürü de yoktu para da, insanın doğası da farklıydı, bu kavram terkar yok edildiğinde, insanın doğası da değişir otu da boku da.

Komün meselesine gelince, birkaç kaygım var. Acaba böyle bir girişime katılan herkes yukarıda bahsettiğim kaygılardan ve kapitalizmin zihnine bulaştırdığı pisliklerden arınıp yeni bir insan olabilecek mi? Acaba bir süre sonra yan çizip “bu ekmeği ben kestim ben yiycem” gibi bir tavra bürünme olasılığı nir. (Bunları geçmişteki deneyimlerden öğrendiklerimden söylüyorum.) Üçüncüsü, tek başına, ya da bir grup olarak “kurtuluş” siyasi ve felsefi açıdan ne derece doğrudur. Benim kafandaki komün fikrinde bunu hem yaşayıp hem de bu modeli insanlara sunmak, bu şekilde yaşanabileceğinin de gösternek, bunun propagandasını yapmak ve eşit, özgür, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için acaba göstermek de var.

Budur meramım.

vic vega | 25 April 2002 15:24

ilk kez bu lafı “genç indiyana cons” dizisinde duymuş, anneme ne oldugunu sormuştum,.. o da ilkokul örtmeni olmanın verdiği formasyonla, benim anlayabilecegim gibi anlatmıştı,.. çok begenmiştim o zaman, çok aklıma yatmıştı,.. eger anlattıgı kadar basit olsa idi ne ala olurdu,..
sorun şudur ki, ne kadar mükemmel oldugunu düşünürseniz düşünün, beatnick’in dedigi olacaktır,.. mülkiyet ve sahip olma bilinci bir kere insanoğlunun aklına yerleşmiştir ve çıkmasına da imkan yoktur,.. ne kadar konuşursanız konuşun,..

teneke denen şahsın beni takdir etmesi zerre kadar umrumda degildir, hatta bu yanlış bişiler yaptıgımı göstermektedir,..
sözlerim ciddiye alınmayabilir, zaten bunlar kendi görüşümdür,.. eger hiçbişey bilmeseydim konuda atıp tutmazdım,.. ama okulum sebebiyle konuyla ilgili fikirlerim olmak zorunda,.. en azından sınavlar yüzünden konuyla ilgili birsürü şey okumam gerekti,.. sonuçta hepsinden kalan şeyler, işte bu düşünceler,.. en azından bilmeden atıp tutmuyorum,..
ancak katılırsınız, katılmazsınız, ciddiye alırsınız almazsınız, o sizin bileceginiz iş, zaten hiç de umurumda olmaz,..

Yarma | 25 April 2002 17:36

yani surda bazilariniz “insanin dogasina terstir” “hayvan degiliz, olmaz bu is” “kendi gelecegimi tayin etmek istiyorum” gibi cumleler kullaniyor ya, dellenmemek elde degil… Geyik laf vardir ‘Komunizme karsi olan supheciliginizin yarisini kapitalizme karsi gostermis olsaydiniz su anda komunizm diye bir talep olmazdi’

Gelelim beni dellendiren laflara:

insanin dogasina terstir, hayvan degiliz

su duzen icinde birbirimizi eze eze, gozumuzu oya oya, kuyumuzu kaza kaza yasarken hic bir ‘hayvanlik’ farkedemediniz de ‘hep beraber paylasalim’ deyince mi akliniza hayvanlar gelidi??

Su okudugunuz bolumlere girerken, kapidan girmediginizi baskalarini disari atarak girdiginizi hatirlatalim mi? Hayvanlik yok tabiii bunda… [egitim sistemimizin, ailelerin ekonomik kosullarini unutarak]”Efendim onlar da calissaymis…” Tabii insaniz biz, hayvan degiliz…

Bir de su anti komunist islamcilar yok mu? Yahu kendi icin istedigini komsusu icin istemeyen bizeden degil ise bu rekabetci sistemde, bu oss sinavinda falan nasil musluman liktir bu onu anlamiyorum…

Tabii “komsu da calissin, o da kazansin” Iii be guzel kardesim, ya komsunun komsusu? Bu ulkede istihtam yerlerinin sayisi belli, hem komsunun girebilecegi ise girip kuruluyosun hem de ‘Muslumanim’ diyosun, namaz kiliyosun, tabii zekat verince hepsinden ariniyosun…

kendi gelecegimi tayin etmek istiyorum

yahu iyi guzel, komunistler geleceginizi tayin ediyordu, tamam da su duzen icinde siz mi tayin ediyosunuz geleceginizi be? Madem kendimiz etmek istiyoruz, hep beraber kendimizim diye bi ideoloji olusturalim… Yok efendim gelecegini kendi tayin edecekmis… Yahu muhterem kardesim, daha 10 yasindayken seni sinav stresine, dersane kulvarina sokan, 15 yasinda universiteye hazirlanican diye kafana vura vura seni masanin basina oturtan ‘komunist’ amcalarin miydi??

Surda cocuklarin cocuklugunu genclerin gencligini elinden alan, onlari zorla ‘aha bu oss kitabin, bu tercih formun’ formulune kim itti?

Hadi 5 seneden bisey olmaz calisir girersin diyosaniz, size sorarim, tonlarca mezunu issiz fakat ‘geleceklerini belirleme’ ozgurlugu ile brakan kimdi?

Ya madem bukadar duskunsunuz geleceginizi kendiniz belirlemeye bir hamle yapin da bu niyetinizi anlayalim… Tabii kapitalist sistemi duzeltelim diyosunuz… Eee hadi duzeltelim, fransa gibi olalim… Ama gelecegimizi kendi belirledigimiz savlarini ortaya atip birbirimizi kandirmayalim… Madem kiyamiyosunuz hep beraber duzeltelim su kapitalist sistemi, fransada sosyalistler duzeltiyor, burda da vic vegacilar duzeltsin…

P.S: ingiliz anahtari; denyolar konusmasin mi? Konussalar ne kaybederiz? Belki bizi biraz olsun anlarlar da sokakta doner bicagi ile degil de sadece sopa ile dalarlar artik??

teneke | 25 April 2002 18:45

En çok buna üzülüyorum paragraflar dolusu boş yazı yazıyorsunuz, Hiç bir şey anlatmayan yazılara zamanınızı ayıryorsunuz.

Herşeyden önce şunu farketmeniz sizin için sağlıklı olacaktır ; düzen ne olursa olsun onu insanlar şekillendiriyor. Yani bu günki düzende insanlar iyi niyetli olsalar Eğitim sitemide takır takır işler, Sağlık sistemide. Şimdi bu sistemde art niyetli olan insanın herhangi başka bir sistemde iyi niyetli olmasını beklemek hata değildir de nedir? Yarma’nın dediklerine cavep vermiyorum bile gördüğüm en anlamsız yazılar. İngilizanahtarı ve Mushroom’da niye parazit yapıyorlar anlamıyorum yazımı eleştirecek cesaretini yok arada maydonoz oluyorsunuz değilmi.

Vicvega sen çok doğru yoldasın sakın üzülme yanlış bir şeyler yapmıyorsun!

GArbo “derinlemesine ve istenilen seviyede deşeleyecek birikiminiz” varsa neden göremiyoruz bunu? Kendine saklıyorsun galiba nacizane şeylerini.

İnsanlığın ilk medeniyetinden bu yana kominizm benzeri bir şey olmuş mu? olmamış! hep çalışan akıllı olan kazanmış. tabiki insanlığın doğasına ters demek çok mantıklı.

Üzülüyorum hep hayal dünyasındasınız bunları bırakıp biraz çalışsanız şu düzen okadar güzel işleyecekki hepimiz rahat edeceğiz.

mushroom-hafif | 25 April 2002 18:56

kırcı ve ağca salıveriliyor. niye burada zamanını boş yere harcıyorsun. onlar seni “en iyi şekilde” değerlendirir.

teneke | 25 April 2002 18:57

Nickimede laf söylemeyin lütfen Teneke çinde çok ünlü bir kareteci.

stalker | 25 April 2002 19:12

kom”i”nizm olmuş mu? olmamış. İşte bu kadar.

vic vega sende doğru yoldaymışsın, içten tebrik ederim.

Nickime de laf söyleme kısmı en şahanesi. :)) Aman aman olaya bak, ben bundan sonra bu bloga yorum yazmam. Fazla eğlenceli oldu.

wolf | 25 April 2002 20:06

Surda cocuklarin cocuklugunu genclerin gencligini elinden alan, onlari zorla ‘aha bu oss kitabin, bu tercih formun’ formulune kim itti?

Hadi 5 seneden bisey olmaz calisir girersin diyosaniz, size sorarim, tonlarca mezunu issiz fakat ‘geleceklerini belirleme’ ozgurlugu ile brakan kimdi?

bunların sistemden kaynaklandığını zannetmiyorum. sadece yeni kurulan cumhuriyeti yanlış anlayan devletin malı deniz yemeyen keriz mantığını benimseyen bir toplumun çocuklarına bıraktıkları miras olarak görüyorum.

konuyla fazla alakası olmasa da ntv’de dinlediğim bir söyleyişi de şöyle bir tablo verildi.

kahvehane sayısı : 400.000

kütüphane sayısı : 135

Chudo | 25 April 2002 21:41

kahvehane sayısı : 400.000

kütüphane sayısı : 135

Doğru bir tesbit. Çünkü insanların aydınlanması değil güdülmesi lazım, birilerinin bu devletin malını yemesi için. Bu sadece ülkemizde bu şekilde değil. Gelişmemiş, sömürülen bütün ülkelerde bir şekilde insanları uyutacak birşeyler buluyorlar. Hem böylece o kahvehaneden topladıkları işsiz güçsüz insanları da vatan millet adına sesini üzerine salmaları da kolay oluyor. Bir taşta iki kuş yani. Ha sonra bu kahve muhabbetinde en çok ülkeyi yönetenleri küfredilir. Bir nevi becerilirler ama bunun farkına varmazlar. Komünizm olabilir ya da olmayabilir, burada şöyle bir sorun var. Bir insanın eşitlik, özgürlük, barış gibi kavramlar üzerine hayal kurması dahi birilerini bu kadar rahatsız edebiliyor. O kadar aptalca ahkamlar var ki, merak ettim bunları giren otbeyinliler (nick vermiyorum zaten biraz okuyunca anlaşılıyor) acana nasıl bir beyin kıvrımına sahip. Komünistler de yemek yer, çalışır, para kazanır, onları harcar, seks yapar v.s. ama sadece gösterileni gören dingolar herhalde onlar evlerinden dışarı çıkmaz sadece eylem v.s olunca çıkar dayak yer ve geri dönerler. Yani böyle düşüneni de çıkarsa şaşmayacam artık salaklığın sınırı olmadığına bi kez daha tanık oldum burada. Bütün insanların eşit şartlar altında yaşayacağı bir toplum kurulması daima var olacaktır. Bu 3-5 yılda ya da bir insan ömründe değişecek birşey değildir.

Vic Vega evet komünist manifesto diğer sınıfın ortadal kaldırılması gerektiğini savunur. Doğrudur da. Kölelerin kalkması için nasıl ki efendilerle ve efendilerin köpekleriyle (ki onlar hep vardırlar), burjuvaların feodallerle savaşıp onları altetmesiyle ilerlediyse insanlık tarihi, işçi sınıfı da sermayeye karşı verecektir bu savaşı ki bu zaten olan birşeydir. SSK neden tasfiye edilmek isteniyor, ya da memurların sendika kurması neden engelleniyor, özelleştirmeler neden yapılıyor gibi soruların altında hep sermayenin daha fazla kar elde etme güdüsüyle hareket etmesinden kaynaklanıyor.

Neyse yeter bu kadar.

songoku-hafif | 25 April 2002 23:32

Birşeyden kesin eminim, sosyalistide, komünistide asla fikrinden vazgeçmez. Kara sevda gibi birşey bu.

