Kedimizi, hayvan bürosuna teslim etmeden önce, eşimin arkadaşı aramıştı o gün.Hararetli bir telefon konuşmasından sonra açıklama yapmak için yanıma geldi..Bir arkadaşının kedisever bir kız arkadaşı olduğunu, hayvan bürosuna teslim etmekten vazgeçtiğini söyledi..Benim için hiç problem değildi, önemli olan bir an önce gitmesi, kısacası ondan kurtulmamdı..Tam evimizin önünde siyah bir jeep durdu..İçinden bir kadın indi..Ve kapıya doğru yöneldi..- Merhaba kedinizi almaya hazırım..Bizim mendeburu kucağına aldı..Kadının güzelliği karşısında eşim belli etmese de biraz tutulmuştu sanki..Hemen lafa atladım, ”Onu çok seveceksiniz”. Kadın ”ona şüphe yok, ben her hayvanı severim” dedi..Kadın o kadar sevgi dolu, öyle kendinden emindi ki, eşimle konuşurken, arada burnunu çekiyor, ”Sizin ne gibi duygular içerisinde olduğunuzu hissedebiliyorum” diyordu..Kadının hassaslığı karşısında kendimi ”hissiz bir dana” gibi hissettim..Eşimin gözleri dolmuş bir şekilde, ”küçüklüğünden beri benimle beraber hatta bir ara trafik kazası geçirdiğinde onu 3 ay boyunca hastaneye taşıdım” dedi..Bu insanlar anormal miydi, yoksa ben de mi bir tuhaflık vardı..Ülkemde insana bile verilmeyen değer, bu üzerime atlayan, çantalarımı pisleten, beni erkenden uyandıran şımarık kediye veriliyordu..Kadın hafifçe, eşime dokundu, neredeyse birbirlerine sarılıp hüngür hüngür, ağlayacaklardı..”Telefon numaramı biliyorsunuz, beni, kedinizi özledikçe arayabilir, istediğiniz zaman gelebilirsiniz, zaten yalnız yaşıyorum böylece ben de yeni bir dost kazanmış olurum”, dedi..Öylece kalmıştım, hem yeni bir dost kazanmak isteyen de kimdi ki..Eşim oldukça rahatlamış bir şekilde, gülümseyip,-Umarım mutlusundur, kedimiz iyi bir aile edindi artık, sevgi dolu hassas, nazik, hem istediğimiz şekilde görebileceğimizi söyledi..dediVe kadının cep telefonunu, kendi telefonuna kayıt etti..Mendebur giderken, sinsi sinsi gülümsüyordu yine..Mutlu muydum, sen söyle kedinin laneti üstüne olsun diyen, Harlemsaray :((