Kar insan hayatında önemi bilinir mi tartışılır ama karı mucizelerle dolu şekilleri ile halen keşfedilmeyi bekleyen cisimlerdir. Kar suyun donmuş halidir.

Birbirleriyle gevşek bir şekilde bağlanarak kar tanesini meydana getiren kristaller birbirlerinden o kadar farklı şekillerde oluşurlar ki, hiçbir kar tanesi bir diğerine benzemez. Karlı bir günde sadece bir büyüteçle bile kar tanelerinin birbirlerinden tamamen farklı şekillere sahip olduğunu açıkça görebilirsiniz.

Yeryüzüne birbirinin aynısı olan bir çift kar tanesinin düşme ihtimali oldukça zordur. Şimdi sadece bulunduğunuz yere yılda ne kadar kar tanesinin düştüğünü bir düşünün. Bol kar yağan dağları ve her zaman sıfırın altındaki sıcaklığı ile kutupları bir düşünün. Bütün bunları bir kenara bırakıp bir genelleme yapın ve her yıl dünyaya düşen kar miktarını bir düşünün. Şaşırtıcı olan şudur: Elinizde bir imkanınız olsa ve bütün bu yağan tanelerini biraraya getirip inceleyebilseniz hepsinin birbirlerinden tamamen farklı olduklarını görürsünüz. Bunun nedeni, kar tanelerini meydana getiren su moleküllerinin moleküler özelliği ve kar kristallerinin buna bağlı olarak farklı geometrik yapılarda oluşmalarıdır.Bir kar tanesi küçük bir toz tanesi etrafında oluşmaya başlar. Bu sadece birkaç mikron büyüklüğündedir. Meydana gelen bu mikroskobik şekil altıgendir ve bu yapı buzun kendi yapısından yani suyun moleküler özelliklerinden kaynaklanır. Oluşan bu kristal gitgide büyür ve köşelerinden itibaren küçük kollar oluşmaya başlar. Hava soğudukça bu kolların büyümesi biraz daha hızlanır. Hava değişimlerine maruz kaldıkça, oluşan bu yapı üzerinde kılcal uzantılar gelişir. Kar çevreye savruldukça ve değişik koşullara maruz kaldıkça bu yapılanma devam eder ve her koşula uygun farklı bir özellik kazanmaya başlar. Tek bir kar tanesindeki her kol aynı gelişmeyi yaşadığından bütün kollar birbirine benzer ve son derece kompleks bir yapı meydana gelir. Meydana gelen altıgenle bağlantılı olarak altının katlarına bağlı bir simetri oluşur ve kristal üç boyutlu yapısını kazanmış olur.

Kar taneleri mükemmel geometrik şekilleriyle adeta gökyüzü çiçeklerine benziyor. Bir tanesini bile en dahi mimar dakikalarca uğraşmadan çizemeyeceği halde, Allah milyarlarcasını her saniyede şekillendirip, eşit ağırlıklarda kesip yeryüzüne gönderiyor. İngiliz bilim adamı 24 bin kar tanesi üzerinde yaptığı araştırmada hiçbirisinin birbirine benzemediğini ve hepsinin harikulade motiflerle süslendiğini görüyor ve sonunda şu kanıya varıyor: Dünyanın yaratılışından bu yana yağan kar tanelerinin hiçbirisi birbirine benzemiyor. Yağmur ve kar, fırtınalı havalarda dahi yağarken birbirleriyle çarpışmaz. Eğer çarpışsalar yeryüzüne gelinceye kadar dev kütleler oluşturup bizlere zarar vereceklerdi. Bu da kütlelerinin en hassas terazilerin ölçemeyeceği hassasiyette birbirine eşit olduğunu gösteriyor. Zira birbirinden ağır maddeler düşerken, ağır olanı daha hızlı yol alarak önünde bulunana çarpabilir ve kar tanelerinde de birleşme özelliği olduğundan zararlı kütleler oluşturabilirlerdi.İngiliz bilim adamı, 24.000 kar tanesi üzerinde yaptığı araştırmada hiç birisinin birbirine benzemediğini ve hepsinin hârikulâde motiflerle süslendiğini görüyor ve sonunda şu kanıya varıyor:Dünyanın yaratılışından bu yana yağan kar tanelerinin hiçbirisi birbirine benzemiyor. Yağmakta olan kar tanelerini alıp incelediğimizde yeni yeni şekiller görmek kaçınılmaz. Sanatkârı takdir etmemek ise mümkün değil! Her yarattığını, özellikle insanı, benzeyen özellikler içinde benzemeyen nice farklarla yaratan evrenin muhteşem sanatkârı için, milyarlarca kar kristalini ayrı ayrı güzellikte ve desende Bedî ismiyle, orijinal biçimde yaratmanın hiç de zor olmadığını, günümüz bilimi, görmek isteyen her göze fotoğraflayıp göstermektedir.Orijinal kar kristallerinin bu gizemli ve ihtişamlı özellik ve güzelliklerinin anlaşılmasından sonra, bunların fotoğraflarını çekmek, âdeta bir sanat haline gelmiştir.