Bundan 35000 yıl önce yani MÖ 30000-34000 tarihleri arasında dünya şu andaki görünümünden bir hayli uzaktı. O zamanlar buzul çağının en şiddetli dönemini yaşayan dünyamız büyük kıtasal ve alabildiğince uzaklara uzanan buzullara sahipti. Şimdiki adıyla Bering denizi olarak bilinen bölge o zamanlarda Asya’yı ve Amerika’yı Bering boğazı denilen bir buzul kara köprüsüyle bağlamaktaydı. Ve o zamanlar Sibirya bölgesinde avlanan Kızılderili kabilelerin yeni av alanları keşfemek amacıyla çıktığı yolculuklar sonrasında; bu boğaz kullanılarak Amerika’ya ilk kez ayak basıyorlar. Tabi bu insanlar yeni bir kıtaya geldiklerinden habersizce Atalarının yaptığı gibi Sibirya bölgesinde avlandıklarını düşünüyorlardı. Bu yeni av yerlerini beğenen Kızlıderililer buralara ve yerleştiler ve kabileler oluşturmaya başladılar.
Günümüze kadar uzanan tarihleriyle bazı kabileleri şu şekilde irdeleyebiliriz:Amerikaya gelen yerleşimcilerin ilk karşılaştıkları kabileler arasında Seminoller, Çerokiler ve Mişuki kabileleri bulunmaktaydı.İspanyol kaşiflerin Amerika’ya olan yolculukları sırasında Kaliforniya’da bulunan Soson, Payitu, Kahula, Mevuk ve diğer bazı kabilelerle karşılaştılar.Günümüzde ise ABD de resmen kabul edilen 554 Kızılderili kabilesi bulunmaktadır.
Gelgelelim Kızılderililer ve Türklük ilişkisine ait bulgulara …i) DNA Bulguları:2-4 temmuz 1999’da Denizli’de gerçekleşen Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayında konuşan M. Franklin Keel (Dogu Amerika Kizilderilileri Bolümü Baskani) Kızılderililer ile Türklerin DNA testlerinin aynı olduğunu ve ayrıca “Y” kromozomunun sadece Türkler ile Kızılderililerde bulunduğunu belirtiyor.ii)Kültürel Benzerlikler:İndiana Üniversitesinden Amerikalı Profesör Denis Sinor Türklerle Kızılderililerin ortak bir kültüre sahip olduklarını belirtmiştir bunlara örnek olarak :* Huş ağacından yapılmış oyma kayıklar ,* Pinok adı verilen deriden yapılan oba tarzı barınaklar,* Önünde yarıklar bulunan giysi türleri(Kahpe bizansta Süper Gazi’nin kıyafetini hatırlayın),* Makosenler* Loğusa kadınların kutsallığı ve kırkının yapılması* Cenazede ölü ağlayıcılarının bulundurulması(Ankara yöresine ait bir gelenek,”Yasçı tutmak” olarak biliniyor.)*Mohavk kızılderilileri’nin Anadolu’ya özgü 12 adet oyundan 11 tanesini oynadıkları biliniyor(Bunlardan biride Uzun eşşek oyunu)* Zakuma Kızılderililerinin(Brezilya’da) güreş tuttukları ve rakiplerden biri can verene kadar mücadele ettikleri biliniyor.* Atabaşkan ve Keçuva kabileleri Anandolu ya özgü Sicim oynunu oynadıkları biliniyor.* Aynı Altaylılarda olduğu gibi Kızılderililer birbirlerine amca, baba, teyze, hala, ağabey diye hitap ederler.* Töresi batsın ; Kan davası burda da varve daha niceleri….iii)Kelimelerin kullanım açısından benzerlikleri:Tepek = TepeYatkı = Ev , yatılan yerDodohişça= dudakT-sün = uzunYu = Su,(yumak= yıkamak ” Çorum yörsinde çamaşır yıkamak =>çamaşır yumak olarak geçer)Tete = DedeTamazkal = Hamam , temiz kalKuşa = KuşMissigi = MısırTüre = TöreYanunda = Yanındaİldiş = DişlemeAtış-ka = AteşAyrıca Fransız dil bilimcisi Dumesnil, Kızılderili dilinde 320 Türkçe kelime tespit etmiştir.Bu bilgiler ne kadar ilginizi çekti bilmem ama gerçektende insanın aklında bir soru işareti bırakmıyor da değil….Kaynaklar:1,2,3,4
yorumlar
Çok güzel bir yazı eline sağlık,ama yazıda y kromozomunun sadece kızılderililerle türklerde olduğu yazıyor,o ifade yanlış,y kromozomu tüm erkeklerde bulunur,yani tüm ırklarda….
