Hepbirlikte oturuyoruz. Keyifli bir akşam sofrası… Herkes birşeyler söylüyor durmadan. Kimin kime hitap ettiği, ne dediği seçilmiyor.Ben hiçbirşey seçemiyorum zaten. Senden başka… Sen ordasın ya!.. Önemli değil gerisi. Masadaki kalabalığın arasında bir yerde kaybolmuş… Ama yine de o kadar çok varsın ki! Kalbimin atışlarında varsın mesela.Yüzüne bakamıyorum bile. Bilmiyorlar çünkü nasıl delice çırpındığını yüreğimin. Anlarlarsa ölürüm ben! Çünkü sen de anlarsın o zaman. Bana çevirirsin gözlerini…. Görürsün. Yüreğimin atışlarını masanın öte ucundan bile duyabilecek kadar okursun yüzümden çaresizliğimi.Bu yüzden hiç bakmıyorum sana. Yüzünü görmüyorum. Ama ordasın ya işte! Varsın ya! Yaşantımda hep varolman için… Görmemeli kimse gözlerimi…Yoksa sen de görürsün. Kalkarsın masadan. Kaybolursun.
yorumlar
Gizli aşk..
mavılıkler bu platonik aşk da sana yakıştı:)
Suiza, çok incesin. Bu yazıda anlattığım türden derin duygular çok nadir hissediliyorlar zamanımızda. Bu yüzden, sözlerini bir övgü olarak kabul ediyorum.Yalnız büyük bir hata yapmışım. “Ben hiçbir seçemiyorum zaten.” değil kesinlikle. Doğrusu, “Ben HİÇBİRŞEY seçemiyorum zaten.” Moderasyona düzeltme için gönderdim yazıyı. Kısa sürede bu garip cümleden kurtulacak yazım. Ben de rahat bir nefes alacağım.
-şey- ayrı..yeniden düzeltme göndermemen için diyorum.
Bu yazıların esbabı mucibesi nedir?moderasyon o cümlenizi düzeltse ne olur düzeltmese!Derin duygular!önce sığlara,boğulmamak için..
Uyarın için teşekkürler Morfik. Benim biraz imla çalışmaya ihtiyacım var galiba. Yaş ilerliyor ne de olsa. Okul bilgilerini tazelemek gerekiyor.Ivandenisoviç, boğulmayalım tabii. Ama boğulmayalım derken çok da sığ sularda kalmayalım bence. Aşırıya kaçmadıkça belli bir derinlikte de boğulmadan yüzebilir insan. Üstelik daha bir keyifle, yüzmenin tadını çıkararak…
mavilikler, inan hiç karışmayayım diyorum ama inan beni zorla saçmalamaya iteceksin. bakış açın bu mu? yaş ilerliyor-okul bilgileri..peh..neyse başarılar dileyelim o zaman. hepbirlik diye kelimemiz de yok hatırlayacaksın.
sizin sorununuz imla çalışmakla geçmez.İmlaya falan takılmayın, bilmeseniz de olur..kanalınızı değiştirin..
Morfik inanlabi derdinmivar di yeolaya farklıbir bakışaçışıgönderiyorum.
çok küçükken hissettiğim duyguları çağrıştırdı. böyle sessiz sedasız sevmek daha mı güzel ne?
Morfik, derdin ne anlamadım. Yazıda ‘hepbirlik’ diye bir kelime geçmiyor. Yaş ilerledikçe okulda öğrendiğimiz kimi bilgileri unutabildiğimizi, bu yüzden öğrenmenin yaşı olmadığını anlatmaya çalışmam sende neden bu kadar büyük bir küçümseme duygusu uyandırdı, anlamadım. Mümkünse yazılarımı bir daha okuyup o çok değerli vaktini harcama. Senin o çok değerli görüşlerin hiç mi hiç ilgilendirmiyor beni. Çok ayrı frekanslardayız çünkü. Senin müzik olarak nitelendirdiğini ben parazit olarak algılıyorum. Bu kadar ayrıyız yani.Ivandenisoviç, hele seninle değil aynı frekans, bulunduğumuz gezegen bile farklı. Kopkoyu bir öfkeyle dolusun. Hiçbirşey göremiyorsun.
Foto güzel,yazuyu okuyamadum .
yaw nasıl geçmiyor mavilikler, Allah allah.
hem de kendi yazdığın yazının en başında.ortaamın ne derdi olacak resmen doğru söylüyor.hep birlikte de ayrı yazılır syn mavi.
