Geçtiğimiz hafta eşimin bir işi sebebiyle yolumuz Kıbrıs’a düştü. Kıbrıs’a ilk gidişimdi..Her nedense ötedenberi bu ada alakamı hiç çekmemişti.Kıbrıs sonsuz bir mezbele, sara nöbetine yakalanmış şuursuz talepler içerisinde.Tanzanya havalimanı bile Ercan’dan daha donanımlıdır muhtemelen.Otogar mıdır? Havalimanı mıdır?Adamlar anonsları bile çığırtkanlar gibi yapıyolar. Sordum niye böyle diye, Belli bir saatten sonra görevliler evlerine gidiyorlarmış!Kule görevlileri de yerlerini temizlikçilere bırakırlarsa hiç şaşmam.Kıbrıs’a birileri ifrit tohumları ekmiş, şerrin kaynağı az çok belli ama Kıbrıs halkı da çılgınlık peşinde.. Taleplerine bilimsel yaftalar ekliyorlar. Haklı oldukları bir çok mesele var ama anavatanla göbek bağlarını kopartmak istemeleri ise bana kalırsa kendi kendini tahrip cinnetinden başka bir şey değil..ANA KUCAĞINDAN İNMEK İSTİYORLAR..Evet bilindiği gibi Kıbrıs’ta bir yangın var ve Türkiye bu yangını şairane laflarla söndürmek yerine ifrit tohumlarını tekrar yerin dibine sokacak tedbirleri almak zorundadır..Ada ekonomisi tipik bir “küçük ada ekonomisi” hüviyetinde; Üretim yok denecek kadar az. Talep sınırlı..Çalışanların üçte biri devlet memuru imiş.Çalışma saatleri neredeyse part-time.İnsanlar uyuşuk ve tembellik seviyesinde..Bilinen şeyler.Beni hayrete düşüren asıl şey adada ki,tatil yoğunluğu; Tatill günleri o kadar çok ki, kandiller de bile tatil yapıyorlarmış, iyi mi?Kıbrıs halkı aklını başına almalı, diğer ada modellerini incelemeli. Aslında yeteri kadar yetişmiş insan kaynağına sahipler ama beyin göçüne de engel olmalılar.Türkiye’nin de yapması gereken çok şey var elbette; Şu ambargo meselesi bir an önce halledilmeli. Bakın, Malta denilen ada, limanlarından ve deniz ticaretinden çok önemli kaynaklar sağlıyor.Kıbrıs bunlardan mahrum çok yazık..Burada iç tüketime yönelik yatırımlar yapılması ekonomik değil, zaten kimsenin niyeti de yok. İhracata dönük hamleler yapılmalı; Katma değeri yüksek “yükte hafif pahada ağır” teknolojiler üretilmeli..Bilgisayar yazılımı, çip, biyo teknolojiler vs.Sular durulmaz ve bu insanlar ana kucağından inmekte kararlı iseler, insinler kaderlerini yaşasınlar..Başıboş deli saldırılara da hazır olsunlar ama sakın bir kere daha “bizi kurtarın” diye de feryat etmesinler..
yorumlar
Adı konmamış çocuk ana kucağından inerse, o çocuğa ne derler, aklıma birşeyler geliyor ama hadi neyse.Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni, Türkiye’den başka tanıyan yok. İlk başta bu durum Türkiye’nin istediği bir durumdu hani. O dönemde Pakistan’ın tanıması bile geri çevirilmişti. Belki ilerleyen süreçte Türkiye’ye ilhakı düşünülmüştü ama şu an itibariyle olmadı.Bugün KKTC vatandaşları uluslararsı platforma ya Türkiye ya da ingiltere pasaportu ile çıkabiliyor. Bu insanların da mağdur oldukları mevzular var ama bu mağduriyeti, Türkiye’ye hakaret ve hatta küfür etme hakkı olarak görmek de yanlıştır ve hatta ihanettir. Hele hele birleşi,k Kıbrıs gibi saçma bir düşünce taşımak da hem geçmişte Kıbrıs için can vermiş insanlara hem de gelecek nesillere karşı ihanettir. Kıbrıs Türkü bu ihaneti Annan planı çerçevesinde yapılan referandumda bir defa sergiledi ama şükür ki adanın diğer yarısı uyanmadı. 1940’lı yıllarda Filistin de bugün ki Kıbrıs Türkü’nün düşüncesi hakimdi. Ama bugün Filistin’de yaşananlar ortada. Kıbrıs’ta geçmişte yaşananlar gelecekte yaşanacakların habercisidir.