yorum için teşekkürler,bende senin gibi düşünüyorum(bence de y kromozomu tüm erkeklerde bulunur) ama kaynaklarıma baktıysan orada yazıdaki ifadeyi bulacaksın, o yüzden bu ifadeyi olduğu gibi koymakta fayda gördüm belki olaya başka bir açıdan bakılmıştır, bilemiyorum…
Bu konu benim de hep ilgimi çekmiştir. Hatta bir ara, boş olduğum bir dönem oturup ciddi ciddi araştırmış ama ikna olmaya hazır olmama rağmem, beni ikna edecek bilimsel bir kanıt bulamamıştım. Bildiride yazılan ortak kelimelerin etimolojik bir çalışması yapılmış değil, sadece zorlama bazı ses benzerliklerinden öteye gidemiyor. Yüzlerce ve birbirine benzemeyen dil konuşuluyor (muş demek daha doğru, soykırım denilen şeyin dünyada tek örneği varsa o da kızılderili soykırımıdır) ve bu dillerin gramer yapısı türkçeye benzemiyor. Nereden nasıl geldiklerine dair sadece Bering Boğazı kuramı değil kafa karıştıran başka bazı kuramlar da var. Vaktiyle birine değinmiştim:Jon Erlandson ve Amerika’nın İlk SakinleriBilimsel diye önümüze hep y kromozomu gibi saçmalıklar çıkıyor. İnsanın inanası gelmiyor.Fakat bilgili ve gözlemi kuvvetli bir büyüğüm geçici olarak bizde çalışan bazı hanımları görünce ilk sözü: “Bu kızılderileri nereden buldun?” olmuştu. O kızılderililer Çanakkale’nin dağ köylerinin diğer köylerle karışmamış yerlileriydi. Farklı bölgelerde yörük ve türkmen olarak adlandırılırlar. Kıyafetleri ve dokuma motifleri Amerika yerlileri ile çok benzeşir. Kendilerine özgü inanç sistemleri vardır. Bunlar da benzer. Ya eklediğim amerikalı kızılderilerin bayraklarına ne demeli?İçimden bir ses hala en azından bazı kızılderililerin Orta Asya kökenli olduklarını söylüyor. Ama y kromozomları filan da bu sesi susturuyor. İlgimin sadece bilimsel olduğunun da altını çizmeliyim. Dikkat ediyorsanız türk, türkler, türklük gibi y kromozomu tadında ifadeler kullanmadım tartışmanın tadı kaçmasın, başka ve bilimsel olmayan yerlere kaymasın diye.
aslında benim aklıma başka bir şey geldi.Acaba soyumuzdan dolayı bizde biraz amerikanın gerçek sahibi olmuyormuyuz.Bİzde dünyaya iyice duyurup ispatlayalım kızılderililer türktür diyelim amerikayı köşeye sıkıştıralım hiç deyilse ermeni katliamı deyip durmazlar
Şahsen, bilimsel kanıt arayışı içine girmeden batıda Kuzey Amerika yerlileriyle, İtalyanlarla, İspanyolarla, Bulgarlarla, Macarlarla içgüdüsel olarak akraba olduğumuza inanıyorum. Özellikle Romalılarla akrabalığımızın en büyük kanıtı Romus ve Romulus efsaneleri ile Fatih’in İstanbul’u fethettiği zaman dile getirdiği Roma İmparatorluğunun veliahtlığıyla ilgili sözler. Ayrıca Roma’nın Attila ile yakın ilgisi vs vs.
