Odak Noktası
Gizemli bir adam taşıdığı çantayı, bir başkasına teslim etmek üzere iken 2 sivil polis baskın yapar, çantayı devralacak adam yaralanır ve gizemli adam çantayla birlikte kaçmaya başlar. Polisin biri yaralının başında kalır diğer polis hızla gizemli adamın peşinden koşmaya başlar. Bir süre kovalamaca yaşanır, gizemli adam çok kıvrak ve yetenekli biridir, her engelden hızla ve kolayca geçer. Son kaldırımı da geçince dönüp polise bakar, gülümser ve az ilerideki apartmana girer. Soluk soluğa kalan polis kapı kapanmadan yetişmek ister ancak kapı kapanır. Kapıyı tekmeler, omuzlar fakat açamaz ve tüm zillere basar birkaç saniye sonra otomat çalışır ve kapı açılır.Polis içeri girer, çok düzenli ve bembeyaz bir koridorla karşılaşır. Kovaladığı adamı yakalamaya odaklanan polis ortamdaki ilginçliği fazla önemsemez yalnız alt kata merdiven olmadığını görür ve hızla koridoru geçip merdivenlerden çıkmaya başlar. İlk adımını attığında giriş kapısının kapandığını duyar. Aceleyle birkaç kat yukarı çıkar. Boşluktan yukarı bakar, pek kimseyi göremez, asansör olup olmadığını kontrol eder ancak görünürde bir asansör kapısı da yoktur. Merdivenlerden bir çıkar, iki çıkar, üç çıkar. Her kat birbirinin aynısı gibi görünmektedir en ufak ayrıntılar bile aynıdır. Daire kapıları, yerlerdeki döşemeler, duvarlardaki boya hataları… Bembeyaz düzen içinde ortam öyle sessiz ve de ürperticidir ki duraksar ve ortamın garipliğini düşünür, adamın apartmana girmeden evvel gülümsemesi aklına gelir, polis birden avazı çıktığı kadar bağırır, kaybettiğini düşünmektedir. Tekrar aşağı inip dışarı çıkmayı düşünür ancak 3 ya da 4 kat çıkmış olmasına rağmen en az 8-9 kat aşağı iner yine de çıkış katını bulamaz. Yavaştan kızmaya ve korkmaya başlayan polis kovaladığı adamı bırakıp dairelerden birinin kapısına yönelir burada neler döndüğünü anlayabilme çabasına girer. Kapılara vurur fakat yine hiçbir sonuç alamaz. Koridorun başındaki pencerelere yönelip dışarıya bakar, apartmanın bahçe alanı görülmektedir. Etrafta kimse yoktur, anormal görünen bir şeyler yok diye düşünmeye başlarken birden girişten en az 5 kat aşağıda olması gerektiği aklına gelir ve baktığı yerin yerden yaklaşık 2-3.kat yukarda olması ile işler tamamen çığırından çıkmaya başlar. Elinde tabancası ile kafasını tutar ve olanları düşünmeye başlar gözlerini kapatır, açar ve olanların düzelmesini umar ama her şey olduğu gibi bembeyaz durmaktadır halen.Merdiven boşluğundan bir aşağı bir yukarı bakar sanki sonsuz gibi görünen uzaklıklar görür. Çıldırdığını düşünmeye başlar. Neler döndüğünü anlamaya çalışarak küfürler eşliğinde çıkış yolu arar bir kat daha yukarı çıkar. Pencereleri açmaya çalışır ama elbette ki onlarda kilitlidir. Sonunda tabancasını doğrultur ve koridor penceresine ateş eder. Kırılan camları temizleyip oradan çıkmayı düşünmektedir ancak dışarı bakınca korkudan nerdeyse ağlayacak duruma gelmiştir, dışarısı en az 20. Kat gibi görünmekte ve aşağıda bomboş bir şehir, terkedilmiş gibi durmaktadır. Korkuyla geri çekilen polis yere düşer, sola döner ve doğrulup ayağa kalkar, tekrar cama yöneldiğinde ise daha fena bir manzara ile karşılaşır. Biraz önce ateş ederek kırdığı camlar tamamen normal ve hiç zarar görmemiş şekilde karşısında durmaktadır. Nasıl bir hengâmenin ortasına düştüğünü anlayamayan polis artık tümden bir karmaşaya bürünür, daire kapılarına ateş edip en azından oralarda ne olduğu ya da çıkış bulup bulamayacağına bakmak ister. Ateş edip kilidi parçalar kapıyı tekmeler ve açar, manzara yine korkunçtur, içerisi yaklaşık 1 metre kare boşluk ve sonrasında yine bembeyaz duvarlar vardır. Polis tam bir çıldırışa girmek üzeredir, arkasını dönüp yere çöker küfür, bağırış ve sorgulara bürünür…Minicik bir rüzgâr uğultusu duyduğunu sanır, kafasını kaldırıp çevresine baktığında ise az önce ateş edip parçaladığı kapının sapasağlam durduğunu görür ve gördüklerini reddederek gerilemeye başlar. Kendini kaybeden polis merdiven boşluğuna geldiğini fark edemez ve düşmeye başlar. Sonsuz gibi görünen boşluktan düşer, düşer ve birden kendini az önce hiç ateş edilmemiş gibi görünen kapının karşısında bulur. Düşerken değişen kararan bir değişim olmaz tam anlamıyla boşluktan koridora iner. Sanki zaman burada donmuş ve ne olursa olsun aynı ana aynı mekâna dönülmektedir. Bitmez bir döngü yaşanmaktadır sanki…Gözünü karartan polis koridor penceresine ateş eder ve koşmaya başlar, sonunda kırık camlar arasından atlayıp dışarıya uçar. Bir süre havada süzülen polis tam yere çarpacağı an gözlerini kapatır ve ölümü bekler, ancak yere çarpmayınca gözlerini açar ve yine ayakta, apartman boşluğundadır. Yaşadıklarına normal bir insan olarak dayanamayan polis sonunda silahını kafasına dayar ve olanların dehşetini hissederek tetiği çeker. Sol duvar kana bulanır, polisin bedeni yere düşer. Kaçınılmaz son gerçekleşir…Polis yine beyaz koridorda ayakta durmaktadır…SON
————————–Tamamı ile kendi tarafımdan, yıllardır tasarladığım pek çok öykü içinden bu hikayemi sizlerle paylaşmak istedim. Yorumlarınızı merakla bekliyorum, ciddi anlamda ilk kez dışa açılıyorum umarım şaşırtıcı ve ilgi çekici bir öykü olmuştur.
Kısa filme dönüştürmek isteyen ve benim hayallerimi gerçekleştirebilecek birileri varsa buna çok sevinirim…Alper Keskin (E.D)