Bu aralar nedense ortalığı bi kasırga gibi silip süpüren insanı kendinden uzaklaştırmayı ve çevresiyle it dalaşına sokan bir ortamın içindeyiz. Hükümetin beceriksiz yönetimine dikkat çekmek istiyorum bir bakıma ama onlar aslında bizi temsil etmiyor,resmi olarak öle olsa bile ben kabul etmiyorum. Onlar sadece ülkemizin kırsal kesimindeki cahil,bilinçsiz,olayların ve gelişmelerin dışında kalan kuru kalabalık insanların seçtikleri kimseler. Ben burda bireysellikten yana olduğumu söylemeye çalışıyorum. Milletin çoğunluğuyla seçilen yanlış kişileri ve kararları kabul etmek zorunda değilim. Hatta biraz ileri gidicem belki ama kendimi ne Türk,ne müslüman,ne solcu, ne de herhangi bir gruba mensup hissetmek istemiyorum. Bunlar insanları birbirine cephe alan ve hiçbir işe yaramayan kalıplardan başka anlam taşımıyor benim için. Ülkemizi değiştiremicez belki ama kendi içimizde büyük değişikler yaratabiliriz. Bozuk düzene sessiz kalmak onlar gibi asalak olmaktır. Gerektiği yerde meydanlarda olmalıyız ama öncelik kendi hayatımız olmalı. Kendi geleceğimizi planlamadan başkasının yarınları için fedekarlık yapmamak lazım diyorum. Biliyorum çok bencilce ama öle bir toplumun içinde yaşıyoruz ki, onların sessiz kalmalarına ve ‘ohh iyi olmuş’ demelerine dayanamıyorum. Yanlışların arasında büyüyüp yanlış bir birey olmak istemiyorum. Hayatımı savaşarak öğrenmek yerine niye huzur içinde geçirmeye hakkımız yok?