konu amerika’da olunca daha bir tatlanıyor değil mi? kimse yakutistan’da ki soydaşlarımız ile bu kadar ilgilenmiyor oysaki 😉 çünkü onlar geçilen sınırın ve bu gün değerli olanın gerisindeler… hatta ataları yine aynı olan norveç, finlandiya yerlilerine de ilgi pek yok… nedense amerika olunca pek bir tatlı… mesela soydaşlarımız bu kadar çeşitlilikle amerika ve asya’ya değil de, yoğunluk olarak okyanusya’ya ya da afrikaya yayılsalarmış, afrika’da ki zulu veya avustralya’da ki aborjinler soydaşlarımız olduğu vs ortaya çıksa hemen onlara bu kadar kolay; onlar da “türk”, esasında oralar bizim, bak kromozomumuz da çıktı diyebilirmiydik? amerika olunca neler hayal ediliyor oysaki 😉
@emsvizyon, yerlileri tutmamızın esas sebebi onlara bir nevi hayranlık beslememizdir. Hatırlayın çocukken kovboy mu olmak isterdiniz, kızılderili mi ?
konuyla ilgili Serdar Sabri’nin yazısı
emsvizyon: Yaw asyayla,avrasyayla zaten topyekün akrabayız o ayrı mesele benim açımdan. oralardaki dramları dile getirenlere memleketimizde hala daha pek iyi gözle bakmıyorlar. dağlık karabağ, kırım, doğu türkistan… Bu memleketleri dile getirenler ne kadar kaftasçı, faşist, zartist zurtist diye yaftalansa da yeri gelince oralar da söz konusu oluyor elbette.
bilgi hatası var , düzeltilsin
y kromozomu sadece türk ve kızıl derililerde varsa bırakın kardeş olmayı dünyada kızılderili ve türkten başka erkek yok demektir 🙂
@ems vizyon yine tam gırtlağından yakalamışsın meseleyi!
Aslında bu türden iddalara hemen sahip çıkıp ”Amerikanın gerçek sahibi Kızılderililerdir onları da Amerikalılar katletmişlerdir” şeklindeki düşüncelere sahip çıkmadan önce Amerikadaki günümüz Kızılderililerin durumuna bakmak gerekir .Amerikada günümüzde halihazırda yaşayan Kızılderililer pek de muteber sevilen insanlar değillerdir. Peki bu idda nasıl ve neden ortaya çıkmıştır. Kızılderililerin Türklerle akraba olduğu iddiası ilk defa Amerikan Ermenileri tarafından Türkleri aşağılamak amacıyla ortaya atılmıştır 80 li yıllarda. Denilmek istenilen şey ise bakın Kızılderileler baş belasıdır Türkler de onlardan farklı değildir dir. Peki akrabalık yoktur denilebilirmi. Bence hayır ama sadece birkaç kelime birbirine benziyor diye öyledir de diyemeyiz. Unutmayalım Japonca ve Türkçe aynı dil ailesinde geliyor ve bazı kelimeler birbirine çok benziyor mesela su=sui.
Okudugunuz her sacmaliga inanmayin. Internet uzerindencok tehlikeli politik iddialar yayiyorlar. Sehir efsanelerinden once genetik haplogrup dagilimina bakin, kararinizi siz verin.Dunya DNA haplogrup dagilimi haritasi surada, hem mitochondrial hem de Y-grup haritalari mevcut.eger 2.sayfaya dikkatle bakarsaniz Turkiye nufusunun cogunlukla Kafkasya genleri benzeri oldugunu dikkatinizi cekecektir.
