lambanın ışığı vuruyor odamın camına,süzülürken gece bulutların arasından odama, cam kıskanıyor özgür ruhunu bulutun ve katılaşmış bedenine dar gelip çatlıyor,öylece uyuyorum, hırsız giriyor, ben ölüyorum…
lambanın ışığı vuruyor odamın camına,süzülürken gece bulutların arasından odama, cam kıskanıyor özgür ruhunu bulutun ve katılaşmış bedenine dar gelip çatlıyor,öylece uyuyorum, hırsız giriyor, ben ölüyorum…
yorumlar
Darjjj nerelerdesin kuzum???
bu ne beh!!Allah korusun aman diyim tahtaya vur.
Size güzel bir haberim var ; Sahinden arkadaşımız evlenmişşşşşşşşş………..
her yazı gerçek olamaz değil mi? Hissettiklerini yazmış olamaz mı?Hem gerçek olsa yazıyı yazamaz dı değilmi?:))
Kel bazı yörelerde, kötü, sevilmeyen,istenmeyen, beceriksiz anlamlarında kullanılırmış. Burada ölümle mi eşleşmiş oluyor acaba? Yoksa başka bir durumu mu anlatıyor?
Ölmemem gerekiyor ama beni öldürüyorsun yeter diyor bence…….
Hiçbirşey için “BENİMDİR” deme, sadece de ki; “YANIMDADIR” Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder… DAİMA SENİNLE KALMAZ .”bu da günün sözü olsun….
saçma mı ! yok daha neler..tebrikler.
ciddi ciddi kel alaka 🙂
ne rüya, ne gerçek, ne birisine ithafen..işte son yorum doğru . ne alaka? nerden çıktı şimdi benimle ve yazdıklarımla alakası olmayan bu salak yazı? dün bunalımdaydım sanırım..ana bu arada gönder butonunun üstündeki uyarı yazısında ‘kel ‘ örneği verilmiş. işte buna çok güldüm 🙂
yazı böle bişi işte. insan ne yazdığını kendi bile anlayamayabiliyor. o an ömürden eksilip gidince, kayıttan düşülüyor. ve sen bir başkası oluyorsun.
Allah’ın emir ve kazası olmadıkça hiç bir kimseye ölmek yoktur. O, vadesiyle yazılmış bir yazıdır” (Âl-i İmran, 145)Allah Teâlâ’nın izni ve iradesi olmaksızın hiçbir kimsenin ölmesi ihtimali yoktur. Gerek döşekte olsun, gerek öldürmekle olsun, mutlak ölüm böyle olunca, Allah’ın iradesi erişmeden ne düşmanın saldırısıyla, ne de kendi arzusuyla kimse ölmez. Allah’ın izniyle ölüm ise tayin edilmiş bir şekilde yazılır. Yani Allah katında bilinen bir vakit ile takdir edilmiştir ki; ne ileri gider, ne geri kalır. Bir insan, gerçekte nasıl bir şekilde ölecekse öyle ölür. Ve onun dünyada iki ömrü yoktur. Şu halde iki eceli de yoktur.Bazı kimseler ecel-i müsemmâ (eceliyle gelen, normal ölüm) ve ecel-i kaza (kaza ile gelen ölüm) diye iki ecel tasavvur ederler. Ve, “Zavallı eceligelmeden kazaya uğradı.” derler. Bilmezler ki, olay ne ise ömür, ecel odur. Ve o kimsenin Allah katında bilinen vakti ondan ibarettir. Bundan başkası gerçekten değil, zâtî ve aklî imkan üzerine kurulmuş varsayımlar ve ihtimallerdir. Herkesin gerçekte ömrünün, ecelinin birliği, inkâr imkanı bulunmayan apaçık bir gerçek olduğu halde, birtakım kimselerin bunu karmaşık bir mesele imiş gibi “ecel bir mi, iki mi?” diyekonuşmaya kalkışmaları, konuyu kavrayamamalarından doğar. Evet, kaderin sırrı belli olmaz ve yaşayan bir kimsenin ne vakit ve ne şekilde öleceğini de Allah’tan başka kimse bilmez. İlâhî kanunda ölümün sebepleri olarak tanınmış birçok şeyler de vardır. İnsan, ecelinin ne olduğunu bilmediği için bunlardan sakınmalıdır. Ve fakat muhakkak şu bilinmelidir ki bu sakınma ne ilâhî iradeyi değiştirir, ne de Allahkatında bilinen ve takdir edilmiş olan eceli değiştirir.
Anladık hz.Gazikayhan fetullah amca oralardamı?
Kardeşim aşagıladığını zannettiğin adam da allahın bir kuludur tıpkı senin gibi benim gibi. Kardeşim ömründe, tek bir kelimenle üç beş kişiyi biraraya getirmeyi denedinmi hiç??? Hangi bilginle hangi fikri zaviyenle bir zat’ı aşağılama hakkını kendinde buluyorsun? En azından hürmetini beklemekten ziyade aşağılamana ne diyeceğimi bilemiyorum. Tek diyeceğim allahın inayetini dilemekten başka bir şey olamaz Yaradan ıslah etsin kardeşim.
Yaradan herkesi ıslah etsin.Yaradanın bana verdiği akıl ve yürekle,çevremdeki yüzlerce insanı bir araya getirdim.Ve bunu yaparken dini alet etmedim,timsah gözyaşları dökmedim.Ayrıca siz kim oluyorsunuzda beni aşağılayabiliyorsunuz.Sizin benim hakkımda hiç bir bilginiz yok,ama ben ZAT diye nitelendirdiğiniz şovmene ait pek çok şey biliyorum,üstelik benim bildiklerimi herkes biliyor.Yapmayın,bu yaratıklara ZAT demeyin,ALLAHın gücüne gider.İnaçlı olmanıza saygı duyarım,bu heriflere kulluk ederde körü körüne taparsanız,sizi esefle kınarım. Silkelenin ve bu heriflerin avukatlığını yapmayın canım kardeşim yapmayın.
Haşa kardeşim sizi aşağılamak ne haddime böyle bir mana çıkarttıysanız affınıza sığınırım..Taassup her ülkede olur ve şimdiye kadar da çok olmuştur. Mesela batı, demokrasi, cumhuriyet filan deriz. Demokrasi, cumhuriyet, vicdan hürriyetine, insan haklarına saygı idarelerde belki olmuştur. Böyle kabul edenler vardır da, fakat damarlarında dünden bugüne devam edegelen bir taassup da vardır. Bu toplumların böyle olduklarını hesaba katarak münasebetlerinizi ona göre sürdürmeniz lazım. Bunları böyle kabul edeceksiniz, kabul edip de hakaretlerine, tezyiflerine, tahkirlerine sükut mu edeceksiniz? Hayır… Buna benzer olaraka da, siz bana taassubdan sıyrılın diyorsunuz ama siz de bir gerçeği görmezden gelmemi istemekle aynı taassubun içinde olmuyor musunuz? Kusura bakmayın ama ben sizleri cenab-ı hakka havale ediyorum..