İşin kötüsü, genelde kültürlü insanlar bu sevdaya yakalanıyor. Halbuki şeytanın kandırmacasına alet olduklarını farketmezler. Bir süre sonra “Allah neden bizi eşit yaratmamış? Neden insanlar aç, işsiz” vs gibisinden sorular sormaya başlıyorlar biliyorum (pek çok arkadaşımı kaybettim bu sosyalizm sevdasına). Unutanlar için hatırlatayım, yukarıdaki soruları sormak isyan etmek oluyor (en büyük günahlardan birisi, allahın adaletini sorgulamak).

Neyse işin dini kısmını geçelim, eminim pek çok ateist var burda ve yeni bir tartışma başlatmak için bahane arıyorlar 🙂

Önce biraz sosyalistlerin egolarını okşiyim:

Kapitalizm kötüdür, kâr mantığı ile çalışır. Bir ürünü en ucuz nasıl üretiriz, kaynakları nasıl en az kullanırız diye düşünür.

Ama kapitalizm aslında iyidir, çünkü çok ucuza mal üretir. Pek çok insan daha az parayla geçinebilir.

Kapitalizm kötüdür, işsizlik diye bir yanetkisi mevcuttur.

Ama kapitalizm aslında iyidir, rekabete yol açar. işsiz kişiler bir iş sahibi olmak için kendilerini geliştirirler. Kendini geliştiremeyen işsiz kalır.

Sosyalist arkadaşlar hiç madalyonun diğer yüzünü görmezler. Onlara göre sosyalizm en iyisidir. Çok az eksiği vardır ve insanlık için en uygunudur. HAH!

Kapitalizm iyidir:

* Ucuza ürün üretilir, çünkü işçiler ucuza çalışırlar.

* Mülk sahibi olabilirsin.

* Daima birilerinden önde, ve birilerinin gerisindesindir. Bu egolarını tatmin eder.

* Özel şirketler, çıkarları ve rekabet nedeniyle daima bilime para yatırırlar. Bu teknolojinin daha hızlı gelişmesini sağlar.

* Şirketler arasındaki rekabet, kaliteyi sağlar.

* Miras denen birşey vardır! Mülkler sağolsun!

daha o kadar çok şey varki, bir ara toplayıp uzun bir makale yazabilirim 🙂

necrodome | 25 April 2002 23:56

şimdi bunları kapitalizmin iyi yanları diye öne sürmek, kapitalizmin ne kadar acınacak durumda olduğunu görmek için yeterli.

Ucuza ürün üretilir,işçiler ucuza çalışır;emek yoğun işi yaptıkları halde bu sistemde yaşayabilmeleri için gerekli olan minimal para düzeyini bile tutturamazlar.Sermaye sahibi çok çok fazlasını kazanır.Kaldı ki kısıtlı kaynakları en verimli şekilde kullanıp max kârı elde etmeye çalışmak sadece kapitalizme özgü olmasa gerek.

Miras bırakabileceğin mala,mülke sahip olmak; dayatıldığı için gerekli gibi görünüyor.

Tam rekabetçi ortam, ego tatminin sağlanması filan senin sadece sistemin dişlilerine sadece daha iyi bir çark olabilmen içindir.Kazanan sen değil, yine senin “sahibin olanlar” olur.Yoksa kimsenin umrunda değilsindir, herhangi biriyle değiştirilebilecek bir konuma sahipsindir.

Yarma | 25 April 2002 23:57

Teneke kardesim, zaten yaziya ‘gorme’ fiiliyle yaklasirsan alacagin sonucun da ‘anlamak’ olacagini zannetme.. Yaziya mal mal bakmaya degilde okumayi dene, belki anlamli seyler gorursun…

wolf kardesim de herhalde ulkedeki yonetimin toplumdan tamamen kopuk oldugunun, ulkede demokrasi diye bir kavramin olmadiginin farkinda degil.. Nitekim farkinda olsaydi, yonetimin uyguladigi prosedurlerden toplumu sorumlu tutmazdi… Bundan toplumu sorumlu tutuyorsa, ozaman gidip, vegri sisteminden, hak ve ozgurluklerin darligindan, cikmakta olan RTUK yasasindan da toplumu sorumlu tutsun… Boylece muhattap oldugu kitleyi mumkun oldugunca genis bir alana yayarak hem muhattap belirtmis olur, hem de muhattabi ile hic birzaman muhattap olamaz… [guzel taktik…]

PS: ‘Elemani’ atliyorum…

futur | 26 April 2002 01:30

siz benim ve benim gibilerin kör olduğunu düşlüyorsunuz..

ben bir komünist ya da sosyalist değilim..

ama insani potansiyeli çok iyi kavramış durumdayım..

sizden daha iyi olduğuna eminim çünkü insan hakkındaki tüm emperyalist yapıyı öğrenmiş durumdayım.

size diyorum ki ben tarafsızım ve siz haksız ve körce davranıyorsunuz..

zaman zaman ideoloji sahipleri olan sosyalistler ve komünistler de körce davranıyorlar ama biraz daha bilimselce

sizin körlüğünüz yanılmış filimsel bir körlük…

bu kadar, yorumlarınız holywoodçadır o kadar

ben uzmanım ve söylediklerimi ciddiye alınız ve düşününüz.

ben sizin hayran olduğunuz sistemin adamıyım..

yoksa siz sarhoş musunuz?

futur | 26 April 2002 01:49

“Ucuza ürün üretilir, çünkü işçiler ucuza çalışırlar.”

yani işçiler asla ürettiklerimala sahip olamazlar.

bunu hiç düşünmedin mi?

HOLYWOOD(özal) çocuğu…;)

bilim hakkında ne düşündüğünü hiç bilemiyorum (özel şirketlerin rekabet aracı olarak bilim)

futur | 26 April 2002 01:49

“Ucuza ürün üretilir, çünkü işçiler ucuza çalışırlar.”

yani işçiler asla ürettiklerimala sahip olamazlar.

bunu hiç düşünmedin mi?

HOLYWOOD(özal) çocuğu…;)

bilim hakkında ne düşündüğünü hiç bilemiyorum (özel şirketlerin rekabet aracı olarak bilim)

Chudo | 26 April 2002 03:57

bu işet hafif’in parmağı olabilir mi? (hep ondan şüpheleniliyor ya)

hani biraz eğlence katmak, comüniteye (komünizm değil aman ha atlamayın) renk gelsin, insanlar hem okusun hem eğlensin diye.

yoksa satır sopayla değil de gülmekten gebercem ben:)

özzorro | 26 April 2002 04:44

bir seyi merak ettim teneke. lise yillarinda O

“kom(I)nist angutlari” neden dövdün?

songoku-hafif | 26 April 2002 10:23

Eminim almanyadaki işçiler, kazandıkları birkaçbin marklık maaş ile hiç birşey alamıyordur orda. Ne araba alabiliyordur, nede türkiyede yazlık.

Dünyadaki tüm işçileri türkiye ile aynı görüyorsun herhalde. Bizimde ekonomik gücümüz avrupa ülkeleri kadar olsaydı, işçilerde memurlarda daha çok maaş alırdı emin ol.

Kapitalizmi sevsemde, emperyalizm ve sömürgeciliğe bende karşıyım. Ama bir komünist gibi değil. Olmayacak duaya amin demem ben.

Amerika gibi bir devi, sokaklarda protesto edip polisten dayak yiyerek deviremezsiniz. Türkiyenin yönetimini ele geçirseniz gene deviremezsiniz. Bunun yolu yok arkadaş.

Ya Amerikanın yanında olucaksın, dediklerini yapıcaksın, yada karşısında. Bu kadar basit. Afganistan USA yi karşısına aldı, aldıda noldu? 9 eylül bahane USA saldırdı afganistana. Yeni silahlarıyla oynuyor.

falanfilanfıstık | 26 April 2002 10:41

songoku oncelikle beni veya seni turkiye deki işciler ilgilendirmeli

diger yazdiklarina gelince maalesef bu elestirdigimiz kucuk gordugumuz medyanin nelere kadir oldugunu anliyoruz sen sana dusunultmeye calisilan

herseyi benimsemissin…

sanki kendi fikirlerinmis gibi savunuyorsun

martin | 26 April 2002 10:41

denen şahıslar eminim bu yazılarından sonra bir kenara çekilip kıs kıs gülüyorlardır “ulan nasıl kızıştırıyoruz milleti” diyerekten…

ingilizanahtari | 26 April 2002 10:41

Biz niye fakiriz? Bunun farkındasın, emperyalizminden de nefret ediyorsun, ama G7 ülkelerinin zengin olmalarının tek sebebinin emperyalizm olduğunun farkında değilsin. Önce sömürgeleştirme, sonra pazarlaştırma.

Bence dünya ekonomisi bir monopoly oyunu kadar basit, 287,457,754 hamle sonra bütün para Amerikanın (hatta Amerikanın en zengin 3-5 kişisinin) elinde toplanacak, hepimiz oyun dışı kalıcaz.

indianropetrick | 26 April 2002 11:24

haluk kırcı, ağca dışarı çıkıyor.

çıkmaları da gerekiyordu zaten. yakında milletvekili de olurlar. geçmişte yaptıkları hizmetlerin karşılığını almalılar. anlatmak istediğim şu ki biz bayağı özgürüz. o kadar özgürüz ki mesela katilleri, sahtekarları, soyguncuları bizi yönetsinler diye seçebiliriz. (daha önce de yaptık, şaşırmaya gerek yok)

herhangi bir fikri adamakıllı konuşarak savunanı mantık olarak kafa kıran odunlara tercih ederim. Her düşünce akımının kendine göre artı ve eksileri vardır. hiçbir sistem mükemmel değildir. Komünizm de kendi içinde handikaplar bulunduruyor. ama insanlık adına ciddi bir felsefesi var. öyle her önüne gelen dangalağın eleştirebileceği kadar basit değil.

İnsan düşünmeye başladığından beri aklında ütopyalar oluşturdu. siz de kasın kendinize yeni bir ütopya yaratın.