clicia x @ harita için teşekkürler. Kendi açımdan söyleyeyim, beni ilgilendiren sizin de vurguladığınız gibi bugün Türkiye’de yaşayan insanların çoğunluğunun genlerinin kime benzediği değil. İstatistiki verilere ne denebilir?Ama mesela dağ köylerinde yüzlerce yıldır komşu köyle bile kız alıp vememiş köylülerin genetik yapıları biliniyor mu? Benim bildiğim ten renklerinden alışkanlıklarına, inançlarına kadar çok uzak coğrafyalarda yaşayan insanlarla birçok benzerlik olduğu. Birşey ifade eder mi? Etmeyebilir, edebilir de. İnsanın merak merkezlerini tahrik ediyor. Bazı insanlar dedelerini, onların babalarını ,….toplayıp bir soyağacı yapıyorlar. Geçmişi öğrenmeye çalışıyorlar. Zaten Türkiye’de bir-iki kuşak geri gidildiğinde ne kadar karışık olduğumuz hemen ortaya çıkıveriyor. Dolayısıyla hele Türkiye’de kafatasçı görüşlerin hiçbir şansı yok. Bu arayışları bilimsel bir merak çerçevesinde değerlendirmek en doğru yol gibi geliyor bana. Bilimsel araştırmalar sonucu diyelim kızılderililerle ortak bir geçmişimizin varlığı ortaya çıkarsa bunun ne gibi bir sorun yaratacağını da bilemiyorum. Veya yokluğunun.
bizim ailede kızılderiliye benzeyen çok insan var; eminim birçok insanın bu tip örnekleri olacaktır. @agentforistanbul un dediği gibi “kan çeker” bu insanlara karşı. hatta ermeni soykırımı yasası amerikada kabul görürse, bizim de kızılderili soykırımını çıkarmamız gerekir.
Biz Türk’ler kırma bir ırkız bunu artık kabul edelim. Zaten kökümüzde göçebe kabileler var, yerleşik bir toplumu uzun zaman kabul etmemişiz doğu kültüründeki dayanışma ve işbirliği ruhu ve hatta misafirperverliğimiz bundan kaynaklanıyor. Önemli olan bundan sonra ne olacağımız. Bence elimizdekilerle ne yapabilriz bunu düşünelim.Şİmdi düşünsene bir laz, bir çerkez, yanına bir kürt, bir egeli koy.. Fıkra gibi di mi? Ama bu adamların bir arada bulundukları ülkede yaşıyoruz. Hepsinin birbirinden ayrı özellikleri var. Bu kadar çeşitin bir arada bulunması neleri kazandırıyor bize? Bence coğrafi olarak da Türkiye doğu ve batı felsefesinin birleştiği yerde, sanat desen öyle, din, inanç desen aynı şekilde, hiç bir şeye at gözlükleriyle bakmama şansımız var. Dünyanın her yerinde olan her şeyi biliyoruz ve anlayabiliyoruz. Türküz ve kırmayız, karışımız, senteziz. Bu kırmalık aslında bizim en büyük gücümüz, değerini bilmiyoruz. Şamanizmden İslama, Farabi’den Nietzsche’ye hey gidi günler…Hey gidi farklı farklı düşünceler.
o şefin adı oturan boğa değildir büyük ihtimalle
TEMBEL TENEKELER! nefret ediyorum tembelliginizdine, uyuzlugunuzdan. O kadar link verdik, illa alip buraya yapistiracagiz. Kasikla besleyecegiz. Katil etmeyin beni. Bakin yukaridaki DNA haritasina da oyle konusun!Dunya DNA haplogrup dagilimi haritasi
oblomov hareketi engellenemez. yaşasın tembellik hakkımız. kahrolsun herkesi zorla çalıştırmaya çalışan çalışkan tenekeler.”versene o barış çubuğunu kızım, biraz daha barış havası katalım şuraya, birazda ateşsuyu getir ordan bakiim, hem biz akrabaymışız biliyonmu” dedi oda arkadaşı, hondurastan gelme kızılderili denen ama sütbeyaz olan yerli karıya.
