Bir bacağı diğerine göre kısa kaldığı için “topal” diyorlardı ona. Oysaki onun sevdiği isim babasının üç kere kulağına dualarla söylediği “Ali” idi.En fazla ilk okula kadar okutmuşlardı onu çok fazla birşey bilmesi, öğrenmesi gerekmez diye. Oysaki okuduğu kitapların içindeki arkadaşlarını çok seviyor ve çok şey öğreniyordu onlardan.Annesi bırakıp gitti diye üç yaşından itibaren “piç” geldi birde “topal”ın yanına. Oysaki annesini hayal meyal hatırlıyor, bırakıp gittiyse bile ona söylenen laflara çok üzülüyordu.En çok kırmızı kazağını giyiyor diye arkasından hareket çekiyorlar, “kırmızı kazaklı topal piç” diye dalga geçiyordu mahallenin yumurcakları onlara böyle öğretiliyor diye. Oysaki kırmızı kazağını çok seviyor, güneşin altında parlayan rengine bayılıyordu.Mahallede herkes nasıl istiyorsa öyle sesleniyor, azarlıyor, bağırıyordu. Söyledikleri Ali’nin içine taş gibi oturuyor ama hiç sesini çıkarmıyordu. Hep tebessüm ediyordu dudakları gözlerine eşlik ederek. Kimseye karşılık vermezdi gülmekten başka.En çokta bu sinir ederdi mahallenin kötü kalpleri suratlarına vurmuş kadınlarını ve adamlarını. Ali hep gülerdi. Topal bacağının verdiği ağrıya, mahallenin ona yakıştırdığı piçliğinin üzüntüsüne rağmen gülerdi. Ders vermek değildi amacı. Bilmezdi böyle birşeyi.İçindeki saflığın verdiği bir kuvvetti bu tebessümün nedeni ama Ali bunu da bilmez, farketmezdi. Gökten yere insan içinde inmiş bir melekti Ali. Herkesin bir gün kapısına gelsin, dileklerini Yaradana götürsün diye beklediği bir melekti.Mahalle bu meleğin farkında olmadığı gibi görmeye bile tahammül edemezdi. Mahallenin insanlarının kötü kalpleri ve nefret dolu bakışları ev duvarlarına, yollara, kaldırımlara bile sinmiş içten gelen bir hazla Ali’nin kötü sonunu bekliyorlardı.Oysaki Ali bir melekti. İnsan içinde yaşayan bir meleğin sonu ölüm bile olsa kötülükle, kötüyle gelmez, onu bulmazdı. Gelecek olan ölüm bayram hediyesi gibi gelir, nurlar içinde yatırırdı Ali’yi. Belkide Ali’nin ölüm dahil hiç kötü sonu gelmeyecekti. Mahalledeki herkes ölümü yaşayacak, Ali ona kalan ev duvarları, kaldırımlar ve yollarla yaşamya devam edecekti.”Kırmızı kazaklı topal piç” gülümserdi kötü insanlara. Her tebessümü bir başka güzel, her tebessümü daha büyük gelirdi mahalleliye, çılgına dönerlerdi. Çünkü onlar ne derlerse desinler Ali hep güzeldi, Ali hep gülerdi.