mushroom-hafif | 26 April 2002 12:32

insanın dünyada varoluşuyla ilgili bir meseledir bu. kısaca şöyle anlatmaya çalışayım. dünyada hayli yaygın olan ve kapitalizm kuramcılarının da ilham aldığı zihniyet, insanlar arasında her halukarda eşitsizlik olduğu ve kimi insanların diğerlerinden beceri,yetenek olarak daha üstün yaratıldığı ya da o hale geldiği tezine dayanır. bu zihniyete gore bu yetenekli insanların her türlü imkanı kullanarak toplum piramidinin tepesinde yer alması normaldir. aynı şekilde yeteneksiz insanlar da normal olarak bu piramidin en altında yer alırlar. devletin yapması gereken en önemli şey, bu insanların piramidin tepesinde yer alacakları imkan ve şartları oluşturmak ve bu şartları korumaktır. piramidin altında kalan yeteneksizler için ise yapılacak bir şey yoktur. onlar kendi çabalarıyla tepeye çıkabilir. ancak bu çabayı gösteremiyorlarsa orada kalmaya mahkumdur. sosyalizm işte bu anlayışa karşı oluşmuş bir zihniyettir. ve temel felsefesi insanların denk olduğu üzerine kurulmuştur. (dikkat çekiyorum, eşit değil denk. zira sosyalizmin ideali herkesin 65 metrekarelik bir evde oturması değildir.herkesin iyi bir evde oturmasıdır) peki bu ne demek? şu: her insan doğuştan her işi yapabilme yeteneğiyle dünyaya gelir. insanın doğadaki en temel özelliğidir bu. yapılması gereken, her insana bu yeteneklerini, becerilerini geliştireceği şartları sağlamak, her insana ihtiyaç duyduğu “kendini geliştirebilme” yolunu açmaktır. ve (mesela) işçinin yarattığı emeğe yabancılaşmadan üretim yapması ve kendini geliştirerek üretttiği malın belki de tasarlayıcısı, konumuna gelebilmesidir. bu kolayca tahmin edilebileceği gibi kapitalizmin felsefesi ile taban tabana zıttır. ancak özellikle 1800’lü yıllarda hayli taraftar toplayan sosyalist fikirler kapitalist cephede tepki toplamış, uzun mücadeleler verilmiş ve bu mücadeleler sonucunda sendikalar kurulmuş, çalışanların kölelikten işçilik aşamasına geçişi sağlanmıştır. fakat insanların “denk” olduğu idealinden yola çıkan zihniyet, hemen gerçek antitezini yaratmıştır. bu antitez, insanların doğuştan eşit olmayan bir şekilde dünyaya geldiğine inanmakla kalmaz, dünyada bir orman kanununun geçerli olmasını savunur. yani güçlünün güçsüze tahakküm ettiği bir dünya. bu zihniyete gore doğa kanunları böyledir ve doğa kanunlarına karşı çıkılmamalıdır. faşizm işte bu teoriden ilham alır. güçlünün güçsüze tahakküm ettiği bir dünyada yaşayanlar, bu tahakkümün tehlikeye girmesine karşılık olarak bu teoriyi geliştirmiştir. ve toplumda (kapitalist düzen gereği) çoğunluğu oluşturan güçsüzlerin bu doğa kanunlarını zaten doğuştan itibaren benimsemiş olmasından da güç alarak büyümüştür. peki güçsüzler bu doğa kanunlarını neden doğuştan veri olarak benimsemiştir. basit, çünkü insan doğduğu andan itibaren böyle yetiştirilir ve etrafında bunu görür. ve bunu doğanın kanunu zanneder. faşizmin tabanı işte buralarıdır. güçsüzleri bu doğa kanununun değişmez olduğuna bir kez daha ikna eden bu ideeloji daha sonra toplumsal ve ırksal bir hiyerarşi tablosu çıkararır ve bildiğimiz bir adresi hedef olarak gösterir: yabancılar, azınlıklar, diğer ırktan olanlar. güçsüzler (yani güçsüz olduklarına ikna olanlar) için artık tablo tam anlamıyla netleşmiştir. Üstlerinde emir alması gereken güçlüler ve altlarında ezebilecekleri, emir verebilecekleri azınlıklar. peki güçsüzler sosyalizm idealine niçin meyletmezler? şöyle açıklamaya çalışayım. yukarda tarif ettiğim idealden doğan sosyalizm pratik hayata döküldüğünde iflas etmiştir. kimilerine gore özgürlük ortamını sağlayamamasından, kimilerine gore kapitalizmle rekabet edememesinden, kimilerine gore yanlış uygulumalardan vs… bunların tümünün payı olmakla beraber sosyalizmin asıl sorunu insanları ikna edememesinde yatar.. nasıl yani? en önemli örnek olan sscb’ye bakalım. sosyalizm burada kurulmuş ve sanayileşme yolunda önemli adımlar atmıştır. fakat sosyalizmin özünde yatan ideali hayata geçirmemiştir. (geçirememiştir demiyorum, geçirmemiştir diyorum) yani insanların yaratıcı özelliğini geliştireceği, becerilerini kullanma oranında daha da mükemmeleşeceği ortam yaratılmamış, tam aksine fabrikada civata sıkıştıran işçi, ölene kadar fabrikada civata sıkıştırmaya mahkum edilmiştir. dolayısıyla insanlar sosyalizmin hayatlarını değiştireceğine ikna olmamışlar, ve daha “akıllarına yatan” hiyerarşik sisteme tabi olmayı seçmişlerdir. peki bu sosyalizmin mümkün olamayacağı anlamına mı gelir? buna evet demek insanların ilelebet orman kanununda yaşamasını istemek demektir. sosyalizm ideali insanların daha insanca yaşaması yolunda önemli kazanımlar elde etti. ve bir “fikir” olarak dünyada varolacak.. bunun için devlet kurmaya, darbe yaparak iktidarı almaya gerek var mı? kimilerine (ve bana gore) bu şart değil. kendimizden başlayarak içinde bulunduğumuz bütün kurumlarda inandığımız ilkelere gore yaşayarak başlayabiliriz. hafif. org’un tabii ki böyle bir iddiası yok (daha doğrusu bilmiyorum) ama tarif etmeye çalıştığım hayata yakın bir şey burada bence yaşanıyor. dolayısıyla faşistlerin buraya hücüm etmesi normaldir. onların “doğa içindeki orjinal hali” budur.

ser-hus | 26 April 2002 14:23

haklarını aramak için dayak yiyenleri,polisle çatışanları ve direniş gösterenlere boc atanlar yarın kendilerine bir zulüm geldikleri zaman onurlu bir şekilde direnecekler mi?

yoksa memleketin her türlü baskıda susmuş pısırık pasifize edilmiş tipik bireyleri gibi ucuz ve beşpara etmez yaşamlarına devam mı edecekler?

Ne pahasına olursa olsun kendisine yöneltilen bir baskıya direnen ve bu konuda bir şeyler yapan kadar şerefli insan yoktur.Zaten bu memleketin bu hale gelmesinin sebebide “aman polisle çatışılmaz” “bu işler sokakta olmaz” gibi kaçamak teranelerle haklarını aramayan bireylerin ucuzluğundandır.

İnsanlarımız vakarsızlığının sonucu her yönden eziliyor bu ülkede…

Sen bu işler böyle olmaz deyip sesini çıkartmadıkçada daha çok bankaların hortumlanır,ekonomin develüasyonlar görür,katillerin iki gün yatıp çıkar,üniversitelerin kışlaya döner,ülken iç savaşa sürüklenir,yabancı tekellerin kuklası olur..vs/vb

songoku-hafif | 26 April 2002 14:32

Gördüğüm tek mantıklı konuşan sosyalist sensin, tebrik ederim.

Bu yazdıklarını okuyan birisi eminim sosyalizme sempati duyar, bizim insanımız böyledir işte. Birşeyin iyi yanını gördümü, kötü yanlarını hiç düşünmez. Gerçi sen kötü yanlarından da bahsetmişsin ama hepsi bu kadar değil ki?

İnsanın doğasına ayrı. Binlerce yıldır insanoğlu ticaret yapıyor, aile miraslarını kullanarak dahada iyi yaşamak için çabalıyor. Bunu bir günde yada bir yılda, hatta 1 asırda bile değiştirmek mümkün değildir.

Şayet sosyalizm, Kapitalizmin biraz değiştirilmişi olsaydı, insanlar bunu kabul edebilirdi. Ama söz konusu olan şey şimdiki hayat biçiminin tam tersi.

Kapitalizm insanlara zengin olma şansı tanır. Pek çok insanın ideali zengin olmaktır. İdeali olmayan bir insan, insan mıdır?

İnsanlığın bugün bu kadar gelişmiş olması kapitalizm sayesinde olmuştur. Şirketler arası rekabet, hep daha yeni teknolojilerin doğmasını sağlamıştır.

mushroom-hafif | 26 April 2002 14:37

sokağa çıkıp mücadelenizi yapıyorsanız, bir tarif edin neymiş bu, ikna olursam ben de katılayım. yok internette yazı yazmaktan başka bir şey yapmıyorsan, ne diye rüzgar yapıyosun?

ingilizanahtari | 26 April 2002 14:39

zaten kapitalizmin biraz değiştirilmiş bir şeklidir bu bir.

İnsanlık Roma’dan beri idari hususlarda (hukuk ve devlet yönetimi) hatırı sayılır bir ilerleme kaydedememiştir bu iki.

Teknoloji insanlığın ihtiyacını karşılamak için değil insanlığa yeni tüketim araçları ve seçenekleri sunmak için gelişiyor ve hiç de gerekli değil bu, bu da üç.

beatnick-hafif | 26 April 2002 16:31

mülkiyet aşıkları şunu bilsinler ki, örneğin Batı Samoa’da hala yaşayan bir kabile “benim” ve “senin” kelimelerini dillerinde barındırmazlar, öyle bir mevhumları yoktur çünkü. insan doğasında zart zurt yoktur diyenleri bana çok komik geliyor. insanın doğasında barınma, beslenme ve üreme dışında bir şey yoktur. diğerleri tamamen öğrenilmiş şeylerdir.

şu anki sistemin x batı ülkelerinde iyyi uygulanabilir olmasının sebebi bu ülkelerin diğer ülkeleri sömürmesidir. aksi mümkün olamazdı zaten. bugün avrupada çöpe atılan et miktarı afrikayı doyuruyor örneğin. bu nedenle kapitalist bir sitemde hiç aç olamması, açıkta olan olmaması, eğitimsiz, sağlıksız insan olmaması kapitalizm yanlısı olmak için kesinlikle geçerli bir neden oluşturamaz. öyle olsa bile, şahsım adına komünist olmak felsefi bir tercihtir. azınlığın çoğunluğu eşşek gibi sömürerek sırtlarından zengin olması ve diğerlerine de hayatlarını geçirmeleri için “lütfen” para vermsesi aşağılık bir durumdur. insanların doymaıs için birilerinin emrinde ücretli kölelik yapmalarını kabullenemiyorum. bunu tercih eden ve haline şükreden zihniyetten de ayrıca tiksiniyorum. tğm savaşkarın, açlığın, eşitsizliğin, sağlıksız yaşam koşullarnın temelinde yatan mülkiyet kavramının dünya üzerinden silinmesinden başka bir çözüm dedüşünemiyorum.

sahip | 26 April 2002 16:50

komün(ist)= istanbul’ da komün hayatı geliştirme ve yaşatma derneği.

nerede yaşadığın değil nasıl yaşadığın hiç değil, insanlık için ne yaptığın önemli belkide

.:.

ulvicen | 27 April 2002 04:04

biraz da ben ahkam keseyim dedim.

önce eski yunanda kızışan insanın ne olduğu ile ilgili tartışmadan bahsetmek istedim. insan bir hayvansa, kuvvet kuramı; bir ilahi varlıksa, sözleşme kuramı geçerlidir. (eski yunan düşünce sistemi/tarih kısmında) kısaca insan denen yaratığın kimliğinin oturması sorunudur mesele. bilmem kaç yıldır da çözülememiştir. yakın tarihte kuvvet kuramı kapitalizmi, sözleşme kuramı da sosyalizmi geliştirmiştir.

İşi sadece geçimsel açıdan incelersek kapitalist üretim ilişkilerinin kurulması ile emeğin sömürüsünden, sömürenlerin çok daha büyük faydalar sağlaması neden olmuştur sosyalist direnişe. sermaye sahiplerinin gereksizliği, üreten güç olan işçilerin yani halkın sermayedarlar olmadan daha rahat olacağı üzerinedir. Yani işçi iktidarı üzerine kurulmuştur. Direk sermayedar ile emekçi arasındaki çekişmeyle ilgili olduğu için de kapitalist sürecin bir sonucudur.

Kavramlar çok karışmış o nedenle bi kaç şey söylemek isterim. Komünist kelimesi her ne kadar Marx’ın gençliğinde katıldığı bir grubun adı olsa da ideoloji olarak çok daha yeni bir kavramdır. kelime anlamı, commun=>kamu, kamucu yani üreten çoğunlukçu, yani bolşeviktir. İkinci dünya savaşı ile dağılan 2.Enternasyonal’in doğuda kalan kısmıdır. Sovyetlerin dış siyasetinin adıdır. Ama hepsinden önemlisi konu felsefik olduğu için çok değişken algılamalara açıktır. Bu tarz bir tartışmada ayrıntıya girmek de bu nedenle anlamsızdır.

Çetin Altan’ın Milliyet gazetesinde geri dönüşü nedeniyle yayınlanan bir mülakatındaki bir sözü çok ilginçtir. mealen “komünist olmak insan olmanın bir gereğidir” der. bunu da kendi komünizm anlayışı olan ezilenin yanında olmakla temellendirir. yine başa döndük. Çetin Altan insanın sosyal adalet kavramıyla birlikt yaratıldığını düşünüyor demek.