Yukarıdaki yorumlarda belirtilmiş ama. Orta Asya Türkleri ile Kızılderililer arasında bir bağ kurulmaya çalışılmış fakat (ırksal-antropolojik araştırmalardan hiç hazzetmem ama) bizim ne kadar bu iki ırka genetik açıdan benzediğimiz düşünülmüş mü? SSCB yıkıldığında benim okuluma Kazakistan’dan ve Türkmenistan’dan arkadaşlar gelmişti. Dışarı çıktığımızda, ahalinin arkadaşlarla “çan-çin-çon” şeklinde konuşmaya çalışıp eblehçe şakalar yaptıklarını hatırlarım. Hiç de komik değildi, bunlar gerçekten kendilerini Ari Türk ırkından zannedip onları ise Çin’li yada Japon sanan ebleh Türk insanı idi.Öbür taraftan asıl önemli olan kültürel ve dil benzerlikleri ise Japonlarla olan benzerliklerden dahi fazla değil. Eee, sonuçta Güneş Dil Teorisinde Yunanlılarda Türk değilmiydi. Bu da böyle bişi’dir.Anadolu Türk’leri denilen “biz”in ne olduğunu en az anlayabilen toplum aslında en başta biziz. “Hikmet”in temel prensibi “Kendini bil”mek değil miydi? Kendini bilen kainatı da bilir. işte hal-i pür melalimiz de budur.
Detayli güzel anlatim. Ellerine yüregine saglik CETELECI.
paylaşımın için tşk
@Clicia x harikasın, link için teşekkürler. Çok ilgi çekici.
ya yedirmeyin haplogrubunuzu! bu kadar haplogruba inanıyorsanız, abd de cengiz hanla akraba çıkan yüzlerce insana ne diyorsunuz acaba, hem de saygın oxford üniversitesi kanıtlamış bunu adam bir de muhasebeci iyi mi?bizim Ergenekon destanının bir benzeri perudaki inka devletinin temellerini atan aymara yerlilerinde de mevcutmuş adı da kapantokonmuş buna ne demeli?
Türklerin Tarihi adlı kitapta Türklerle ilgili ilk kanıtın Sibirya’nın kuzeydoğu tarafındaki ormanlarda bulunduğu söyleniyor. Eğer çok geriye gidersek Bering yakın bir mesafe gibi gelebilir kulağa.Ama şu da var ki yukarıdaki iddiayı bana göre zayıflatıyor. Göçebe bir toplum olduğumuz bir gerçek. Bugün gelinen noktalara da güneş şuradan battı hadi oraya gidelim şeklinde değil de, yaklaşık 1000 yılda binlerce kilometre aşarak, zaten o bölgede sürekli gidip dönen tüccarları takip ederek geldiğimizi düşünürseniz, kızılderili amcama değil de kızılderili dostlara selam söylemek daha mantıklı olur gibi…
aha şimdi bittiniz. Gitin kendinizi köprüden atın artıkın. Clicia x geyiğin kokusunu aldı, bırakmaz artık peşini.. (vallahi söz bana ait değil, @nevdalist bir arkadaşımız için demişti)
ah kızılım ah derilimseni amerikalı yapamadılarşimdi türk mü olacakmışsın!yoksa senin de çadırıın üstüneşıp diye mi damladı?
Diyelim ki Kızılderililer Türk, niye zorunuza gidiyor?Başka zaman, kardeşlik, dostluk, barış şarkıları söylüyorsunuz da Türk lafını duyunca neden sizler de hazımsızlık yapıyor ben anlamadım bu işi. İçinde yaşadığınız milletin izlerinin, dünyanın başka yerlerinde bulunması veya bulunmasa dahi bunların araştırılması niye dokunuyor sizlere? Amerikalılar 200 yıldır bir millet yaratma çabası içinde siz, devekuşu beyinliler asırlardır varlığını sürdüren bir millete mensup olmaktan neden utanç duyuyorsunuz ve diğer milletlerde etnik, sosyal, kültürel, dil bağlamında girişilen araştırma çalışmaları nerenize dokunuyor yurdum insanı? hele bi deyin bakalım.lafım söz konusu tezlere bilimsel veya içgüdüsel karşı çıkanlara değil, elbette kabul edilmeyebilir sadece hazımsızlık ve aşağılık duygusundan kendini arındıramamış yurdum insanına.