‘Hepbirlik’ ile ‘Hepbirlikte’ arasında şöyle bir fark vardır: İkincisi Türkçedir, günlük dilimizde bol bol kullanırız. İlkiyse hiç bir dilde bulunmaz. Ben yazımda Türkçe kelimeler kullandım. Sadece yazıyı ilk gönderişimde acele edip ‘hiçbirşey’ yerine ‘hiçbir’i kullandım yanlışlıkla. Çok geçmeden de düzelttim hatamı. Ayrıca ortağının yorumunu bir kez daha okursan sadece benimle değil kendisiyle de ilgili bir sorunu olduğunu rahatlıkla görebilirsin. Durup dururken büyük bir hırçınlıkla saldırıyor çevresine çünkü.
İkincisi de Hep birlikte olarak ayrı yazılır syn mavi.Günlük dilimizde de kullanılır günlük olmayan dilimizde de ve inanın ikisinde de ayrı yazılır. saygılar.
Mesele ‘hepbirlikte’nin nasıl yazılması gerektiği değil. İmla bilgilerimin eksik olduğunu önceki yorumlarımda belirtmiştim zaten. Benim üzerinde durduğum, ‘üslup’ meselesi. Mesela senin gibi tatlı bir dille, en küçük bir kırıcı ifade kullanmadan da eleştirebilir insan pekala, gördüğü hataları. Ortağınsa, nedenini bilmediğim büyük bir öfkeyi ortalığa kusmak için kullanıyor hataları. Onları düzeltmek gibi bir niyeti yok.
mavilik, bilmiyom banaaffidibile cekmisin?neyse güzelim, kırdıysam özür..hepimiz hatalar yaparız, karıştırdığımız sözcükler olur, dalgın olduğumuz zamanlar var, hatta yenilikler katma düşüncesi de bana uzak değil. fakat, senin yazılarında durum biraz farklı. en başından beri sürekli mavilikler şunlara dikkat et diyoruz, düzeltme yapıyoruz. sen yazı yazmaya çalışıyorsun, elinin altında bilgisayar…önemsemek bu kadar mı zor??bizlere haksızlık olmuyor mu? ardından bu durumdan sıkılmaya başlayınca, ve direk söyleyince psikolojin bozuk diyorsun. haklısın.göz görmeyince gönül katlanır. sana başarılar..söz veriyorum yazılarını okumayacağım ve yorum yapmayacağım.moderasyona da teşekkürleri borç bilirim..
Gizli aşk falan olmaz, ayağına getirip ”Seni seviyorum” dedirteceksin..
Morfik, benim mesele ettiğim, bir hatam konusunda ikaz edilmem değil. Tabii ki hepimiz hata yapabiliriz. Kimse bir diğerinden çok üstün değil. Sonuçta öykü yarışmasına katılmıyoruz burada. Kendimizce birşeyler ifade etmeye, duyguları paylaşmaya çalışıyoruz.Ama sen dünkü bir yorumunda, imla yönünden yaptığım bir hataya parmak basmakla kalmadın ki yalnızca! Okul bilgilerini yenilemek gerektiğinden, yaşımın ilerlediğinden söz ettiğim satırlar hakkında, oldukça kırıcı, hatta küçümseme dolu bir ifade kullanarak yorumda bulundun. Bir anlık kırgınlığın etkisiyle saçmalayıp, hiç hakkım olmadığı halde okumamanı söylediğime takılma sakın. Yazılarımı okuyup okumamak tamamıyla sana kalmış.Ama birşey rica edeceğim senden. Şu yaş meselesi ve bilgileri tazeleme konusunda yaptığın yorumda tam olarak ne demek istediğini biraz açabilir misin? Çünkü gösterdiğin tepkiyi içtenlikle anlamak istiyorum. Kırıcı olduysam özür dilerim senden.
Pillibebekkuyuda, çok haklısın. Yazıda anlattığım ruh hali hiç de sağlıklı değil aslında. Tamam, derin duygular hissetmek çok güzel de. Bu kadar derinlik te fazla. Çünkü duygular bu kadar abartıya kaçınca, duygu olmaktan çıkıyor, eziyet halini alıyor. Belli bir derinliği aşmayalım kısacası. Boğulmayalım!
yazıyı beğendim…
Teşekkürler…