“sosyalizm o kadar iyiydi de niye tutmadı?” diyen arkadaşlar nerede yaşarlar acep? Batıda demokrasi adına ne varsa sosyalizmin süzgecinden geçmiştir. chartist hareketten bugüne ne değişmişse demokrasi adına sosyalistlerin sayesinde olmuştur. liberaller sosyalizme çok şey borçludur. sosyalizmin başarısız olduğunu düşünen arkadaşlara tanınmış liberallerden Mehmet Barlas’ı okumalarını öneririm. Bi de unutmadan adını Marks’ın koyduğu Sosyal Demokrasi hareketi 1920lerde İskandinav ülkelerinde iktidara geçmiş ve bugün refah ülkeleri olarak anılan bu ülkelerde bugüne kadar iktidarda kalmışlardır. duyurulur…

her komünizm tartışmasında ne alakası olduğunu hiçbir zaman çözemeyeceğim din ve evrim teorisi-din ilişkisi ortaya atılıyor. kapitalist süreç ile birlikte sekülerizm, laiklik ya da türkçesiyle yercilik devlet düzenleri için temel olmuştur. yani modern bir devlette siyasi tartışmalara dinin girmesi ya kurnazlıktır ya aptallık. abdde cumhuriyetçi partinin en bildik oy aracı komünizm yaygarasıdır. onlar bu yaygarayı kopardıktan kısa süre sonra da zaten bizde de birileri “komünizm geliyor kaçıın” demeye başladılar. abd dünyanın her yerindeki dengelerle oynar, malum. komünizmin içini boşaltıp birçok ülkede komünistleri destekleyen de onlara karşı din grupları kuran da abddir. onların sayesinde bugün komünizmi bile din ekseninde tartışmak zorunda kalıyoruz. neyse. güzel bi bitiş olsun. bi olaydan bahsedeyim. Truman kendini komünizm yaygarası ile seçtirdikten sonra “komünizm soruşturma komitesi” diye bişey kurdu. sonra ne kadar aktör, ressam vs varsa tutuklandı falan. bi süre sonra da hepsi serbest bırakıldı. ama akıllarda hep kalacak olan iki şey vardı. o dönemde aktörler cemiyetinin başkanı olan Reagan daha sonradan anti-anti-komünizm ile iktidar olacaktı. bir diğer unutulmayan da Walt Disney’in çizgi film kahramanlarının “iyi ABD vatandaşı oldukları ve Komünist olmadıklarına” yemin ettirilişiydi. bu komediden bir süre sonra da komünizm yaygarası bize sıçradı zati…

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 04:34

sosyalizm,kapitalizm,komünizm, liberalizm hepsi boş. insanları hırslarından nasıl arındıracaksınız. sosyalist yada komünist devletin başındaki ülkeyi düdükleyen adamın,adamların, serbest piyasa ekonomisiyle işleyen sistemdeki adamın hırsları bakımından ne farkı vardır. yada devletsizlik isteniyorsa, toplum içindeki huzur hangi iç dinamikle yürütülür. hırsı engellemek için mülksüzlüğü övmek mantıklı görünüyor. ama kesin çözüm olamaz.

ahlak kavramı olmadıktan sonra hangi -izmle yaşanılırsa yaşanılsın -izm bozulacaktır. devrim heyacanıyla önderlere yemin edelir senin yolundan dönmem diye yada fikirlere sımısıkı bağlanılır.

fani insanın değişken fikrine körü körüne bağlanmak da herşey değişir diyen adama nasıl yakışır ayrı mevzu.

ahlaktan dinden yoksun izmler zafere ulaşamazlar. ulaşsalar da büyük ihtimalle düşmanın taktiklerini uygulamışlardır.

gözüme gözüme giren markalardan, aşırı pahalı ürünlerden,hizmetlerden, saçma-salak hükümet politiklarından ve bunların hayatımı heba etmesinden ben de bıktım usandım.ama izmlerde değil çözmler.

ama kendi üretip kendi tüketen(yani kar amacıyla başkasına satmayan) ve de boş durmayıp bilimle sanatla uğraşan komünler olsun isterim .(komün derken bile emperyalizme domalıyoruz tabiri caizse;köy gibi güzel bir kelime varken;olmadıysa toplu yaşam birlikleri gibi bişeylerde rahatlıkla uydurulabilir)

o zaman yaşam benim için daha güzel olurdu. arjantinlere falan ne gidecekmişim,güzel ülkem dururken. devletimden izin istesem de o da verse(hayal kuruyom karışmayın);kursam kendi köyümü(burda mülk anlamında kendi köyüm değil demek istediğim.yani köyün ağası olmak gibi bir gayem felan da yok) eksek, biçsek, yesek, geri dönüştürsek, bilim,sanat üretsek ne güzel olurdu.

mükemmele yakın bir düzen varsa o da insanlara istedikleri düzene,kurala göre yaşama hakkı veren sistemdir. insanlar komün komün küme küme köy köy istedikleri kurallara göre yaşasalar ne güzel olur değil mi? en güzel örneği de osmanlıdır(kendine pay çıkarma hesabı, ah şu mülk olmasa).

mülkü,canı ve bedeni insana veren de allahtır.nedeni de sınamaktır.

bence…

🙂

Chudo | 27 April 2002 05:05

yanı illa girecek din değil mi bu ahkama. yok girsin girmesine de bari adamakıllı birşeyler yaz. En güzel örneği osmanlı imiş. Oğlancı padişahları nereye koyacaksın bu Osmanlı’da, haremlerde sadece padişahın zikine hizmet eden kızları neresine koyacaksın, devşirmeleri nereye koyacaksın, kafası uçurulan vezirleri, iktidar için kardeşlerini ölüme gönderenleri nereye koyacaksın, emperyal anlayışını nereye koyacaksın.

Diğer bir kavram mülkiyet.

En büyük kötülerin kaynağı mülkiyet arzusudur. Yeter artık insanın doğası hikayelerini, bu olsa olsa kapitalist toplum tarafından doğumundan itibaren beyni iğdiş edilenlerin doğasında olabilir. Öyle birşeydir ki bu mülkiyet, herşeyden önce seni tutsak alır. Sen onlara değil, onlar sana sahip olmaktadır. Özellikle krizden sonra hepinizin mutlaka çevresinde hiç yoktan bir tanıdığı vardır sadece kredi karı borcu için çalışan, insanlar. Biraz düşünün. O kişi mi kredi kartına sahip yoksa kredi kartı mı ona sahip. Peki kredi kartı denen zırva ne için var. TV’lerde göstrilen ama aslında hiç olmayan, sadece az önce bahsettiğim beyni iğdiş edilmişleri sınıf atlama hayalleri ile becermek için var. Ve hatta yukarıdaki bazı ahkamlarda görüldüğü üzere bundan zevk alan, bu iyidir diyenlere ne demeli.

Son sözüm bilimsel’e. Bir zahmet yarın bir doğumhaneye git, yeni doğan bir bebeğin gözünün içine bak. Elini tut. Ve tekrar gel buraya evet abi bu hırs için, birilerinin üstüne basaraktan yukarılara çıkmak için gelmiş de bana. Hadi hadi ne olur, bi zahmet yap bunu bana. Bir de hangi bilimsel temellere dayandırıyorsun bu tezini biraz daha izah et.

Hadi, lütfen!

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 05:24

sen bana mülksüzlüğün sınırlarını çiz ben sana izah edeyim daha sonra.

tabiki rahat duramıycam benim hayat anlayışım bu ,seninki o.anlatmak ve dinlemek için de burdayım.

açıkcası şöyle senin bilim anlayışına uymasa da din bişeye girmez herşeyi kapsar.çünkü bir yaşam biçimi tasvir eder.

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 05:36

ilgili iddialarının bilimsel temelleri yok.

evet tarif et mülksülüğü.

kredi kartı bocuymuş şuymuş buymuş anlatma bana.demagoji midir ne zıkkımsa bu yaptığın oluyor değil mi?

ne kadar mülksüzlük ne kadar paylaşımcılık tarif et bana ben de tarih biliminin anlattıklarını sana anlatayım.

Chudo | 27 April 2002 05:53

Oldu çizeyim hemen.

Yugoslavya’da savaş olduğu dönemdi. Yani bundan yaklaşık 3 yıl kadar önce. Çalıştığım şirkete Furkan adında Kosova’lı bir Türk gelmişti. Bizim şirket elemanlarıyla çok münakaşa ederdik sosyalizm konusunda. Öğle yemeklerinde tabi Furkan gibi olayın en azından nasıl olduğunu bilen birisini bulmuşken durmadan sorular sorardım anlamayan, algılamayan beyinler anlasın diye. Bir yemekte sağlık sistemini anlattı. Tekrar anlatmaya gerek yok. Parasız verilen sağlık hizmetini ve kalitesini anlattı. Bir gün eğitim sisemini, bir gün nasıl çalıştıklarını, barınmayı v.s. anlattı. Sonunda dayanamadı bizim sekreter. Ya size hep bunları devlet veriyor peki devlet nereden buluyor bu kadar parayı şeklinde saf ve salakça bir soru sordu. Furkan’ın cevabı kısa oldu. Biz burada sabahtan akşama kadar çalışıyoruz. Ne kadar ii ve ne kadar çok çalışırsak çalışalım zengin olan A. abi olur. Bizim alacağımız para bellidir. Bizdeyse biz çalıştıkça devlet zengin olur. Ne kadar zengin olursa o kadar iyi hizmet verir. Peki hiçbirşeyin olmayacak mı sosyalist sistemde. Mutlaka olacak. Ancak bu konuyla ilgili herhangi bir kitabı okursan görürsün. Sosyalizmde sözü edilen mülkiyet üretim araçlarının mülkiyetidir. Yani fabrikaların, toprakların v.s. Barınma ihtiyacı zaten reşit olan her bireyin sahip olduğu en temel haktır. Eğitim ve sağlıkta öyle. Yani bizdeki gibi devlet senden benden toplayıp fabrika kursun v.s diye patronlara vermiyor. Üretim aracı zaten var.Bunları kendisi işletip ufak bir azınlığın elinde bulunmasını değil bütün toplumun zenginleşmesini hedefliyor. Herkesin iş, sağlık, eğitim, barınma gibi temel hakları çocuğunun geleceği için kaygısıolmayınca çok fazla bizdeki ve en uçtaki Amerika’daki gibi hırsızlık, tecavüz, cinayet gibi suçlar da minimum seviyeye iniyor. Aynı şey sağlıktan kaynaklanan sorunlar ve ölümler için de geçerli. Bu arada üretim araçlarının devletin elinde olması planlamayı da beraberinde getiriyor. Domates üretimi için en verimli topraklar inceleniyor, tüketim ve ihracat gibi kalemler hesaba katılarak bir yıl için gerekli olan domates hesaplanıyor. Bu kollektif çiftliklere bildiriliyor bu yıl sizden şu kadar üretim bekliyoruz diye. Çiftlikler kendi kapasitelerine göre bunu geri bildiriyor şu kadar üretebiliriz diye. Gelen veriler tekrar incelendikten sonra ihtiyaca göre üretim yapılıyor. Bu kapitalizmde nasıl işliyor. Bir önceki yıl üretim az olduysa fiyatlar tabiatıyla yükseliyor. Bu defa iyi kar getiriyor diye sonraki yıl domates üretimi beklenenin üzerinde oluyor. Bu defa fiyat ucuzlamasın diye denize dökülüyor ya da tarlalarda çürütülüyor. Her iki sonuçta da kara dayalı üretim yapıldığı için bunu sadece parası olanlar alabiliyor. Bu sadece bir örnek. Beş yıllık kalkınma planı denilen şey de aslında buradan gelir ve ilk defa sovyetlerde uygulanmıştır. Ve yanlış hatırlamıyorsam 5 yıllık plan 4 yıl 2 ayda tamamlanmıştır. Bizim gibi ülkelerde ise ne doğru dürüst planlama yapılır, ne de beş yıl hedefi tutturulur. Sanırım bu iki örnek mülkiyetin sınırlarının ne olduğunu yeterince açıklıyor. Herşeyin sınırı kara, hırsa, bencilliğe değil insana ve insan ihtiyaçlarına dayanıyor.

