Günümüzde yerkürede yaşayan insanlar ekonomik olarak alış veriş dünyasındadırlar. Alış veriş ekonomisi alış satış ekonomisidir aslında. Siz meta almak için uğraşırsanız para vermek zorundasınız. Para vermek için para almak durumundasınız. Para almak için de emek satmak zorundasınız. Hâsılı meta almak için emek satmak zorundasınız. Emeğinizin piyasa değeri neyse o kadar satın alabilirsiniz. Emek gücünüze aylık 250 lira biçiliyorsa emek gücüyle ilgili piyasa değeriniz 250 liradır, 250 liralık tüketim harcaması yapabilirsiniz, yaşayabilirseniz yaşarsınız, yaşayamazsanız ölür gidersiniz… Pazar değeri olan değerinizden başka diğer değerlerin aslında önemi yoktur. Piyasa değeriniz yükseldikçe daha çok tüketim harcaması yaparsınız… Alış satış ekonomisinde her metanın bir piyasa değeri veya pazar fiyatı vardır ve o metaya sahip olmak için de sizin de bir pazar değeriniz/piyasa fiyatınız olmalıdır. Velhasılıkelam sizde metalara sahip olmaya çalışan metalarsınız…***Değer sözü üzerine düşünmekte fayda var… Değer sözü ile ilgili birden çok tanım var.Değer, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde, “Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, kıymet, paha, valör” biçiminde tarif edilmektedir. Bu tanıma göre, metaların parayla ölçülebilen karşılığı metaların değerini oluşturur. Emek gücünün parayla ölçülebilen karşılığı emeğin değerini oluşturur. Emek de bu durumda metalaşmaktadır.Değer, Türk Dil Kurumu’nun (BSTS / Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü 1972) sözlüğünde “1. Mallar arasında gerçekleşen değişim oranı. 2. Bir malın karşılık değeri. 3. Bir nesnenin para ile dile getirilen değişim değeri. 4. Ekonomik değer. 5- Bilirkişilerce bir mala biçilen değer.” biçiminde tarif edilmektedir. Bu durumda metaların bir değişim oranı olacaktır. Metayı almak isteyen emekçinin de değeri de değişim oranıyla hesaplanacaktır.Piyasa değeri, Türk Dil Kurumu’nun iktisat terimleri sözlüğünde “Bir şirketin taşınır değerler borsasındaki hisselerinin değerlerinin toplamı.” Ayrıca “piyasa fiyatı” biçiminde tarif edilmektedir.Piyasa fiyatı, Türk Dil Kurumu’nun iktisat terimleri sözlüğünde “Herhangi bir iktisadi değeri piyasada satın alabilmek için tüketicilerin ödedikleri parasal bedel.” biçiminde tarif edilmektedir. Metaların piyasadan satın alabilmek için verilen parasal bedel metaların piyasa fiyatını meydana getirir.***Alış veriş ekonomisinde insanın kendisi de metadır ve metalaşmaktadır ayrıca insanın yaşaması için gerekli tüketim araçları da metalaşmıştır. Alış veriş ekonomisi nedir? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Alış veriş ekonomisi piyasa ekonomisidir, hür teşebbüs ekonomisidir ve kapitalizmdir. Kapitalizm gelişmesine koşut metalaşmasını arttırmıştır. Metalaşma demek alınıp satılabilir madde haline gelmek demek, fiyatın oluşması demek, miktarın oluşması demek, arz edilebilirlik ve talep edilebilirlik demek… Metalaşmak demek piyasa sürecine girmek demektir. Hâsılı metalaşmak pazarlanabilmek demektir.İnsan piyasa sürecinde talep ve arz edildiği sürece değeri vardır ve bu değeri ödeyene emeğini veya kimi mesleklerde görüldüğü üzere bedenini arz edecektir. Talep ve arz pazar sürecinin kendisidir. Hâsılı insanın değerini veya insana verilen fiyatı kapitalist sistemde pazar belirlemektedir. Fiyat denilen sayısal veri para üzerinde yazılı olduğuna göre para amaç olmakta insan için. Burjuva uygarlığında amaç pazar değerine sahip olmak ve daha çok para kazanmaktır. Zira üst yapıdaki kapitalist sınıf her türlü ürünün ve kendi fabrikasında çalışan emekçi sınıfın pazar değeriyle meşgul olmaktadır ve böylece en fazla para kazanma hedefini sağlamaktadır. Üst yapıdaki sınıf başlangıcından beri piyasada en az değere sahip emekçi ve en çok değeri olan meta ve en çok kar getiren emek ve anamal girdi kullanımıyla ekonomiyi ve uygarlığı şekillendirmektedir.