mutfagim, apartman bo$lugu denilen gereksiz ve gotik i$iklandirmali bolgeye bakiyor. pencerenin hemen yaninda, 90º uzaginda ise bir kom$um var ama daha yuzunu gormedim. anladigim kadariyla heteroseksuel bir cift oturmaktalar…
tabi daha gormedim ya bunlari, artik ondan midir nedir, bir killanmadir aldi goturdu beni. eger biraz kasarsam gorurum onlari ama tabiki de yapacak daha guzel aktivitelerim var.. (du$ununce ilginc gelmedi de degil hani.. hmm..)
neyse, sonuc olarak ben arada bir mutfaga gittigimde haliyle bunlarin camina takiliyo gozum. ama igrenci bi perde var hep camda.. ne bi$ey gosteriyo ne de estetik zevk veriyo. haliyle anlamiyoruz icerde olan biteni. arada bir bir bayanin yemek pi$irdigini zar zor secebiliyorum o kadar.
sonra bi gun kapici geldi, cop falan i$ine giri$icek tabi.. kimmi$ neymi$ sordum biraz.. “abi orda sanatci oturuyomu$. sanatciymi$ adam..”
allah allah. sanat diye tek bi$ey var sanmi$ herhalde.. hangi sanatlarla me$gul onu bile ogrenemeden, bu dumurlu anlarimi firsat bilen kapici kacti.. kucuklukten gelen bir ilgincligimde sanatci denilince aklima hemen ressam kelimesinin gelmesidir. yani muzisyen de sanatci, heykeltra$ da sanatci, tiyatrocuda.. evet onlara sanatci demekle ilgili bir problemim yok… ama sanatci diyince o default degeri ressam olarak doldurmu$ zavalli beynim. ben de icerde tuvaller falan hayal ediyorum hep..
neyse ben gene gecenlerde bi mutfaga girdim baktim pencereden, icerden belli belirsiz bi ses geldi, kar$idan, ve i$ik yakilip sondu bi anda.. allah allah.. hemen beynimin fantastik kismi cali$maya ba$ladi tabi.. direk adam kadinin agzini kapami$ oldurmeye cali$iyo, kadin da bu ke$meke$ icinde mutfaga girmeye cali$iyo, ama adam izin vermiyo falan gibi bi$eyler hayal ettim.. bu arada domates kesmeye devam ettigim icin nerdeyse elimi de kesiyodum ya neyse.. artik boyle bi ali$kanligim daha var. her pencereye baki$imda o perdeyi bir ecinni, ya da eli yuzu kan revan icinde bir kadin sanki perdeyi acivericekmi$, ben bi$eyler gorucekmi$im de, adam beni oldurmeye gelicekmi$ $ahit birakmama acisindan falan gibi hayaller kurmaya ba$ladim ki sormayin..
yakinda anla$ilan mutfaga da giremez olucam sanirim.. tipki icerdeki e$ya odasi gibi.. o da boyle ba$lami$ti.. yava$ yava$ kendi hayallerim mi yoksa ciddi oluyo mu ayirt edemez oluyorum.. hani o adam ve kadin ciksa bi gun kar$ima cigliklarla ko$ucam, bir katil ve zombi gormu$ muamelesi yapicam kendime saniyorum hep.. dur bakalim..
yorumlar
İnsan evde yanlız kalınca etrafındaki herşeyin kurgusunu yapıyor.
Ah, o ses neydi? O ışıkda ne?
Senin komşular tiyatro sanatçı olup, rollerini çalışıyo olabilirler.
Öğrenciyken, hava aydınlanmaya başlayınca, arkadaki evin mutfağının önünde garip sesler çıkarırdık, belki vampir olduğumuzu kurgulamışlardır 🙂
Üç ayrı ahkam, tek ahkamda oldu gibi oldu, karıştı biraz yazı. Hatta bunula dört etti.
ama cok eglenceli anlatmissin. siritarak okudum.
bir hikayemi anlatmaya çalışayım, bakalım olacak mı?.
İzmitte Yahya Kaptan diye bir semt vardır. Bir dönem orada yaşamıştım. İki kişi aynı evi paylaşıyor ve sıksık ta yalnız kalıyordum. Evde bütün lamba anahtarları bel seviyemde. Salon ve mutfağın ortak bir balkonu var. Salondaki koltuğum tv ye bakıyor ve tv nin hemen arkasında da balkonun kapısı var.
Geç bir saatte eve geldiğimde kimseler yoktu ve kurt gibi aç olduğumdan önce mutfağa uğrayıp ocağa tencereyi yerleştirdim. Ocağın çakmağı aksilik yapınca kendi çağmağımı çıkarıp arkamı balkon kapısına doğru vererek eğildim ve ocağı yaktım. sonra üzerimi değiştirdim. yemeği hazırladım vs. Yemek hazır olunca (sanırım makarna idi) tabağımı alıp bir güzel koltuğuma kuruldum. bir iki dakika geçmiş, kolamdan bir yudum çekmişken mutfaktan tık diye bir ses gedi ve aynı anda balkon lambası yandı. Dediğim gibi balkon tam karşımdaydı ve birden lamba yanınca öylece kalakaldım. Bardağı bile dudaklarımdan çekememiştim. bir süre öyle kalakaldım. Mutfak kapısı sokak kapısın yanıbaşındaydı. aynı şekilde salonun kapısı da. Odaya şöyle bir göz gezdirdim ve silah olarak kullanabilecek hiç birşey yoktu. oysa arkadaşımın kol kaslarını güçlendirmekte kullandığı yaylı alet hep koltuğun yanında olurdu. Adama bak! olmayacak zamanda ortalığı toparlamış. Silah olarak kullanabileceğim bir tabak bir de kola bardağım vardı. Neredeyse beş dakika geçmişti ve başka hiç bir ses çıkmayınca iki silahımla beraber mutfağa doğru temkinli adımlarla yaklaştım ve bum.
mutfak bomboştu. bir göz gezidirince hemen farkettim ki balkonun mutfak tarafındaki anahtarı ocağın hemen yanındaydı ve büyük ihtimalle ocağı yakmak için eğildiğimde kalçamla anahtarı yarı konuma getirmiştim. Daha sonrada bir şekilde anahtar kendi kendine açık konuma geçmişti.
Bitti…
olmamis.
git kapilarini cal.. bitsin bu cile:)