Chudo | 27 April 2002 06:41

Hangisine ikna olmadın bilmiyorum ama başlayayım.

eğer yanlışım varsa düzelt. Sedece ahkam kesmiş olmak için yazma bence birşeyler.

En bilineni kardeş katlidir. Bu ilk başta otoritesini pekiştirmek adına yapıldıysa da zamanla gelenek halini aldı. I.Beyazıt dönemine kadar genelde ayaklanma çıkartmakla suçlanıyordu öldürülen kardeşler ama daha sonraları nedene bile gerek görülmeksizin öldürülmeye devam edildi. Fatih Sultan Mehmet dönemindeydi sanırım, çıkarılan bir kararname ile de bu yasallaştı ve ilk uygulayıcısı da kendisi oldu. Yıldırım Beyazıt mıydı iktidara gelir gelmez önce abisini ardından da 10 kardeşini öldüren. Daha birkaç padişah vardı bunu yapan ama tam hatırlamıyorum şu an.

Ancak Fatih’in kardeş katlini yasallaştırdığı ünlü kararnamesinin içeriği sence nelerdir?

Yine Yavuz Sultan Selim zamanında kendi yetiştirdiği Kuyucu Murat Paşa’nın (1521-1611) Alevi inancına sahip Oğuz Türkü 40 bin kişiyi kılıçtan geçirdiği resmi tarihin yazmadığı gizli tarihin söylediği olaylardan bir tanesidir. Acaba bu kadar insan komün yaşıyoruz komün ölelim gibi bir mantıkla mı kılıçtan geçirilmiştir.

Hınzır Paşa’nın komüne verdiğin en güzel örnek olan Osmanlı tarafından asılmasının nedenleri nelerdir?

İç oğlanı, pençik oğlanı,

gulam-gılman ne demektir?

Nereden gelmiştir.

“Ve yaz olunca avretlere meylet, kışın oğlanlara ki… ” diye giden atasözünü dış mihraklar mı türetmiştir? Yoksa bahsettiğin komünde böyle şeyler ne gibi bir mana içermektedir?

Sanırım bu birkaç soru şimdilik senin için yerelidir. OSmanlı Tarihi konusundaki bilimsel açıklamalarını beklemekteyiz.

Yalnız konuyu bir anda nasıl komünizmden Osmanlı’ya getirdin hayretle izlemekteyiz.

Chudo | 27 April 2002 06:49

“Hınzır Paşa’nın komüne verdiğin en güzel örnek olan Osmanlı tarafından asılmasının nedenleri nelerdir? ”

Yanlış olmuş. Doğrusu Hınzır Paşa’nın Pir Sultan Abdal’ı asma nedeni sence nelerdir olacaktı.

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 07:16

şeyler söylüyorsun ve devletin elinden yönetilen üretimden bahsediyorsun. ben de istiyorum böyle bir düzeni ve hayallerimi de yazdım yukarıya (o kısmı okumadın galiba).

devlet devlet dediğin şeyde içinde bireyler barındıran bir kurumdur.bu bireylerden kötüler (sana göre, bana göre, düzene göre) her zaman çıkabiliyor değil mi?düzene her zaman zarar verebilirler değil mi? daha çok hapisane yaparak mı çözülecek bu sorun. ahlakı,dini yıkmışlar o düşman bildiğin tekel-emperyal günümüz devletleri. sana da yutturuyolar bunlar bilimsel değil diye.

haifa diye bir filistin filminde bilge deli diye tanımlayabileceğim adam şöyle diyordu: türkler geldiler camiler yaptılar, sonra ingilizler geldiler hapisaneler yaptılar, şimdi yahudiler geldiler ve daha çok hapisaneler yapıyorlar.

bu söz anlatıyor benim demek istediklerimi.

konuyu osmanlıya çeviren sensin. ben kendime pay çıkardığımı, hırsı,ve hırsın temeli mülkü işaret etmek için ve doğru bir örnek olduğu için osmanlı dedim. sen konuyu o tarafa çevirensin böyleydi de şöyleydi diye.

açık konuşayım bu konularda benden daha bilgili birini bulmak zorudasın.çünkü bahsettiğin şeylerin bazılarını hiç duymadım.

bi de şu var ben ne padişahlıkla yönetimi destekliyorum, ne de herhangi bir amaç uğruna insan öldürülmesini destekliyorum. ben osmanlı nın dininden, ahlakından ötürü toplulukları iyi yönettiğini söylüyorum. (tabi tüm ömrü boyunca değil,her devletin olduğu gibi osmanlının da iyi ve kötü zamanları var çünkü iyi ve kötü kişiler her zaman var, bir şekilde karşı konulmak isteniyorsa izmlerle değil ahlakla dinle çözüme ulaşılır)

Chudo | 27 April 2002 07:26

ama işte son satırda sen veriyorsun. din ile de ulaşılamıyormuş demek ki? ulaşılsaymış osmanlıyı bırak tarih gerek islamiyet gerek başka dinlerle yönetilen ülkeler mezarlığı. hangisi ulaşabilmiş dediğin yere? sorunun cevabını yanlış yerlerde arıyorsun? paran yoksa, çocuğun evde aç ise, karnın aç ise belki bir gün iki gün çalmazsın ama üçüncü gün gözün birşey görmez. kapitalizm bu adama futbol izlettirir, reha muhtarı izlettirir. elinde bal varsa bir parmak bal sürer yoksa sopayla çıkar ki bunun adı faşizmdir artık. din ya şükür et senden kötüsü de var der, ya zenginlere bakın böyle de olabilirdiniz erdemli olun ve yardım edin der. faşizm kafasını kaldırırsa ezer. sosyalizm ise bunun nedenlerini tahlil eder ve sorunu ortadan kaldırmaya yönelik çözümler koyar.

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 07:42

tabi tüm ömrü boyunca değil,her devletin olduğu gibi osmanlının da iyi ve kötü zamanları var çünkü iyi ve kötü kişiler her zaman var, bir şekilde karşı konulmak isteniyorsa izmlerle değil ahlakla dinle çözüme ulaşılır

bundan bahsediyorsan bu mükemmel düzenin olamıyacağının kanıtıdır.dinin yenilgisinin değil.

asr-ı saadet yaşanmıştır ve bitmiştir.

ama düşman bildiklerin senin aklını zırvalarla boşalttığı için sen bunlara da inanmayacaksın.

örneklemelerine cevap verim: üçüncü gün gelmeden o adama komşusunun yardım etmesini farz kılan dine laf ediyorsun farkındasın değil mi?

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 07:46

sosyalizm ise bunun nedenlerini tahlil eder ve sorunu ortadan kaldırmaya yönelik çözümler koyar.

bunu her insanın yapması gerekir; balık verme, balık tutmayı öğret hesabı.

Chudo | 27 April 2002 07:49

hani türkler gitti cami yaptı, ingilizler geldi hapishane yaptı dersin ya onda eksik kalan birşey var.

okul yapmayı unutmuşlar!…

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 08:01

cami demek okul demek medrese demek(bugünkü düzenin düşmanı mollaların yetiştirildiği yer değil devrin bilim adamı diye nitelenen kişilerin yetiştiği yer).

camiler bugünkü gibi tek başlarına yapılmazdıki.bir kısmı medrese olur,bir kısmı dükkan yapılırdı.

Yarma | 27 April 2002 11:30

geliyorum buraya, ahkamlari okuyorum… Bakiyorum darkcrow guzel guzel anlatmis, sosyalist ulkelerde ne yasanmassa aynisini anlatmis [kendimden bilirim…]

Okumaya devam ediyorum, birine cevap veriyor, ama paso ayni olayi falan anlatiyor, ama belli ki karsisindaki anlamiyor, habire habire anlatiyor darkcrow…

En sonunda dank etti tabi, gozum bilimseli gormuyordu!:) Gozumu acmamla sinir katsayimin firlamasi bir oldu tabi…

Osmanli diyor, ahlak diyor adam yAAAAAAA!!!! Harem ne peki abi? Harem yoktu da ben mi var diyorum, haremi ben mi buldum? Harem sadece ‘kotu’ padisahlar zamninda mi vardi??!! Harem nedir abicim? Kerane degil mi be? Osmanli padisahi halife degil miydi be? Peki bu neyin keranesi, neyin ahlaki be? Yeteeerrr, biseyler ogrenmeye bakmiyor da ‘benden biligilisi bul’ diyor utanmadan, yuzsuz, piskin herif…

songoku-hafif | 27 April 2002 14:30

Ateistlerden, osmanlı ve müslümanlık hakkında yüzlerce asılsız suçlama duydum. Artık yabancı gelmiyor bu tür suçlamalar.

Özellikle sosyalist kesim osmanlıdan nefret ediyor.

Osmanlı imparatorluğu olmasaydı, bugün güzelim türkiyemizde değil, rus işgali altındaki ülkelerden birinde olurduk. Herhalde onların istediğiyde bu, o yüzden sevmiyorlar osmanlıyı.

Harem olayı Araplarda da mevcuttur. Bu padişahlara özel birşey değil. Osmanlıda bildiğiniz gibi yeniçerilerin evlenmesi -emekli olana kadar- yasak. Onlarda insan, yeniçeriler içinde harem olmasında sakınca görmüyorum ben.

Devlet bir yandan insanların beynini yıkar, bir yandan faşitler, bir yandan sosyalistler beyin yıkar. Bu ne ya!

Faşistlerin bir lafı var ya, ya sev ya terket diye. Ne güzel demişler diyorum içimden. Böyle soyunu lanetleyen sosyalist zihinlere ihtiyacı yok türkiyenin.

wolf | 27 April 2002 14:37

Prof. Dr. Özer Ergenç : Osmanlı’daki uygulamaya baktığımız zaman padişah da dahil olmak üzere yüksek yöneticiler için kullanılan sistem kapıkulu sistemi. Bu sistemin bir erkek boyutu bir de kadın boyutu var. Sarayda Enderun dediğimiz kısım aslında iki önemli alandan oluşuyor. Birincisi bunların erkekler için bir takım odalardan oluşan bölüm, HAS odadan başlayıp padişaha çeşitli alanlarda hizmet sunan yöneticilerin, görevlilerin bulunduğu bölüm. Bir de buna paralel kadınlar bölümü, harem bölümü. Biz Osmanlı sarayına bakıldığında sanılıyor ki harem sadece padişahın özel hayatının geçtiği kadınlar bölümü. Aslında böyle değil, harem o sistemin kadınlarını yetiştiren bir şey. Aynı diğer bölümleri gibi hem okul niteliği var hem de hizmet niteliği var.

Prof. Dr. Erol Mutlu :

Bu hizmetin sonucu ne?

Prof. Dr. Özer Ergenç :

Enderun’da yetişen görevliler bir süre sonra çıkma tabir edilen bir atamayla tımar sistemi üzerine üst yönetici olarak gönderiliyorlar. Kimisi sancak beyi olarak görevlendiriliyor, kimisi beylerbeyi olarak görevlendiriliyor ya da diğer bir takım rütbelerle çıkışa uğruyorlar. Bu çıkma esnasında haremden bir hanımla birlikte çıkıyorlar. Hanımlar da kendilerini gelecekteki bir göreve hazırlıyorlar. Bu uygulamaya baktığımızda en üstte padişahı görüyoruz. Padişah için de aynı şey söz konusu. Padişah kendisini şehzadelik görevinde padişahlığa hazırlarken haremde onun için de gelecekte hanım sultanlığa hazırlanan hanımları var. Hanımların haremde Osmanlı ideolojisini temsil edecek bir nitelik kazanmaları çok önemli. Bence bu boyutuna bakmamız gerek bizim. Bir çok vezirler, büyük şahsiyetler hep haremden evlendirilmişlerdir. Gittikleri yerlerde beylerbeyi, sancakbeyi olarak görev yaparken belki onların hayatlarının büyük bir bölümü seferlerde geçti ama hanımları gittikleri yere sarayın eğilimlerini taşıdılar yani sarayda gördüklerini, kıyafetlerini, yemek düzenlerini, günlük yaşayışa ilişkin adetleri taşıdılar. Böylece o merkezi uygulama içerisinde saray etrafına kültür ve gelenek yayan bir moda merkezi görevini gördü. Harem bu bakımdan çok önemliydi.

kaynak

beatnick-hafif | 27 April 2002 15:03

Osmanlıda bildiğiniz gibi yeniçerilerin evlenmesi -emekli olana kadar- yasak. Onlarda insan, yeniçeriler içinde harem olmasında sakınca görmüyorum ben

O kadınlar hayvan tabi. Ulan kadınlar senin yeniçerilerinin abazanlığı bastırılsın diye mi varlar pörsük beyinli primat?!

