Bu yazı, Astral’ın Kedi Günlüğü yazısına bir naziredir. Aşk konulu yazıları ile rekabet edemeyeceğim için bu yazı ile aşık atmayı yeğledim.

18 Ekim’den takribi 63-68 güne önce:
İki azgın kedi (Pisican -m- ve Nazlıcan -f-) evde bir kanepe altı veya yakaladıkları uygun bir bölgede (esasen gayet aleni), bilemediğimiz bir anda aşk yaşamaktalar.

18 Ekim:
16:00 –Ayarladığım özel yere rağmen anne Nazlıcan doğumunu yatağımda gerçekleştirmeye başladı. (bunun bir çeşit öç alma olduğunu daha sonra öğreniyorum) 17:30 itibariyle +5 nüfus (toplamda 7) kedi popülasyonu ile evde demokratik çoğunluğu ele geçirdiler. İlk seçimde evde grev hakkını onaylattılar ama biz lokavt hakkını kabul ettiremedik.Geliş sıralarıyla: 1- Endırsın -m- (sarışın yakışıklı) 2- Johnny Depp -m- (tekgöz {yeşil-mavi gözlü} beyaz delikanlı) 3- Pakize -f- (süslü feminen) 4- Rahşan -f- (nazlı dişi) 5- Miranda Camila Amarissa de la Miguel -f- (seksi beyaz Latin)Çankaya Nüfus idaresi nüfus kayıtlarını yapmıyor. Çaresiz, eve dönüyoruz.

19 Ekim:
Yavruları ve anneyi yuvalarında ara ara inceliyorum. Anne benim yavrularına dokunmama müsaade ediyor ama baba kedi Pisican’ın yaklaşmasına izin vermiyor. Baba ise kaçamaklar yaparak meraklı bakışlarla bu yeni yetme mahlûkatın ne idüğünü çözmeye çalışıyor. Zaman zaman pençe yiyor.Bu arada annenin beyaz, kendisinin ise siyah-beyaz olduğunu Pisican’a söylüyorum. O halde bu 4 beyaz veletin yanındaki sarı kedi de ne ola diyorum. Bir erkek olduğum için erkek dayanışması ile bize süt getiren sütçünün sarı erkek kedisini takibe almasını salık veriyorum. Çünkü bu saatten sonra evimde boynuzlu bir erkek kedi görmeye tahammülüm olmaz. Zaten dişleri ve pençeleri bile gayet canımı yakmaya yetiyor.Ona peder karikatürünü gösteriyorum. “OK ahbap” şeklinde kafa sallayıp avcuma bir beşlik çakıyor.

20 Ekim:
Yavruların gözler kapalı. Ancak söylendiği üzere tüysüz ve sıçan gibi değiller. Minik, büzüşük kulakları ile daha çok bir ‘ara cins hayvan’a benzetiyorum. Bu arada dominant karakterler ilk günlerden kendilerini belli ediyor. Endırsın ve Johnny Depp görmeyen gözlerine rağmen diğer rakip kardeşlerini her seferinde hedefledikleri memeden uzaklaştırıyorlar. Minik patileri ile kız kavgası benzeri dövüşle meme savaşında genelde baskın çıkıyorlar. (erkeklerin her daim üstün mahluklar olduğunu burada da ileriki günlerde fark ediyorum– yada barbar diye de nitelendirebilirsiniz cinsiyetinize göre)Gece ise sırtımın ardında viyaklamalar duyuyorum. Uyku mahmurluğu ile elimi arkaya atıyorum. Bir çift yavruya değiyorum. Ve anne diğerlerini de yatağıma taşımaya devam ediyor. Bu hareketinin çok ayıp olduğunu söylüyorum. Yerlerine bırakıyorum. Sabaha kadar bu hareketi 2 kez daha tekrar ediyor. Sonradan yavrularının yerini güvenli bulmadığımı anlıyorum. Sabah yeni yer ayarlamam lazım.21-25 Ekim:
İlk Haftalarını doldurdular. Hala gözler kapalı. Emekleyerek annenin memelerini arıyorlar. Sürekli emiyor ve uyuyorlar. Miskin anne yavrularının doğumu ile muazzam derecede fedakâr bir canlıya dönüşmüş durumda. Normalde yediği kurumamasının 3 katını yemekle birlikte daha önce hiç yapmadığı üzere bizim yemeklerimizden de yemek istiyor. Süt yapacak her türlü gıdaya ulaşmak için çabalıyor. Şefkat ve merhamet duygusunun ne muazzam bir güç olduğunu bu mahlukat üzerinde tekrar idrak ediyorum.28 Ekim:
Johnny’nin sağ gözü pörtledi. Fakat gözler sulanmış ve bulanık gibi. Ve de söylendiği gibi gözler lacivert renkte.29 Ekim:Endırsın’ın da tek gözü pörtledi. Müstakbel sahibi pörtlek gözlü ilk resimlerini görünce heyecanlanıyor. Johnny’nin ise diğer gözü de açılıyor.