Makul bir insan kendi aidiyetinden neden kompleks duysun, neden rahatsız olsun? Karşı çıkılan özümüz değil, kökü 1920-30 yıllara dayanan kafatasçı mantıkla “Dünya Türk Olsun” sloganıdır. Zamanında Yunanlısı, İranlısı, İtalyanı, İskadinavı Caucaisan’ı topuyla Türk kabul edilmeye çalışıldı. Ama bu tarz ırkçı yaklaşımlar ne İranlıyı ne Yunanlıyı ne de Sümerliyi Türkleştirmedi ama bu süre zarfında “Dünya Amerikalı Olsun”du. Sorun bu. Dünya ha deyince Türk olmuyor. Esasında bizim de -bir kısmımız kabullenmekte zorlansa da- damarlarımızdaki asil Türk Kanını taşımadığımız halde neden kendimizi Türk kabul ettiğimizi anlamamız lazım. Ama aynı zamanda milyonlarca Amerikalının da kendisini nasıl farklı kıtalardan gelip ama buna rağmen kendini niçin Amerika gibi -pek çok Türkün tiksinerek baktığı- bir ülkeye ait olmaktan gurur duyduğunu anlamak lazım. Onun dışındaki uğraşlar boş iştir. “Mevzu bahis evrensel dünya uygarlığı kurmaksa gerisi teferruattır!”
Ozumuz o kadar da Turk’ten uzak degil. Anadolu’da ezelden beri Turkler dolasiyordu, bu goc isi birden olmadi. Ayrica bu Gunes Dil Teorisi karsimiza NostariC Diller Teorisi olarak cikti, cok da buyuk bir yanilgi oldugunu sanmiyorum. Turk dilinin dunyanin en eski dort dil grubundan biri oldugunu savunan Nostratic Teori, SSCB’de 1950’lerde uretilmisti. Istatistige dayanan bu teori cok ilginc iddialarda bulunuyor, henuz tam kabul gormediyse de su anda refute edilemiyor gorunuyor. Zamaninda SSCB nin Turkler uzerinde en cok arastirma yapmis ulke oldugunu da belirteyim.O kadar da kucumsemeyin Turk dilini ve Turklerin gecmisini. Tarih yazmis savasci bir miletiz ve de bunu kafatascilik bagdastirmak dupeduz gecmisini inkar etmektir. Simdiki “millet degil ummet” propagandasi ile beynin yikandiysa elbette serbest dusunemeyeceksin ki “ummet” in isine gelsin. Ama ben bilimsel gerceklere bakmayi yeglerim, kusura bakmayin. Herseye kafatasci etiketi yapistirmak cok, cok basit bir onyargi.
Olaya “bilimsel gerçekler”le bakıyorsak ardından Güneş Dil Teorisi yada Nostratic Dil Teorisini bir kanıt olarak öne sürmemiz ne kadar makul kaçar Clicia’cım, onu senin yorumuna bırakırım. Ama yerli olanını, Atatürk’ün dahi hayatının son demlerinde terkettiği ve esasen uzmanlık alanı olmayan bir konuda kendi yönlendirmesi/nezareti ile bir teori üretilmesinden pişmanlık duyduğu malum. Esasen bunu da o dönemde esen siyasi rüzgara bağlamak lazım. Faşizmlerin revaç bulduğu, büyük bir şiddetle kendi varlığını kabul ettirdiği bir dönemde, bu çabaların bu rüzgardan etkilenmişlik yada bir savunma içgüdüsü olması muhtemeldir. Ama hiç bir bilimselliği olmadığı içinde bir süre sonra terkedilmiştir. Hakeza Nostratic teoride sadece sosyalist enternasyonel fikrine temel teşkil ediyor diye yalnızca SSCB de itibar gördü. ikna edici kanıt sunamadığı için de çürütmek ihtiyacı dahi duyulmamıştır. Yine antropoloji bilimi frenoloji gibi alt disiplinler üretti bu dönemde. (Her nekadar 19. yy.da üretilse de ihtişamlı dönemini faşist yönetimlerde yaşadı) Frenoloji biliminin! ne olduğunu bugün çoğu insan bilmez bile ama Alman Yahudileri gayet yakından bu bilimle tanıştılar vakt-i