KKTC deyince benim aklıma yavru vatan olmasından önce kumarhaneler geliyor ne yazık ki. Bu kumar meselesi bu ülke üzerine çalınmış öyle büyük bir leke ki diğer meseleleri gölgede bırakıyor. Bence Kıbrıs Türkleri ana vatana çatmadan önce kendi şereflerini kurtarsınlar. İnsanlara evlerini, arabalarını sattıran, ocakları söndüren şu kumar meselesini bir halletsinler önce. Çünkü nasıl ki birini ciddiye almak için en azından ona asgari düzeyde de olsa bir saygı duymak gerekirse, aynı durum ülkeler için de geçerli bence. Bu yüzden o ülkenin başındakiler KKTC’yi Las Vegas’a döndüren bu zihniyetten bir an önce kurtarmalılar kendilerini.
Adı konmamış çocuğa ne derler ki?Adsız dersin olur biter di mi?Başkaldırı ve isyan herkesin hakkıdır.Kıbrıs’lının da hakkıdır. Bunu egoist bir hareket gibi görmek doğru olmaz.Belki de kendilerine yeni bir tanrı bulmak ümidi ile başkaldırıyorlar, kim bilir?
74 öncesinde gık diyemeyenler bugün bülbül kesiliyor 🙂 Başkaldırı-isyan bunlar çok farklı şeyler, bugün Kıbrıs Türkleri’nin yaptıklarını açıklamak için bu ifadeler yanıltıcı olur bence. Türkiye bugün Kuzey Kıbrıs’a başının çaresine bak dese, Kıbrıs Türkleri orada birbiri ile çatışır. Ekonomik, siyasi olarak Türkiye’ye kültürel olarak ingiltereye bağlı bir toplumsal yapı var orada. Kendi ayakları üzerinde asla duramaz ki buna ne politik ne de ekonomik gücü yeter. Yapabilecekleri tek şey birleşik Kıbrıs ki bu da Türkiye’ye yapılacak en büyük ihanettir, kendi sonlarını kendileri hazırlarlar.Bir de; orada yapılan eylemleri v.s. masumca bir davranış olarak görmek bence meseleyi küçümsemek olur. Orası kontrolün çok zayıf olduğu bir nokta ve nihayetinde her türlü insanın rahatça girip çıkabileceği ve bir takım şeyler çevirebileceği bir alan. Uzun lafın kısası; önce ‘ülke’ olacaksın ki sonra demokratik ülke olursun.
En Büyük sorunumuz kapıyı açmayı bilmiyoruz… Bakın yol orda diyemiyoruz…
Hboz, abesle iştigal diyorsun yani;Bak arkadaşım herşey şuurla hallolmaz,olmayabilir.bazen abes şuuru yaralar.Başkaldırı gerekebiliröz varlıktan önce gelir, bırakta bunu kıbrıslı düşünsün, yaşayıp görsün.
Kıbrıs sadece Kıbrıslı’nın olsaydı, tamam ne olacaksa Kıbrıslı düşünsün derdik de. Ama gerek 74’de gerekse daha evvelinde verdiğimiz nice Şehid’in onuru söz konusudur bence.74’te harekat sonrasında ambargolardan dolayı Türkiye’nin maruz kaldığı ekonomik ve sosyal krizler pek de unutulur değil. Türkiye o zaman dünyayı karşısında alarak böyle bir girişimde bulundu ve bunu da yasal ve tarihsel haklılığı ile gerçekleştirdi.Bugün için mevcut hükümetin Kıbrıs’ı ab karşısında bir koz olarak görmesi ve her an vazgeçebileceği izlemini karşı tarafa yansıtması Kıbrıs Türkü’nü rahatsız ediyor. Bu da bir gerçektir. Ama şu da bir muhakkaktır ki; Kıbrıs Türkü’nü ‘insani’ açıdan düşünecek ve gerektiğinde her türlü cefayı göz alacak tek toplum da Türkiye’dir. Kıbrıs Türkü bunu görmezden gelmemelidir.
