Duruşma sırasının gelmesini bekliyordum . Birden , elimde salladığım kalemin ucunda sallanan , kırmızı ip ile bağlanmış küçük sarı metal , gözüme ilişti. ‘Bunu neden takmışlar buraya Galiba reklam amaçlı ‘ dedim . Sarı altın benzeri bu metale 2 büyük harf yazmışlar . Hemen çıkardım kırmızı iple bağlanmış bu sarı metali. Yanımdaki koltuğa düştü elimden .Tam almak üzereydim ki oraya oturmak isteyen birisi eline aldı onu. Ağzımı açmaya fırsat kalmadan bir başkası geldi , ikisi konuşmaya başladılar . Nedir , ne değildir nerden düşmüştür ? O esnada duruşma yapmakta olan hakimin dikkatini çekti bu durum . Hakim ,-Ne oluyor orada ? dedi.

Galiba altın bulduk , birisi düşürmüş dediler . Tam koptuğum andır . Artık bana konuşma fırsatı gelmediği için değil , gülme krizine girdiğim ve ağzımı kapatıp yüzümü oraya buraya saklamaya çalıştığımdan olaya müdahale edemiyordum . Hakim devamla ,-Getirin bakalım bana onu , diyerek incelemeye başladı sarı metali. Evirdi çevirdi.‘Ahmet Bey’in müvekkili düşürmüştür. Onun küçük çocuğu vardı . ‘ dedi. Gerçekten de bu metal bebeklerin koluna takılacak cinsten isimlik benzeri bir altını andırıyordu.Etrafta Ahmet Bey arandı , tarandı fakat bulunamadı . Bunun üzerine mübaşire , öğleden sonra Ahmet Bey’in bürosunu arayıp durumu bildirmesi talimatı verildi. Hakim önce altın zannettiği metali kürsüye koydu . Sonra ne olur ne olmaz kaybolur diyerek kasaya alınmasını istedi. Tüm bu yaşananların üstüne ,‘O altın değil , ben onu kalemimin başından çıkardım , yan koltuğa düşürdüm ‘ demem olmazdı tabiî . Ama zaten söylemek istesem de krize girdiğim için söyleyemezdim. Siz olsanız farklı mı davranırdınız :)))