Hep böyle oluyordu. Ne zaman tesadüfen başbaşa kalsalar, yanlarında birileri olduğunda bitmek bilmeyen sözcükler bir anda tükeniveriyordu sanki.Az önce masalarında diğer arkadaşları da varken, saçmalamaktan zerre kadar korkmadan, aklına geleni söylüyordu oysa. Topluluğun bir parçası olmak, sadece kendisi olmaktan çok daha az sorumluluk gerektiriyordu ne de olsa. Yersiz bir gülüş ya da saçma bir espri, kendi kişiliğini temsil eden şeyler haline gelmiyordu.”Birazdan kalkarım.” diye yatıştırmaya çalıyordu kendini. Şu kahveyi bitirmeden önce, gitmek için iyi bir bahane bulmalıydı.”Bir şey sorabilir miyim?”Genç kız büyük bir şaşkınlıkla karşısında oturan erkeğe baktı. Ne sorabilirdi ki kendisine? Şimdiye dek bir kez bile gerçek bir soru yöneltmemişlerdi birbirlerine. Soru cümleleri ve diğer tüm cümleler hep öylesine kurulmuştu. İşte bu yüzden genç kız, öylesine sorulmayacağı çok belli olan bu soruyu son derece merak ediyordu.”Tabii ki sorabilirsin.” dedi ve sabırsızlıkla beklemeye başladı.”Öyleyse soruyorum: Neden görünür olmaktan bu kadar korkuyorsun?”Genç kız ne diyeceğini bilemez halde bakakaldı karşısındaki erkeğe. Yeterince iyi saklandığını düşünüp de hiç ummadığı bir anda sobelenen küçük bir kız gibi hissediyordu kendini. Yakalanmıştı demek! Bir parçası saklandığı yerden görünmüştü. Öyleyse saklanmasına da gerek yoktu.”Yeterince görünüyorum bence.” dedi şakaya vurmaya çalışarak. “Gözlerin hiç de bir boşluğa bakar gibi bakmıyor.””Bence elinde olsa senin yerinde bir boşluk olmasını tercih ederdin. Tekbaşına kalmak bu kadar zor mu sence?””Neden zor olsun ki?!” dedi genç kız son bir çırpınışla. “Başkalarıyla birlikteyken de yine aynı insan değil miyim?””Kalabalıktan biri olmakla tekbaşına var olmak son derece farklı şeyler… Bazıları için sorduğun sorunun cevabı kesinlikle ‘evet’tir. Ama senin için değil… Bazıları kalabalıklarda da tekbaşına var olmaya devam ederler. Ama senin gibiler o kalabalıklarda var olmak yerine kaybolmayı seçerler. Görünmemeyi… İşte bu yüzden şimdi karşımda tir tir titriyorsun ya böyle. Saklandığın yerden çıkmak zorunda kaldın çünkü.”Genç kız sınırsız bir utançla garip bir rahatlama duygusunu aynı anda tatmanın şaşkınlığını yaşıyor, karşısındaki erkek konuştukça aslında hiçbir zaman saklanamadığını çok daha iyi anlıyordu. Gerçekten görmek isteyen gözler en kuytu köşede bile buluyorlardı insanı.O gözlerden bir çifti de karşısındaydı şimdi. Büyük bir dikkatle yüzüne bakıyordu. “Hala saklanıyorsun.” dercesine… “Ama ben hep görmek istiyorum seni. Bu yüzden de bir daha asla izin vermeyeceğim kaybolmana. Nereye saklanırsan saklan, bulacağım seni o kalabalıkta. ‘Sobe!’ diyeceğim.”