Faşistlerin bir lafı var ya, ya sev ya terket diye. Ne güzel demişler diyorum içimden. Böyle soyunu lanetleyen sosyalist zihinlere ihtiyacı yok türkiyenin

Sen faşistlerden söz ederken kendini niye ayrı tutuyorsun ki balon? Faşistin önde gidenisin sen!

songoku-hafif | 27 April 2002 17:19

Konsept limitlerini öğren. Burası ahır değil.

wolf: harem konusunda bilgilendirdiğin için teşekkürler. Ben Bizans haremi ile osmanlıyı karıştırmışım herhalde :=)

ser-hus | 27 April 2002 17:29

bir arkadaşın türkiye gazetesinin verdiği takvimin arkasında cehenneme girecekler listesinde “komunistler” de varmış yazısında koptum:)

Din konusunda bilgimiz takvim arkasında koparılan kağıt parçalarından olsa gerek; Komunizm-din süretine dönen ahkamlarda din şöle diyor din böyle diyor diye dinle alakası olmayan yada çarptırılmış düşünüşleri din şöyle der diye ortaya koyuyoruz.(kaynaksız bir şekilde)

Eğer komunizm-din karşılaşması yapılacaksa iki konuyuda iyi araştırmak gerekiyor.

Komunizm/sosyalizm pratize edildiği dönemlerde iflasa uğradığından soğuk savaş dönemini kaybedip çözülüşe uğradığından komunist arkadaşlar ağızlarıyla kuş tutsalar komunizm/sosyalizme insanları inandıramazlar.

Konumunizm eleştirisi ahkamlarında salt doğu blokları ülke halini görüpte bu ideolojileri eleştirenler,ideolojileri araştırıp katılmadıkları yerlerin altlarını çizenler kadar ciddi düşünüş içersinde değiller…

sosyalist arkadaşlarada tavsiyem;Asr-ı Saadet dönemini ve Mutezile nin altın çağı (müslümanların bilimde en ileri gittikleri dönemler) dönemlerini araştırsınlar…

Blog komunizm-din tartışmalarından osmanlıya kayacaksa:) lütfen eleştirileriniz daha ciddi olsun ve izlediğiniz osmanlı filmlerinden etkilendiğiniz:) şeyler olmasın…

bakalım ahkamlar 120 yi geçecekmi:)

yüzüncü ahkamı yazana bu arada ne hediye ediyoruz?

bilimsel[pilli_silinen_hesap] | 27 April 2002 17:40

yüzüncü ahkamı yazana bi das kapital bi de kuran-ı kerim verelim.

tabii ki olay bu espri de ki kadar basit değil.

bide yarma malı için yazıyom sırf bana dalaşmış olmak için yalanlar bile uydurabiliyor.dikkate alınmamasını rica etmekten başka ne seçeneğim var.

Yarma | 27 April 2002 20:56

bilimsel efendi…

açık konuşayım bu konularda benden daha bilgili birini bulmak zorudasın.çünkü bahsettiğin şeylerin bazılarını hiç duymadım.

bunlari da sen yazmadin di mi?

harem’de de padisah kari duzmuyordu di mi?

tabii ben yalanciyim…

iwontsmoke-hafif | 28 April 2002 01:29

yahu altin donemde bilimde patlama olmus supermis ee peki kapitalist vede siyonistlerin elinde olan amerika bugun bilimde bir yigin asama kaydediyo refah seviyesi nufusun buyuk kesiminde dunyadaki pek cok milletten yuksek ;o zaman klasik mantik yurutursek ya amerika (yada sadece amerikayla kisitli kalmayalim bilim de asama kaydeden devletler)asri saadet deki gibi yasiyo yada bilimdeki refahtaki bu gelismenin dogrudan asri saadetle ilgisi yok..

sadece basit mantik kullandim laf etmeyin. hani su a=b; b=c ise a=c olayi..

ser-hus | 28 April 2002 02:26

salt ekonomiyle bir alakası yok.Sistemlerin mükemmelliği konusundaki tek kriter refah seviyesi ise zaten kapitalist/materyalist sin demektir.

mesela;Amerika nın süper gökdelenleri var ama gökdelenlerin arka sokaklarında insanlar karton evlerde çöp bidonlarında yaşıyor,belediye çöplerle beraber soğuktan ve açlıktan ölen insanlarıda temizliyebiliyor…

inter1-hafif | 28 April 2002 03:38

burada osmanlı ve haremle ilgili iskembeden sallayan arkadaslara Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün asagidaki kitaplarını okumalarini tavsiye ediyorum:

Osmanlı’da Harem
Bilinmeyen Osmanlı

ayrıca Prof. Dr. İlber Ortaylı hocamızın Gelenekten Geleceğe kitabını da tavsiye ederim. Yok eğer sizin parlak fikirleriniz tarihi araştırmalarınızla birleşerek bir kitap haline geldiyse bilgilendirirseniz seve seve okurum…

NuMB | 28 April 2002 10:01

Madem kaynak seviyorsun, kaynak veriyorsun, arastirmalar kitap haline geldi mi diye ucuz bir soru soruyorsun. Evet geldi dostum, ben senin kaynaklarini okudum sen de bir zahmet “Erdogan Aydin” dan su kitaplari oku, bunlar hic olmazsa herhangi bir, meshep ya da tarikatin izdusumu degil ciddi arastirmalardir:

* Osmanli Gercegi ( Nizam i alemin gayri resmi tarihi )
* Islamiyet Gercegi
* Nasil Musluman Olduk
* Fatih ve Fetih, Mitler ve gercekler
* Islamiyette ahlak ve kadin
* Islamiyet ve bilim
* Islamiyetin ekonomi politigi

Ayrica kesmezse Cetin Altandan;

*Kullar ve sultanlar
*Tarihin Saklanan Yüzü
İdam Edilen 44 Vezir-i Azamın Dramı
Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar

Hadi bakalim sevgili arastirmacilar….

inter1-hafif | 28 April 2002 13:03

” bunlar hic olmazsa herhangi bir, meshep ya da tarikatin izdusumu degil ciddi arastirmalardir “
olaya bu şekilde yaklaşıyorsan zaten tarihi subjektif olarak değerlendiriyorsun demektir. yani çetin altan ve erdoğan aydın yazınca gerçek oluyo diğerleri yazınca yalan, peki çetin altan kimi temsil ediyo ya erdoğan aydın?

NuMB | 28 April 2002 13:10

Ya kardesim kaynak istedin, okuyucam dedin oku iste! Sonra gorusuruz….

rip | 28 April 2002 16:26

millet ne tartısıyo bu songoku arkimizde nelerle ugrasıyor.. olayları sırf 100.yu yapmak için mi buralara cektiniz..

özzorro | 29 April 2002 02:16

allaha sükür yillardir kömünistim..

böylesine bir tez-antitez-sentez görmedim..pes dogrusu. ingilizanahtari“hoca ben gidesiyim, gidecek yerimde burasi, böyleyken böyle” dedi.Ne Hegel’i kaldi ne Marx’i.”güle güle git. güle güle gel” diyen olmadi.

Kus organi kadar beyni olan bi dallama geldi,-O da gercekten yasiyorsa- “biz bunlardan cok dövdük”dedi ve kacti..eskiden bu tip adamlari polis ve polis muhbiri yaparlardi..ortami kizistirip, herkesin rengini görünceye kadar beklerlerdi..bir yerde sikistirincada “aman abi .okunu yiyim” derlerdi. Dinle kücük adam‘daki adamin daha kücügüne iyi bir örnektir bence bu cinli karEteci.

en sonunda da olay geldi padisahin uckuruna kadar dayandi..seksen milletin kadinlarini yatagina alan, onlardan cocuk,sehzade ve padisah yapan ama türk deyince “ vergi ve askerden baska bisey anlamayan, öldürülme korkusuyla her türlü ruhsal hastaliga sahip olan, tüm dünya müslümanlarinin halifesi oldugunu iddia eden, hamile cariyesini saray burnundan denize attiran, tümü yabanci asilli olan annelerinin kuklasi, iktidar hirsiyla kendi sehzadesinin yeniceriler tarafindan irzina gecilmesine göz yuman, osmanogullarinin soyumuz oldugu iddia edildi.

Ama ingilizanahtarin’a “zamani geldiginde yolun acik olsun” diyen hala yok..ben arkandan bir bardak su dökecegim ve kubitzden yazacagin bloglari bekleyecegim, ben de biktim anlayacagin..

sitkim siyrildi

ingilizanahtari | 29 April 2002 11:43

ama ordan blog yazamam herhalde. Cep telefonum olmıycak, teknolojiyi tümüyle reddetmeyi planlıyorum. Temsilci gönderirsiniz ayda bir falan, sözlü olarak görüş ve düşüncelerimi aktarırım, adıma geçersiniz hafife.

necrodome | 29 April 2002 15:12

mu öyle yoksa bireysel red mi?Zira verdiğin linklerdeki kibutzlarda tavana vurmuş teknoloji.Hayır ben de para biriktiriyorum da;bilelim yani…

ingilizanahtari | 29 April 2002 15:54

yani teknolojik olmayanı ama onun sitesi bile yoktur heralde. Kişisel tercih bu, yani komünal düzene geçip de SMS, cep telefonu faturası, saatlik internet bağlantısı gibi şeyler için para biriktirmek çok çelişkili olur, o açıdan.

bilibilek | 30 April 2002 15:22

durun dah ahkamların hepsini okuyamadım, biryerlere yetişmem gerekiyor da… emin olunuz ki pek yakında hepsini okumuş olarak bir konsensus yaklaşımı içinde geri döneceğim.

fakat şöyle bir noktaya dokunmalıyım geçenlerde gözüme çarpan… istiklalde yeni bir dergi var, “türksolu” belki ismi eskidir, kadro değişmiştir satış değişmiştir, herneyse konu bu değil.

komprador değil “türk solu! ulusal sol!” diyorlar. eminim ki çok itiraz edilecektir amma bunlar bana birşeyleri hatırlattı.

türk solu!!! ingiliz sosyalizmi… hatta şu anda labour party başta olduğuna göre ingilterenin yönetim biçimi…

ulusal sol!!! national socialist höttörölöt. bu kadar isim benzerliği olur mu ya.

yani birini hitler diğerini de ingiliz işçi partisi yapmış, aynı isim altında bişeyler çıkarıyorlar.

ya tamam okumadım dergiyi. ama bence isim değişmeli en başta. yani tarihin tekerrürünü onaylamak ne kazandırabilir ki. hay allah yahu.

çin işi japon işi

I believe in anarşi

haydi kalın sağlıcakla…

Paga | 05 May 2002 07:49

5 Mayıs 1881

Karl Marx doğdu; ve göründüğü kadarıyla da hala yaşıyor.

