Evimin kapısını açtığımda yüzüme kokun çarptı.Şaşırdım.
Bir gün önce ‘Durup dururken kokun burnuma geldi’, demiştin bana. Hatta annene anlatmıştın, kendini tutamayıp. O da, ‘Özleyince yanında gibi duyumsamak ve kokusunu duymak normaldir.’demişti sana. Bense bunları aylar sonra duyuyordum neredeyse.Bu lafın başıma geleceğini tahmin etmemiştim. Hiç. Ben sana göre daha ruhsuzdum, daha hissiz, daha coşkusuz.Kapıyı kapattım. Nasıl olabilirdi, evdeki senin kokun. Evde sen varmışçasına sen kokuyordu; yok hayır sarılırken duyumsadığım koku bu. Onu sadece sarıldığımda duyabiliyorum. Bu yüzden de evde duymam pek olası değildi ama duyuyordum işte.Sana söylemedim bunu. Şaşkınlığımı kendim yaşadım. Şimdi arabayla almaya geliyorsun ve ailenle birlikte tiyatroya gitmek üzere kısa yolculuğumuza çıkacağız. Arabaya bindiğimde, gözlerimle ‘Eve girer girmez kokun yüzüme çarptı’ biliyor musun?’ demek isteyeceğim. Ama çoğu zaman olduğu gibi yine hiç birşey demeyeceğim.Sakin, sade, sessiz gülümseyeceğim sadece ve yanında olmaktan mutlu olacağım.