***Böyle bir metalaşma ve fiyat dünyasında insana ait bir niteliği anlatabilecek erdem veya değer ne olacak?Alış veriş dünyasında para amaca dönüşmüşse insanı tanımlayabilecek özelliklerden duygular ne olacak?Arz ve talebe konu olan metalar kapitalist-meta uygarlığında insanın özelliklerden biri olan bilgi edinebilme süreci nasıl olacak?Fiyatı ve pazar değeri olan insanın ve insanın ürettiği metaların dünyasında insanın bilinci nasıl olacak?***Yerkürede mübadeleye ve dolayısıyla mübadelenin gerçekleştiği yer olan piyasaya konu olmayan hasılı alış veriş konusu olan hiçbir şey kalmamış gibidir. Özetle her şey ticarileşmiştir. Mübadeleye konu olan şey metadır. Piyasaya konu olan şey insan da olsa metadır. Özetle alış veriş dünyası meta dünyasıdır. Bütün metaların- böyle bir durumda-değeri de pazarda veya piyasada belirlenecek demektir. Kısaca burjuva uygarlığında ya da kapitalizmde herkesin ve her şeyin bir pazar değeri vardır. Piyasa değeri fiyatla ifade edilirse herkesin ve her şeyin fiyatı vardır. Neden? 1- Kapitalist süreçle birlikte metalaşma süreci hız kazanmıştır ve kar getirisi olacak olan her şey bu metalaşmadan payını almıştır. Metalaşmanın olduğu yerde o ürünü üreten de metadır. 2- Üst yapıdaki kapitalist ekonomik örgütlenme, yaşamın esası olan ekonominin ve bu ekonomik yaşamın da aslını oluşturan iktisadi sistem olarak metaların ve insanların pazar değeriyle ilgilenmektedir.***İnsana ait erdemler veya değerlerde metalaşmadan payını alacaktır. İnsana ait değerler üst yapıyı oluşturan ekonomik yapının ve bu yapıdaki kapitalist ekonomik örgütlenmenin erdem veya değer anlayışına göre şekillenecektir. Bu ekonomik örgütlenmede nicel bir sonuç olan para kazancı tüm insani erdemlerin önüne geçmektedir. Bir insan ne kadar erdemli olursa olsun veya ne kadar değerli bir insan olursa olsun, dâhiyane sanat ürünleri veya felsefi ürünler de oluşturursa oluştursun tüm bunlara verilecek değer pazar değeridir ya da piyasa değeridir. Piyasa veya pazar, değer verirse bir anlam kazanacak ve para kazanma süreci başlamış olacaktır. Velhasıl insanın erdemli veya değerli olmasına gerek yoktur veya böyle insani değere veya insani erdeme sahip olmak için uğraşmamalıdır. Çünkü piyasada insana verilen maddi bir değer vardır. Bu maddi değer fiyatla ve parayla kendini gösterecektir. İnsanların bu sistemde emekçi olsun veya orta sınıf olsun pazar değerleri somut, ölçülebilen bir değeridir ve bu değer sistemin-üst yapıyı oluşturan ekonominin ve bu ekonomideki kapitalist iktisadi düzenin- esas değeridir. Kısaca kapitalist sistemde veya burjuva uygarlığında herkesin ve metalaşan her ürünün maddi veya somut bir pazar değeri vardır. Bu değer fiyatla anlatıldığında, kapitalist sistemde veya burjuva uygarlığında herkesin ve metalaşan her ürünün maddi veya somut bir pazar fiyatı olacaktır.İnsanın duyguları da meta uygarlığında metalaşma sürecinden etkilenecektir. İnsan da saf bir duygu varsa veya insanın çeşitli nitelikteki duyguları da olsa bile metalaşmadan gerekli payı alacaktır. Bu ekonomik örgütlenmede nicel bir sonuç olan para kazancı tüm insani duyguların önüne geçmektedir. Bir insan ne kadar mükemmel duygulara sahip olursa olsun veya ne kadar duyguları mükemmel bir insan olursa olsun, tüm bunlara verilecek değer pazar değeridir ya da piyasa değeridir. Piyasa veya pazar, değer verirse bir anlam kazanacak ve para kazanma süreci başlamış olacaktır. Velhasıl insanın duygulu olmasına gerek yoktur veya böyle insani değere veya insani duyguya sahip olmak için uğraşmamalıdır. Çünkü piyasada insana verilen maddi bir değer vardır. Bu maddi değer fiyatla ve parayla kendini gösterecektir.