Kaiden | 05 May 2002 23:52

Gercekten merak ediyorum insanlarin hepsinin birden nasil mutlu olabilecegini. Dushunun bir herkez ayni sekilde yasiyor, evin komsununkinden buyuk degil, yedigin yemek fabrikada calisan isciden farksiz. Sen hayatini isine koyup cocugunla gecirecegin 3-5 saatten calarken, salt kas gucuyle calisanlarla esitsin. Kimseden daha ustun, kimseden daha gucsuz degilsin. O zaman nasil oluyorda hayati kovalamak icin motivasyonu buluyorsun ya da mutlu olmak icin mutsuzlari goruyorsun.

NetCini | 26 July 2003 19:25

..sana katılıyorum pink.Bu gibi kavramların tartışılmadığı bir dünyayı tercih ederdim..Düşünce farklılıkları güzel, düşünce özgürlüğü de tabi..Ancak insanlar nedense bir noktadan sonra saygılarını kaybediyor.Şahsen ben bunları konuşmadan yaşayarak çok mutluyum.Geçen yeni tanıştığım bir arkadaş bana sordu:”komunist misin? faşist mi? yoksa sosyalist mi?”Sanki bir karar vermem gerekliymiş gibi bekledi.Ben de “hiçbiri umurumda değil” dedim.Ama o “mutlaka biri olmak zorundasın!” bakışı attı şöyle bir tane..Söylesenize o haklı değil, değil mi?Mutlaka biri olmak zorunda mıyım?Değilim.

———————————-ŋét©îñïdüşündü,yazdı,çizdi,aktardı
filli | 26 July 2003 20:41

eklemek istedigim bir nokta olacak. gorebildigim kadariyla kritik nokta insan uzerinden para kazanma olayi. eger ki isveren iscisinin uzerinden para kazaniyor ve iscinin hakkini vermiyor ise yani onu o yasadigi duzene-hayata kendi cikari icin hapsediyorsa, bu sistem ne yaparsa yapsin insani acidan iyidir diyemeyiz diye dusunuyorum.burada kritik olan sey isverenin etik anlayisi bence. (bu da ekonomik sistemden bagimsiz birsey) isveren isini surdurebilmek icin eninde sonunda iscisine kazik atmak zorunda kaliyorsa eninde sonunda bu duzende sorunlar olacaktir deniyor (rekabetci duzenin sorunu buymus).ote yandan, isverenle iscisi ortaksa bu sorunlar azalabiliyor. iste bu yuzden turev senetler denen (derivative securities, options) finansal yatirim araclari icat edilmis durumda. isveren iscilerine sirketin hisselerini dagitiyor, eger sirketin isi iyi giderse, hem isveren, hem de isci sirketten kazancli cikiyor (Microsoft’un dolar milyoneri olan sekreterlerini duymussunuzdur).Tabi yine kritik olan nokta isverenin etik anlayisi. Sirketlerin gercek degeri bilinmiyor, tamamen yalan-yanlis doldurma bilgilerle isler yuruyorsa (ki oyle gibi) enroll-worldcom hatta lucent gibi firmalar yalan raporlar hazirliyorlarsa, yine olan isciye oluyor. Emekliligini ertlemek durumunda kaliyor.Sonucunda bakilmasi gereken sey kisinin hakkini alip almadigi. Bizim burada bir araba yikama yeri var. Yerin ozelligi elle araba yikamasi, itinali-detayli filanli-fistikli. Girisine kocaman bir goril balonu koymus amcam. Kasada duruyor kendisi, cocuklar da elle araba yikiyorlar. Adam oturuyor, cocuklar her gelen arabaya kosuyor, adamin 5 dakikada arabaniz yikanir gibi bir de slogani var. Adamin gorille akraba oldugundan supheleniyorum…

filli | 26 July 2003 21:08

yukariya da yazmistim ama yine de not dusmek istedim. “Kapitalizm insanlara zengin olma şansı tanır” sozu bir suru etik varsayimlar iceriyor. Kapitalist sistem patronundan daha yetenekli-caliskan isciye sans verir mi ? Bence bu sadece o patronla, o isci arasinda bir is. O yuzden bu soz etik tartismalari disinda arguman olarak kullanilamaz diye dusunuyorum.Yine de dinamizm bakimindan, yani yirtmayi amaclayanlarin yuzdesi olarak, rekabetci sistem daha zengindir. Bu da hayatin belirsizliklerle dolu olmasindan, iyi-kotu’nun tam ayirt edilememesinden, olmadik islerin olmadik sonuclar dogurmasindan oluyor. Eger ki super bir bilgisayarimiz olsaydi (matrix-2 architect) herseyi onceden kestirebilseydik, problemlerimiz azalirdi, ekonomiyi de planlardik. Ama hayat senin de dedigin gibi belirsizliklerle dolu. Dinamik sistemler de kosullara daha hizli adapte oluyor, ellerindeki kaynaklari daha az car-cur ediyorlar diye dusunulebilir. (ki dogrudur bence)Fakat burada kritik olan sey yine insan faktorudur. sisteme dinamizm saglayan insanlar “zengin olma” motivli insanlar olsalar da, bu zenginlik hayallerini herseylerini riske atarak gerceklestirmeye calisirlar. Kaybederlerse sokaktadirlar. Bu da diger insanlarin cikarina olan birseydir. Tutarlidir yani. Bu yuzden ABD’de homeless diye umutsuz bir tabaka turemistir. Avrupa’da bu yayginlikta bir fakirlik yoktur sanirim.

filli | 26 July 2003 21:25

sunulmus olan yasami, buyuk bir sans eseri icine dogmus oldugu ailenin kendisine sagladigi olanaklari bu sekilde harcamak buyuk kayip. insan bir secim yapar, bunu daha iyi goruyor ve bunu seciyorum der kimse ona birsey demez. ama bir kisi seceneklerden bile habersiz ise ve habersizligiyle ovunuyorsa yazik. ahkamlar bile sayiya endekslenmis, birsey ogrenmek veya soylemek icin degil, sadece rahatlamak icin yaziyorsa yazik, hem sadece yazana degil, yazilanlari ciddiye alip okuyanlara da. satir aralarinda anlam arayip, bir hayat tecrubesini kendilerine nakletmeye calisanlara da yazik…

hotshite | 26 July 2003 21:34

ilk çağlarda iktidar kas gücüyle elde ediliyordu. tek hakim aslandı çünkü insanın gücü aslanı yenmeye yetmiyordu.insan kendi ayrıcalığını (çalışan beynini) kullanarak silah yapıp aslanı alt etmeyi bildi. Bu akılın başka bir güç unsurunu alt etmesiydi.Günümüzde para aklı alt etmiş durumda. Paranın güç olduğu bir sistemde komunizm elbette yaşayamıyor. Para kapitalizmin, Üretim komunizmin iktidar kaynağı. Elbette paraya bulaşan komunizm iflas edecektir.Dinler bütün sistemlere alternatif olurak kıyaslanıyor çünkü dinler parayı ve aklı gücün kaynağı olarak görmüyorlar. Kendi iktidarını böylece tüm zamanlar için sağlama alıyor.Aslında insanların kurduğu sistemler için tek altedilemez güç kaynağı vardır, oda akıldır. Hangi sistem olursa olsun akıl her zaman çıkış yolunu bulabilir. Bu yüzdendir ki her sistemde beyin işleme fonksiyonları yoğun çalışır. Koka kola kutularının üst tarafına yakın reklamlarla ağzımızın içine bile giren bir saldırı ve baskı altındayız. Kibutz bir derece bütün baskılardan uzaklaşmanızı sağladığı için çekici.

NetCini | 27 July 2003 19:01

insanlık çok uzun bir süre için bu konuda bir sonuca ulaşamayacak galiba..

niye mi?
çünkü bir ideolojiyi onaylarken ya da (uygun sözcük olduğundan emin değilim) seçerken eğer insanlar için en iyisini istiyorsak, en mükemmel düşünce biçimine karar vermek gerek, değil mi?

e bunun için de çok ama çok fazla bilgi gerekmez mi? yani şimdiye kadar insanların ürettiği tüm bilgiden bahsediyorum, çünkü boru değil bu.. tüm insanların memnun olabileceği, kusursuz bir sistem geliştirmek için sonsuz bilgiye ihtiyaç yok mudur?

peki bir insan aklı, sonsuza ulaşabilecek yeteneğe sahip midir?

galiba bu konuda sonuca ulaşabilmek için önce bu soruların yanıtlarını verebilmek gerekiyor..aksi takdirde içi boş kavramları irdelemekten başka birşey yapmış olmayız..

şimdilik bize araştırmak..sonuca ulaşana dek araştırmak kalıyor, yani bir karara varmadan önce..

benim kanaatim budur..

sevgiyle kalın..

———————————-ŋét©îñï : düşündü,yazdı,çizdi,aktardı
absconder | 28 July 2003 17:20

yahu, gökyüzündeki cennete (yada her nerdeyse) inanmak daha kolay mı ki? elle tutamayacağın, gözünle göremeyeceğine inanmak demek daha kolay, ve belkide daha gerçekçi. öyle mi?herşey mümkün, hayalden öte gerçek, yeterki insan insan (bahsettiğim sen, ben değil, gerçek insan) olmayı bilsin…özgürlük (!) vahşi kapitalizmin pençesinde can çekişen özgürük… yetinmesini bilene çok bile…

mekaniker8 | 28 July 2003 20:06

komunizm hakkındaki düşüncelerin değil sadece kıçını açıp dolaşmak hakkındaki söylediklerine bir yorum getirmek istiyorum yanlış anlaşılmasın. almanya’da yaşıyorum ve burnumun dibinde bir göl var, ne zaman orada yürüyüşe çıksam (özellikle güneşli bu yaz aylarında) çıplak güneşlenen , erkekler, kadınlar (tamamen çıplak yani bizim antalya’ya benzemez) , çocuklar, hatta öbek halinde çıplak aileler görüyorum.ve ben özgürlüğün bu olduğunu düşünüyorum. daha doğrusu o insanları gördüğümde kafamı çevirebilip garipsemeden devam etmek benim için büyük bir özgürlüktür.

mekaniker8 | 28 July 2003 20:18

bence olay bilgiyi, “herşeyi bilmeyi” de aşıyor.yani herşeyi bilsek, en iyi sistemi bilsek yine de mükemmel bir sistem kuramayız.herkesin kabul edeceği herkesin mutlu olabileceği bir sistem zaten olamaz. o yüzden mükemmel sitem diye birşey yoktur.her insanın farklı olması o insanların kendilerine göre mükemmel sistem kavramının da farklı olmasını beraberinde getirir ki zaten bu farklılık komünizmi daha doğmaya çalıştığı anda yok eder.doğa güçlü olanın kazanması üzerine kurulmuştur. insan da doğanın bir parçası olduğuna göre insan dünyasında komünizmin yeri olamaz bence.ama çalışan kazanır, isteyen elde eder mantığını da bencillik temelleri üzerine kurmamalıyız. bugün en basit bir okuldaki yaşantıya bile baktığınızda insanların birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalıştıklarını görürsünüz. çok basit bir örnek :-sınava çalıştın mı ?-yok ya ne çalışacağım kitabın kapağına baktım iki saat sonra sıkıldım..-ben de ya..(halbuki sabahlanmıştır kitap karşısında…)bu koruma içgüdüsünün nedeni nedir ben bunu merak ediyorum.kendi başarımız için başkalarını başarısızlığa itmek zorunda olduğumuzu düşünmüyorum. gerçekten başarısını sindirmiş ve başka insanların da aynı başarıya ulaşması için gönülden yardım edebilecek bir insan başarılıdır bence.bu eşitlik demek de değildir.yardımlaşma ve insanlıktır.insan da doğanın bir parçası olduğuna göre güçlü olan kazanır düşüncesiyle hareket eder içgüdüsel olarak demiştim.yine de şu doğada hayvanlara bile baktığınızda bir çeşit paylaşma var, yardımlaşma var, timsahın dişlerini temizleyen kuşlar var.komünizm gerçekten bir hayaldir, ki bence o kadar harika bir hayal de değildir.ama doğanın kuralları çerçevesinde bir dünyanın içinde, yardımlaşmak ve beraber aynı hedefe yürümek için de yeterli yer olduğunu düşünüyorum.