zamanında. Dolayısıyla başka yerde de dediğim gibi mutlak bilim diye birşey yoktur. Dönemin paradigmaları vardır. İşte bu bahsi geçen ve bildiri konusu olan mevzularda bu paradigmaları bugün sürdürmeye çalışan kalıntılardır.Son kez tekrar ediyorum. Bizler Yunanlılaşmış Hitit-Hatti çocuklarının Türkleşmiş Müslümanlaşmış devamıyız. Nasıl Roma döneminde Yunanlı olanlar öz-be-öz Rum değil Eski Anadolu Medeniyetlerinin kimlik değiştirmiş evlatları idiyse bizde Roma kültüründen daha baskın ve güçlü olan (ama asla şovenlik yapmamış) Türk kültürünü benimsemiş Anadolu’lu (Küçük Asyalı) veya Avrasyalı bir toplumuz. Bunun antropolojik pekçok kanıtını da gerekirse sunarım ama özellikle Hattuşa bölgesindeki höyüklerde ve köy çevrelerinde çıkarılan kemikler üzerinde yapılan kemik hastalıkları incelemelerinde ortaya çıkan gerçekler bunu gayet açık gösteriyor. Bunun bizi rahatsız edecek bir yanı yok. Bu Türk kültürünün tarihte hiç şoven ve Türkçü olmadığı halde, nasıl toplumları kendine kabul ettirdiğini gösterir. (özellikle İslam sonrası Türk etkileri) Aynen bugün de Amerika’nın daha küresel düzeyde yaptığı gibi (emperyalist, askeri etkilerinden bahsetmiyorum. bilimsel ve sanat gücü ve başarısından bahsediyorum sadece). Ve de bugün neden bu gücün farkında olmadığımızı anlatması gerekir. Türklük misyonunu Orta Asya’daki pekçok hakiki Türk kardeşlerimizden bile daha büyük güçle temsil etme arzusunu sürdürmemiz de bunu gösteriyor. Önemli olan soy-sop bağı değil misyon ve gaye ülküsüdür. Zaten Clicia x’in verdiği haritada bunu çok net göstermiyor mu?Son paragrafın içinde şunu söylüyüm. Kendi tezlerimizin karşısına, mevhum “öcüler” “kötüler” koyarak kendi tezlerimizi doğrulamış olamayız. Tezlerimiz müstakil olarak bir şey ifade edebilmeli. Ve kendi gerçekleri üzerine inşa edilmeli. Aksi halde, dayanak alınan anti-tez yok olduğu takdirde sizin tezinizde tepe-taklak aşağı iner.
Kendinlerini düşünen zanneden düşünmeyenler!şunu biliyormuydunuz bir dil ne kadar sürede dil oluyor??? ortalama (50.000 yıl). peki 30.000 yıl önce türk dilinin kelime hazinesi ne kadardı veya 2000 yıl önce….naturel kelimelerdeki aynılık neye aitliği açıklamazmı? kızıldereli dilindeki bu 300 kelime natürel kelime mi? türkçeden başka dillerde bu benzerlik varmı? aslına sahip çıkmayanlar var ise bu aslına sahip çıkmamak herkesten beklenmelimi? öğrenmeden bilmek aptallık değilmi??? öğrenmeden bilip yorumlayanlar..
Ellibin yıl.. Breh breh.
”Kendinlerini düşünen zanneden düşünmeyenler!”çok veciz bi lâf
hardest bir cümle..
”öğrenmeden bilmek aptallık değilmi??? öğrenmeden bilip yorumlayanlar..”buna down oldum
bugün hangi mood’dasın ?
hangi bazda
turkcell baz istasyonu bazında ?
Bilgiyi beğendim teşekkürler.ilginç bilgiler – ilginç yazılar – ilginç sorular
İlgimi çekmedi desem yalan olur, teşekkürler 🙂komik videolar
Eline sağlık güzel bilgiantakya biberihatay biberiantakya biber hapıantakya biberi hapıantakya biberi zayıflama
Güzel paylaşım teşekkürlerböcek ilaçlamafare ilaçlamakene ilaçlamailaçlamahamam böcegi ilaçlama
Bilgi için teşekkürlerbayan çanta modelleriçanta markalarıspor çantalarıspor çantaerkek çanta