30-31 Ekim:
Diğer kardeşlerin de gözleri açılmaya başlıyor. Bu arada anne artık babaya da güvenmeye başlamış durumda. Baba Pisican artık bebelerini meraklı bakışlarla inceliyor. Yanlarına sokulabiliyor. Dayak yemiyor.1 Kasım:
2 Haftalarını doldurdular. Artık daha belirgin hareketler etmekteler. Gözleri sanırım artık çevreyi algılamaya başlıyor. Emeklemeleri ve hareketlilikleri artmış durumda.Bu arada baba ilk kıskanma işaretlerini veriyor. Maalesef anlamıyorum. Evin asıl sahibi kendisi iken bu lohusa kadın ve sabilerin tüm ilgiyi üzerlerinde toplamaları haksızlık.8 Kasım:
3. Haftalarını doldurdular. Artık kutudan çıkıp odayı keşfetmeye başladılar. Fakat yine de hala bacaklarının üstünde dik yürüyemiyorlar. Biraz daha güçlü emekleyerek oda turları yapmaya başladılar. Babada kıskanma davranışları ise artıyor. Bu davranışlar karı-koca kavgaları şeklinde tezahür ediyor. Sanırım annenin süt yapması için sürekli önüne koyduğumuz mamalardan baba daha çok nasipleniyor, hızla kilo alıyor ve arpası fazla gelmeye başlıyor.15 Kasım:
4. Haftalarını doldurdular. Yeme ve uyku yanında, günlük yürüyüş adetleri de başlamış durumda. Artık ayaklarının üstünde dik durarak yürümeye başladılar. Bugün ay devriyesi partisi düzenliyoruz. Grup tarafından hala benimsenmiş olmadığımı hissediyorum. Ama çaktırmıyorum. Zamanla taraflarınca benimseneceğime adım gibi eminim.

22 Kasım:
5. Hafta. Artık yürürken her adımımda dikkatli olmam gerekiyor. İlk deparlarını atma denemeleri başladı. Paytak paytak yürürken birden koşmaya çalışıyorlar. Bacak kasları henüz hala gelişmiş olmadığı için zorlanıyorlar. Frenlenmekte güçlük çekiyorlar. Ama bu halleriyle müthiş şirinler. Bu arada karı-koca kavgasında araya girdiğim için kendisini ormanın kralı gören şımarık bitirim kedim tarafından artık düşman belleniyorum. Anne ile birlikte bana da uğultulu seslerle tepki koymaya başladı. Durum kötü.Bu arada, terliğimi oyun parkı gördükleri için belleklerine ilk kazınan koku benim ayak kokum olsa gerek. Bu yüzden sürekli ayaklarımla ilgililer. Artık ayaklarımın üzerinde güreş yapma adetleri başladığından, pofuduk tavşanlı terliğimi giymemeye başladım. Ayaklarım sürekli bir grup kedi tarafından kaplanmış halde.27 Kasım:
Bugün Kurban bayramı. Bir Müslüman olduğum, satanist olmadığım için kedi kesme ritüeline de sahip olmadığımızdan dolayı çok şanslı olduklarını anlattım. 5 çift göz bana şaşkınlıkla ablak ablak baktı. Sanırım dini inanç yapımdan dolayı bana sıcak bakıyorlar ve sempati duyuyorlar. Her kişinin kendi inançları dolayısıyla yekdiğerine müdahale etmemesini makul bulduklarını gözlemliyorum. Dinsel liberalizmi beyinlerine henüz yavruyken zerkettiğim için kendimle gurur duydum bugün.29 Kasım:
Baba Pisican önce karısıyla, sonra benimle ciddi bir kavgaya girişiyor. Sabah ise ilk bulduğu fırsatta evi terk edip gidiyor.Kardeşim! 2009 yılına geldik, millet fezaya füze yolluyor, bu erkekler hala bu gibi durumlarda delikanlı gibi çözüm üretme yollarını bulmayı öğrenemediler gitti. Yaptığını yakıştırmıyorum. Ama elden bir şey gelmiyor. Asi ruhlu da olsa kendisini bu haliyle seviyoruz. Tabiatı gereği kimseye eyvallahı olmayan dediğim dedik fıtratlarıyla kendimize yakın görüyoruz. Ama gitmesine de engel olamıyoruz. Böylece tarihe bir not düşüyoruz:PİSİCANEkim 2008- Kasım 2009Seni hep sevgiyle anacağız…

Yavrular ise babaları gibi haşarı olmaya başladılar. Artık odadan dışarı kaçıyorlar. Korku ve merak dolu gözlerle evin diğer odalarını ve bölümlerini keşfetme kaçamakları yapıyorlar. Bir yandan da tırmanmacılık sporlarına kaydoldular. Artık gece uyurken yatağıma tırmanıp yorganımın altına sokulmuş tüylü yaratıklara dokunarak yerlerine götürüyorum. Sanırım bu artık böyle sürecek. Ama kütle olarak hayatları açısından riskli bir mahlûk olduğumu da bilmelerini istiyorum. Babaları gibi asiler, beni ipledikleri yok. Ne halleri varsa, bir gün altımda kaldıklarında görürler!6 Aralık:
7. hafta da bitti. Artık perdelere tırmanmaya da başladılar. Pakize kucağımda uyuyor hep. Miranda Camila Amarissa de la Miguel de kız kardeşinden alışıp kucağımda uyumayı seçmeye başladı.

12 Aralık:
Bu hafta sonu 8. haftalarını bitirecekler. 2. ay devriyesi partilerinde onlardan kaçmam lazım. Artık dışlanmadığımı görsem de uzaklaşma zamanının geldiğini anlıyorum.Karar verdim. Dünya turuna çıkıyorum.150 Günde Devri Alem!Görüşmek üzere…http://www.youtube.com/watch?v=TOrfavnbTfoDailymotion