kaptanhayal | 28 July 2003 23:59

Komünizm ayrı bir konu ama “komünist” diye bir şey var bir de. Hayatta sevmediğim bir sürü şey var, Ayşekadın Fasulye, domatesin kabuğu, şu, bu, çoğunu neden sevmediğimi bilmem, eski komünist yeni damardan liberallerden neden nefret ettiğimi bilmediğim gibi.Mutedil bir kişiyim esasen, liberal, İslamcı, milliyetçi, sol ve sağ kanatlar ile santrofor mevkilerinden çeşitli insanlar tanıdım, sıfır numara salak olmadıkları sürece alayına saygı da duymuşumdur, öyle hatırlıyorum. Ama onlar var bir de, domatesin kabukları, bir insanlık anomalisi olarak tövbekar Maria Magdelana’lar, eski komünistler.Kişisel olarak bir iddiam yok, Lenin’in heykelini gördüğümde dediğim şey, “Esaslı bir abimizdin ama insanlık alemine de bir dizi yamuğun oldu”dur. Budur. Bu kadardır, ötesi konu olduğunda, insanın bi zamanlar söylediği bir araba lafı düşünüp çenesini kapatması gerekir. Aile terbiyesi öylesini gerektirir gibi gelmiştir hep bana.O yüzden hiç bir zaman anlamayadım bir zamanlar bir komünistken bir gece birdenbire Türkiye’nin ’emperyal bir vizyonu’ olması gerektiğini keşfedenleri. Birdenbire Türkiye’nin ABD’yle birlikte Irak’a dalması gerektiğine hükmedenleri. Şaka gibi ama değil. Belki borsada hisseleri vardı, olabilir. Kazandılarsa bir şey diyemem, ama yüzde 90’ının üçün birini aldığı yönünde rivayetler var.

lapse of reason | 29 July 2003 13:13

“Kimse daha fazla çalışmazsa, insanlık nasıl gelişir?” İnsanlığın gelişimi derken kastettiğin nedir? Haklısın eğer kimse daha fazla çalışmazsa belki ekonomi gelişemez, teknoloji gelişemez; fakat aynı zamanda insanlar hiç olmazsa bunların boyunduruğundan az da olsa kurtulmuş olurlar. Hayat çalışmaktan, para kazanmaktan, sonra da tüketerek bu parayı harcamaktan ibaret değildir; hayat bunlara indirgenemez (ki ekonomik temelli sistemlerin, gerek kapitalizm gerek sosyalizm, yapmaya çalıştığı budur). Çalışmak yaşamını devam ettirmek için bir gereklilik olabilir, fakat asla yaşamının amacı (hatta yaşamının kendisi) haline gelmemeli.
Varsın cep telefonlarımız olmasın, uzay mekiklerimiz olmasın, her köşe başında güvenlik kameralarımız, yörüngede casus uydularımız olmasın… Ama hayatımız bize kalsın, dünyamız ve doğa bize kalsın (sömürmek için değil, onunla uyum içinde yaşayıp tadını çıkarmak için). Bunları maddi varlık uğruna feda etmeyelim… Haksız mıyım?

nitimur in vetitum
remziuzun | 30 July 2003 13:27

böyle bir seyi savunmak cok ilginc detaylı bilgi olmadan savunma yapmak yanlıstır önce dascapitali okuyun sonra gecmişte mi,bugün mü yoksa yarın mı gecerli oldugunu görürsünüz…

futur | 30 July 2003 22:32

Temel bazı ihtiyaçları var. Dünyanın bilgisine ihtiyaç yok bunun için,1:barınma2:cinsellik3:beslenmebunlar en, ama en temel ihtiyaçlar. İtirazlar olursa bunlara ama gülüp geçerim. Düşünmek neden bu listede yok dedim kendime , çünkü düşünmek, sadece bunlara ulaşabilmek için bir araç.ben hiç bir zaman her hangi bir ideolojiyi destekleyemedim. Teorik olarak insanların tüm düşünceleri, bir şekilde bu üçlemede en “iyisine” ulaşıp, daha sonra, insanlık kültürüne armağanlar sunabilmektir. (armağan sunanlar: “SIR” Isaac Newton gibiler). Problem tırnakla vurguladığım gibi EN İYİSİ kavramıdır. Evrimsel bakışta bunu istemek günah değil tam tersine bir emirdir, en iyi döller en iyi koşullarda ortaya çıkacağına göre, bu zaten tartışılmazdır.Şimdi bu temel ihtiyaçların giderilmesi açısından sistemleri değerlendirecek olursak.Sonuçta hiç birinde, hiçbir sistem başarılı sonuçlar verememekte, fakat kapitalizm evrim dinamiklerinin bam teline basarak ipi göğüslemektedir (REKABET) fakat haksız olanından , eşitlikten daha çekici geliyor her halde insan oğluna.

?=?=?_)_)
osmis | 30 July 2003 22:59

ya tabi her insanın özelliklerine göre istekleri farklıdır.benim 1. sırada cinsellki var.fakat susuz yemesiz içmemis olmas.tabi cola turka men olmadan da olmas.onun çok uzun yazı yazmayın okurken canım sıkılıyo.yane uzatmaya gerek yok.

pikap | 11 March 2004 19:07

kapitalizm-sosyalizm.bi yandan ters,bi yandan doğru orantılı.zıt kavramlar.birbirini tetikliyorlar.yıllar geçicek hepsi dewam edicek.kaçıncı dünya sawaşları olucak belki de.para yüzünden,din yüzünden,aç gözlülük yüzünden..

kenan kenan | 02 April 2005 13:46

sanki insanlık için iyi olan bişeyi istemiyces ama durum sizin bahsettiğiniz gibi değil ben böyle düşünüyorum.. .. suç komünizm sevenlerindir razı edin beni kardeşim… şimdi insanların fakir olup acı çekmesini kim ister ki peki buna çözüm komünizm mi?bence değil. kominizm toplumu katı devletcilik anlayışlarına mahkum etmektir insani varlığını hiç etmektir çünkü tanrının devlet olduğu bir düzende tanrı istediğine direk müdahale edecek insanlar sözde eşit ve sadece devlet sadece devlet çünkü tanrıyı insanlar oluşturmuş….ayrıca devlet ilahi bir kavram değildir biz insanlar biz kuruyoruz yani herkes yine eşit değil devleti kuranalar var.bu düzen yani herşeyin devletin tekelinde olup insanların eşit şartlarda yaşamasını sağlamak benim kaanatimce imkansız çünkü devlet polis itfaiye sağlık adalet mekanizmalarında anca yetkili ..ülkemizin durumunu görüyoruz yani olması gereken zaten bu ülkemizde ise devlet pilastik kova mandal kibrit bile üretiyor abartmıyorum gerçek..kötü.sümerbank,ptt,tekel,tiğem,köy hiz,dsi,tek,telekom bakınız belli başlı bazı devlet işletmelerini yazdım bu işletmelerin kurulması zamanında şart idi özel sektör yoktu ve yeterli değildifakat, bu kurumlar özelleşmeli posta dağıtmak devlet görevi değil devlet bana hizmet versin ama böyle değil adalet polis sağlık gibi..osuruktan şeylere para harcamakla bu olmaz…bu kadar geri zekaaaalılık olamaz ha aklıma ne geldi.. ulan turkcell var telsim var arıa var sen git devlet aycell aç ulan senin ne işine devlet git hastane aç bakınız ülkemizde devletin sektörler açması bazı kişilerin cebini inanılmaz doldurduğundan gereksiz piçlikler yapılmakta bunları görmek gerek sizse tam tersine komünizm diyorsunuz aycell zarar etti soruşturmalar devlet yetmedi öyle kalmasın die arıaya yapıştırıp yırttılar ne mi alakası var bu capital düzen içersinde komünizm mi benimsiyecdeksin bak açılan devlet kurumları bile şu durumda zarar zarar..dielim komünistolduk üretim yaparken tüm malları ihtiyaçları capitalist güçlerden temin edeceksin buna mahkumsum komünizm artık yok hiç bi yerde yok TKP dergi çıkartıyor aha fiyatı koymuş eşşek gibi o bile kar güdüyor bişeyleri anlatmak isterken istemeden olayı abartılı yaşıyor dergi ucuz diil. yüzde 90 nı müslüman bir ülkede zaten komünizm olma ihtimali var mı yok.. be kardeşim kuranda yazıyor fakirlere yardım eedin esnaf serefli ol hak yeme, yani kominizm vaadlerinde bu kavramlar yok ama kuranda var fakir esnaf tüccar ticaret şahıslara ait yani… boş ver kuranı diyosan sıkıyosa git de dedemi komunist yap ..bunları aşmalıyız çarlık rusyası bakınız adamlar kominizmi onlar yaşadılar.hemde bu sosyalist zemin onların zorla sahiplendiği türki cumhuriyetlerede yansıdı ve adamlar zenginlerddide yani bizi üfüfrürler teknolojilri var babalar gibi hele ağır sanayi ki dünyayı titretiyorlardı şimdi komünizm adamların anasını belledi allahdan güçlü bii ülke ozamanlar amerikaya kafa tutuyodu şimdi bile gerçi ama öğretmenmiş avukattmış kadınları ülkemize geliyo urspuluk yapmaya koç gidiyo market açıyo öbürü gidiyo dielim basit sanayi atılımları yok çivi, yok çimento iste sabancı yok boru. süper güç nelere muhtaç kaldı bak.. o kadar büyük hasarlar var.dediğim gibi kim istemez insanların eşit olmasını ama bendeki izlenim budur komünizmden korkuyorum ve istemiyorum..şimdi korma yürekli ol die yiğitlik martavallarıda atarlarbırakın bu işleri…olmıyacak duaya hele inançsız olduğum halde amin demek gibi bişey olur komünizm istemek.

kenan kenan | 03 April 2005 16:54

bayağıdır komünizm karşıtı yazılarda kendimi tatmin edici bir şeyler bulamıyordum, ben nasıl olsa da bir şeyleri gösterebilsem die düşünüyordum evet kişileri fikirlerinden dolayıda aşağılıyan ukala görüşlere zaten karşıyım. yazdıklarını okuyunca işte bu dedim gerçekten güzel..aklımda çok enteresan bir örnek var bir hikaye taaa firavun zamanlarından eskilerden o zamanlar iş gücü için fillere ihtiyaç var firavun akıl gücüyle mantığıyla fillere tuzak hazırlıyor büyük büyük çukurlar açtırıyor üstlerini kapatıp yem koyup fiilerin tuzağa düşmesini bekliyor işçilerine emir veriyor yarınız beyaz elbise giyeceksiniz yarınız ise siyah diyor siyah giyinenler filleri hergün dövüyorlar aç susuz bırakıyorlar ve bu işlem filler ölme noktasına gelinceye kadar sürüyor o aşamada devreye beyaz elbiseli işçiler giriyor fillere su yiyecek sağlıyor bakımlarını yapıyorlar ve bu filler beyaz elbiselilere alışıyor ve itaate başlıyor.. bu işlemden o zamanın devlet adamı hükümdarı firavun çok memnun çünkü fil inanılmaz bir güç ama işler umulduğu gibi gitmiyor işçiler elerindeki bu gücü farkediyor ve diğer işçiler birleşip beyazlara bürünüp filleri alıp gidiyorlar.yani güç kudret isteği dünya düzeni.sistemi kendi içinde düzeltme gayreti olmalı dünya şekillenmiş durumda komünizm istek olarak iyi bir şey belki ama su anda coca cola içiyorum bunun formülü özel bir şirkette inanıyorum dünya çok değişken bir gün belki yüzüm kara çıkar devletin her şeye yetmesi imkansız gibime geliyor şu anki sistemde bile yetmezken saygılarm sunuyorum.

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.