İnsanın bu sistemde bilgilenmesi de metalaşma sürecine dâhil olacaktır. Paran kadar okuyup, paran kadar öğretim görülecektir. Bilgi metalaşmıştır. Bilgi metalaşınca her türlü bilgi alınıp-satılan kar amacı olan ticarileşen bir mala dönüşecektir. Bu sistemde beşerin bilgisiz olması sistemi işletmeye yarayan unsurlardan olacaktır. Bilgisiz insana bilgi satılacak ve bilginin de piyasa değeri oluşacaktır.İnsan bilinci de bu sistemin işleyişine göre şekillenecektir. İnsan da daha çok kar elde etme güdüsü veya daha fazla kazanma ve daha fazla tüketme güdüsüne göre bilinç kazanacaktır.Uzun lafın kısası, metalaşan her şey kapitalist tarafından olsun, ara sınıf aracılığıyla olsun, emekçi tarafından olsun pazara getirilip değer biçilecek duruma getirilecektir. Artık gün piyasa değerine sahip olma günüdür. Herkes ve her şey pazarlama konusudur. İnsanlığın kendini satılığa çıkardığı zamanda yaşıyoruz.***Kapitalizm doğuşundan itibaren daha fazla tüketim yapılması için üretim yapmıştır. Kapitalizmin oluşturduğu kapitalist uygarlık veya meta uygarlığı veya sınıfsal olarak anlatırsam burjuva uygarlığı tüketim uygarlığıdır. İnsanın tüketmesi için de para kazanması ve gelir elde etmesi bunun için de beden gücünü veya zihin gücünü satması ve pazarlaması gerekir. Başka bir ifadeyle emeğini pazarlaması gerekir ve pazarladığı emeğinden elde ettiği gelirle yaşaması icap edecektir yaşayabilirse… Kapitalist uygarlık insanı üretim ve tüketim çemberinin içine hapsetmiştir. İnsanın, diğer tüm faziletlerinin ve tüm değerinin, piyasa değeri yok ise kazanamaz. İnsani faziletler ve insani değerler pazar değerinin altında kalan değerlerdir. İnsanlar muhakkak bir piyasa değerine sahip oldukları zaman fiyat, para ve hasılı gelir süreci başlıyor. Yüksek gelir elde etmek isteyen insanın yüksek piyasa değeri olan faktörlere gereksinimi vardır. Emekçi sınıf veya emeğinden başka hiçbir satacak üretim girdisi olmayan proleterya daima sayıca çok olup pazar değeri en düşük insan sınıfıdır. Asgari ücret bile bu insanların en temel gereksemelerini karşılamasına bile yanıt vermeyebilir. İnsan bu uygarlık içinde yaşamak için tüketecek… Sınıf atlamak için lüks tüketim yapacak… İnsan bu uygarlığın gelişiminden beri bir metadır. Öyle bir durumdadır ki insan hem tüketim yapan meta ve hem de üretim yapan metadır. İnsana bu uygarlıkta daha doğrusu piyasada bir fiyat biçiliyor. O fiyat kadar da tüketim yapıyor. Piyasa değerin kadar tüketim yapabilirsin. Herkese ve her şeye fiyat biçen bir uygarlıktır oluşturmuştur kapitalizm… Tevatürde tüketim artarsa refah artar deyip mutluluğu tüketimle bağdaştıran akıl mantık zorlayan teorileri de kapitalizmin savunucusu burjuva uygarlığını mutlak doğru zanneden ekonomistleri oluşturmuştur.Kapitalist sistemde tüm insanlık için gerekli olan temel yaşam araçları yerine veya insanın yaşaması için gerekli maddeler yerine az bir kişinin talep edebileceği gereksiz ve israftan başka bir şeyi olmayan doğayı ve ekolojik sınırları zorlayan üretim gerçekleşmektedir. İnsanın yaşaması için gerekli oksijeni bile kirleten her türlü üretim kapitalist sistemde gerçekleşmektedir. Buna karşı bir önlem alınamadığı gibi önlem alınmaması için de her türlü ideolojik manipülasyon yapılmaktadır.