“topla git anılarını” diyorlardır belki de..
Moderasyon departmanına,Sevgili winmaker kardeşim. Bu kaçıncı hata anlamaıyorum dalga mı geçiyorsun milletle?Azıcık kendimizi nadasa çektik, kırk yılda bişiler karalıyoruz onu da doğru dürüst yayımlamıyorsunuz.Şu yazıyı düzeltme yapıp yolladım.Neden son şeklini yayımlamıyorsun? Yarın da diğerini yayımlarsın mükerrer olur sen de rahat edersin biz de di mi?
Hakikat şu ki arkadaşlar ne Kıbrıslı Türkler Türkiyeden kurtulmak istiyor nede türkiye kıbrısdan aslında işbirlikci yerli yabancılar yada emperyalizmin uşakları Şu yazımda da belirttiğim gibi böl parçala yut taktiğini uygulamaya çalışıyorlar…Bence Türkiye yavruyu salıvermeli kendi haline ve başına bir şey gelmediği sürece müdahele etmemeli ki yavru düşmanlrı ile dostlarını ayırt etsin hatırlayın RAUF DENKTAŞ (her şeye rağmen dava adamı) Cumhur başkanı iken TALAT onun yanlış yaptığını sanıyordu, sonra durumu gördü ve anladıki Rum MEAZLİM dir. Ve topuğunun üzerine geri döndü gördü sadece rum değil avrupa mezalimdir. Çünkü verdiği sözü tutamıyacak kadar kalleştir.Onun için çocuğu salmalı ama düşürmemelidir. onlarda haklıdır ekonomik yönden sıkıntılıdır. zordur ama bu zoru Türkiyenin yapmadığını anlamalrı için genişlik demokrasi vs olmalıdır. en azından seçimle gelmişin yetkisi validen daha üstün olmalı ama ana vatandan onay almayı bilmelir. Ve bilmelidirki ana vatan olmasa onu bir yudum suda boğarlar.
Ana, cocugunu sımartırsa olacagı bu, şimdi indirmesin, fırlatsın da, cocuk görsün gününü..
Sayın arkadaşlar, yorumlarınızı okudum ve hepinizin gözden kaçırdığı önemli bir ayrıntıyı atladığınızı fark ettin. Türkiyenin güvenliği… Kıbrıs adasını hakimiyeti altına alan, Akdenize hakim olur. Bu yüzden Kıbrıs üzerine oynanan oyunlar uluslar arası boyuttadır. Türkiyenin güney sahillerinin güvenliği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine, yani Türk askerlerine emanettir. Türkiye kıbrıs’ı asla gözden çıkaramaz. Bu yüzden orada Türk askerleri görev yapmaktadır.
tesadüfen bu haftasonu bende kıbrıstaydım. yazıyla çakışması hoş oldu. sanki üzerlerine ölü toprağı serpilmiş. nasıl miskin bir memleket havası oluştu gözümde. siesta filan da yapıyorlarmış. oh dedim hayat budur işte.herhalde objektif bakmaları beklenemez ama o nasıl bir milliyetçilikti. konuştuğumuz bazı insanlar ”dabansızlar, köpekler” filan diye bahsediyordu rum halkından.kumarhane olayını da ayrıca sevdik. töbe töbe yareppim.
kıbrısta müşterilerimiz var, yazın bankalar yanlış hatırlamıyorsam 2de kapanıyor. çok düşündüm kıbrısa yerleşmeyi, tabii bunu öğrendikten sonra. 2de mesai mi biter